Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

26

Ayet No: 

4761

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû innâ künnâ ḳablü fî ehlinâ müşfiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve diyorlar ki: "Gerçekte biz daha önce (dünya hayatında) âilemiz içinde (âkibetimizden) korkardık".

Diyanet İşleri: 

Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derler ki: Gerçekten de daha önce ehlimizin içinde, ilimizde, yurdumuzda, korku içindeydik biz.

Şaban Piriş: 

Biz, ailemizin yanında, daha önce (Allah'ın azabı hakkında) korku içindeydik, derler.

Edip Yüksel: 

"Daha önce halkımızın arasında çekinirdik," derler,

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip-korkardık."

Suat Yıldırım: 

Biz dünyada, ailemiz içinde iken sonumuzdan endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki Allah bize lütfetti ve bizi, o kavuran ateşten korudu.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

52:25

Yaşar Nuri Öztürk: 

Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk.

Bekir Sadak: 

Bunu onlara akillari mi buyuruyor? Yoksa onlar azgin bir millet midirler?

İbni Kesir: 

Derler ki: Gerçekten biz, bundan önce ailelerimiz arasında korku içindeydik.

Adem Uğur: 

Derler ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

“Gerçekten biz daha önce ailemizle beraberken korkuyorduk.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Derler ki: Hakikat biz bundan önce (Dünya´da) ailemiz içinde korkup endişe duyardık ?

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip korkanlardık.»

Fransızca: 

Ils diront : "Nous vivions au milieu des nôtres dans la crainte [d'Allah];

İspanyolca: 

Dirán: «Antes vivíamos angustiados en medio de nuestra familia.

İtalyanca: 

Diranno: «Vivevamo tra la nostra gente nel timore

Almanca: 

sie sagten: "Gewiß, wir pflegten vorher bei unseren Familien ehrfurcht-erfüllt zu sein,

Çince: 

他们将说:以前我们为自己的家属确是战战兢兢的,

Hollandaca: 

En zij zullen zeggen: Waarlijk wij verkeerden vroeger, te midden van ons gezin, in groote vrees, nopens onzen staat na den dood.

Rusça: 

Они скажут: "Прежде, находясь в кругу своих семей, мы трепещали от страха.

Somalice: 

Waxayna isu dheheen waxaan ahayn horay Adduunkii kuwo ehelkoodii dhexdiisa ku cabsada.

Swahilice: 

Waseme: Tulikuwa zamani pamoja na ahali zetu tukiogopa;

Uygurca: 

ئۇلار ئېيتىدۇ: «بىز ھەقىقەتەن (دۇنيادىكى چاغدا) ئائىلىمىزدە (اﷲ نىڭ ئازابىدىن) قورقاتتۇق

Japonca: 

言っていた。「以前,わたしたちは家族の間にいてもいつも気を遺っていた。

Arapça (Ürdün): 

«قالوا» إيماء إلى علة الوصول «إنا كنا قبل في أهلنا» في الدنيا «مشفقين» خائفين من عذاب الله.

Hintçe: 

(उनमें से कुछ) कहेंगे कि हम इससे पहले अपने घर में (ख़ुदा से बहुत) डरा करते थे

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า แท้จริง แต่ก่อนนี้ (ในโลกดุนยา) พวกเราอยู่กับครอบครัวของเราเป็นผู้มีความวิตกกังวัล

İbranice: 

הם יגידו 'לפני כן, במשפחותינו, היינו מלאים בפחד מהעונש

Hırvatça: 

"Prije smo među svojim porodicama strahovali,

Rumence: 

Vor spune: “Ne temeam mai înainte pentru ai noştri,

Transliteration: 

Qaloo inna kunna qablu fee ahlina mushfiqeena

Türkçe: 

"Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk."

Sahih International: 

They will say, "Indeed, we were previously among our people fearful [of displeasing Allah].

İngilizce: 

They will say: "Aforetime, we were not without fear for the sake of our people.

Azerbaycanca: 

Və (söhbət əsnasında) belə deyəcəklər: “Biz bundan əvvəl (dünyada) ailəmiz içində olarkən (Rəbbimizin əzabından) qorxardıq.

Süleyman Ateş: 

Daha önce biz ailemiz içinde (iken sonumuzdan) korkardık. dediler.

Diyanet Vakfı: 

Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilahi azaptan) korkardık."

Erhan Aktaş: 

“Doğrusu biz, daha önce ailemizden dolayı korkuyorduk.”

Kral Fahd: 

Derler ki: «Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (İlâhî azaptan) korkardık.»

Hasan Basri Çantay: 

(Şöyle) diyerek: «Biz hakıykat bundan evvel (dünyâda) ailelerimiz içinde (aakıbetimizden) korkanlardık».

Muhammed Esed: 

Onlar, "Bakın" diyecekler, "eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah´ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik;

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Şöyle derler: “- Biz, bundan önce ailemizle birlikte (dünyada iken azabdan ve Allah’a isyan etmekten) korkuyorduk.

Portekizce: 

Dirão: Em verdade, antes estávamos temerosos pelos nossos familiares.

İsveççe: 

och säger: "Då vi levde bland de våra kände vi [ofta] en stark oro [vid tanken på Guds straff].

Farsça: 

می گویند: ما پیش تر [در دنیا] در میان کسان خود [از عذاب امروز] ترسان بودیم؛

Kürtçe: 

ئەڵێن: بەڕاستی ئێمە پێشتر لەناو کەس وکارماندا دەترساین (لەسزای دۆزەخ)

Özbekçe: 

Албатта, биз илгари ўз аҳлимиз даврасида У зотдан қўрқувчилардан эдик.

Malayca: 

Mereka berkata: "Sesungguhnya kami dahulu, semasa berada dalam kalangan keluarga kami - selalu merasa cemas takut (daripada berlaku derhaka kepada Allah),

Arnavutça: 

e do të thonë: “Ne, më parë – në familjet tona jemi frikësuar (nga dënimi),

Bulgarca: 

Ще рекат: “Бояхме се [от Аллах] и преди, когато бяхме сред своите роднини.

Sırpça: 

„Пре смо међу својим породицама страховали,

Çekçe: 

řkouce: 'Byli jsme kdysi o rodiny své plni ne klidu úzkostného,

Urduca: 

یہ کہیں گے کہ ہم پہلے اپنے گھر والوں میں ڈرتے ہوئے زندگی بسر کرتے تھے

Tacikçe: 

Мегӯянд: «Пеш аз ин дар миёни касонамон танҳо мо аз Худо метарсидем.

Tatarca: 

Җавап итеп әйтерләр: "Без дөньяда әһелебез арасында Аллаһудан куркып гөнаһлардан сакланадыр идек.

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Sesungguhnya kami dahulu, sewaktu berada di tengah-tengah keluarga kami merasa takut (akan diazab)".

Amharca: 

«እኛ ፊት በቤተሰቦቻችን ውስጥ (ከቅጣት) ፈሪዎች ነበርን» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

(அப்போது) அவர்கள் கூறுவார்கள்: “நிச்சயமாக நாங்கள் இதற்கு முன்னர் (உலகத்தில் வாழ்ந்தபோது) எங்கள் குடும்பங்களில் (அல்லாஹ்வின் தண்டனையை) பயந்தவர்களாகவே இருந்தோம்.

Korece: 

실로 저희는 현세에서 우리 백성들로 인하여 두려워 했나이다라고 대답들 하니라

Vietnamca: 

Họ sẽ nói (với nhau): “Thật vậy, trước đây lúc còn sống với gia đình (trên cõi trần) chúng tôi đã rất sợ (về việc sẽ bị Allah trừng phạt)”.