Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

34

Ayet No: 

3739

Sayfa No: 

442

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ

Çeviriyazı: 

vece`alnâ fîhâ cennâtim min neḫîliv vea`nâbiv vefeccernâ fîhâ mine-l`uyûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.

Diyanet İşleri: 

Orada hurmalıklar ve üzüm bağları var ederiz, aralarında pınarlar fışkırtırız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler halkettik ve orada kaynaklar çıkarıp akıttık.

Şaban Piriş: 

Yine orada, hurma ve üzüm bahçeleri yetiştiririz. Aralarından da pınarlar fışkırtırız.

Edip Yüksel: 

Orada hurma ağaçları ve üzümlerden oluşan bağ ve bahçeler yetiştirdik ve pınarlar fışkırttık.

Ali Bulaç: 

Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık:

Suat Yıldırım: 

Orada üzüm bağları ve hurmalıklar yaptık, orada pınarlar fışkırttık.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bostanlar vücuda getirdik ve orada su menbalarından suları akıtıverdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;

Bekir Sadak: 

Aya erismek gunese dusmez. Gece de gunduzu gecemez. Her biri bir yorungede yururler.

İbni Kesir: 

Ve orada hurmadan, üzümlerden bahçeler var ettik. Orada pınarlar fışkırttık.

Adem Uğur: 

Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.

İskender Ali Mihr: 

Ve orada, hurma ve üzüm bahçeleri kıldık (yaptık). Ve orada, pınarlar fışkırttık.

Celal Yıldırım: 

Onda hurmalık ve üzüm bahçeleri meydana getirdik ve içinden pınarlar fışkırttık,

Tefhim ul Kuran: 

Biz, onda hurmalıklardan ve üzüm bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık.

Fransızca: 

Nous y avons mis des jardins de palmiers et de vignes et y avons fait jaillir des sources,

İspanyolca: 

Hemos plantado en ella palmerales y viñedos, hemos hecho brotar de ella manantiales,

İtalyanca: 

Abbiamo posto su di essa giardini di palmeti e vigne e vi abbiamo fatto sgorgare le fonti,

Almanca: 

Und WIR machten auf ihr Dschannat von Dattelpalmen und Rebstöcken und ließen in ihr Quellen entspringen,

Çince: 

我在大地上创造许多椰枣园、葡萄园,我使许多源泉,从地中涌出,

Hollandaca: 

En wij vormden daar tuinen van palmboomen en wijngaarden, en wij deden er fonteinen ontspringen.

Rusça: 

Мы создали на ней сады из пальм и винограда и заставили биться в них источники,

Somalice: 

Waxaana yeellay dhexdeeda beero Timir iyo Cinabyo ah, waxaana ka dillaacinay dhexdeeda ilo (Biyo ah).

Swahilice: 

Na tukafanya ndani yake mabustani ya mitende na mizabibu, na tukatimbua chemchem ndani yake,

Uygurca: 

بىز زېمىندا نۇرغۇنلىغان خورما باغلىرىنى، ئۈزۈم باغلىرىنى بەرپا قىلدۇق، شۇ زېمىندا بۇلاقلارنى ئېقىتتۇق

Japonca: 

またわれは,そこにナツメヤシやブドウの園を設け,その間に泉を涌き出させる。

Arapça (Ürdün): 

«وجعلنا فيها جنات» بساتين «من نخيلٍ وأعنابٍ وفجَّرنا فيها من العيون» أي بعضها.

Hintçe: 

और हम ही ने ज़मीन में छुहारों और ऍंगूरों के बाग़ लगाए और हमही ने उसमें पानी के चशमें जारी किए

Tayca: 

และเราได้ทำให้มีในแผ่นดินนั้นเรือกสวนมากหลาย จากอินทผลัมและองุ่น และเราได้ทำมีตาน้ำในนั้น

İbranice: 

ונטענו בה גנים של תמרים וענבים, ופתחנו מתוכה את המעיינות

Hırvatça: 

Mi smo po njoj stvorili bašče, palmike i vinograde, i učinili da iz nje izvori izviru,

Rumence: 

Noi am rânduit pe el livezile de curmali şi podgoriile de vie şi am făcut să ţâşnească izvoare

Transliteration: 

WajaAAalna feeha jannatin min nakheelin waaAAnabin wafajjarna feeha mina alAAuyooni

Türkçe: 

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;

Sahih International: 

And We placed therein gardens of palm trees and grapevines and caused to burst forth therefrom some springs -

İngilizce: 

And We produce therein orchard with date-palms and vines, and We cause springs to gush forth therein:

Azerbaycanca: 

Biz orada xurma və üzüm bağları əmələ gətirir, bulaqlar qaynadırıq ki,

Süleyman Ateş: 

Orada hurma ve üzüm bahçeleri yarattık; orada çeşmeler akıttık.

Diyanet Vakfı: 

Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.

Erhan Aktaş: 

Orada hurma ve üzüm bahçeleri yaptık. Ve orada pınarlar akıttık.

Kral Fahd: 

Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.

Hasan Basri Çantay: 

Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından nice bostanlar yapdık. İçlerinde pınarlardan (nicesini) fışkırtdık,

Muhammed Esed: 

orada (nasıl) hurmalıklar ve üzüm bağları (yetiştirmiş) ve içlerinden (nasıl) pınarlar fışkırtmıştık,

Gültekin Onan: 

Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz o arzda hurmalıklardan, üzüm bağlarından çeşitli bahçeler yaptık

Portekizce: 

Nela produzimos, pomares de tamareiras e videiras, em que brotam mananciais,

İsveççe: 

och där Vi låter palmlundar och vingårdar uppstå, vattnade av källor,

Farsça: 

و در آن بوستان هایی از درختان خرما و انگور قرار دادیم، و در آن از چشمه های گوناگون روان ساختیم،

Kürtçe: 

وە لەو (زەویە)دا چەند باخ لەخورما و ترێمان بەدی ھێنا و چەند کانیاومان تیادا ھەڵقوڵاندوە

Özbekçe: 

Ва унда хурмо ва узум боғлари яратдик ҳамда ичидан булоқларни чиқардик.

Malayca: 

Dan kami jadikan di bumi itu kebun-kebun kurma dan anggur, dan kami pancarkan padanya beberapa matair,

Arnavutça: 

Ne kemi krijuar në tokë kopshte hurmesh dhe vreshta, - dhe kemi bërë në të burime uji,

Bulgarca: 

И създаваме там градини с палми и грозде, и сторваме там да бликнат извори,

Sırpça: 

Ми смо по њој створили баште, палмовике и винограде, и учинили смо да из ње извиру извори,

Çekçe: 

A umístili jsme na ní háje palmové i vinice a dali jsme pramenům prýštit na ní,

Urduca: 

ہم نے اس میں کھجوروں اور انگوروں کے باغ پیدا کیے اور اس کے اندر چشمے پھوڑ نکالے

Tacikçe: 

Ва дар он боғҳое аз дарахтони хурмову токҳо падид овардем ва чашмаҳои равон сохтем,

Tatarca: 

Янә Без җир өстендә хөрмә, йөзем бакчаларын бар кылдык һәм ул бакчаларда елгалар агыздык.

Endonezyaca: 

Dan Kami jadikan padanya kebun-kebun kurma dan anggur dan Kami pancarkan padanya beberapa mata air,

Amharca: 

በእርሷም ውሰጥ ከዘምበባዎችና ከወይኖች የኾኑ አትክልቶችን አደረግን፡፡ በእርሷም ውስጥ ምንጮችን አፈለቅን፡፡

Tamilce: 

இன்னும், பேரீச்ச மரங்களையும் திராட்சைகளின் தோட்டங்களையும் அதில் நாம் ஏற்படுத்தினோம்; இன்னும், ஊற்றுக்கண்களை அதில் பிளந்தோடச் செய்தோம்,

Korece: 

하나님은 그 안에 종려나무 와 포도나무가 있는 낙원을 두고 그곳으로 물이 흐르도록 하여

Vietnamca: 

TA đã tạo ra nơi (mảnh đất chết khô) đó những vườn cây chà là và những vườn nho, và TA đã cho các dòng suối chảy trong đó.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: