Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

70

Ayet No: 

1872

Sayfa No: 

265

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû evelem nenheke `ani-l`âlemîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Lût kavmi şöyle dedi: "Biz sana kimsenin koruyuculuğunu yapmamanı söylememiş miydik?"

Diyanet İşleri: 

Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik? dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Seni konuk kabul etmekten menetmedik miydi dediler.

Şaban Piriş: 

"Biz sana insanları misafir etmeni yasaklamadık mı?" dediler.

Edip Yüksel: 

"İnsanlarla diyalog kurmaktan seni menetmemiş miydik," dediler.

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Biz seni 'herkes(in işin)e karışmaktan' alıkoymamış mıydık?"

Suat Yıldırım: 

Onlarsa: “Biz seni elalemin işine karışmaktan menetmemiş miydik (şunu bunu korumak sana mı kalmış!)” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Kavmi de) Dediler ki: «Biz seni âlemlerin işine karışmaktan men etmiş değil miydik?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler: "Seni elâlemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?"

Bekir Sadak: 

Bunda, gorebilen insanlar icin ibretler vardir.

İbni Kesir: 

Dediler ki: Biz seni alemlerden men´etmemiş miydik?

Adem Uğur: 

Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik? dediler.

İskender Ali Mihr: 

Biz seni elâlemin (başkalarının) işine karışmaktan nehyetmedik (men etmedik) mi?

Celal Yıldırım: 

Onlar: «Biz seni yabancıları (konuk edinmek)den men´etmemiş miydik ?» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Biz seni ´herkes(in işin)e karışmaktan´ alıkoymamış mıydık?»

Fransızca: 

Ils dirent : "Ne t'avions-nous pas interdit de [recevoir] du monde ? "

İspanyolca: 

Dijeron: «¿No te habíamos prohibido que trajeras a nadie?»

İtalyanca: 

Risposero: «Già ti abbiamo proibito [di proteggere] chicchessia!».

Almanca: 

Sie sagten: "Haben wir dir etwa nicht verboten, Kontakte mit den Menschen zu pflegen?"

Çince: 

他们说:难道我们没有禁止你与世人往来吗?

Hollandaca: 

Zij antwoordden: Hebben wij u niet verboden een mensch te ondersteunen?

Rusça: 

Они сказали: "Разве мы не запрещали тебе укрывать людей?"

Somalice: 

Waxayna dhaheen Miyaanaan kaa Reebin Caalamka (imaad marti galido cidna).

Swahilice: 

Wakasema: Sisi hatukukukataza usimkaribishe yeyote?

Uygurca: 

ئۇلار: «بىز سېنى كەلگەن مۇساپىرلارنى ھىمايە قىلىشتىن توسمىغانمىدۇق؟» دېدى

Japonca: 

かれらは言った。「わたしたちは,外国の者(を泊めること)を,あなたに禁じなかったか」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا أو لم ننهك عن العالمين» عن إضافتهم.

Hintçe: 

वह लोग कहने लगे क्यों जी हमने तुम को सारे जहाँन के लोगों (के आने) की मनाही नहीं कर दी थी

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “และเรามิได้ห้ามท่านเกี่ยวกับการต้อนรับแขกดอกหรือ?”

İbranice: 

אמרו לו: 'האם לא אסרנו עליך לארח אנשים (זרים)

Hırvatça: 

"A zar ti nismo zabranili da muški svijet ugošćavaš?"

Rumence: 

Ei spuseră: “Nu ţi-am oprit să te ocupi de lumi?”

Transliteration: 

Qaloo awalam nanhaka AAani alAAalameena

Türkçe: 

Dediler: "Seni elâlemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?"

Sahih International: 

They said, "Have we not forbidden you from [protecting] people?"

İngilizce: 

They said: "Did we not forbid thee (to speak) for all and sundry?"

Azerbaycanca: 

Onlar: “Məgər biz sənə (şəhərimizə gələn) adamları (himayə etməyə etməyi, onları qonaq saxlamağı) qadağan etmədikmi?” – deyə soruşdular.

Süleyman Ateş: 

Seni alemlerden (başkalarının işine karışmaktan) menetmemiş miydik? dediler.

Diyanet Vakfı: 

"Biz seni, elalemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?" dediler.

Erhan Aktaş: 

Şehir halkı: “Seni, başkalarının işine karışmaktan men etmedik mi?” dediler.

Kral Fahd: 

Kavmi de Lût'a şöyle demişlerdi: "Seni âlemlerden (birini misafir etmekten) menetmemiş miydik?

Hasan Basri Çantay: 

«Biz seni, dediler, elâleme karışmakdan, (bizim bu gibi işlerimize müdâhale etmekden) men etmedik mi»?

Muhammed Esed: 

Cevap verdiler: "Biz sana insanlarla görüşmeyi, (onlara kol kanat germeyi) yasaklamamış mıydık?"

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar “- Biz, seni âlemin işine karışmaktan men etmedik mi?” dediler.

Portekizce: 

Disseram-lhe: Não te havíamos advertido para não hospedares estranhos?

İsveççe: 

De svarade: "Har vi inte förbjudit dig att lägga dig ut för främlingar [som vi har lust till]?"

Farsça: 

گفتند: مگر ما تو را [از مهمان کردن] مردمان نهی نکردیم؟

Kürtçe: 

ووتیان ئێمە پێمان نەووتیت نابێت بەرگری لە کەس بکەیت (نابێت میوانداری کەس بکەیت وکەس توخنت بکەوێت)

Özbekçe: 

Улар: «Биз сени оламлардан қайтармаганмидик?!» дедилар. (Лут (а. с.) уларни ўтакетган фаҳш иш бўлмиш баччабозликдан қайтарганлар, кимларнидир ҳимоя қилганлар ва жиноятчи қавм у кишига оламда ҳеч кимни ҳимоя қилмасликни айтиб таҳдид солган. Улар ҳозир Лутга (а. с.) ораларида аввал бўлиб ўтган ўша гап-сўзларни эслатмоқдалар.)

Malayca: 

Mereka menjawab: "Bukankah kami telah melarangmu jangan menerima sebarang tetamu dari orang ramai (atau memberi perlindungan kepada mereka)?"

Arnavutça: 

Ata (populli i Lutit) thanë: “A nuk të kemi ndaluar na ty, që të pranosh mysafirë?”

Bulgarca: 

Казаха: “Не те ли възпряхме от хората [да ти гостуват]?”

Sırpça: 

„А зар ти нисмо забранили да било кога угостиш?“

Çekçe: 

Pravili: 'Což jsme tě nebránili před vším lidstvem?'

Urduca: 

وہ بولے "کیا ہم بارہا تمہیں منع نہیں کر چکے ہیں کہ دنیا بھر کے ٹھیکے دار نہ بنو؟"

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Магар туро аз мардум манъ накарда будем?»

Tatarca: 

Кәферләр әйттеләр: "Без сине егетләрне кунак итүдән тыймадыкмы? Рисвай булырга теләмәсәң, егетләрне кунак итмә."

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Dan bukankah kami telah melarangmu dari (melindungi) manusia?"

Amharca: 

«ከዓለማት (ማንንም እንዳታስተናግድ) አልከለከልንህምን» አሉት፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “(வேறு ஊர்) மக்களை (விருந்துக்கு அழைப்பதை) விட்டும் நாம் உம்மைத் தடுக்கவில்லையா.”

Korece: 

그들이 말하길 우리가 당신 께 저마다에게 말하는 것을 금하 지 아니하였소

Vietnamca: 

(Đám dân của Lut) nói: “Chẳng phải bọn ta đã cấm Ngươi tiếp đón người lạ đó sao?”