Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

5003

Sayfa No: 

535

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

cezâem bimâ kânû ya`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yaptıklarına karşılık olarak verilir.

Diyanet İşleri: 

İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yaptıklarına karşılık.

Şaban Piriş: 

yaptıkları amellere karşılık (verilir).

Edip Yüksel: 

Yapmış olduklarına bir karşılık olarak verilir.

Ali Bulaç: 

Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere (onlara sunulur);

Suat Yıldırım: 

Bütün bunlar dünyada yaptıkları güzel işlere mükâfat olarak verilecek.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

56:23

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yaptıklarına karşılık olarak.

Bekir Sadak: 

56:28

İbni Kesir: 

Yapmakta olduklarına karşılık olarak.

Adem Uğur: 

Yaptıklarına karşılık olarak (verilir).

İskender Ali Mihr: 

Yapmış olduklarının mükâfatı olarak.

Celal Yıldırım: 

(Bütün bunlar) işlediklerinin karşılığı..

Tefhim ul Kuran: 

Yapmakta olduklarına bir karşılık olmak üzere (onlara sunulur)

Fransızca: 

en récompense pour ce qu'ils faisaient.

İspanyolca: 

como retribución a sus obras.

İtalyanca: 

compenso per quel che avranno fatto.

Almanca: 

als Belohnung für das, was sie zu tun pflegten.

Çince: 

那是为了报酬他们的善行。

Hollandaca: 

Dit zal een belooning wezen, voor hetgeen zij zullen hebben verricht.

Rusça: 

Таково воздаяние за то, что они совершали.

Somalice: 

Waana abaalmarin waxay Camalfali jireen (oo wanaag ahaa).

Swahilice: 

Ni malipo kwa waliyo kuwa wakiyatenda.

Uygurca: 

ئۇلار جەننەتتە بىھۇدە ۋە يالغان سۆزلەرنى ئاڭلىمايدۇ، پەقەت «سالام! سالام!» سۆزىنىلا ئاڭلايدۇ

Japonca: 

(これらは)かれらの行いに対する報奨である。

Arapça (Ürdün): 

«جزاءً» مفعول له أو مصدر والعامل المقدر أي جعلنا لهم ما ذكر للجزاء أو جزيناهم «بما كانوا يعملون».

Hintçe: 

ये बदला है उनके (नेक) आमाल का

Tayca: 

ทั้งนี้เป็นการตอบแทนเนื่องจากความดีที่พวกเขากระทำไว้

İbranice: 

כגמול על מעשיהם הטובים

Hırvatça: 

kao nagrada za ono što su činili.

Rumence: 

drept răsplată a faptelor lor.

Transliteration: 

Jazaan bima kanoo yaAAmaloona

Türkçe: 

Yaptıklarına karşılık olarak.

Sahih International: 

As reward for what they used to do.

İngilizce: 

A Reward for the deeds of their past (life).

Azerbaycanca: 

Onlar (bu ne’mətlərə dünyada) etdikləri (yaxşı) əməllər müqabilində nail olacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Yaptıklarına karşılık olarak.

Diyanet Vakfı: 

Yaptıklarına karşılık olarak (verilir).

Erhan Aktaş: 

Yaptıkları iyi şeylere karşılık olarak.

Kral Fahd: 

yaptıklarına karşılık olarak (verilir).

Hasan Basri Çantay: 

(Bunlar mukarreblerin) işledikleri iyi amel (ve hareket) lere bir mükâfat olarak (yapılır).

Muhammed Esed: 

(Hayatta iken) yaptıklarının bir ödülü (olacak bu).

Gültekin Onan: 

Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere (onlara sunulur)

Ali Fikri Yavuz: 

(Bütün bunlar, cennetliklerin) işledikleri amellere mükâfat içindir.

Portekizce: 

Em recompensa por tudo quanto houverem feito.

İsveççe: 

[Sådan är] belöningen för deras handlingar!

Farsça: 

پاداشی است در برابر اعمالی که همواره انجام می دادند.

Kürtçe: 

(ئەم نیعمەتانە) لەپاداشتی ئەو کردەوانەدایە کە ئەنجامیان ئەدا

Özbekçe: 

Булар, қилган амалларнинг мукофотидур.

Malayca: 

(Semuanya itu) sebagai balasan bagi (amal-amal baik) yang mereka telah kerjakan.

Arnavutça: 

shpërblim për atë që kanë punuar.

Bulgarca: 

въздаяние за делата им.

Sırpça: 

као награда за оно што су чинили.

Çekçe: 

odměnou za to, co vykonali na zemi.

Urduca: 

یہ سب کچھ اُن اعمال کی جزا کے طور پر انہیں ملے گا جو وہ دنیا میں کرتے رہے تھے

Tacikçe: 

Ҳама ба мукофоти корҳое, ки мекардаанд.

Tatarca: 

Бу нигъмәтләр кылган гамәлләренең җәзасыдыр.

Endonezyaca: 

Sebagai balasan bagi apa yang telah mereka kerjakan.

Amharca: 

በዚያ ይሠሩት በነበሩት ምክንያት ዋጋ ይኾን ዘንድ (ይህንን አደረግንላቸው)፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் செய்துகொண்டிருந்த அமல்களுக்குக் கூலியாக (இந்த சொர்க்க இன்பங்கள் கொடுக்கப்படுவார்கள்).

Korece: 

이것들은 그들이 행한 것에 대한 보상이라

Vietnamca: 

Một phần thưởng dành cho những việc làm ngoan đạo mà họ đã làm (trên thế gian).