Arapça:
وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ ۚ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبِّي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
Çeviriyazı:
veme-ḫteleftüm fîhi min şey'in feḥukmühû ile-llâh. ẕâlikümü-llâhü rabbî `aleyhi tevekkelt. veileyhi ünîb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte benim Rabbim olan Allah budur. Ben yalnız O'na güvendim ve yalnız O'na yöneliyorum.
Diyanet İşleri:
Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a aittir; "İşte bu Allah, benim Rabbimdir. O'na güvenirim ve O'na yönelirim." (demek gerekir)
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bir şeyde ihtilafa düştünüz mü onun hükmü, Allah'a aittir, budur mabudunuz olan Rabbim Allah, ona dayandım ben ve her hususta ona dönerim ben.
Şaban Piriş:
Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz konuda hüküm Allah’a aittir. İşte o Allah, benim Rabbimdir. O’na tevekkül ettim ve O’na yöneldim.
Edip Yüksel:
Bu mesajın her hangi bir bölümünde anlaşmazlığa düşerseniz hüküm ALLAH'a aittir. Rabbim ALLAH işte böyledir. Ben O'na güvendim ve O'na yönelirim.
Ali Bulaç:
Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey; artık O'nun hükmü Allah'ındır. İşte Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim ve yalnızca O'na dönüp-yönelirim.
Suat Yıldırım:
Hangi hususta ihtilaf ederseniz bilin ki O'nun hükmü, Allah’a aittir. İşte Rabbim olan Allah budur.Ben de yalnız O’na dayanır ve güvenir, O’na yönelip gönül veririm. [4,59]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve hangi bir şeyde ihtilâfa düşmüş iseniz, artık onun hükmü Allah´a aittir. «İşte o Allah´tır benim Rabbim. O´na tevekkül ettim ve O´na müracaat ederim.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayandım; yalnız O'na yönelirim ben.
Bekir Sadak:
Allah´in cagrisina icabet eden bulunduktan sonra, O´nun hakkinda tartismaga girisenlerin delilleri Rableri katinda hukumsuzdur. Onlara bir gazap vardir, cetin bir azap da onlar icindir.
İbni Kesir:
İhtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm Allah´ındır. İşte Rabbım Allah budur. Ben, O´na tevekkül ettim ve yalnız O´na yöneldim.
Adem Uğur:
Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah´a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O´na dayandım ve O´na yönelirim.
İskender Ali Mihr:
Birşey hakkında ihtilâfa düşerseniz, artık onun hükmü Allah´a aittir. İşte bu Allah, benim Rabbimdir. O´na tevekkül ettim. Ve O´na yönelirim.
Celal Yıldırım:
Hakkında farklı görüşler ortaya koyduğunuz herhangi bir şey´in hükmü Allah´a aittir. İşte bu Allah, benim Rabbımdır
Tefhim ul Kuran:
Hakkında ihtilâfa düştüğünüz herhangi bir şey
Fransızca:
Sur toutes vos divergences, le jugement appartient à Allah. Tel est Allah mon Seigneur; en Lui je place ma confiance et c'est à Lui que je retourne [repentant].
İspanyolca:
Alá es Quien arbitra vuestras discrepancias, cualesquiera que sean. Tal es Alá, mi Señor. En Él confio y a Él me vuelvo arrepentido.
İtalyanca:
Su tutte le vostre controversie, il giudizio
Almanca:
Und Jegliches, worin ihr uneins werdet, so unterliegt dessen Entscheidung ALLAH. Dieser ist ALLAH, mein HERR. Ihm gegenüber übe ich Tawakkul, und zu Ihm wende ich mich hin.
Çince:
无论你们争论什么事,都要归真主判决。那是真主,是我的主,我只信托他,我只归依他。
Hollandaca:
Over welke zaak gij ook moogt verschillen, de beslissing daarvan behoort aan God. Dit is God, mijn Heer, op hem vertrouw ik, en tot hem wend ik mij.
Rusça:
Решение всего, в чем вы расходитесь во мнениях, остается за Аллахом. Скажи: "Таков Аллах, мой Господь! Я уповаю только на Него и к Нему обращаюсь".
Somalice:
Waxaad isku khilaaftaan oo shay ah Eebaa leh xukunkiisa (loo celin) kaasina waa Eebaha i barbaariya, isagaana tala saartaa, xaggiisaana u noqon.
Swahilice:
Na mkikhitalifiana katika jambo lolote, basi hukumu yake iko kwa Mwenyezi Mungu. Huyo Mwenyezi Mungu ndiye Mola wangu Mlezi, ninaye mtegemea na kwake Yeye narejea.
Uygurca:
سىلەر (دىن ئۈستىدە ۋە ئۇنىڭدىن باشقا) ھەر قانداق نەرسە ئۈستىدە ئىختىلاپ قىلىشماڭلار، ئۇنىڭغا اﷲ ھۆكۈم چىقىرىدۇ. (ئى مۇھەممەد! ئۇلارغا ئېيتقىنكى) ئەنە شۇ اﷲ مېنىڭ پەرۋەردىگارىمدۇر، ئۇنىڭغا تەۋەككۈل قىلدىم، (ھەممە ئىشتا) اﷲ قا مۇراجىئەت قىلىمەن
Japonca:
何事によらず,あなたがたに異論があった時,その決定をするのはアッラーである。これが,わたしの主アッラーである。かれに,わたしは御(艇?)りし,かれにわたしは悔悟して帰る。
Arapça (Ürdün):
«وما اختلفتم» مع الكفار «فيه من شيءٍ» من الدين وغيره «فحكمه» مردود «إلى الله» يوم القيامة يفصل بينكم، قل لهم «ذلكم الله ربي عليه توكلت وإليه أنيب» أرجع.
Hintçe:
और तुम लोग जिस चीज़ में बाहम एख्तेलाफ़ात रखते हो उसका फैसला ख़ुदा ही के हवाले है वही ख़ुदा तो मेरा परवरदिगार है मैं उसी पर भरोसा रखता हूँ और उसी की तरफ रूजू करता हूँ
Tayca:
และอันใดที่พวกเจ้าขัดแย้งกันในเรื่องนั้นๆ ดังนั้นการช้ขาดตัดสินย่อมกลับไปหาอัลลอฮฺ นั่นคืออัลลอฮฺพระเจ้าของฉัน แต่พระองค์เท่านั้นฉันขอมอบหมายและยังพระองค์เท่านั้นฉันจะกลับไปหา
İbranice:
ובכל דבר אשר בו אתם חלוקים, אלוהים הוא השופט. זה אלוהים ריבוני, עליו סמכתי ואליו אשוב
Hırvatça:
A u čemu god se vi razišli, presuda za to u Allaha je! To vam je, eto, Allah, Gospodar moj-u Njega se ja uzdam i Njemu se obraćam;
Rumence:
Oridece v-aţi certa, judecata este la Dumnezeu. Acesta este Dumnezeu, Domnul meu! Eu mă încredinţez Lui şi către El mă întorc!
Transliteration:
Wama ikhtalaftum feehi min shayin fahukmuhu ila Allahi thalikumu Allahu rabbee AAalayhi tawakkaltu wailayhi oneebu
Türkçe:
Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayandım; yalnız O'na yönelirim ben.
Sahih International:
And in anything over which you disagree - its ruling is [to be referred] to Allah. [Say], "That is Allah, my Lord; upon Him I have relied, and to Him I turn back."
İngilizce:
Whatever it be wherein ye differ, the decision thereof is with Allah: such is Allah my Lord: In Him I trust, and to Him I turn.
Azerbaycanca:
Siz nəyin barəsində ixtilaf etsəniz, onun hökmü yalnız Allaha aiddir. Bu mənim Rəbbim olan Allahdır. Mən (bütün işlərimdə) ancaq Ona təvəkkül edir, ancaq Ona tərəf qayıdıram! (Ona tövbə edirəm!)
Süleyman Ateş:
Ayrılığa düştüğünüz herhangibir şeyde hüküm vermek, Allah'a aittir. İşte Rabbim Allah budur. O'na dayandım, O'na yöneldim.
Diyanet Vakfı:
Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.
Erhan Aktaş:
Bir şey hakkında anlaşmazlığa düşerseniz, artık onun hükmü Allah’a aittir. İşte O Allah, benim Rabb’imdir. O’na tevekkül(1) ettim ve O’na yöneldim.
Kral Fahd:
Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah’a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.
Hasan Basri Çantay:
(Kâfirlerle) ihtilâf etdiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm vermek Allaha âiddir, işte benim Rabbim (O haakim) olan Allahdır. Ben ancak Ona güvenib dayandım. (Her müşkilde) ben yalnız Ona dönerim.
Muhammed Esed:
Öyleyse (ey müminler biliniz ki,) ayrılığa düştüğünüz her konuda hüküm Allah´a aittir. (De ki:) "İşte Allah! Benim Rabbim budur. O´na dayanıp güvendim ve her zaman O´na yönelirim!"
Gültekin Onan:
Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey
Ali Fikri Yavuz:
(Kâfirlerle) anlaşamadığınız herhangi bir şey hakkında da hüküm Allah’a aittir, (O kıyamette hükmünü verecektir). İşte bu hükmü veren Allah benim Rabbim’dir. Ben ancak O’na tevekkül ettim ve yalnız O’na sığınırım.
Portekizce:
E seja qual for a causa da vossa divergência, a decisão só a Deus compete. Tal é Deus, meu Senhor! A Ele meencomendo e a Ele retornarei contrito.
İsveççe:
[TROENDE!] Vilken sak det än gäller där ni är oense, är det Gud som har avgörandet. [Säg, Muhammad:] "Sådan är Gud, min Herre! Till Honom litar jag och till Honom vänder jag mig [i min ånger]."
Farsça:
و آنچه را [از امور دین، عقاید و احکام] در آن اختلاف دارید، داوری اش با خداست. این است خدا پروردگار من، بر او توکل کردم و به او باز می گردم.
Kürtçe:
وە ھەرشتێك کە تێیدا جیاواز بوون ئەوە بڕیارەکەی بۆ لای خوا دەگەڕێتەوە ئەو خوایە پەروەردگاری منە تەنھا پشتم بەو بەستووە وە ھەر بۆلای ئەویش دەگەڕێمەوە
Özbekçe:
«Бирор нарсада ихтилоф қилсангиз, унинг ҳукми Аллоҳдадир. Ана ўша Аллоҳ Роббимдир. Унгагина таваккал қилдим ва Унгагина қайтурман».
Malayca:
Dan (katakanlah wahai Muhammad kepada pengikut-pengikutmu): "Apa jua perkara ugama yang kamu berselisihan padanya maka hukum pemutusnya terserah kepada Allah; Hakim yang demikian kekuasaanNya ialah Allah Tuhanku; kepadaNyalah aku berserah diri dan kepadaNyalah aku rujuk kembali (dalam segala keadaan)".
Arnavutça:
Për çfarëdo (çështje) që të polemizoni, vendimi është te Perëndia. Ky është Perëndia, Zoti im. Unë (vetëm) te Ai mbështetem dhe (vetëm) tek Ai kthehem.
Bulgarca:
И за всяко нещо, по което сте в разногласие, отсъждането е на Аллах. Това е Аллах, моят Господ! На Него се уповавам и към Него се обръщам -
Sırpça:
А у чему год се ви разишли, пресуда за то је код Аллаха! То вам је, Аллах, мој Господар - у Њега се ја уздам и Њему се обраћам;
Çekçe:
A ať již na cokoliv máte různé názory, rozsouzení toho patří Bohu. 'Takový je Bůh, Pán můj, na Něho spoléhám a k Němu se kajícně obracím.
Urduca:
تمہارے درمیان جس معاملہ میں بھی اختلاف ہو، اُس کا فیصلہ کرنا اللہ کا کام ہے وہی اللہ میرا رب ہے، اُسی پر میں نے بھروسہ کیا، اور اُسی کی طرف میں رجوع کرتا ہوں
Tacikçe:
Дар ҳар чӣ ихтилоф мекунед, ҳукмаш бо Худост. Ин Худои якто Парвардигори ман аст. Бар Ӯ таваккал кардам ва ба Ӯ рӯй меоварам.
Tatarca:
Ий сез ачык дәлилләрне ригая кылмаучы кире кешеләр, диндә дәлилсез низагълашуларыгызның хөкеме Аллаһуга кайтарылыр, Ул үзе хөкем итеп аерыр – кемнеке дөрес, кемнеке – ялган, шунда мәгълүм булыр, әнә шулай гаделлек белән хөкем итүче Аллаһ минем Раббымдыр, мин Аңа гына тәвәккәл кылдым ягъни Аның хөкемнәрен үтәп, Аның сүзләрен генә сөйләрмен һәм баш иеп Аллаһуга кайтамын.
Endonezyaca:
Tentang sesuatu apapun kamu berselisih, maka putusannya (terserah) kepada Allah. (Yang mempunyai sifat-sifat demikian) itulah Allah Tuhanku. Kepada-Nya lah aku bertawakkal dan kepada-Nya-lah aku kembali.
Amharca:
ከምንም ነገር ያ በእርሱ የተለያዩበት ፍርዱ ወደ አላህ ነው፡፡ «እርሱ አላህ ጌታዬ ነው፡፡ በእርሱ ላይ ተጠጋሁ፣ ወደርሱም እመለሳለሁ» (በላቸው)፡፡
Tamilce:
எந்த ஒரு விஷயத்தில் நீங்கள் முரண்படுகிறீர்களோ அதன் இறுதி தீர்ப்பு அல்லாஹ்வின் பக்கம்தான் உள்ளது. அந்த அல்லாஹ்தான் என் இறைவன் ஆவான். அவன் மீதே நான் நம்பிக்கை வைத்துள்ளேன். அவன் பக்கமே நான் முற்றிலும் திரும்புகிறேன்.
Korece:
너희가 어떤 일에 의견을 달리하더라도 결정은 하나님이 하시 니라 이분이 바로 나의 주님 하 나님이시라 나는 그분께 의탁하여 그분께로 돌아가리라
Vietnamca:
Bất cứ điều gì các ngươi tranh chấp đều được trình lên cho Allah quyết định. (Hỡi Thiên Sứ, Ngươi hãy nói): “Đó là Allah, Thượng Đế của Ta, với Ngài Ta phó thác và với Ngài Ta quay về sám hối.”
Ayet Linkleri: