Arapça:
إِذِ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَالسَّلَاسِلُ يُسْحَبُونَ
Çeviriyazı:
iẕi-l'aglâlü fî a`nâḳihim vesselâsil. yüsḥabûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O zaman boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir.
Diyanet İşleri:
Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Boyunlarına demirden laleler ve zincirler takılıp sürüklendikleri zaman.
Şaban Piriş:
O zaman, boyunlarında boyunduruk ve zincirlerle sürülecekler.
Edip Yüksel:
Boyunlarında prangalar ve zincirlerle sürüklenecekler.
Ali Bulaç:
Boyunlarında demir-halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler;
Suat Yıldırım:
Boyunlarında demir halkalar, ayaklarında zincirler olarak önce kaynar suya sürüklenecek, sonra da ateşte cayır cayır yakılacaklardır. [56,41-44]
Ömer Nasuhi Bilmen:
O zaman ki, boyunlarında lâleler ve zincirler olarak şiddetle sürükleneceklerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
O zaman, boyunlarında bukağılar, zincirler, sürüklenecekler,
Bekir Sadak:
Sabret
İbni Kesir:
Hani boyunlarında demir halkalar ve zincirler ile sürüklenirler, Yakında bilecekler. olarak dünyaya çıkaran O´dur. Kiminiz daha önce öldürülürsünüz. Kiminiz de adı konulmuş bir ecele erişirsiniz. Olur ki böylece aklınızı kullanırsınız.
Adem Uğur:
O zaman boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler,
İskender Ali Mihr:
Onlar, boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler.
Celal Yıldırım:
(71-72) Hani boyunlarında demir halkalar, (ayaklarında) zincirler olduğu halde kaynar suya sürükleneceklerdir, sonra ateşte cayır cayır yakılacaklardır.
Tefhim ul Kuran:
Boyunlarında demir halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler
Fransızca:
quand, des carcans à leur cous et avec des chaînes ils seront traînés
İspanyolca:
cuando, argolla al cuello y encadenados, sean arrastrados
İtalyanca:
quando avranno gioghi ai colli e saranno trascinati in catene
Almanca:
wenn die Fesseln um ihre Hälse sind, sowie die Ketten. Sie werden gezogen
Çince:
那时,铁圈和铁链,将在他们的颈上,
Hollandaca:
Als de kragen zich om hunne nekken zullen bevinden,
Rusça:
когда с оковами на шеях и в цепях их поволокут
Somalice:
Marka Katiinado layeelo Luquntooda Silsiladdana lagu jiido.
Swahilice:
Zitakapo kuwa pingu shingoni mwao na minyororo, huku wanabururwa
Uygurca:
ئۇ چاغدا (يەنى دوزاخقا كىرگەندە) ئۇلارنىڭ بويۇنلىرىدا تاقاقلار ۋە زەنجىرلەر بولىدۇ، ئۇلار قايناقسۇغا سۆرەپ كىرىلىدۇ، ئاندىن ئوتتا كۆيدۈرۈلىدۇ
Japonca:
加がかれらの首に(墳?)められ,また鎖が巻かれ,かれらは引かれるであろう。
Arapça (Ürdün):
«إذ الأغلال في أعناقهم» إذ بمعنى إذا «والسلاسل» عطف على الأغلال فتكون في الأعناق، أو مبتدأ خبره محذوف، أي في أرجلهم أو خبره «يسحبون» أي يجرون بها.
Hintçe:
जब (भारी भारी) तौक़ और ज़ंजीरें उनकी गर्दनों में होंगी (और पहले) खौलते हुए पानी में घसीटे जाएँगे
Tayca:
เมื่อห่วงคล้องคออยู่บนต้นของพวกเขา และโซ่ตรวนถูกลากไป
İbranice:
כאשר הכבלים בצוואריהם והשלשלות , אז ייגררו
Hırvatça:
Kada okovi budu na vratovima njihovim, i lanci, a oni vučeni
Rumence:
când cu juguri de gât şi cu lanţuri vor fi târâţi
Transliteration:
Ithi alaghlalu fee aAAnaqihim waalssalasilu yushaboona
Türkçe:
O zaman, boyunlarında bukağılar, zincirler, sürüklenecekler,
Sahih International:
When the shackles are around their necks and the chains; they will be dragged
İngilizce:
When the yokes (shall be) round their necks, and the chains; they shall be dragged along-
Azerbaycanca:
O zaman ki, boyunlarında halqalar və zəncirlər olduğu halda sürüklənəcəklər
Süleyman Ateş:
Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenceklerdir:
Diyanet Vakfı:
O zaman boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler,
Erhan Aktaş:
O vakit boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler.
Kral Fahd:
Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sürüklenecekler
Hasan Basri Çantay:
(71-72) Boyunlarında lâleler, zincirler bulunduğu zaman ki onlar (bu vaz´iyyetde evvelâ) sıcak suyun içinde sürüklenecekler, sonra ateşde yakılacaklar.
Muhammed Esed:
ki o Gün boyunlarında (kendi elleriyle yaptıkları) zincirleri ve halkaları taşımak zorunda kalacaklar ve sürüklenecekler
Gültekin Onan:
Boyunlarında demir halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler.
Ali Fikri Yavuz:
O vakit, boyunlarında (demirden) lâleler ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler,
Portekizce:
(Ah, se tu pudesses vê-los) quando lhes forem postas as argolas nos pescoços, e forem arrastados com as cadeias,
İsveççe:
[den Dag] då de skall bära kragar av järn om halsen och släpas fram i kedjor
Farsça:
زمانی که غل ها و زنجیرها [ی آتشین] در گردن هایشان باشد در حالی که به وسیله آنها کشیده شوند،
Kürtçe:
کاتێك زنجیرو تەوقیان لەگەردندایە پێی ڕادەکێشرێن
Özbekçe:
Ўшанда улар бўйинларида кишанлар ва занжирлар ила тортилурлар.
Malayca:
Ketika belenggu dan rantai dipasung di leher mereka, sambil mereka, diseret
Arnavutça:
kur t’u vihen prangat në qafë dhe të sillen me zinxhirë,
Bulgarca:
когато оковите и веригите ще са на врата им. Ще бъдат влачени
Sırpça:
Кад са оковима о врату и ланцима буду вучени,
Çekçe:
až s okovy na šíjích a v řetězech budou vláčeni
Urduca:
جب طوق ان کی گردنوں میں ہوں گے، اور زنجیریں، جن سے پکڑ کر
Tacikçe:
он гоҳ ки тавқҳоро ба гарданашон андозанд ва бо занчирҳо бикашандашон
Tatarca:
Куллары муеннарына богауланып
Endonezyaca:
ketika belenggu dan rantai dipasang di leher mereka, seraya mereka diseret,
Amharca:
እንዛዝላዎቹና ሰንሰለቶቹ በአንገቶቻቸው ላይ በተደረጉ ጊዜ (በእርሷ) ይጎተታሉ፡፡
Tamilce:
அப்போது, இரும்பு வளையங்களும் சங்கிலிகளும் அவர்களின் (கைகள், கால்கள் இன்னும்) கழுத்துகளில் போடப்பட்டு (நரகத்தை நோக்கி) இழுக்கப்படுவார்கள்.
Korece:
그때에 그들 목에는 멍에와 쇠사슬이 씌여져 끌리어 가노라
Vietnamca:
(Chúng sẽ biết hậu quả) khi những chiếc gông cùm được đóng vào cổ của chúng và những sợi dây xích (xiềng chân của chúng), chúng sẽ bị lôi đi.
Ayet Linkleri: