Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

42

Ayet No: 

4367

Sayfa No: 

492

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذِي وَعَدْنَاهُمْ فَإِنَّا عَلَيْهِم مُّقْتَدِرُونَ

Çeviriyazı: 

ev nüriyenneke-lleẕî ve`adnâhüm feinnâ `aleyhim muḳtedirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yahut da onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter.

Diyanet İşleri: 

Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.

Şaban Piriş: 

Yahut onlara vadettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

Edip Yüksel: 

Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter.

Ali Bulaç: 

Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, Biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

Suat Yıldırım: 

Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da,yine onlardan müminlerin intikamını alırız.Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(42-43) Yahut onlara vaadettiğimizi sana göstereceğizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onların üzerlerine muktedirleriz. Artık sen, sana vahyolunmuş olana kuvvetle sarıl. Şüphe yok ki, sen bir doğru yol üzerindesin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.

Bekir Sadak: 

Onlara gosterdigimiz her mucize digerinden daha buyuktu

İbni Kesir: 

Yahut da onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü Biz, onlara karşı gücü yetenleriz.

Adem Uğur: 

Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

İskender Ali Mihr: 

Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız (gücü yetenleriz).

Celal Yıldırım: 

Ya da onlara va´dettiğimiz şeyi (azabı) sana göstereceğiz. Çünkü bizim, onlara kudretimiz elbette yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Ya da kendilerine va´dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

Fransızca: 

Ou bien que Nous te ferons voir ce que Nous leur avons promis [le châtiment]; car Nous avons sur eux un pouvoir certain.

İspanyolca: 

o te mostramos aquello con que les amenazamos. Pues les podemos con mucho.

İtalyanca: 

sia che ti facciamo vedere quel che promettemmo loro, poiché Noi prevarremo su di loro.

Almanca: 

oder WIR würden dir das zeigen, was WIR ihnen androhten, so sind WIR gewiß ihnen gegenüber allmächtig.

Çince: 

设或我要昭示你我所用以警告他们的刑罚,那末,我对他们确是全能的。

Hollandaca: 

Of hetzij wij u de uitvoering der straf doen zien, waarmede wij hen hebben bedreigd, wij zullen zekerlijk de overmacht over hen hebben.

Rusça: 

Мы также может показать тебе то, что обещали им, ведь Мы властны над ними.

Somalice: 

Haddaan ku tusino waxaan u yaboohnayoo cadaab ah, waanu karraa korkooda.

Swahilice: 

Au tutakuonyesha tulio waahidi. Nasi bila ya shaka tuna uweza juu yao.

Uygurca: 

ياكى بىز ساڭا (ھاياتىڭدا) ئۇلارغا ۋەدە قىلغان ئازابنى كۆرسىتىمىز، بىز، شۈبھىسىزكى، ئۇلارغا (يەنى ئۇلارغا ئازاب قىلىشقا) قادىرمىز

Japonca: 

またかれらに約束したことを,あなたに見せることも出来る。われがかれらを制圧するなどいともたやすい。

Arapça (Ürdün): 

«أو نرينك» في حياتك «الذي وعدناهم» به من العذاب «فإنا عليهم» على عذابهم «مقتدرون» قادرون.

Hintçe: 

या (तुम्हारी ज़िन्दगी ही में) जिस अज़ाब का हमने उनसे वायदा किया है तुमको दिखा दें तो उन पर हर तरह क़ाबू रखते हैं

Tayca: 

หรือเราจะแสดงให้เจ้าเห็นการลงโทษซึ่งเราได้สัญญากับพวกเขาไว้ แท้จริงเรานั้นมีอนุภาพเหนือพวกเขา

İbranice: 

או שאף נראה לך בעודך בחיים את העונש אשר הכנו להם, מפני שאנו חזקים מהם

Hırvatça: 

ili, kad bismo ti htjeli pokazati ono što smo im obećali, pa Mi nad njima, zaista, potpunu moć imamo.

Rumence: 

ori îţi vom arăta ceea ce le-am făgăduit, căci Noi suntem Puternici asupra lor.

Transliteration: 

Aw nuriyannaka allathee waAAadnahum fainna AAalayhim muqtadiroona

Türkçe: 

Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.

Sahih International: 

Or whether [or not] We show you that which We have promised them, indeed, We are Perfect in Ability.

İngilizce: 

Or We shall show thee that (accomplished) which We have promised them: for verily We shall prevail over them.

Azerbaycanca: 

Yaxud (sən həyatda ikən) onlara və’d etdiyimizi (əzabı) göstərəcəyik. Həqiqətən, Biz onlara (əzab verməyə) qadirik!

Süleyman Ateş: 

Yahut onları uyardığımız şeyi sana gösteririz (senin gözlerinin önünde onları azaba uğratırız); bizim onlara gücümüz yeter.

Diyanet Vakfı: 

Yahut onlara vadettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

Erhan Aktaş: 

Veya onları uyardığımız azâbı sana gösteririz. Elbette Biz’im onlara gücümüz yeter.

Kral Fahd: 

Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

Hasan Basri Çantay: 

Yahud onlara va´d (ve tehdîd) etdiğimiz (azâb) ı (senin hayâtında) behemehal kendine göstereceğiz. Çünkü biz onların üstünde iktidar saahibleriyiz.

Muhammed Esed: 

ve onlara vaad ettiğimiz şeyi yerine getirdiğimizi (bu dünyada) sana göstersek de (göstermesek de) onlar üzerinde kesin bir otoriteye sahibiz!

Gültekin Onan: 

Ya da kendilerine vaadettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.

Ali Fikri Yavuz: 

Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz.

Portekizce: 

Ou, se quisermos, mostrar-te-emos o castigo que lhes prometemos, porque sobre todos temos domínio absoluto.

İsveççe: 

eller Vi låter dig se det som Vi har varnat dem för, [kan du vara förvissad om att] Vi har dem i Vår makt.

Farsça: 

یا [اگر از دنیا نبریم] آنچه را از عذاب به آنان وعده کرده ایم به تو نشان خواهیم داد [در هر صورت ما آنان را عذاب می کنیم] ، و بی تردید بر آنان چیره و مسلطیم؛

Kürtçe: 

یان ئەو ھەڕەشەی لێمان کردوون پیشانت دەدەین چونکە بەڕاستی ئێمە بەدەسەڵاتین بەسەریاندا

Özbekçe: 

Ёки Биз уларга ваъда қилинган нарсани сенга кўрсатурмиз. Бас, албатта, Биз уларга (азоб беришга) қодирмиз.

Malayca: 

Atau sekiranya Kami (hendak) memperlihatkan kepadamu apa yang Kami janjikan kepada mereka (dari azab seksa itu), maka Kami tetap berkuasa terhadap mereka.

Arnavutça: 

ose, nëse dëshirojmë të të tregojmë atë çka u premtojmë – atyre, po Ne, me të vërtetë, jemi të Plotëfuqishëm mbi ta.

Bulgarca: 

Или ще ти покажем онова, с което ги заплашвахме. Ние имаме надмощие.

Sırpça: 

или, кад бисмо хтели да ти покажемо оно што смо им обећали, па Ми над њима, заиста, имамо потпуну моћ.

Çekçe: 

anebo ti ukážeme to, co jsme jim přislíbili - vždyť My nad nimi všemocní jsme.

Urduca: 

یا تم کو آنکھوں سے اِن کا وہ انجام دکھا دیں جس کا ہم نے اِن سے وعدہ کیا ہے، ہمیں اِن پر پوری قدرت حاصل ہے

Tacikçe: 

Ё он азоберо, ки ба онҳо ваъда додаем, ба ту нишон медиҳем, ки Мо бар онҳо тавоно ҳастем.

Tatarca: 

Яки аларга вәгъдә иткән ґәзабыбызны сиңа дөньяда күрсәтербез, чөнки аларны ґәзаб кылырга Без кадирбыз.

Endonezyaca: 

Atau Kami memperlihatkan kepadamu (azab) yang telah Kami ancamkan kepada mereka. Maka sesungguhnya Kami berkuasa atas mereka.

Amharca: 

ወይም ያንን የቀጠርናቸውን ብናሳይህ እኛ በእነርሱ (ቅጣት) ላይ ቻይዎች ነን፡፡

Tamilce: 

அல்லது, நாம் அவர்களுக்கு எச்சரித்ததை (-தண்டனையை) நாம் உமக்கு (உமது வாழ்நாளிலேயே) காண்பிப்போம். ஆக, நிச்சயமாக நாம் அவர்கள் மீது முழு ஆற்றல் உள்ளவர்கள் ஆவோம்!

Korece: 

하나님께서 그들에게 약속한 것을 그대에게 보여 주리니 실로 그분은 그들을 제압할 능력으로 충만하시니라

Vietnamca: 

Hoặc dù TA cho Ngươi (sự trừng phạt) mà TA đã hứa với chúng thì TA thực sự thừa khả năng làm thế.