Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

51

Sûredeki Ayet No: 

26

Ayet No: 

4701

Sayfa No: 

521

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَرَاغَ إِلَىٰ أَهْلِهِ فَجَاءَ بِعِجْلٍ سَمِينٍ

Çeviriyazı: 

ferâga ilâ ehlihî fecâe bi`iclin semîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İbrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzağı (eti) getirdi.

Diyanet İşleri: 

Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: "Yemez misiniz?" demişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken bir bahaneyle ailesinin yanına gitmişti de bir semiz dana getirmişti.

Şaban Piriş: 

Hemen ailesinin yanına gidip, besili bir dana getirmişti.

Edip Yüksel: 

Ailesine yöneldi ve sonra semiz bir buzağı ile geldi.

Ali Bulaç: 

Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.

Suat Yıldırım: 

Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup “buyurmaz mısınız?” diye ikram etti. [11,69] {KM, Tekvin 18. bölüm}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hemen bir bahane ile ailesinin yanına gitti, derhal semîz bir buzağı ile geldi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.

Bekir Sadak: 

(32-34) Elciler: «Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katindan isaretli olarak, asiri gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik» dediler.

İbni Kesir: 

Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı ile gelmiş,

Adem Uğur: 

Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine (Hz. İbrâhîm) gizlice ailesinin yanına gidip hemen (kızarmış) semiz bir buzağı getirdi.

Celal Yıldırım: 

Bir sebep bulup ailesinin yanına giderek (kızartılmış) semiz bir buzağı ile geldi.

Tefhim ul Kuran: 

Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.

Fransızca: 

Puis il alla discrètement à sa famille et apporta un veau gras.

İspanyolca: 

Se fue discretamente a los suyos y trajo un ternero cebado,

İtalyanca: 

Poi andò discretamente dai suoi e tornò con un vitello grasso,

Almanca: 

Dann ging er unbemerkt zu seiner Familie, dann kam er mit einem wohlgenährten Kalb,

Çince: 

于是他悄悄地走到他的家属那里,拿来一头肥嫩的牛犊,

Hollandaca: 

En hij ging heimelijk tot zijn gezin, en bracht een gemest kalf.

Rusça: 

Он направился к своей семье с опаской и принес жирного теленка.

Somalice: 

Markaasu aaday ehelkiisii lana yimid Dibi shilis (una gawracay).

Swahilice: 

Akenda kwa ahali yake na akaja na ndama aliye nona.

Uygurca: 

شۇنىڭ بىلەن ئۇ ئاستا ئائىلىسىگە چىقىپ (پىشۇرۇلغان) بىر سېمىز موزاينى ئېلىپ كىرىپ ئۇلارنىڭ ئالدىغا قويۇپ: «يېمەمسىلەر» دېدى

Japonca: 

それでかれはそっと家族のところに引き返し,肥えた仔牛(の焼肉)を持って出て,

Arapça (Ürdün): 

(فراغ) مال (إلى أهله) سرا (فجاء بعجل سمين) وفي سورة هود "" بعجل حنيذ "" أي مشوي.

Hintçe: 

फिर अपने घर जाकर जल्दी से (भुना हुआ) एक मोटा ताज़ा बछड़ा ले आए

Tayca: 

แล้วเขาก็รีบเข้าไปหาครอบครัวของเขา แล้วได้นำลูกวัวอ้วน (ซึ่งย่างเสร็จแล้ว)ออกมา

İbranice: 

אז הוא פנה במהירות אל אשתו והביא להם עגל מפוטם

Hırvatça: 

I on neprimjetno ode ukućanima svojim i donese debelo tele.

Rumence: 

El s-a dus apoi pe nesimţite la ai săi şi a adus un viţel gras.

Transliteration: 

Faragha ila ahlihi fajaa biAAijlin sameenin

Türkçe: 

Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.

Sahih International: 

Then he went to his family and came with a fat [roasted] calf

İngilizce: 

Then he turned quickly to his household, brought out a fatted calf,

Azerbaycanca: 

O (bir bəhanə ilə) ailəsinin yanına getdi və bir buzov (kəsib qızardaraq) gətirdi.

Süleyman Ateş: 

(Konuklarına yemek hazırlamak için) gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi.

Diyanet Vakfı: 

Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,

Erhan Aktaş: 

Habersizce ailesine gidip, hemen kızarmış buzağı eti getirdi.

Kral Fahd: 

Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,

Hasan Basri Çantay: 

Hemen (gizlice) ailesine gidib semiz bir dana getirdi de,

Muhammed Esed: 

Sonra sessizce evine dönerek semiz bir (kızartılmış) buzağı getirmiş,

Gültekin Onan: 

Hemen (onlara) sezdirmeden ehline (ailesine) gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.

Ali Fikri Yavuz: 

Hemen bir bahane ile ailesine giderek bir semiz dana (kesib etini) getirdi de,

Portekizce: 

E voltou rapidamente para os seus, e trouxe (na volta) um bezerro cevado.

İsveççe: 

Efter ett kort samråd med husfolket kom han ut med en [helstekt] gödkalv;

Farsça: 

پس به سوی خانواده اش بازگشت و گوساله ای فربه [و بریان شده] آورد.

Kürtçe: 

جا خێرا چوو بۆلای خێزانەکەی ئەمجا گوێرەکەیەکی قەڵەوی (بەبرژاوی بۆ) ھێنان

Özbekçe: 

Ва аҳлига бориб, (пиширилган) семиз бузоқни келтирди.

Malayca: 

Kemudian ia masuk mendapatkan Ahli rumahnya serta dibawanya keluar seekor anak lembu gemuk (yang dipanggang).

Arnavutça: 

Dhe, pa u hetuar, ai shkoi te njerëzit e shtëpisë dhe solli viç të majmë (të pjekur),

Bulgarca: 

И без да го видят, свърна към своето семейство и дойде с тлъсто [печено] теле,

Sırpça: 

И он неприметно оде својим укућанима и донесе дебело теле.

Çekçe: 

A k rodině své odešel a tučné tele připravil

Urduca: 

پھر وہ چپکے سے اپنے گھر والوں کے پاس گیا، اور ایک موٹا تازہ بچھڑا لا کر

Tacikçe: 

Дар ниҳон ва шитобон назди касони худ рафт ва гӯсолаи фарбеҳе овард.

Tatarca: 

Ибраһим кунакларга кайда барганын белдермичә, хатыны янына аш хәзерләргә китте, бераз вакыт үткәч, симез бозау итен китерде.

Endonezyaca: 

Maka dia pergi dengan diam-diam menemui keluarganya, kemudian dibawanya daging anak sapi gemuk.

Amharca: 

ወደ ቤተሰቡም ተዘነበለ፤» ወዲያውም የሰባ ወይፈንን አመጣ፡፡

Tamilce: 

ஆக, தனது குடும்பத்தாரிடம் திரும்பிச் சென்று, கொழுத்த காளைக் கன்றை (அறுத்து நெருப்பில் சுட்டு) கொண்டு வந்(து அவர்கள் முன் வைத்)தார்.

Korece: 

그때는 재빨리 그의 집안으 로 들어가 살찐 송아지 한마리를 가져와

Vietnamca: 

Rồi (Ibrahim) quay vào gặp người nhà. Sau đó, (Ibrahim) mang ra một con bê (nướng) mập béo.