Arapça:
قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ
Çeviriyazı:
ḳâlû evelem nenheke `ani-l`âlemîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Lût kavmi şöyle dedi: "Biz sana kimsenin koruyuculuğunu yapmamanı söylememiş miydik?"
Diyanet İşleri:
Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik? dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Seni konuk kabul etmekten menetmedik miydi dediler.
Şaban Piriş:
"Biz sana insanları misafir etmeni yasaklamadık mı?" dediler.
Edip Yüksel:
"İnsanlarla diyalog kurmaktan seni menetmemiş miydik," dediler.
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Biz seni 'herkes(in işin)e karışmaktan' alıkoymamış mıydık?"
Suat Yıldırım:
Onlarsa: “Biz seni elalemin işine karışmaktan menetmemiş miydik (şunu bunu korumak sana mı kalmış!)” dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Kavmi de) Dediler ki: «Biz seni âlemlerin işine karışmaktan men etmiş değil miydik?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Seni elâlemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?"
Bekir Sadak:
Bunda, gorebilen insanlar icin ibretler vardir.
İbni Kesir:
Dediler ki: Biz seni alemlerden men´etmemiş miydik?
Adem Uğur:
Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik? dediler.
İskender Ali Mihr:
Biz seni elâlemin (başkalarının) işine karışmaktan nehyetmedik (men etmedik) mi?
Celal Yıldırım:
Onlar: «Biz seni yabancıları (konuk edinmek)den men´etmemiş miydik ?» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Biz seni ´herkes(in işin)e karışmaktan´ alıkoymamış mıydık?»
Fransızca:
Ils dirent : "Ne t'avions-nous pas interdit de [recevoir] du monde ? "
İspanyolca:
Dijeron: «¿No te habíamos prohibido que trajeras a nadie?»
İtalyanca:
Risposero: «Già ti abbiamo proibito [di proteggere] chicchessia!».
Almanca:
Sie sagten: "Haben wir dir etwa nicht verboten, Kontakte mit den Menschen zu pflegen?"
Çince:
他们说:难道我们没有禁止你与世人往来吗?
Hollandaca:
Zij antwoordden: Hebben wij u niet verboden een mensch te ondersteunen?
Rusça:
Они сказали: "Разве мы не запрещали тебе укрывать людей?"
Somalice:
Waxayna dhaheen Miyaanaan kaa Reebin Caalamka (imaad marti galido cidna).
Swahilice:
Wakasema: Sisi hatukukukataza usimkaribishe yeyote?
Uygurca:
ئۇلار: «بىز سېنى كەلگەن مۇساپىرلارنى ھىمايە قىلىشتىن توسمىغانمىدۇق؟» دېدى
Japonca:
かれらは言った。「わたしたちは,外国の者(を泊めること)を,あなたに禁じなかったか」
Arapça (Ürdün):
«قالوا أو لم ننهك عن العالمين» عن إضافتهم.
Hintçe:
वह लोग कहने लगे क्यों जी हमने तुम को सारे जहाँन के लोगों (के आने) की मनाही नहीं कर दी थी
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “และเรามิได้ห้ามท่านเกี่ยวกับการต้อนรับแขกดอกหรือ?”
İbranice:
אמרו לו: 'האם לא אסרנו עליך לארח אנשים (זרים)
Hırvatça:
"A zar ti nismo zabranili da muški svijet ugošćavaš?"
Rumence:
Ei spuseră: “Nu ţi-am oprit să te ocupi de lumi?”
Transliteration:
Qaloo awalam nanhaka AAani alAAalameena
Türkçe:
Dediler: "Seni elâlemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?"
Sahih International:
They said, "Have we not forbidden you from [protecting] people?"
İngilizce:
They said: "Did we not forbid thee (to speak) for all and sundry?"
Azerbaycanca:
Onlar: “Məgər biz sənə (şəhərimizə gələn) adamları (himayə etməyə etməyi, onları qonaq saxlamağı) qadağan etmədikmi?” – deyə soruşdular.
Süleyman Ateş:
Seni alemlerden (başkalarının işine karışmaktan) menetmemiş miydik? dediler.
Diyanet Vakfı:
"Biz seni, elalemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?" dediler.
Erhan Aktaş:
Şehir halkı: “Seni, başkalarının işine karışmaktan men etmedik mi?” dediler.
Kral Fahd:
Kavmi de Lût'a şöyle demişlerdi: "Seni âlemlerden (birini misafir etmekten) menetmemiş miydik?
Hasan Basri Çantay:
«Biz seni, dediler, elâleme karışmakdan, (bizim bu gibi işlerimize müdâhale etmekden) men etmedik mi»?
Muhammed Esed:
Cevap verdiler: "Biz sana insanlarla görüşmeyi, (onlara kol kanat germeyi) yasaklamamış mıydık?"
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar “- Biz, seni âlemin işine karışmaktan men etmedik mi?” dediler.
Portekizce:
Disseram-lhe: Não te havíamos advertido para não hospedares estranhos?
İsveççe:
De svarade: "Har vi inte förbjudit dig att lägga dig ut för främlingar [som vi har lust till]?"
Farsça:
گفتند: مگر ما تو را [از مهمان کردن] مردمان نهی نکردیم؟
Kürtçe:
ووتیان ئێمە پێمان نەووتیت نابێت بەرگری لە کەس بکەیت (نابێت میوانداری کەس بکەیت وکەس توخنت بکەوێت)
Özbekçe:
Улар: «Биз сени оламлардан қайтармаганмидик?!» дедилар. (Лут (а. с.) уларни ўтакетган фаҳш иш бўлмиш баччабозликдан қайтарганлар, кимларнидир ҳимоя қилганлар ва жиноятчи қавм у кишига оламда ҳеч кимни ҳимоя қилмасликни айтиб таҳдид солган. Улар ҳозир Лутга (а. с.) ораларида аввал бўлиб ўтган ўша гап-сўзларни эслатмоқдалар.)
Malayca:
Mereka menjawab: "Bukankah kami telah melarangmu jangan menerima sebarang tetamu dari orang ramai (atau memberi perlindungan kepada mereka)?"
Arnavutça:
Ata (populli i Lutit) thanë: “A nuk të kemi ndaluar na ty, që të pranosh mysafirë?”
Bulgarca:
Казаха: “Не те ли възпряхме от хората [да ти гостуват]?”
Sırpça:
„А зар ти нисмо забранили да било кога угостиш?“
Çekçe:
Pravili: 'Což jsme tě nebránili před vším lidstvem?'
Urduca:
وہ بولے "کیا ہم بارہا تمہیں منع نہیں کر چکے ہیں کہ دنیا بھر کے ٹھیکے دار نہ بنو؟"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Магар туро аз мардум манъ накарда будем?»
Tatarca:
Кәферләр әйттеләр: "Без сине егетләрне кунак итүдән тыймадыкмы? Рисвай булырга теләмәсәң, егетләрне кунак итмә."
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Dan bukankah kami telah melarangmu dari (melindungi) manusia?"
Amharca:
«ከዓለማት (ማንንም እንዳታስተናግድ) አልከለከልንህምን» አሉት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “(வேறு ஊர்) மக்களை (விருந்துக்கு அழைப்பதை) விட்டும் நாம் உம்மைத் தடுக்கவில்லையா.”
Korece:
그들이 말하길 우리가 당신 께 저마다에게 말하는 것을 금하 지 아니하였소
Vietnamca:
(Đám dân của Lut) nói: “Chẳng phải bọn ta đã cấm Ngươi tiếp đón người lạ đó sao?”
Ayet Linkleri: