Arapça:
قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ
Çeviriyazı:
ḳâlû rabbenâ galebet `aleynâ şiḳvetünâ vekünnâ ḳavmen ḍâllîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Diyanet İşleri:
Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Rabbimiz derler, kötülüğümüz üst oldu bize ve doğru yoldan sapmış bir topluluk olduk.
Şaban Piriş:
Onlar da: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi yendi ve sapık bir kavim olduk.
Edip Yüksel:
Rabbimiz," diyecekler, "Bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk.
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."
Suat Yıldırım:
“Ey Ulu Rabbimiz”, derler, “azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı, biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere. Ama ne olur ey Ulu Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."
Bekir Sadak:
Allah onlara yine: «Yeryuzunde kac yil kaldiniz» der.
İbni Kesir:
Derler ki: Rabbımız, bedbahtlığımız bizi yenmişti. Sapıklar topluluğu olmuştuk.
Adem Uğur:
Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti
İskender Ali Mihr:
Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şâkîliğimiz (azgınlığımız), bize gâlip geldi ve biz, dalâlette olan bir kavim idik.”
Celal Yıldırım:
Onlar, Rabbimiz! Haydutluğumuz bize üstün geldi de (doğru yoldan) sapıtan bir millet olduk.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi
Fransızca:
Ils dirent : "Seigneur ! Notre malheur nous a vaincus, et nous étions des gens égarés.
İspanyolca:
«¡Señor!», dirán, «nuestra miseria nos pudo y fuimos gente extraviada.
İtalyanca:
Risponderanno: «Nostro Signore, ha vinto la disgrazia, eravamo gente traviata.
Almanca:
Sie sagten: "Unser HERR! Unser Unglück hat uns überwältigt, und wir waren zweifelsohne abirrende Leute.
Çince:
他们说:我们的主啊!我们的薄命,曾制服我们,而我们变成迷误者。
Hollandaca:
Zij zullen antwoorden: O Heer! ons ongeluk beheerschte ons en wij wendden ons af.
Rusça:
Они скажут: "Господи! Наше злосчастие одолело нас, и мы оказались заблудшими людьми.
Somalice:
Waxay Dhahaan Eebow waxaa naga Adkaatay Xumaantanadii, waxaana ahayn Qaar Dhunsan.
Swahilice:
Mola wetu Mlezi! Tulizidiwa na uovu wetu na tukawa watu tulio potea.
Uygurca:
ئۇلار ئېيتىدۇ: «پەرۋەردىگارىمىز! بەتبەختلىكىمىز ئۈستىمىزدىن غالىب كېلىپ گۇمراھ قەۋم بولۇپ قالغان ئىدۇق
Japonca:
かれらは言う。「主よ,わたしたちは不運に打ち負け,迷っていました。
Arapça (Ürdün):
«قالوا ربنا غلبت علينا شقوتنا» وفي قراءة شقاوتنا بفتح أوله وألف وهما مصدران بمعنى «وكنا قوماً ضالين» عن الهداية.
Hintçe:
वह जवाब देगें ऐ हमारे परवरदिगार हमको हमारी कम्बख्ती ने आज़माया और हम गुमराह लोग थे
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “ข้าแต่พระเจ้าของเราความชั่วช้าเลวทรามของพวกเราได้เข้ามาครอบงำพวกเรา และพวกเราเป็นหมู่ชนหลงทาง”
İbranice:
(אלה אשר כפרו) יגידו: 'ריבוננו! אומללותנו גברה עלינו, והיינו אנשים תועים
Hırvatça:
"Gospodaru naš", reći će, "nesreća nas naša nadvladala i bijasmo narod zalutali.
Rumence:
Ei vor spune: “Domnul nostru! Nemernicia noastră ne-a învins! Noi suntem rătăciţi!
Transliteration:
Qaloo rabbana ghalabat AAalayna shiqwatuna wakunna qawman dalleena
Türkçe:
Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."
Sahih International:
They will say, "Our Lord, our wretchedness overcame us, and we were a people astray.
İngilizce:
They will say: "our Lord! Our misfortune overwhelmed us, and we became a people astray!
Azerbaycanca:
Onlar deyərlər: “Ey Rəbbimiz! Rəzil taleyimiz (bədbəxtliyimiz) bizə qələbə çaldı və biz haqq yoldan azan bir camaat olduq!
Süleyman Ateş:
Rabbimiz, dediler, bahtsızlığımız bizi yendi. Biz sapık bir topluluk olduk.
Diyanet Vakfı:
Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Erhan Aktaş:
Dediler ki: “Rabb’imiz! Azgınlığımıza yenilen sapkın bir halktık.”
Kral Fahd:
Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.
Hasan Basri Çantay:
Dediler (diyecekler): «Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe etmişdi. Doğru yoldan sapanlar güruhu idik biz».
Muhammed Esed:
"Ey Rabbimiz!" diye yakaracaklar, "Bize kötü talihimiz galebe çaldı ve biz de bu yüzden eğri yola saptık!
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: “- Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlûb etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik.
Portekizce:
Exclamarão: Ó Senhor nosso, nossos desejos nos dominam, e fomos um povo extraviado!
İsveççe:
De skall svara: "Herre! Vårt onda öde besegrade oss och vi gick vilse.
Farsça:
می گویند: پروردگارا! تیره بختی و شقاوت ما بر ما چیره شد، و ما گروهی گمراه بودیم.
Kürtçe:
(لەوەڵامدا) دەڵێن ئەی پەروەردگاری ئێمە بەدی و خراپی خۆمان زاڵ بوو بوو بەسەرماندا وە ئێمە کەسانێکی گومڕابووین
Özbekçe:
Улар: «Эй Роббимиз, бадбахтлигимиз ўзимиздан устун келиб, залолатга кетган қавм бўлган эканмиз.
Malayca:
Mereka menjawab: "Wahai Tuhan kami, kami telah dikalahkan oleh sebab-sebab kecelakaan kami, dan dengan itu menjadilah kami kaum yang sesat.
Arnavutça:
Do të thonë ata: “O Zoti ynë, neve na ka munduar e keqja jonë, andaj jemi bërë popull i humbur.
Bulgarca:
Ще рекат: “Господи наш, надделяха над нас страстите ни и бяхме хора заблудени.
Sırpça:
“Господару наш”, рећи ће, “наши прохтеви су били од нас јачи, па смо постали народ залутали.
Çekçe:
Řeknou: 'Pane náš, přemohla nás naše nešťastná povaha a stali jsme se lidmi bloudícími.
Urduca:
وہ کہیں گے "اے ہمارے رب، ہماری بد بختی ہم پر چھا گئی تھی واقعی ہم گمراہ لوگ تھے
Tacikçe:
Гӯянд: «Эй Парвардигори мо, шӯрбахтиямон бар мо ғалаба кард ва мо мардуме гумроҳ будем.
Tatarca:
Әйтерләр: "Ий Раббыбыз, безне явызлыгыгыз җиңде, вә без адашкан кавем булдык.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Ya Tuhan kami, kami telah dikuasai oleh kejahatan kami, dan adalah kami orang-orang yang sesat.
Amharca:
ይላሉ «ጌታችን ሆይ! በእኛ ላይ መናጢነታችን አሸነፈችን፡፡ ጠማማዎችም ሕዝቦች ነበርን፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறுவார்கள்: எங்கள் இறைவா! எங்களது துர்பாக்கியம் எங்களை மிகைத்து விட்டது. இன்னும், நாங்கள் வழிகெட்ட மக்களாக இருந்தோம்.
Korece:
이때 그들이 말하리니 주여불행이 저희를 덮치나이다 저희는 방황하는 백성이었습니다
Vietnamca:
Họ nài nỉ van cầu: “Lạy Thượng Đế của bầy tôi, bầy tôi đã chịu cùng cực và khổ ải, quả thật bầy tôi thực sự là những kẻ lầm lạc.”
Ayet Linkleri: