
veme-ḫteleftüm fîhi min şey'in feḥukmühû ile-llâh. ẕâlikümü-llâhü rabbî `aleyhi tevekkelt. veileyhi ünîb.
Türkçe:
Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayandım; yalnız O'na yönelirim ben.
İngilizce:
Whatever it be wherein ye differ, the decision thereof is with Allah: such is Allah my Lord: In Him I trust, and to Him I turn.
Fransızca:
Sur toutes vos divergences, le jugement appartient à Allah. Tel est Allah mon Seigneur; en Lui je place ma confiance et c'est à Lui que je retourne [repentant].
Almanca:
Und Jegliches, worin ihr uneins werdet, so unterliegt dessen Entscheidung ALLAH. Dieser ist ALLAH, mein HERR. Ihm gegenüber übe ich Tawakkul, und zu Ihm wende ich mich hin.
Rusça:
Решение всего, в чем вы расходитесь во мнениях, остается за Аллахом. Скажи: "Таков Аллах, мой Господь! Я уповаю только на Него и к Нему обращаюсь".
Arapça:
وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ ۚ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبِّي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte benim Rabbim olan Allah budur. Ben yalnız O'na güvendim ve yalnız O'na yöneliyorum.
Diyanet Vakfı:
Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.
