Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

33

Ayet No: 

3738

Sayfa No: 

442

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَآيَةٌ لَّهُمُ الْأَرْضُ الْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَاهَا وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ

Çeviriyazı: 

veâyetül lehümü-l'arḍu-lmeyteh. aḥyeynâhâ veaḫracnâ minhâ ḥabben feminhü ye'külûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.

Diyanet İşleri: 

İşte onlara bir delil: Ölü yeri diriltir ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bir delildir onlara, ölü yeryüzünü dirilttik ve oradan taneler çıkardık da onları yerler.

Şaban Piriş: 

Ölü toprak kendileri için bir ayettir. Biz, onu diriltip, ondan yedikleri ekin çıkarırız.

Edip Yüksel: 

Ölü toprak onlar için bir ayettir: Onu diriltiriz ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.

Ali Bulaç: 

Ölü toprak kendileri için bir ayettir; Biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.

Suat Yıldırım: 

Delil mi isterler? İşte ölmüş arz! Hayatı ona Biz veriyoruz.Oradan onların yiyecekleri habbeleri çıkarıyoruz. Kendileri de ondan yiyip dururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlar için ölmüş yer bir ibrettir. Onu hayata kavuşturduk ve ondan daneler (meydana) çıkardık da ondan yiyiverirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.

Bekir Sadak: 

Ay icin de sonunda kuru bir hurma dalina donecegi konaklar tayin etmisizdir.

İbni Kesir: 

Ölü toprak, onlar için bir ayettir. Biz, onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık, ondan yemektedirler.

Adem Uğur: 

(Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.

İskender Ali Mihr: 

Ve ölü toprak onlara bir âyettir (mucizedir). Onu dirilttik ve ondan habbeler (taneler) çıkarttık. Böylece ondan yerler.

Celal Yıldırım: 

Diriltip içinden daneler çıkardığımız ölü toprak onlar için (varlığımızın ve kudretimizin) açık belgelerinden biridir, ondan yeyip geçinirler.

Tefhim ul Kuran: 

Ölü toprak kendileri için bir ayettir

Fransızca: 

Une preuve pour eux est la terre morte, à laquelle Nous redonnons la vie, et d'où Nous faisons sortir des grains dont ils mangent.

İspanyolca: 

Tienen un signo en la tierra muerta, que hemos hecho revivir y de la que hemos sacado el grano que les alimenta.

İtalyanca: 

Ecco un segno per loro: la terra morta cui ridiamo la vita e dalla quale facciamo uscire il grano che mangiate.

Almanca: 

Und eine Aya für sie ist die tote Landschaft, die WIR belebten und dann aus ihr Körner heraussprießen ließen, von denen sie essen.

Çince: 

他们有一种迹象:已死的大地,我使它复活,我使它生长粮食,以作他们的食品。

Hollandaca: 

Een teeken der opstanding voor hen is de verdroogde, doode aarde; wij verkwikken die door den regen, en doen daaruit verschillende soorten van granen voortkomen, waarvan zij eten.

Rusça: 

Знамением для них является мертвая земля, которую Мы оживили и извлекли из нее зерно, которым они питаются.

Somalice: 

Waxaa calaamo u ah dhulka dhinta (abaarooba) oo noolayno kana soo bixino midho ay wax ka cunaan.

Swahilice: 

Na Ishara hiyo kwao - ardhi iliyo kufa, nasi tukaifufua, na tukatoa ndani yake nafaka, wakawa wanazila!

Uygurca: 

ئۆلۈك (يەنى قۇرغاق) زېمىننى (يامغۇر بىلەن) تىرىلدۈرۈپ، ئۇنىڭدىن ئۇلار يەيدىغان ئاشلىقنى ئۆستۈرگەنلىكىمىز ئۇلارغا (اﷲ نىڭ قۇدرىتى كامىلەسىنى كۆرسىتىدىغان) ئالامەتتۇر

Japonca: 

かれらへの印の1つとしては,われが死んだ大地を甦らせ,穀物をそれから生産し,それをかれらが食べることがあげられる。

Arapça (Ürdün): 

«وآية لهم» على البعث خبر مقدم «الأرض الميتة» بالتخفيف والتشديد «أحييناها» بالماء مبتدأ «وأخرجنا منها حبا» كالحنطة «فمنه يأكلون».

Hintçe: 

और उनके (समझने) के लिए मेरी कुदरत की एक निशानी मुर्दा (परती) ज़मीन है कि हमने उसको (पानी से) ज़िन्दा कर दिया और हम ही ने उससे दाना निकाला तो उसे ये लोग खाया करते हैं

Tayca: 

และสัญญาณหนึ่งสำหรับพวกเขาก็คือ แผ่นดินที่แห้งแล้งเราได้ให้มันมีชีวิตชีวาขึ้นมาและเราได้นำเมล็ดพืชออกมาจากมัน ซึ่งส่วนหนึ่งจากเมล็ดพืชนั้นพวกเขาใช้กิน

İbranice: 

ואות היא להם הארץ המתה אשר החיינו והוצאנו ממנה תבואה אשר ממנה יאכלו

Hırvatça: 

Znak im je mrtva zemlja: Mi joj život dajemo i činimo da iz nje niče žito pa ga oni jedu;

Rumence: 

Pentru ei este un semn pământul mort căruia Noi îi dăm viaţă şi dăm la iveală din el grâne din care ei mănâncă.

Transliteration: 

Waayatun lahumu alardu almaytatu ahyaynaha waakhrajna minha habban faminhu yakuloona

Türkçe: 

Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.

Sahih International: 

And a sign for them is the dead earth. We have brought it to life and brought forth from it grain, and from it they eat.

İngilizce: 

A Sign for them is the earth that is dead: We do give it life, and produce grain therefrom, of which ye do eat.

Azerbaycanca: 

Ölü torpaq onlar üçün (qiyamət günü ölüləri dirildəcəyimizə) bir dəlildir. Biz onu (yağışla) dirildir, oradan (arpa, buğda, düyü və s. kimi) dənələr çıxardırıq, onlar da ondan yeyirlər.

Süleyman Ateş: 

Ölü toprak, onlar için bir ayettir, (ölüleri nasıl dirilteceğimize işarettir): Biz onu dirilttik, ondan dane çıkardık da ondan yiyorlar.

Diyanet Vakfı: 

(Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.

Erhan Aktaş: 

Ölü toprak, onlara bir âyettir(1). Onu canlandırdık ve ondan ürünler çıkardık. Böylece ondan yerler.

Kral Fahd: 

(Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.

Hasan Basri Çantay: 

Ölü toprak — ki biz onu canlandırdık. İçinden dâne (ler) çıkardık da ondan yeyip duruyorlar — onlar için bir ibret (bir delîl) dir.

Muhammed Esed: 

Onlar, ölü toprağa can vermemizde ve beslenmeleri için topraktan ürünler çıkarmamızda (yaratma ve diriltme gücümüzün) işaretini görürler;

Gültekin Onan: 

Ölü toprak kendileri için bir ayettir

Ali Fikri Yavuz: 

Hem ölü (kurumuş) arz, (kudretimize ve ölüleri dirilttiğimize delâlet eden) bir alâmettir onlara: Biz ona (yağmur sebebiyle) hayat verdik

Portekizce: 

Um sinal, para eles, é a terra árida; reavivamo-la e produzimos nela o grão com que se alimentam.

İsveççe: 

Ett tecken [på Guds allmakt] har de fått i den döda jorden, som Vi skänker nytt liv och där Vi låter brödsäd växa, som tjänar dem till föda;

Farsça: 

و این زمین مرده برای آنان نشانه ای [آشکار بر اینکه ما مردگان را در قیامت زنده می کنیم] می باشد که آن را زنده کردیم و از آن دانه بیرون می آوریم که از آن می خورند،

Kürtçe: 

وە نیشانە و بەڵگەیەك بۆ ئەوان، ئەم زەویە مردووەیە کە زیندوومان کردەوە و دانەوێڵەمان لێ دەرھێنا (لێ ڕواند) کە لێی دەخۆن

Özbekçe: 

Улар учун ўлик ер оят-белгидир. Биз уни тирилтирдик ва ундан дон чиқардик. Бас, ундан ерлар.

Malayca: 

Dan dalil yang terang untuk mereka (memahami kekuasaan dan kemurahan kami), ialah bumi yang mati; kami hidupkan dia serta kami keluarkan daripadanya biji- bijian, maka daripada biji-bijian itu mereka makan.

Arnavutça: 

E, dëshmi për ta – është toka e vdekur; Ne e ngjallim atë, dhe nga ajo nxjerrim kokrra (drithëra), me të cilat ushqeheni.

Bulgarca: 

И мъртвата земя е знамение за тях. Ние я съживяваме и изваждаме от нея зърно, от което ядат.

Sırpça: 

Доказ им је мртва земља: Ми јој живот дајемо и из ње ниче жито које они једу.

Çekçe: 

A je pro ně znamením země mrtvá, již oživujeme a z níž dáváme vyrašit obilí, jež je jim potravou.

Urduca: 

اِن لوگوں کے لئے بے جان زمین ایک نشانی ہے ہم نے اس کو زندگی بخشی اور اس سے غلہ نکالا جسے یہ کھاتے ہیں

Tacikçe: 

Нишонаи ибратест бар онҳо замини мурда, ки зиндааш сохтем ва аз он донае, ки аз он мехӯранд, берун овардем.

Tatarca: 

Үлгән җирне су иңдереп, һаваны җылытып тергезүебез әлбәттә, Безнең кодрәтебезгә һәм мәетләрне тергезәчәгебезгә ачык дәлилдер, вә ул җирдән кешеләр һәм хайваннар ашый торган күп төрле ризыклар чыгардык, шуларны уйлап карамыйлармы?

Endonezyaca: 

Dan suatu tanda (kekuasaan Allah yang besar) bagi mereka adalah bumi yang mati. Kami hidupkan bumi itu dan Kami keluarkan dari padanya biji-bijian, maka daripadanya mereka makan.

Amharca: 

የሞተችውም ምድር ለእነርሱ ምልክት ናት! ሕያው አደረግናት፡፡ ከእርሷም ፍሬን አወጣን፤ ከርሱም ይበላሉ፡፡

Tamilce: 

இறந்துபோன (-காய்ந்து போன) பூமி அவர்களுக்கான (நமது வல்லமையை விளக்கும்) ஓர் அத்தாட்சியாகும். அதை நாம் உயிர்ப்பித்தோம். இன்னும், அதிலிருந்து வித்துக்களை வெளியாக்கினோம். ஆக, அதிலிருந்துதான் அவர்கள் (தங்கள் உணவுகளை) சாப்பிடுகிறார்கள்.

Korece: 

이때 그들을 위한 예증은 죽은 대지가 되리니 하나님은 그것 을 생동케 하여 그곳으로부터 곡 식이 나오도록 하니 그들은 그것 을 먹도다

Vietnamca: 

(Những kẻ phủ nhận sự Phục Sinh), có một dấu hiệu cho họ (rằng sự Phục Sinh là sự thật, đó là) mảnh đất chết khô mà TA làm cho sống lại và làm mọc ra trái hạt để họ dùng làm thực phẩm.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: