Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

78

Ayet No: 

3783

Sayfa No: 

445

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِيَ خَلْقَهُ ۖ قَالَ مَن يُحْيِي الْعِظَامَ وَهِيَ رَمِيمٌ

Çeviriyazı: 

veḍarabe lenâ meŝelev venesiye ḫalḳah. ḳâle mey yuḥyi-l`iżâme vehiye ramîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.

Diyanet İşleri: 

İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bize bir örnek getirmede ve yaratılışını da unutmada, çürüyüp dağılmış kemikleri kim diriltir demede.

Şaban Piriş: 

Kendi yaratılışını unutup, bize örnek veriyor: Bu çürümüş kemikleri kim diriltebilir? diyor.

Edip Yüksel: 

Ve yaradılışını unutarak bize örnekli bir soru yöneltti: "Çürüdükten sonra kemikleri kim diriltecek?"

Ali Bulaç: 

Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?"

Suat Yıldırım: 

Nasıl yaratıldığını unutarak, bir de misâl fırlattı Bize:“O çürümüş kemikleri kim diriltecek!” diye.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve kendi yaradılışını unuttu da Bize bir misâl iradına kalkıştı, dedi ki: «Kemikleri kim diriltebilir ki, onlar çürümüşlerdir?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"

Bekir Sadak: 

(1-5) Sira sira duran ve onlerindekini surdukce suren ve Allah´i andikca anan meleklere and olsun ki, sizin Tanriniz birdir

İbni Kesir: 

Kendi yaratılışını unutarak Bize bir misal getirdi de

Adem Uğur: 

Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve kendi yaratılışını unutup Bize misal getirdi: &quot

Celal Yıldırım: 

Kendi yaratılışını unuttu da çürüdüğü halde bu kemikleri kim yaratabilir? diyerek bize misâl vermeye kalkıştı.

Tefhim ul Kuran: 

Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi

Fransızca: 

Il cite pour Nous un exemple, tandis qu'il oublie sa propre création; il dit : "Qui va redonner la vie à des ossements une fois réduits en poussière ? "

İspanyolca: 

Nos propone una parábola y se olvida de su propia creación. Dice: «¿Quién dará vida a los huesos, estando podridos?»

İtalyanca: 

Ci propone un luogo comune e, dimentico della sua creazione, [dice]: «Chi ridarà la vita ad ossa polverizzate?»

Almanca: 

Und er prägte Uns ein Gleichnis und vergaß seine Erschaffung, er sagte: "Wer belebt denn die Knochen, während sie etwas Verwestes sind?"

Çince: 

他为我设了一个譬喻,而他忘却了我曾创造他。他说:谁能使朽骨复活呢?

Hollandaca: 

Hij stelt ons eene vergelijking voor, en hij vergeet zijn schepping (zijn oorsprong). Hij zegt: Wie zal de beenderen, als zij verrot zijn, tot het leven terugbrengen?

Rusça: 

Он привел Нам притчу и забыл о своем сотворении. Он сказал: "Кто оживит кости, которые истлели?"

Somalice: 

Wuxuuna noo yeelay tusaale wuuna halmaamay abuurkiisa wuxuuna yidhi yaa noolayn lafo baaliyoobay.

Swahilice: 

Na akatupigia mfano, na akasahau kuumbwa kwake, akasema: Ni nani huyo atakaye ihuisha mifupa nayo imekwisha mung'unyika?

Uygurca: 

ئۇ بىزگە (ئىنساننىڭ قايتا تىرىلىشىنى يىراق ساناپ، چىرىگەن سۆڭەكلەرنى) مىسال قىلىپ كۆرسەتتى. ئۆزىنىڭ يارىتىلغانلىقىنى بولسا ئۇنتۇدى، ئۇ: «چىرىپ كەتكەن سۆڭەكلەرنى كىم تىرىلدۈرەلەيدۇ؟» دېدى

Japonca: 

またかれは,われに準えるものを引合いに出して,自分の創造を忘れ,言う。「誰が,朽ち果てた骨を生き返らせましょうか。」

Arapça (Ürdün): 

(وضرب لنا مثلا) في ذلك (ونسي خلقه) من المني وهو أغرب من مثله (قال من يحيي العظام وهي رميم) أي بالية ولم يقل رميمة بالتاء لأنه اسم لا صفة، وروي أنه أخذ عظما رميما ففتته وقال للنبي صلى الله عليه وسلم: أترى يحيي الله هذا بعد ما بلي ورم؟ فقال صلى الله عليه وسلم: "نعم ويدخلك النار".

Hintçe: 

और हमारी निसबत बातें बनाने लगा और अपनी ख़िलक़त (की हालत) भूल गया और कहने लगा कि भला जब ये हड्डियां (सड़गल कर) ख़ाक हो जाएँगी तो (फिर) कौन (दोबारा) ज़िन्दा कर सकता है

Tayca: 

และเขาได้ยกอุทาหรณ์เปรียบเทียบแก่เรา และเขาได้ลืมต้นกำเนิดของเขา เขากล่าวว่า “ใครเล่าจะให้กระดูกมีชีวิตขึ้นมาอีกในเมื่อมันเป็นผุยผงไปแล้ว”

İbranice: 

הוא מעלה משל נגדנו, בעודו שוכח כיצד הוא נברא. הוא שואל: 'מי יוכל להחיות את העצמות היבשות

Hırvatça: 

i Nama navodi primjer, a zaboravlja kako je stvoren, i govori: "Ko će oživiti kosti, kad budu truhle?"

Rumence: 

Uitând de crearea sa, el Ne spune Nouă ca pe o pildă: “Cine va mai învia oasele prefăcute în pulbere?”

Transliteration: 

Wadaraba lana mathalan wanasiya khalqahu qala man yuhyee alAAithama wahiya rameemun

Türkçe: 

Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"

Sahih International: 

And he presents for Us an example and forgets his [own] creation. He says, "Who will give life to bones while they are disintegrated?"

İngilizce: 

And he makes comparisons for Us, and forgets his own (origin and) Creation: He says, "Who can give life to (dry) bones and decomposed ones (at that)?"

Azerbaycanca: 

Öz yaradılışını unudub: “Çürümüş sümükləri kim dirildə bilər?!” – deyə, hələ Bizə bir məsəl də çəkdi.

Süleyman Ateş: 

Kendi yaratılışını unutarak bize bir mesel verdi: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" dedi.

Diyanet Vakfı: 

Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.

Erhan Aktaş: 

Nasıl yaratıldığını dikkate almayarak, bir de Bize örnek veriyor: “Kemiklerimiz çürüyüp gitmişken, kim onlara can verecek?” diyor.

Kral Fahd: 

Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: «Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?» diyor.

Hasan Basri Çantay: 

O, kendi yaratılışını unutarak bize bir misâl getirdi: «Bu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?» dedi.

Muhammed Esed: 

Ama o hem (Bizi tartışmakta ve) Bizim hakkımızda karşılaştırmalar yapmakta, hem de bizzat kendisinin nasıl yaratılmış olduğundan gafil bulunmaktadır! (Ve bunun şaşkınlığıyla da) "Kim, çürüyüp toz olmuş kemiklere hayat verebilir?" diye sormaktadır!

Gültekin Onan: 

Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi

Ali Fikri Yavuz: 

(Nutfeden) yaratılışını unutarak bize bir de misal getirdi: “- Bu kemikleri kim diriltir, onlar çürüyüp dağılmışken?” dedi.

Portekizce: 

E Nos propõe comparações e esquece a sua própria criação, dizendo: Quem poderá recompor os ossos, quando jáestiverem decompostos?

İsveççe: 

Hon tillämpar en liknelse på Oss och glömmer att hon [själv] är skapad och frågar: "Vem kan ge liv åt förmultnade ben?"

Farsça: 

در حالی که آفرینش نخستین خود را از یاد برده برای ما مثلی زد [و] گفت: چه کسی این استخوان ها را در حالی که پوسیده اند، زنده می کند؟

Kürtçe: 

وە نموونەمان بۆ دێنێتەوە و بەدیھێنانی خۆی لە بیر چۆتەوە (ئەو بێ بڕوایە) دەڵێت کێ ئێسکەکان زیندوو دەکاتەوە لە کاتێکدا کە ڕزیون

Özbekçe: 

У Бизга мисол келтирди ва ўз яратилишини унутди. «Суякларни ким тирилтиради? Ҳолбуки, улар титилиб кетган-ку?!» деди.

Malayca: 

Serta ia mengemukakan satu misal perbandingan kepada Kami (tentang kekuasaan itu), dan ia pula lupakan keadaan Kami menciptakannya sambil ia bertanya: "Siapakah yang dapat menghidupkan tulang-tulang yang telah hancur seperti debu?"

Arnavutça: 

dhe ai na sjell shembull, e harron krijimin e vet. Thotë: “Kush do t’i ngjallë eshtrat duke qenë ato të kalbura (shkapërderdhura)?”

Bulgarca: 

И дава той пример на Нас, а своето сътворяване забравя. И казва: “Кой ще съживи костите, след като станат на пръст?”

Sırpça: 

и Нама наводи пример, а заборавља како је створен, и говори: „Ко ће да оживи кости, кад буду труле?“

Çekçe: 

a dokonce Nám podobenství uvádí zapomínaje na své stvoření a hovoří: 'Kdo kosti oživí, když již zpráchniví?'

Urduca: 

اب وہ ہم پر مثالیں چسپاں کرتا ہے اور اپنی پیدائش کو بھول جاتا ہے کہتا ہے "کون ان ہڈیوں کو زندہ کرے گا جبکہ یہ بوسیدہ ہو چکی ہوں؟"

Tacikçe: 

Дар ҳоле, ки офариниши худро аз ёд бурдааст, барои мо мисол меорад, ки чӣ касе ин устухонҳои пусидаро зинда мекунад?

Tatarca: 

Үзенең бер тамчы судан халык кылынганлыгын онытып, кипкән сөяк белән Безгә мисал итеп, бу сөяк череп беткәч, моны кем тергезә алыр, дип.

Endonezyaca: 

Dan ia membuat perumpamaan bagi Kami; dan dia lupa kepada kejadiannya; ia berkata: "Siapakah yang dapat menghidupkan tulang belulang, yang telah hancur luluh?"

Amharca: 

ለእኛም ምሳሌን አደረገልን፡፡ መፈጠሩንም ረሳ፡፡ «አጥንቶችን እነርሱ የበሰበሱ ሲኾኑ ሕያው የሚያደርጋቸው ማነው?» አለ፡፡

Tamilce: 

அவன் நமக்கு ஓர் உதாரணத்தை விவரிக்கிறான். தான் படைக்கப்பட்டதை அவன் மறந்துவிட்டான். அவன் கூறுகிறான்: “எலும்புகளை அவை மக்கிப்போன நிலையில் இருக்கும்போது யார் உயிர்ப்பிப்பான்?”

Korece: 

인간은 하나님과 유사한 것 들을 지어내며 그가 창조된 것을 잊어버리고 말하길 부패하여 버린이 뼈에 누가 생명을 부여하느뇨 라고 하더라

Vietnamca: 

Y đưa ra hình ảnh thí dụ cho TA nhưng lại quên mất sự tạo hóa của mình (khi y đã được TA tạo ra từ cái không là gì). Y bảo: “Ai có thể làm sống lại những khúc xương khi chúng đã rã mục?”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: