Arapça:
أَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذِي وَعَدْنَاهُمْ فَإِنَّا عَلَيْهِم مُّقْتَدِرُونَ
Çeviriyazı:
ev nüriyenneke-lleẕî ve`adnâhüm feinnâ `aleyhim muḳtedirûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yahut da onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter.
Diyanet İşleri:
Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.
Şaban Piriş:
Yahut onlara vadettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Edip Yüksel:
Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter.
Ali Bulaç:
Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, Biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Suat Yıldırım:
Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da,yine onlardan müminlerin intikamını alırız.Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(42-43) Yahut onlara vaadettiğimizi sana göstereceğizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onların üzerlerine muktedirleriz. Artık sen, sana vahyolunmuş olana kuvvetle sarıl. Şüphe yok ki, sen bir doğru yol üzerindesin.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.
Bekir Sadak:
Onlara gosterdigimiz her mucize digerinden daha buyuktu
İbni Kesir:
Yahut da onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü Biz, onlara karşı gücü yetenleriz.
Adem Uğur:
Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
İskender Ali Mihr:
Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız (gücü yetenleriz).
Celal Yıldırım:
Ya da onlara va´dettiğimiz şeyi (azabı) sana göstereceğiz. Çünkü bizim, onlara kudretimiz elbette yeter.
Tefhim ul Kuran:
Ya da kendilerine va´dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Fransızca:
Ou bien que Nous te ferons voir ce que Nous leur avons promis [le châtiment]; car Nous avons sur eux un pouvoir certain.
İspanyolca:
o te mostramos aquello con que les amenazamos. Pues les podemos con mucho.
İtalyanca:
sia che ti facciamo vedere quel che promettemmo loro, poiché Noi prevarremo su di loro.
Almanca:
oder WIR würden dir das zeigen, was WIR ihnen androhten, so sind WIR gewiß ihnen gegenüber allmächtig.
Çince:
设或我要昭示你我所用以警告他们的刑罚,那末,我对他们确是全能的。
Hollandaca:
Of hetzij wij u de uitvoering der straf doen zien, waarmede wij hen hebben bedreigd, wij zullen zekerlijk de overmacht over hen hebben.
Rusça:
Мы также может показать тебе то, что обещали им, ведь Мы властны над ними.
Somalice:
Haddaan ku tusino waxaan u yaboohnayoo cadaab ah, waanu karraa korkooda.
Swahilice:
Au tutakuonyesha tulio waahidi. Nasi bila ya shaka tuna uweza juu yao.
Uygurca:
ياكى بىز ساڭا (ھاياتىڭدا) ئۇلارغا ۋەدە قىلغان ئازابنى كۆرسىتىمىز، بىز، شۈبھىسىزكى، ئۇلارغا (يەنى ئۇلارغا ئازاب قىلىشقا) قادىرمىز
Japonca:
またかれらに約束したことを,あなたに見せることも出来る。われがかれらを制圧するなどいともたやすい。
Arapça (Ürdün):
«أو نرينك» في حياتك «الذي وعدناهم» به من العذاب «فإنا عليهم» على عذابهم «مقتدرون» قادرون.
Hintçe:
या (तुम्हारी ज़िन्दगी ही में) जिस अज़ाब का हमने उनसे वायदा किया है तुमको दिखा दें तो उन पर हर तरह क़ाबू रखते हैं
Tayca:
หรือเราจะแสดงให้เจ้าเห็นการลงโทษซึ่งเราได้สัญญากับพวกเขาไว้ แท้จริงเรานั้นมีอนุภาพเหนือพวกเขา
İbranice:
או שאף נראה לך בעודך בחיים את העונש אשר הכנו להם, מפני שאנו חזקים מהם
Hırvatça:
ili, kad bismo ti htjeli pokazati ono što smo im obećali, pa Mi nad njima, zaista, potpunu moć imamo.
Rumence:
ori îţi vom arăta ceea ce le-am făgăduit, căci Noi suntem Puternici asupra lor.
Transliteration:
Aw nuriyannaka allathee waAAadnahum fainna AAalayhim muqtadiroona
Türkçe:
Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.
Sahih International:
Or whether [or not] We show you that which We have promised them, indeed, We are Perfect in Ability.
İngilizce:
Or We shall show thee that (accomplished) which We have promised them: for verily We shall prevail over them.
Azerbaycanca:
Yaxud (sən həyatda ikən) onlara və’d etdiyimizi (əzabı) göstərəcəyik. Həqiqətən, Biz onlara (əzab verməyə) qadirik!
Süleyman Ateş:
Yahut onları uyardığımız şeyi sana gösteririz (senin gözlerinin önünde onları azaba uğratırız); bizim onlara gücümüz yeter.
Diyanet Vakfı:
Yahut onlara vadettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Erhan Aktaş:
Veya onları uyardığımız azâbı sana gösteririz. Elbette Biz’im onlara gücümüz yeter.
Kral Fahd:
Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Hasan Basri Çantay:
Yahud onlara va´d (ve tehdîd) etdiğimiz (azâb) ı (senin hayâtında) behemehal kendine göstereceğiz. Çünkü biz onların üstünde iktidar saahibleriyiz.
Muhammed Esed:
ve onlara vaad ettiğimiz şeyi yerine getirdiğimizi (bu dünyada) sana göstersek de (göstermesek de) onlar üzerinde kesin bir otoriteye sahibiz!
Gültekin Onan:
Ya da kendilerine vaadettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Ali Fikri Yavuz:
Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz.
Portekizce:
Ou, se quisermos, mostrar-te-emos o castigo que lhes prometemos, porque sobre todos temos domínio absoluto.
İsveççe:
eller Vi låter dig se det som Vi har varnat dem för, [kan du vara förvissad om att] Vi har dem i Vår makt.
Farsça:
یا [اگر از دنیا نبریم] آنچه را از عذاب به آنان وعده کرده ایم به تو نشان خواهیم داد [در هر صورت ما آنان را عذاب می کنیم] ، و بی تردید بر آنان چیره و مسلطیم؛
Kürtçe:
یان ئەو ھەڕەشەی لێمان کردوون پیشانت دەدەین چونکە بەڕاستی ئێمە بەدەسەڵاتین بەسەریاندا
Özbekçe:
Ёки Биз уларга ваъда қилинган нарсани сенга кўрсатурмиз. Бас, албатта, Биз уларга (азоб беришга) қодирмиз.
Malayca:
Atau sekiranya Kami (hendak) memperlihatkan kepadamu apa yang Kami janjikan kepada mereka (dari azab seksa itu), maka Kami tetap berkuasa terhadap mereka.
Arnavutça:
ose, nëse dëshirojmë të të tregojmë atë çka u premtojmë – atyre, po Ne, me të vërtetë, jemi të Plotëfuqishëm mbi ta.
Bulgarca:
Или ще ти покажем онова, с което ги заплашвахме. Ние имаме надмощие.
Sırpça:
или, кад бисмо хтели да ти покажемо оно што смо им обећали, па Ми над њима, заиста, имамо потпуну моћ.
Çekçe:
anebo ti ukážeme to, co jsme jim přislíbili - vždyť My nad nimi všemocní jsme.
Urduca:
یا تم کو آنکھوں سے اِن کا وہ انجام دکھا دیں جس کا ہم نے اِن سے وعدہ کیا ہے، ہمیں اِن پر پوری قدرت حاصل ہے
Tacikçe:
Ё он азоберо, ки ба онҳо ваъда додаем, ба ту нишон медиҳем, ки Мо бар онҳо тавоно ҳастем.
Tatarca:
Яки аларга вәгъдә иткән ґәзабыбызны сиңа дөньяда күрсәтербез, чөнки аларны ґәзаб кылырга Без кадирбыз.
Endonezyaca:
Atau Kami memperlihatkan kepadamu (azab) yang telah Kami ancamkan kepada mereka. Maka sesungguhnya Kami berkuasa atas mereka.
Amharca:
ወይም ያንን የቀጠርናቸውን ብናሳይህ እኛ በእነርሱ (ቅጣት) ላይ ቻይዎች ነን፡፡
Tamilce:
அல்லது, நாம் அவர்களுக்கு எச்சரித்ததை (-தண்டனையை) நாம் உமக்கு (உமது வாழ்நாளிலேயே) காண்பிப்போம். ஆக, நிச்சயமாக நாம் அவர்கள் மீது முழு ஆற்றல் உள்ளவர்கள் ஆவோம்!
Korece:
하나님께서 그들에게 약속한 것을 그대에게 보여 주리니 실로 그분은 그들을 제압할 능력으로 충만하시니라
Vietnamca:
Hoặc dù TA cho Ngươi (sự trừng phạt) mà TA đã hứa với chúng thì TA thực sự thừa khả năng làm thế.
Ayet Linkleri: