Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

185

Ayet No: 

1139

Sayfa No: 

174

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَوَلَمْ يَنظُرُوا فِي مَلَكُوتِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ وَأَنْ عَسَىٰ أَن يَكُونَ قَدِ اقْتَرَبَ أَجَلُهُمْ ۖ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

evelem yenżurû fî melekûti-ssemâvâti vel'arḍi vemâ ḫaleḳa-llâhü min şey'iv veen `asâ ey yekûne ḳadi-ḳterabe ecelühüm. febieyyi ḥadîŝim ba`dehû yü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah'ın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bu Kur'ân'dan sonra başka hangi söze inanacaklar.

Diyanet İşleri: 

Göklerin ve yerin hükümranlığını, Allah'ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimalini düşünmüyorlar mı? Bundan sonra hangi söze inanacaklar?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bakmazlar mı göklerdeki ve yeryüzündeki saltanat ve tedbire ve Allah'ın yarattığı şeylerden herhangi birine ve ölüm çağlarının gelip çatmakta olduğuna? Bu sözden sonra da hangi söze inanırlar artık?

Şaban Piriş: 

Göklerin ve yerin melekutüne/hükümranlığına ve orada Allah’ın yarattığı şeylere ve ecellerinizin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmıyorlar mı? Bundan sonra hangi söze inanacaksınız?

Edip Yüksel: 

Göklerin ve yerin egemenliğine ve ALLAH'ın yarattığı şeylere bakmazlar mı? Son anlarının yaklaşmış olabileceğini hiç düşünmezler mi? Bundan sonra artık hangi hadise (söze) inanırlar?

Ali Bulaç: 

Onlar, göklerin ve yerin 'bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete’ (melekût) Allah'ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

Suat Yıldırım: 

Hiç düşünmezler mi göklerin ve yerin hükümranlığını, o muazzam saltanatı? Düşünmezler mi Allah'ın yarattığı herhangi bir mahlûktaki ilahî düzenlemeyi?Onu da düşünmezlerse bari ecellerinin yaklaşmış olabileceği ihtimalini?O halde buna iman etmedikten sonra, daha hangi söze inanırlar?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar göklerin ve yerin muazzam mülkiyetine ve Allah Teâlâ´nın yarattığı herhangi bir şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabildiğine bakmazlar mı? Artık bundan sonra hangi bir söze inanacaklardır?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerin ve yerin melekûtuna, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?

Bekir Sadak: 

Allah onlara kusursuz bir cocuk verince, kendilerine verdigi sey hakkinda Allah´a ortaklar kostular. Allah, onlarin ortak kostuklari seylerden yucedir.

İbni Kesir: 

Onlar

Adem Uğur: 

Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah´ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur´an´dan sonra hangi söze inanacaklar?

İskender Ali Mihr: 

Onlar yerlerin, göklerin hükümranlığına (sünnetullaha, idaresine) ve Allah´ın yarattığı şeylere ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimaline bakmıyorlar mı? Ondan sonra artık hangi söze inanırlar (mü´min olurlar).

Celal Yıldırım: 

Onlar göklerin ve yerin ve Allah´ın yarattığı herhangi bir şeyin varlık ve düzenini nasıl yüksek, dengeli ve ahenkli bir kanunla yürütüldüğüne bakmıyorlar mı ? Ve umulur ki ecellerinin de pek yakın olduğunu hiç düşünmediler mi ? Bundan sonra artık hangi söze inanırlar?!

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, göklerin ve yerin ´bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete (melekût),´ Allah´ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

Fransızca: 

N'ont-ils pas médité sur le royaume des cieux et de la terre, et toute chose qu'Allah a créée, et que leur terme est peut-être déjà proche ? En quelle parole croiront-ils après cela ?

İspanyolca: 

¿No han considerado el reino de los cielos y de la tierra y todo lo que Alá ha creado? ¿Y que tal vez se acerque su fin? ¿En qué anuncio, después de éste, van a creer?

İtalyanca: 

Non hanno considerato il Regno dei cieli e della terra, e tutto ciò che Allah ha creato e che forse è vicino il termine loro? In quale altro messaggio crederanno, dopo di ciò?

Almanca: 

Haben sie etwa nicht ALLAHs Herrschaft über die Himmel und die Erde versonnen erblickt und das, was ALLAH an Dingen erschuf, und daß vielleicht ihr Ende bereits sich genähert hat?! An welche Mitteilung werden sie denn nach ihm (Quran) den Iman verinnerlichen?!

Çince: 

难道他们没有观察天地的主权和真主创造的万物吗?难道他们没有想到他们的寿限或许已临近了吗?此外,他们将信仰什么言辞呢?

Hollandaca: 

Of beschouwen zij het koninkrijk des hemels en der aarde niet, en de dingen die God heeft geschapen; en denken zij er niet aan, dat hun einde misschien nabij is? En in welke nieuwe verklaring zullen zij na deze gelooven?

Rusça: 

Неужели они не вглядываются в царствие небес и земли, а также всего, что сотворил Аллах? Быть может, их срок уже близок. В какой же рассказ после этого они уверуют?

Somalice: 

Miyeyna Dayin Xukunka Samooyinka iyo Dhulka, iyo waxa Eebe abuuray oo wax ah, iyo inay Mudantahay inay Dhawdahay Ajashoodu, Hadalkayse Quraanka ka dib Rumayn.

Swahilice: 

Je, hawatazami ufalme wa mbingu na ardhi, na vitu alivyo viumba Mwenyezi Mungu, na pengine ajali yao imekwisha karibia? Basi maneno gani baada ya haya watayaamini?

Uygurca: 

ئۇلار ئاسمانلارنىڭ ۋە زېمىننىڭ سەلتەنىتى ئۈستىدە، اﷲ نىڭ ياراتقان مەخلۇقاتلىرى، ئۆزلىرىنىڭ ئەجىلى يېقىنلىشىدىغانلىقىنىڭ مۇمكىنلىكى ئۈستىدە پىكىر يۈرگۈزمەمدۇ؟ ئۇلار (كالامۇللاھ ئىكەنلىكى شۇنچە روشەن بولغان) قۇرئاندىن باشقا يەنە قايسى سۆزگە ئىشىنىدۇ؟

Japonca: 

かれらは天と地の大権に就いて観察し,またアッラーが創られた凡ての事物に就いて考察しないのか。またかれらに定められた時が,近くに迫っていると考えないのか。かれらはこの後に,どんな教説を信じようとするのか。

Arapça (Ürdün): 

«أو لم ينظروا في ملكوت» ملك «السماوات والأرض و» في «ما خلق الله من شيء» بيان لما، فيستدلوا به على قدرة صانعه ووحدانيته «و» في «أن» أي أنه «عسى أن يكون قد اقترب» قرب «أجلهم» فيموتوا كفارا فيصيروا إلى النار فيبادروا إلى الإيمان «فبأي حديث بعده» أي القرآن «يؤمنون».

Hintçe: 

क्या उन लोगों ने आसमान व ज़मीन की हुकूमत और ख़ुदा की पैदा की हुई चीज़ों में ग़ौर नहीं किया और न इस बात में कि यायद उनकी मौत क़रीब आ गई हो फिर इतना समझाने के बाद (भला) किस बात पर ईमान लाएंगें

Tayca: 

“และพวกเขามิได้มองดูในอำนาจทั้งหลายแห่งบรรดาชั้นฟ้า และแผ่นดิน และสิ่งใดสิ่งหนึ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงบังเกิดขึ้นดอกหรือ ? และแท้จริงอาจเป็นไปได้ว่า กำหนดเวลาแห่งความตายของพวกเขานั้นได้ใกล้มาแล้ว แล้วก็ถ้อยคำใดเล่าที่พวกเขาจะศรัทธากันหลังจากอัล-กุรอาน ”

İbranice: 

האם הם לא הביטו אל מלכות השמיים והארץ וכל דבר שיצר אלוהים? והם לא ראו שזמנם (סופם) קרב? ולאחר כל זאת (אזהרות הקוראן,) לאיזו אזהרה הם יאמינו

Hırvatça: 

I zašto oni ne promisle o carstvu nebesa i Zemlje i o svemu onome što je On stvorio, i da im se, možda, kraj primakao? Pa u koji će govor, ako ne u Kur'an, vjerovati?

Rumence: 

Ei nu au văzut oare împărăţia cerurilor şi a pământului şi tot ceea ce Dumnezeu a creat? S-ar putea ca sorocul lor să se fi apropiat. În ce spuse vor mai crede după acesta?

Transliteration: 

Awalam yanthuroo fee malakooti alssamawati waalardi wama khalaqa Allahu min shayin waan AAasa an yakoona qadi iqtaraba ajaluhum fabiayyi hadeethin baAAdahu yuminoona

Türkçe: 

Göklerin ve yerin melekûtuna, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?

Sahih International: 

Do they not look into the realm of the heavens and the earth and everything that Allah has created and [think] that perhaps their appointed time has come near? So in what statement hereafter will they believe?

İngilizce: 

Do they see nothing in the government of the heavens and the earth and all that Allah hath created? (Do they not see) that it may well be that their terms is nigh drawing to an end? In what message after this will they then believe?

Azerbaycanca: 

Məgər onlar göylərin və yerin mülkünə (Allahın göylərdəki və yerdəki səltənətinə, qüdrətinə), Allahın yaratmış olduğu hər şeyə, əcəllərinin yaxınlaşması ehtimalına diqqət yetirib düşünmürlərmi? Artıq buna (bu Qur’ana) inanmadıqdan sonra hansı kəlama inanacaqlar?

Süleyman Ateş: 

Göklerin, yerin melekutuna ve Allah'ın yarattığı şeylere ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bak(ıp ibret al)madılar mı? Peki bun(a inanmadık)dan sonra hangi söze inanacaklar?

Diyanet Vakfı: 

Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?

Erhan Aktaş: 

Göklerin ve yerin melekûtuna,(1) Allah’ın yaratmış olduğu şeylere, sürelerinin yaklaşmış olabileceği ihtimaline hiç bakmazlar mı? Bundan sonra artık hangi hadise(2) îmân edecekler?

Kral Fahd: 

(Allah'ın mülkünde hükümranlığında) Göklerin ve yerin melekûtuna (hükümranlığına), Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde bundan (Muhammed sav'in uyarısından ve Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?

Hasan Basri Çantay: 

Onlar (Allahın) göklerde ve yerdeki o muazzam mülk-ü saltanat (ın) a, Allahın yaratdığı her hangi bir şey´e, belki ecellerinin yaklaşmış olduğuna da hiç bakmadılar mı? Artık bundan sonra hangi bir söze inanacaklar ki?

Muhammed Esed: 

Peki, (Allahın) göklerdeki ve yerdeki mutlak egemenliğini, yarattığı bütün o nesneleri hiç gözönüne almıyorlar mı? Ve (sormuyorlar mı kendilerine) ya vakit erişip ecelleri gelmişse? Artık bundan sonra, başka hangi habere inanacaklar?

Gültekin Onan: 

Onlar göklerin ve yerin melekutuna, Tanrı´nın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

Ali Fikri Yavuz: 

Ve onlar, Allah’ın göklerde ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah’ın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bu Kur’an’dan sonra hangi söze iman edecekler?

Portekizce: 

Não reparam no reino dos céus e da terra e em tudo quando Deus criou e em que, quiçá, seu fim se aproxima? E quemensagem, depois desta (Alcorão), crerão?

İsveççe: 

Har de aldrig tänkt igenom betydelsen av [Guds] herravälde över himlarna och jorden och av allt som Gud har skapat och [frågat sig] om den för dem [utmätta] fristen är nära att löpa ut? På vilket budskap skall de hädanefter tro?

Farsça: 

آیا در [فرمانروایی و] مالکیّت [و ربوبیّت] بر آسمان ها و زمین و هر چیزی که خدا آفریده و اینکه شاید پایان عمرشان نزدیک شده باشد با تأمل ننگریسته اند؟ [و اگر به قرآن می ید، این کتاب هدایتگر ایمان نیاورند] پس بعد ازآن به کدام سخن ایمان می آورند؟!

Kürtçe: 

ئایا ئەوانە ناڕوانن؟ لەو موڵکە گەورە و فراوانەی لەئاسمانەکان و زەوی دا ھەیە وە لەو شتانەی خوای گەورە دروستی کردوون وەلەوانەیە نزیک بوو بێـتەوە کۆتایی (ژیان) یان جا بە چ قسەیەک لە پاش قورئان بڕوا دەھێنن

Özbekçe: 

Осмонлару ернинг мулкларига, Аллоҳ яратган нарсаларга ва, ажаб эмаски, ажаллари яқинлашиб қолган бўлишига назар солмайдиларми? Бундан кейин, яна қайси гапга ишонарлар?!

Malayca: 

Patutkah mereka (membutakan mata) tidak mahu memperhatikan alam langit dan bumi dan segala yang diciptakan oleh Allah, dan (memikirkan) bahawa harus telah dekat ajal kebinasaan mereka? Maka kepada perkataan yang mana lagi sesudah (datangnya Kalamullah Al-Quran) itu mereka mahu beriman?

Arnavutça: 

A nuk e shohin ata perëndorinë e qiejve dhe të Tokës dhe të gjithë ato që i ka krijuar Perëndia dhe se ju ka afruar fundi i tyre (mohuesve). Në çfarë fjale, pos Tij (Kur’anit), do të besojnë?

Bulgarca: 

Нима не погледнаха към владението на небесата и на земята, и към нещата, които Аллах е сътворил, и че може срокът им да е наближил? И в кое слово подир това ще повярват?

Sırpça: 

И зашто они не размисле о царству небеса и Земље и о свему ономе што је Он створио, и да им се, можда, крај примакао? Па у који ће говор, ако не у Кур'ан, да верују?

Çekçe: 

Což neuvažovali o království nebes a země a o tom, co Bůh stvořil z věcí, a o tom, že lhůta jejich se již možná přiblížila? Jakému příběhu tedy ještě po tomto Koránu uvěří?

Urduca: 

کیا ان لوگوں نے آسمان و زمین کے انتظام پر کبھی غور نہیں کیا اور کسی چیز کو بھی جو خدا نے پیدا کی ہے آنکھیں کھول کر نہیں دیکھا؟ اور کیا یہ بھی انہوں نے نہیں سوچا کہ شاید اِن کی مہلت زندگی پوری ہونے کا وقت قریب آ لگا ہو؟ پھر آخر پیغمبرؐ کی اِس تنبیہ کے بعد اور کونسی بات ایسی ہو سکتی ہے جس پر یہ ایمان لائیں؟

Tacikçe: 

Оё дар мулки осмонҳову замин ва чизҳое, ки Худо офаридааст, намеандешанд? Ва шояд, ки маргашон наздик бошад. Ва баъд аз Қуръон кадом суханро бовар доранд?

Tatarca: 

Әйә ул кәферләр җир вә күкләрнең төзелешенә игътибар илә карамыйлармы? Әгәр фәһемләп карасалар, әлбәттә, аларны төзүче Аллаһуны белер иделәр вә җирдәге төзелешләргә дә карамыйлармы? Вә әҗәлләре ихтимал бик якындыр, аңа да карамыйлармы? Инде Коръәнгә иман китермәсәләр нәрсәгә иман китерерләр?

Endonezyaca: 

Dan apakah mereka tidak memperhatikan kerajaan langit dan bumi dan segala sesuatu yang diciptakan Allah, dan kemungkinan telah dekatnya kebinasaan mereka? Maka kepada berita manakah lagi mereka akan beriman sesudah Al Quran itu?

Amharca: 

በሰማያትና በምድር ግዛት ውስጥ ከማንኛው ነገር አላህ በፈጠረውም ሁሉ የሞት ጊዜያቸውም በእርግጥ መቅረቡ የሚፈራ መኾኑን አያስተውሉምን ከእርሱም (ከቁርኣን) ወዲያ በየትኛው ንግግር ያምናሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், வானங்கள், பூமியின் பேராட்சியிலும், அல்லாஹ் படைத்த (ஏனைய சிறிய, பெரிய) பொருளிலும், அவர்களுடைய (மரணத்தின்) தவணை நெருங்கி இருக்கக் கூடும் என்பதிலும் அவர்கள் கவனி(த்துப் பார்)க்கவில்லையா? (எச்சரிக்கை நிறைந்த வேறு) எந்த செய்தியைத்தான் அவர்கள் இதற்குப் பின்னர் நம்பிக்கை கொள்வார்கள்?

Korece: 

그들은 하늘과 땅의 왕국에존재하시는 하나님이 창조한 모든 것 가운데 아무것도 보지 못하느 뇨 또한 그들의 운명이 가까이 왔 음을 알지 못하느뇨 그러면서도 그들은 이것 이후에 어떤 메세지 를 얻으려 하느뇨

Vietnamca: 

Lẽ nào chúng không quan sát thấy sự thống trị trời đất và mọi thứ mà Allah đã tạo ra? Có thể tuổi thọ của họ đã sắp kết thúc. Thế còn lời nói nào ngoài (Qur’an) mà họ sẽ tin đây!