Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

71

Ayet No: 

4204

Sayfa No: 

475

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذِ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَالسَّلَاسِلُ يُسْحَبُونَ

Çeviriyazı: 

iẕi-l'aglâlü fî a`nâḳihim vesselâsil. yüsḥabûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O zaman boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir.

Diyanet İşleri: 

Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Boyunlarına demirden laleler ve zincirler takılıp sürüklendikleri zaman.

Şaban Piriş: 

O zaman, boyunlarında boyunduruk ve zincirlerle sürülecekler.

Edip Yüksel: 

Boyunlarında prangalar ve zincirlerle sürüklenecekler.

Ali Bulaç: 

Boyunlarında demir-halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler;

Suat Yıldırım: 

Boyunlarında demir halkalar, ayaklarında zincirler olarak önce kaynar suya sürüklenecek, sonra da ateşte cayır cayır yakılacaklardır. [56,41-44]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O zaman ki, boyunlarında lâleler ve zincirler olarak şiddetle sürükleneceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O zaman, boyunlarında bukağılar, zincirler, sürüklenecekler,

Bekir Sadak: 

Sabret

İbni Kesir: 

Hani boyunlarında demir halkalar ve zincirler ile sürüklenirler, Yakında bilecekler. olarak dünyaya çıkaran O´dur. Kiminiz daha önce öldürülürsünüz. Kiminiz de adı konulmuş bir ecele erişirsiniz. Olur ki böylece aklınızı kullanırsınız.

Adem Uğur: 

O zaman boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler,

İskender Ali Mihr: 

Onlar, boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler.

Celal Yıldırım: 

(71-72) Hani boyunlarında demir halkalar, (ayaklarında) zincirler olduğu halde kaynar suya sürükleneceklerdir, sonra ateşte cayır cayır yakılacaklardır.

Tefhim ul Kuran: 

Boyunlarında demir halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler

Fransızca: 

quand, des carcans à leur cous et avec des chaînes ils seront traînés

İspanyolca: 

cuando, argolla al cuello y encadenados, sean arrastrados

İtalyanca: 

quando avranno gioghi ai colli e saranno trascinati in catene

Almanca: 

wenn die Fesseln um ihre Hälse sind, sowie die Ketten. Sie werden gezogen

Çince: 

那时,铁圈和铁链,将在他们的颈上,

Hollandaca: 

Als de kragen zich om hunne nekken zullen bevinden,

Rusça: 

когда с оковами на шеях и в цепях их поволокут

Somalice: 

Marka Katiinado layeelo Luquntooda Silsiladdana lagu jiido.

Swahilice: 

Zitakapo kuwa pingu shingoni mwao na minyororo, huku wanabururwa

Uygurca: 

ئۇ چاغدا (يەنى دوزاخقا كىرگەندە) ئۇلارنىڭ بويۇنلىرىدا تاقاقلار ۋە زەنجىرلەر بولىدۇ، ئۇلار قايناقسۇغا سۆرەپ كىرىلىدۇ، ئاندىن ئوتتا كۆيدۈرۈلىدۇ

Japonca: 

加がかれらの首に(墳?)められ,また鎖が巻かれ,かれらは引かれるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«إذ الأغلال في أعناقهم» إذ بمعنى إذا «والسلاسل» عطف على الأغلال فتكون في الأعناق، أو مبتدأ خبره محذوف، أي في أرجلهم أو خبره «يسحبون» أي يجرون بها.

Hintçe: 

जब (भारी भारी) तौक़ और ज़ंजीरें उनकी गर्दनों में होंगी (और पहले) खौलते हुए पानी में घसीटे जाएँगे

Tayca: 

เมื่อห่วงคล้องคออยู่บนต้นของพวกเขา และโซ่ตรวนถูกลากไป

İbranice: 

כאשר הכבלים בצוואריהם והשלשלות , אז ייגררו

Hırvatça: 

Kada okovi budu na vratovima njihovim, i lanci, a oni vučeni

Rumence: 

când cu juguri de gât şi cu lanţuri vor fi târâţi

Transliteration: 

Ithi alaghlalu fee aAAnaqihim waalssalasilu yushaboona

Türkçe: 

O zaman, boyunlarında bukağılar, zincirler, sürüklenecekler,

Sahih International: 

When the shackles are around their necks and the chains; they will be dragged

İngilizce: 

When the yokes (shall be) round their necks, and the chains; they shall be dragged along-

Azerbaycanca: 

O zaman ki, boyunlarında halqalar və zəncirlər olduğu halda sürüklənəcəklər

Süleyman Ateş: 

Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenceklerdir:

Diyanet Vakfı: 

O zaman boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler,

Erhan Aktaş: 

O vakit boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler.

Kral Fahd: 

Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler

Hasan Basri Çantay: 

(71-72) Boyunlarında lâleler, zincirler bulunduğu zaman ki onlar (bu vaz´iyyetde evvelâ) sıcak suyun içinde sürüklenecekler, sonra ateşde yakılacaklar.

Muhammed Esed: 

ki o Gün boyunlarında (kendi elleriyle yaptıkları) zincirleri ve halkaları taşımak zorunda kalacaklar ve sürüklenecekler

Gültekin Onan: 

Boyunlarında demir halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler.

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit, boyunlarında (demirden) lâleler ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler,

Portekizce: 

(Ah, se tu pudesses vê-los) quando lhes forem postas as argolas nos pescoços, e forem arrastados com as cadeias,

İsveççe: 

[den Dag] då de skall bära kragar av järn om halsen och släpas fram i kedjor

Farsça: 

زمانی که غل ها و زنجیرها [ی آتشین] در گردن هایشان باشد در حالی که به وسیله آنها کشیده شوند،

Kürtçe: 

کاتێك زنجیرو تەوقیان لەگەردندایە پێی ڕادەکێشرێن

Özbekçe: 

Ўшанда улар бўйинларида кишанлар ва занжирлар ила тортилурлар.

Malayca: 

Ketika belenggu dan rantai dipasung di leher mereka, sambil mereka, diseret

Arnavutça: 

kur t’u vihen prangat në qafë dhe të sillen me zinxhirë,

Bulgarca: 

когато оковите и веригите ще са на врата им. Ще бъдат влачени

Sırpça: 

Кад са оковима о врату и ланцима буду вучени,

Çekçe: 

až s okovy na šíjích a v řetězech budou vláčeni

Urduca: 

جب طوق ان کی گردنوں میں ہوں گے، اور زنجیریں، جن سے پکڑ کر

Tacikçe: 

он гоҳ ки тавқҳоро ба гарданашон андозанд ва бо занчирҳо бикашандашон

Tatarca: 

Куллары муеннарына богауланып

Endonezyaca: 

ketika belenggu dan rantai dipasang di leher mereka, seraya mereka diseret,

Amharca: 

እንዛዝላዎቹና ሰንሰለቶቹ በአንገቶቻቸው ላይ በተደረጉ ጊዜ (በእርሷ) ይጎተታሉ፡፡

Tamilce: 

அப்போது, இரும்பு வளையங்களும் சங்கிலிகளும் அவர்களின் (கைகள், கால்கள் இன்னும்) கழுத்துகளில் போடப்பட்டு (நரகத்தை நோக்கி) இழுக்கப்படுவார்கள்.

Korece: 

그때에 그들 목에는 멍에와 쇠사슬이 씌여져 끌리어 가노라

Vietnamca: 

(Chúng sẽ biết hậu quả) khi những chiếc gông cùm được đóng vào cổ của chúng và những sợi dây xích (xiềng chân của chúng), chúng sẽ bị lôi đi.