Arapça:
فَرَاغَ إِلَىٰ أَهْلِهِ فَجَاءَ بِعِجْلٍ سَمِينٍ
Çeviriyazı:
ferâga ilâ ehlihî fecâe bi`iclin semîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İbrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzağı (eti) getirdi.
Diyanet İşleri:
Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: "Yemez misiniz?" demişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken bir bahaneyle ailesinin yanına gitmişti de bir semiz dana getirmişti.
Şaban Piriş:
Hemen ailesinin yanına gidip, besili bir dana getirmişti.
Edip Yüksel:
Ailesine yöneldi ve sonra semiz bir buzağı ile geldi.
Ali Bulaç:
Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Suat Yıldırım:
Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup “buyurmaz mısınız?” diye ikram etti. [11,69] {KM, Tekvin 18. bölüm}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hemen bir bahane ile ailesinin yanına gitti, derhal semîz bir buzağı ile geldi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.
Bekir Sadak:
(32-34) Elciler: «Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katindan isaretli olarak, asiri gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik» dediler.
İbni Kesir:
Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı ile gelmiş,
Adem Uğur:
Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine (Hz. İbrâhîm) gizlice ailesinin yanına gidip hemen (kızarmış) semiz bir buzağı getirdi.
Celal Yıldırım:
Bir sebep bulup ailesinin yanına giderek (kızartılmış) semiz bir buzağı ile geldi.
Tefhim ul Kuran:
Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Fransızca:
Puis il alla discrètement à sa famille et apporta un veau gras.
İspanyolca:
Se fue discretamente a los suyos y trajo un ternero cebado,
İtalyanca:
Poi andò discretamente dai suoi e tornò con un vitello grasso,
Almanca:
Dann ging er unbemerkt zu seiner Familie, dann kam er mit einem wohlgenährten Kalb,
Çince:
于是他悄悄地走到他的家属那里,拿来一头肥嫩的牛犊,
Hollandaca:
En hij ging heimelijk tot zijn gezin, en bracht een gemest kalf.
Rusça:
Он направился к своей семье с опаской и принес жирного теленка.
Somalice:
Markaasu aaday ehelkiisii lana yimid Dibi shilis (una gawracay).
Swahilice:
Akenda kwa ahali yake na akaja na ndama aliye nona.
Uygurca:
شۇنىڭ بىلەن ئۇ ئاستا ئائىلىسىگە چىقىپ (پىشۇرۇلغان) بىر سېمىز موزاينى ئېلىپ كىرىپ ئۇلارنىڭ ئالدىغا قويۇپ: «يېمەمسىلەر» دېدى
Japonca:
それでかれはそっと家族のところに引き返し,肥えた仔牛(の焼肉)を持って出て,
Arapça (Ürdün):
(فراغ) مال (إلى أهله) سرا (فجاء بعجل سمين) وفي سورة هود "" بعجل حنيذ "" أي مشوي.
Hintçe:
फिर अपने घर जाकर जल्दी से (भुना हुआ) एक मोटा ताज़ा बछड़ा ले आए
Tayca:
แล้วเขาก็รีบเข้าไปหาครอบครัวของเขา แล้วได้นำลูกวัวอ้วน (ซึ่งย่างเสร็จแล้ว)ออกมา
İbranice:
אז הוא פנה במהירות אל אשתו והביא להם עגל מפוטם
Hırvatça:
I on neprimjetno ode ukućanima svojim i donese debelo tele.
Rumence:
El s-a dus apoi pe nesimţite la ai săi şi a adus un viţel gras.
Transliteration:
Faragha ila ahlihi fajaa biAAijlin sameenin
Türkçe:
Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.
Sahih International:
Then he went to his family and came with a fat [roasted] calf
İngilizce:
Then he turned quickly to his household, brought out a fatted calf,
Azerbaycanca:
O (bir bəhanə ilə) ailəsinin yanına getdi və bir buzov (kəsib qızardaraq) gətirdi.
Süleyman Ateş:
(Konuklarına yemek hazırlamak için) gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi.
Diyanet Vakfı:
Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
Erhan Aktaş:
Habersizce ailesine gidip, hemen kızarmış buzağı eti getirdi.
Kral Fahd:
Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
Hasan Basri Çantay:
Hemen (gizlice) ailesine gidib semiz bir dana getirdi de,
Muhammed Esed:
Sonra sessizce evine dönerek semiz bir (kızartılmış) buzağı getirmiş,
Gültekin Onan:
Hemen (onlara) sezdirmeden ehline (ailesine) gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.
Ali Fikri Yavuz:
Hemen bir bahane ile ailesine giderek bir semiz dana (kesib etini) getirdi de,
Portekizce:
E voltou rapidamente para os seus, e trouxe (na volta) um bezerro cevado.
İsveççe:
Efter ett kort samråd med husfolket kom han ut med en [helstekt] gödkalv;
Farsça:
پس به سوی خانواده اش بازگشت و گوساله ای فربه [و بریان شده] آورد.
Kürtçe:
جا خێرا چوو بۆلای خێزانەکەی ئەمجا گوێرەکەیەکی قەڵەوی (بەبرژاوی بۆ) ھێنان
Özbekçe:
Ва аҳлига бориб, (пиширилган) семиз бузоқни келтирди.
Malayca:
Kemudian ia masuk mendapatkan Ahli rumahnya serta dibawanya keluar seekor anak lembu gemuk (yang dipanggang).
Arnavutça:
Dhe, pa u hetuar, ai shkoi te njerëzit e shtëpisë dhe solli viç të majmë (të pjekur),
Bulgarca:
И без да го видят, свърна към своето семейство и дойде с тлъсто [печено] теле,
Sırpça:
И он неприметно оде својим укућанима и донесе дебело теле.
Çekçe:
A k rodině své odešel a tučné tele připravil
Urduca:
پھر وہ چپکے سے اپنے گھر والوں کے پاس گیا، اور ایک موٹا تازہ بچھڑا لا کر
Tacikçe:
Дар ниҳон ва шитобон назди касони худ рафт ва гӯсолаи фарбеҳе овард.
Tatarca:
Ибраһим кунакларга кайда барганын белдермичә, хатыны янына аш хәзерләргә китте, бераз вакыт үткәч, симез бозау итен китерде.
Endonezyaca:
Maka dia pergi dengan diam-diam menemui keluarganya, kemudian dibawanya daging anak sapi gemuk.
Amharca:
ወደ ቤተሰቡም ተዘነበለ፤» ወዲያውም የሰባ ወይፈንን አመጣ፡፡
Tamilce:
ஆக, தனது குடும்பத்தாரிடம் திரும்பிச் சென்று, கொழுத்த காளைக் கன்றை (அறுத்து நெருப்பில் சுட்டு) கொண்டு வந்(து அவர்கள் முன் வைத்)தார்.
Korece:
그때는 재빨리 그의 집안으 로 들어가 살찐 송아지 한마리를 가져와
Vietnamca:
Rồi (Ibrahim) quay vào gặp người nhà. Sau đó, (Ibrahim) mang ra một con bê (nướng) mập béo.
Ayet Linkleri: