Arapça:
أَلَمْ تَكُنْ آيَاتِي تُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَكُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Çeviriyazı:
elem tekün âyâtî tütlâ `aleyküm feküntüm bihâ tükeẕẕibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah Teâlâ,) Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?... der.
Diyanet İşleri:
Allah: "Ayetlerim size okunurken onları yalanlıyordunuz değil mi?" der.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Siz değil miydiniz size ayetlerim okunurken onları yalanlayanlar?
Şaban Piriş:
Ayetlerim size okunmamış mıydı? Siz de onları yalanlamamış mıydınız?
Edip Yüksel:
Ayetlerim size okunmuyor muydu ve siz de onları yalanlamıyor muydunuz?
Ali Bulaç:
Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz?
Suat Yıldırım:
Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: “Âyetlerim size okunurdu da siz onları yalan sayardınız değil mi?” [4,165; 17,15; 67,8-11]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Değil mi ki Benim âyetlerim size karşı tilâvet ediliyordu da siz onları tekzîp ediyordunuz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ayetlerim size okunmadı mı? Ve siz onları yalanlamıyor muydunuz?"
Bekir Sadak:
23:108
İbni Kesir:
Ayetlerim size okunurken, onları yalanlayanlar siz değil miydiniz?
Adem Uğur:
Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?
İskender Ali Mihr:
Âyetlerim size okunurken
Celal Yıldırım:
(Allah onlara): Âyetlerim size okunurdu da onları yalan sayardınız, değil mi ? (buyurur).
Tefhim ul Kuran:
Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz?
Fransızca:
"Mes versets ne vous étaient-ils pas récités et vous les traitiez alors de mensonges ? "
İspanyolca:
«¿No se os recitaron Mis aleyas y vosotros las desmentisteis?»
İtalyanca:
«Non vi sono stati recitati i Miei versetti? E non li consideraste imposture?».
Almanca:
Wurden euch Meine Ayat etwa nicht stets vorgetragen, und ihr pflegtet sie als Lüge abzutun?!
Çince:
难道我的迹象没有对你们宣读过,而你们否认它吗?
Hollandaca:
En er zal tot hen gezegd worden: Werden mijne teekenen u niet herinnerd en hebt gij die niet van valschheid beschuldigd?
Rusça:
Разве вам не читали Мои аяты, а вы считали их ложью?
Somalice:
(Waxaa lagu Dhihi) Miyeyna ahayn Aayaadkanagu kuwa lagu Akhriyo Korkiinna ood Beenin Jirteen.
Swahilice:
Je! Hazikuwa Aya zangu mkisomewa, na nyinyi mkizikanusha?
Uygurca:
(ئۇلارغا) «سىلەرگە (دۇنيادا) مېنىڭ ئايەتلىرىم ئوقۇپ بېرىلگەن، سىلەر ئۇنى (شۇنچە روشەن تۇرۇقلۇق) ئىنكار قىلغان ئەمەسمىدىڭلار» دېيىلىدۇ
Japonca:
(かれらに言われよう。)「われの印があなたがたに読誦されなかったのか,なのにそれを嘘であるとしたのか。」
Arapça (Ürdün):
«ألم تكن آياتي» من القرآن «تتلي عليكم» تُخوَّفُون بها «فكنتم بها تكذبون».
Hintçe:
(उस वक्त हम पूछेंगें) क्या तुम्हारे सामने मेरी आयतें न पढ़ी गयीं थीं (ज़रुर पढ़ी गयी थीं) तो तुम उन्हें झुठलाया करते थे
Tayca:
โองการทั้งหลายของเรามิได้ถูกนำมาอ่านแก่พวกเจ้าดอกหรือ แล้วพวกเจ้าก็ปฏิเสธไม่ยอมเชื่อมัน
İbranice:
האם לא קראו בפניכם את אותותיי, ואתם התכחשתם להם
Hırvatça:
Zar vam ajeti Moji nisu kazivani, a vi ste ih poricali?!
Rumence:
Nu vi s-au citit semnele Mele? Nu le-aţi socotit voi minciuni?
Transliteration:
Alam takun ayatee tutla AAalaykum fakuntum biha tukaththiboona
Türkçe:
"Ayetlerim size okunmadı mı?" Ve siz onları yalanlamıyor muydunuz?"
Sahih International:
[It will be said]. "Were not My verses recited to you and you used to deny them?"
İngilizce:
Were not My Signs rehearsed to you, and ye did but treat them as falsehood?
Azerbaycanca:
(Onlara deyilər: ) “Məgər Mənim ayələrim sizlərə oxunmurdumu? Siz isə onları yalan hesab edirsiniz!”
Süleyman Ateş:
Ayetlerim size okunurdu da siz onları yalanlardınız değil mi?
Diyanet Vakfı:
Size ayetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?
Erhan Aktaş:
“Âyetlerim size okunduğunda; onları yalanlayanlar siz değil miydiniz?”
Kral Fahd:
Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?
Hasan Basri Çantay:
(Onlara şöyle denilecek:) Karşınızda âyetlerim okunurken onları tekzîb eden siz değil miydiniz?
Muhammed Esed:
(Ve Allah onlara:) "Mesajlarım size ulaştırılmamış mıydı ve siz de onları yalanlayıp durmamış mıydınız?" (diyecek).
Gültekin Onan:
Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz?
Ali Fikri Yavuz:
(Allah, o kâfirlere şöyle buyuracak): “-Size (dünyada) ayetlerim (Kur’an) okunurken, onları inkâr eden siz değilmi idiniz?”
Portekizce:
Acaso, não vos forem recitados os Meus versículos e vós os desmentistes?
İsveççe:
[Och Gud skall säga:] "Lästes inte Mina budskap upp för er och påstod ni inte att allt var lögn?"
Farsça:
[خدا به آنان می گوید:] آیا آیات من بر شما خوانده نمی شد و شما [همواره] آنها را تکذیب می کردید؟
Kürtçe:
(پێیان دەوترێت) ئایا ئایەتەکانی من لەدونیادا بەسەرتاندا نەدەخوێنرایەوە؟ کەچی ئێوە بەدرۆتان دەزانی و ئیمانتان پێ نەدەھێنا
Özbekçe:
Сизларга оятларим тиловат қилинган эмасмиди?! Бас, сиз уларни ёлғонга чиқарган эмасмидингиз?! (Шунда улар ўз айбларига иқрор бўладилар.)
Malayca:
(Sambil dikatakan kepada mereka): "Bukankah ayat-ayatKu selalu dibacakan kepada kamu, lalu kamu terus-menerus mendustakannya?"
Arnavutça:
(Ju thuhet atyre): “Vallë, a nuk u janë lexuar juve ajetet Tona, e ju i keni përgënjeshtruar”.
Bulgarca:
“Не ви ли бяха четени Моите знамения, та ги взехте за лъжа?”
Sırpça:
Зар вам нису казиване Моје речи, а ви сте их порицали?!
Çekçe:
'Což vám nebyla Má znamení zvěstována? Vy však jste je za lživá prohlásili!'
Urduca:
"کیا تم وہی لوگ نہیں ہو کہ میری آیات تمہیں سنائی جاتی تھیں تو تم انہیں جھٹلاتے تھے؟"
Tacikçe:
Оё оятҳои Ман бароятон хонда намешуд ва онҳо- ро дурӯғ меҳисобидед?
Tatarca:
Әйә сезгә Минем аятьләрем укылмадымы? Шуңа сез аны ялганга тотар булдыгыз.
Endonezyaca:
Bukankah ayat-ayat-Ku telah dibacakan kepadamu sekalian, tetapi kamu selalu mendustakannya?
Amharca:
«አንቀጾቼ በእናንተ ላይ የሚነበቡላችሁና በእነርሱ የምታስተባብሉ አልነበራችሁምን» (ይባላሉ)፡፡
Tamilce:
எனது (குர்ஆனின்) வசனங்கள் (உலகத்தில்) உங்களுக்கு முன் ஓதப்பட்டு வந்தன அல்லவா? ஆனால், நீங்கள் அவற்றைப் பொய்ப்பித்துக் கொண்டிருந்தீர்கள்.
Korece:
나의 말씀이 너희에게 낭 송되지 아니 하였느뇨 너희는 그 것을 부정하였노라
Vietnamca:
(Allah phán với họ): “Chẳng phải những lời mặc khải của TA đã được đọc cho các ngươi nghe nhưng các ngươi đã phủ nhận đó sao?”
Ayet Linkleri: