Arapça:
إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ ۚ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ وَكِيلًا
Çeviriyazı:
inne `ibâdî leyse leke `aleyhim sülṭân. vekefâ birabbike vekîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.
Diyanet İşleri:
Doğrusu Benim mümin kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin olamaz. Rabbin vekil olarak yeter."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki gerçek kullarımın üstünde hiçbir hükmün yoktur, onlara karşı hiçbir gücün olmaz senin ve Rabbin, koruyucu olarak yeter onlara.
Şaban Piriş:
Şüphesiz kullarımın üzerinde senin bir gücün yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.
Edip Yüksel:
"Kullarıma gelince, senin onlar üzerine hiç bir gücün yoktur." Koruyucu olarak Rabbin yeter.
Ali Bulaç:
"Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur." Vekil olarak Rabbin yeter.
Suat Yıldırım:
“Benim gerçek kullarıma senin asla bir hakimiyetin olamayacaktır.Rabbinin onları koruyucu olması yeter de artar!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Şüphesiz benim kullarım var ya, senin için onların üzerinde bir hakimiyet yoktur. Vekil olarak da Rabbin kâfidir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Kuşkusuz, benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter.
Bekir Sadak:
And olsun ki, biz insanogullarini serefli kildik, onlarin karada ve denizde gezmesini sagladik, temiz seylerle onlari riziklandirdik, yaratiklarimizin pek cogundan ustun kildik.*
İbni Kesir:
Muhakkak ki Benim kullarım üzerine senin bir hakimiyetin yoktur. Vekil olarak Rabbın yeter.
Adem Uğur:
Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Benim kullarımın üzerinde, senin bir sultanlığın (yaptırım gücün) yoktur. Ve senin Rabbin, vekil olarak kâfidir (yeter).
Celal Yıldırım:
«Şüphesiz ki benim (gerçek mü´min) kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olamaz. Vekîl olarak Rabbin yeter.
Tefhim ul Kuran:
«Benim kullarım
Fransızca:
Quant à Mes serviteurs, tu n'as aucun pouvoir sur eux". Et ton Seigneur suffit pour les protéger !
İspanyolca:
«Pero no tienes ninguna autoridad sobre Mis siervos». ¡Tu Señor basta como protector!
İtalyanca:
" Non avrai però nessuna autorità sui Miei servi: il tuo Signore basterà a proteggerli".
Almanca:
Gewiß, über Meine Diener hast du allerdings keinerlei Verfügung. Und dein HERR genügt als Wakil."
Çince:
我的仆人,你对他们没有任何权柄,你的主足为监护者。
Hollandaca:
Wat mijne dienaren betreft, zult gij geene macht over hen hebben; want uw Heer is een toereikende schuts voor hen die vertrouwen in hem stellen.
Rusça:
Воистину, ты не властен над Моими рабами. Довольно того, что твой Господь является их Попечителем и Хранителем".
Somalice:
Addoomadayda kuma lihid xujo, Eebahooda waa ku filan yahay wakiil (Ilaaliye).
Swahilice:
Hakika wewe huna mamlaka juu ya waja wangu. Na Mola wako Mlezi anatosha kuwa ni wa kutegemewa.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، مېنىڭ (ئىخلاسمەن) بەندىلىرىم ئۈستىدىن سەن ھۆكۈمرانلىق قىلالمايسەن. پەرۋەردىگارىڭ ھەقىقەتەن ھامىي بولۇشقا يېتەرلىكتۇر»
Japonca:
「あなたは,われのしもベに対して何の権威も持たない。」あなたの主は,信頼する方として万全である。
Arapça (Ürdün):
«إن عبادي» المؤمنين «ليس لك عليهم سلطان» تسلط وقوة «وكفى بربك وكيلا» حافظا لهم منك.
Hintçe:
बेशक जो मेरे (ख़ास) बन्दें हैं उन पर तेरा ज़ोर नहीं चल (सकता) और कारसाज़ी में तेरा परवरदिगार काफी है
Tayca:
”แท้จริงปวงบ่าวของข้านั้น เจ้าไม่มีอำนาจใดๆ เหนือพวกเขา และพอเพียงแล้วที่พระเจ้าของเจ้าเป็นผู้คุ้มครอง”
İbranice:
ואולם על עבדיי לא תהיה לך כל שליטה, כי ריבונך דיו כשומר עליהם
Hırvatça:
ali, ti, doista, nećeš imati nikakve vlasti nad robovima Mojim!" A Gospodar tvoj je dovoljan kao zaštitnik!
Rumence:
“Cât despre robii Mei, tu nu ai nici o împuternicire asupra lor. Domnul tău este de ajuns ca apărător.”
Transliteration:
Inna AAibadee laysa laka AAalayhim sultanun wakafa birabbika wakeelan
Türkçe:
"Kuşkusuz, benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır." Vekil olarak Rabbin yeter.
Sahih International:
Indeed, over My [believing] servants there is for you no authority. And sufficient is your Lord as Disposer of affairs.
İngilizce:
As for My servants, no authority shalt thou have over them: Enough is thy Lord for a Disposer of affairs.
Azerbaycanca:
Doğrusu, Mənim (mö’min) bəndələrim üzərində sənin heç bir hökmün ola bilməz. Rəbbinin vəkil olması (sənin şərindən və vəsfəsəndən onları qoruması) kifayət edər!”
Süleyman Ateş:
Benim (gerçek) kullarım(a gelince) senin onlar(ı kandırmağ)a gücün yetmez! vekil olarak Rabbin yeter.
Diyanet Vakfı:
Şurası muhakkak ki, benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.
Erhan Aktaş:
“Bana yönelmiş kullarım üzerinde, senin bir sûltanın(1) yoktur. Vekil(2) olarak Rabb’in yeter.”
Kral Fahd:
Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.
Hasan Basri Çantay:
«Benim gerçek kullarım (var ya.) Senin onlar üzerinde hiç bir haakimiyyetin yokdur. (Onlara) vekîl olarak Rabbin yeter».
Muhammed Esed:
(Bununla birlikte yine de) bil ki, (Bana güven bağlayan) kullarım üzerinde senin bir etkin olmayacaktır; çünkü kimse Rabbin kadar güvene layık değildir."
Gültekin Onan:
17:64
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu, benim o gerçek kullarım var ya! Senin (ey İblis) onlar üzerine hiç bir hâkimiyetin yoktur. Rabbin ise, vekil olarak yeter.
Portekizce:
Não terás autoridade alguma sobre os Meus servos, porque basta o teu Senhor para Guardião.
İsveççe:
Men du skall inte ha någon makt över Mina [sanna] tjänare; ingen som sätter sin lit till din Herre behöver ett annat skydd."
Farsça:
[ولی آگاه باش که] یقیناً تو را بر بندگانم هیچ تسلّطی نیست، و کافی است که پروردگارت نگهبان و کارساز [آنان] باشد.
Kürtçe:
بێگومان بەندەکانی من دەسەڵاتت بەسەریاندا نیە (و ناتوانیت گومڕایان بکەیت) وە پەروەردگارت بەسە پارێزەر و چاودێر بێت
Özbekçe:
Албатта, Менинг бандаларим устидан сенинг султонинг йўқ. Роббингнинг Ўзи вакилликка кифоядир», деди.
Malayca:
Sesungguhnya hamba-hambaKu (yang beriman dengan ikhlas), tiadalah engkau (hai iblis) mempunyai sebarang kuasa terhadap mereka (untuk menyesatkannya); cukuplah Tuhanmu (wahai Muhammad) menjadi Pelindung (bagi mereka).
Arnavutça:
Me të vërtetë, ti nuk ke kurrfarë pushteti ndaj robërve të Mi! Të mjafton ty Zoti yt si mbrojtës!
Bulgarca:
“Над Моите раби ти нямаш власт. И достатъчен е твоят Господ за покровител.”
Sırpça:
Ти, заиста, нећеш да имаш никакве власти над Мојим верницима!“ А твој Господар је довољан као заштитник!
Çekçe:
Nad služebníky Mými však pravomoc nebudeš mít žádnou!' Pán tvůj pak stačí jim co ochránce!
Urduca:
یقیناً میرے بندوں پر تجھے کوئی اقتدار حاصل نہ ہوگا، اور توکل کے لیے تیرا رب کافی ہے"
Tacikçe:
Туро бар бандагоди Ман ҳеҷ ғолибияте набошад ва Парвардигори ту барои нигаҳбониашон кофист!»
Tatarca:
Әмма минем ихлас колларыма синең ихтыярың булмас, ягъни көчең җитмәс. Үзе теләгән кешеләрне синең зарарыңнан сакларга Раббың үзе җитәдер.
Endonezyaca:
Sesungguhnya hamba-hamba-Ku, kamu tidak dapat berkuasa atas mereka. Dan cukuplah Tuhan-mu sebagai Penjaga".
Amharca:
«ባሮቼ በእነሱ ላይ ፈጽሞ ላንተ ስልጣን የለህም፡፡ መጠጊያም በጌታህ በቃ፡፡»
Tamilce:
“நிச்சயமாக என் அடியார்கள் அவர்கள் மீது உனக்கு அதிகாரம் இல்லை” இன்னும், (நபியே! உமக்கு) பொறுப்பாளனாக (-உம்மை பாதுகாப்பவனாக) உம் இறைவனே போதுமானவன்.
Korece:
실로 너는 나의 종들 위에 아무런 권능이 없나니 주님의 보 호하심으로 충분하니라
Vietnamca:
“Chắc chắn với đám bầy tôi (ngoan đạo) của TA thì ngươi (Iblis) không có thẩm quyền (dụ dỗ) được họ và chỉ cần Thượng Đế của ngươi đủ làm Đấng Bảo Hộ cho họ.”
Ayet Linkleri: