Arapça:
فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَانَا عَذَابَ السَّمُومِ
Çeviriyazı:
femenne-llâhü `aleynâ veveḳânâ `aẕâbe-ssemûm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah bize lutfetti de bizi (vücûdun) içine işleyen (kavurucu) azabdan korudu.
Diyanet İşleri:
Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken Allah lutfetti bize ve korudu bizi ta iliklere işleyen sam yelinin azabından.
Şaban Piriş:
Allah bize lutfetti de bizi kavurucu azaptan korudu.
Edip Yüksel:
ALLAH bize iyilik etti de bizi içe işleyen azaptan korudu.
Ali Bulaç:
Şimdi Allah, bize lütufta bulundu ve 'hücrelere kadar işleyen kavurucu' azaptan korudu.
Suat Yıldırım:
Biz dünyada, ailemiz içinde iken sonumuzdan endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki Allah bize lütfetti ve bizi, o kavuran ateşten korudu.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(27-28) «Şimdi Allah Teâlâ bizim üzerimize lütuf ve ihsanda bulundu ve bizi o Semûm azabından vâkiye buyurdu. Şüphe yok ki, biz evvelce O´na dua eder olmuştuk. Muhakkak ki o, vaadinde sâdıkdır, çok esirgeyicidir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah bize lütufta bulundu ve bizi o iliklere işleyen azaptan korudu.
Bekir Sadak:
Yahut: «Onu kendi uydurdu» diyorlar oyle mi? Hayir, inanmiyorlar.
İbni Kesir:
Allah
Adem Uğur:
Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu.
İskender Ali Mihr:
Şimdi Allah bizi ni´metlendirdi ve bizi (cehennemin) kavurucu ateşinin azabından korudu.
Celal Yıldırım:
Allah, bize bol lûtufta bulundu da Cehennem´in kavurucu azabından korudu.
Tefhim ul Kuran:
«Şimdi Allah, bize lütufta bulundu ve bizi, ´hücrelere kadar işleyen kavurucu´ azabdan korudu.»
Fransızca:
Puis Allah nous a favorisés et protégés du châtiment du Samum .
İspanyolca:
Alá nos agració y preservó del castigo del viento abrasador.
İtalyanca:
ma Allah ci ha favorito e ci ha protetti del castigo del Soffio Infuocato.
Almanca:
dann erwies ALLAH uns Gnade und schützte uns vor der Peinigung der Gluthitze.
Çince:
但真主已施恩于我们,并使我们得免于毒风的刑罚。
Hollandaca:
Maar God is ons genadig geweest, en heeft ons van de pijn van het brandende vuur verlost.
Rusça:
Аллах же оказал нам милость и уберег нас от мучений знойного ветра (или мучений в Аду).
Somalice:
Eebaase nagu mannaystay (dambi dhaaf), wuxuuna naga dhawray caddibaadda Samuumka (Jahannama).
Swahilice:
Basi Mwenyezi Mungu akatufanyia hisani na akatulinda na adhabu ya upepo wa Moto.
Uygurca:
اﷲ بىزگە مەرھەمەت قىلدى، بىزنى زەھەرلىك ئازابتىن ساقلىدى
Japonca:
だがアッラーは,わたしたちに御恵みを与えられ,熱風の懲罰から御救い下された。
Arapça (Ürdün):
«فمنّ الله علينا» بالمغفرة «ووقانا عذاب السموم» النار لدخولها في المسام وقالوا إيماء أيضا.
Hintçe:
तो ख़ुदा ने हम पर बड़ा एहसान किया और हमको (जहन्नुम की) लौ के अज़ाब से बचा लिया
Tayca:
ดังนั้นอัลลอฮ.ได้ทรงโปรดปรานแก่เราและได้ทรงปกป้องเราให้พ้นจากการลงโทษแห่งลมร้อน
İbranice:
והנה חנן אותנו אלוהים בחסדו ושמר עלינו מפני עונשה של האש הלוהטת
Hırvatça:
pa nam je Allah milost darovao i od patnje u Ognju nas sačuvao.
Rumence:
însă Dumnezeu ne-a oblăduit şi ne-a ferit de osânda vântului arzător.
Transliteration:
Famanna Allahu AAalayna wawaqana AAathaba alssamoomi
Türkçe:
"Allah bize lütufta bulundu ve bizi o iliklere işleyen azaptan korudu."
Sahih International:
So Allah conferred favor upon us and protected us from the punishment of the Scorching Fire.
İngilizce:
But Allah has been good to us, and has delivered us from the Penalty of the Scorching Wind.
Azerbaycanca:
Artıq Allah bizə mərhəmət buyurub (minnət qoyub) bizi cəhənnəm (səmum) əzabından qorudu.
Süleyman Ateş:
Allah bize lutfetti de bizi o delikçiklere işleyen azabdan korudu.
Diyanet Vakfı:
"Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu."
Erhan Aktaş:
“Şimdi, Allah, bizi nimetlendirdi ve bizi kavurucu ateşin azâbından korudu.”
Kral Fahd:
«Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu.»
Hasan Basri Çantay:
«İşte Allah bize (mağfiret ve rahmetini) lûtfetdi. Bizi sâm yeli azabından korudu».
Muhammed Esed:
ve bu durumdayken Allah bizi lütfuyla inayetlendirdi ve (çaresizliğin) yakıcı fırtınalarının azabından bizi korudu.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Artık Allah bize lütûf buyurdu ve bizleri o ateşin azabından korudu.
Portekizce:
Portanto, Deus nos agraciou e nos preservou do tormento do vento abrasador.
İsveççe:
Men Gud har varit god mot oss som skonat oss från den glödheta vindens plåga;
Farsça:
ولی خدا بر ما منت نهاد و ما را از عذاب مرگبار حفظ کرد.
Kürtçe:
ئەوەتە خوا منەتی نا بەسەرماندا وە لەسزای دۆزەخ پاراستینی
Özbekçe:
Бас, Аллоҳ бизга марҳамат қилди ва бизни дўзах азобидан сақлади.
Malayca:
"Maka Allah mengurniakan kami (rahmat dan taufiqNya), serta memelihara kami dari azab neraka.
Arnavutça:
e, Perëndia na ka dhuruar mëshirë dhe na ka ruajtur nga dënimi i rëndë (i frumës helmuese).
Bulgarca:
Но Аллах ни облагодетелства и ни опази от изгарящото мъчение.
Sırpça:
па нам је Аллах даровао милост и сачувао нас од патње у Огњу.
Çekçe:
však Bůh nám milost uštědřil a ochránil nás před trestem vichru ohnivého,
Urduca:
آخر کار اللہ نے ہم پر فضل فرمایا اور ہمیں جھلسا دینے والی ہوا کے عذاب سے بچا لیا
Tacikçe:
Пас Худо бар мо миннат ниҳод ва моро аз азоби самум нигаҳ дошт.
Tatarca:
Аллаһ безгә рәхмәт кылды вә бу дәрәҗәләрне бирде һәм эчке әгъзаларга үткүче ут ґәзабыннан безне саклады.
Endonezyaca:
Maka Allah memberikan karunia kepada kami dan memelihara kami dari azab neraka.
Amharca:
«አላህም በእኛ ላይ ለገሰ፡፡ የመርዛም እሳት ቅጣትንም ጠበቀን፡፡
Tamilce:
ஆக, அல்லாஹ் எங்கள் மீது உபகாரம் புரிந்தான். இன்னும், எங்களை நரகத்தின் தண்டனையை விட்டும் பாதுகாத்தான்.
Korece:
그러나 하나님은 우리에게 은혜를 베푸사 작열하는 열풍의 벌로부터 우리를 구하여 주셨노라
Vietnamca:
“Nhưng Allah đã ban ân cho chúng tôi và đã cứu chúng tôi khỏi sự trừng phạt của Ngọn Lửa thiêu đốt.”
Ayet Linkleri: