Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

12

Ayet No: 

4426

Sayfa No: 

496

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

رَّبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

rabbene-kşif `anne-l`aẕâbe innâ mü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz" derler.

Diyanet İşleri: 

İnsanlar: "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; doğrusu artık biz inananlarız" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rabbimiz, bizden azabı, gider, şüphe yok ki inandık biz.

Şaban Piriş: 

Rabbimiz! Azabı bizden kaldır, biz iman eden kimseleriz.

Edip Yüksel: 

Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır; biz inanıyoruz.

Ali Bulaç: 

Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp-gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz.

Suat Yıldırım: 

İşte o zaman insanlar: “Ey ulu Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır, çünkü artık iman ediyoruz!” derler. [6,27; 14,44]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı açıver, şüphe yok ki, biz mü´minleriz,» diyeceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz.

Bekir Sadak: 

«Ey Allah´in kullari! Bana gelin, dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim.»

İbni Kesir: 

Rabbımız

Adem Uğur: 

(İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).

İskender Ali Mihr: 

Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü´minleriz.

Celal Yıldırım: 

Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır

Tefhim ul Kuran: 

«Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider

Fransızca: 

"Seigneur, éloigne de nous le châtiment. Car [à présent] nous croyons".

İspanyolca: 

«¡Señor! ¡Aparta de nosotros el castigo! ¡Creemos!»

İtalyanca: 

[Diranno]: «Signore, allontana da noi il castigo, perché [ora] crediamo».

Almanca: 

"Unser HERR, nimm von uns die Peinigung weg! Gewiß, wir sind Mumin."

Çince: 

我们的主啊!求你为我们解除这种刑罚,我们确是信道的。

Hollandaca: 

Zij zullen zeggen: O Heer! neem deze plaag van ons af; waarlijk wij zullen ware geloovigen worden.

Rusça: 

Они скажут: "Господь наш! Избавь нас от страданий, ведь мы уверовали".

Somalice: 

Waxayna dheheen Eebow naga fayd cadaabka waxaan nahay Mu'miniine.

Swahilice: 

Mola wetu Mlezi! Tuondolee adhabu hii. Hakika tutaamini.

Uygurca: 

(ئۇلار) «پەرۋەردىگارىمىز! بىزدىن ئازابنى كۆتۈرۈۋەتكىن، بىز ھەقىقەتەن ئىمان كەلتۈرگۈچىدۇرمىز» (دەيدۇ)

Japonca: 

「主よ,わたしたちからこの懲罰を免じて下さい。本当に信仰いたします。」

Arapça (Ürdün): 

«ربنا اكشف عنا العذاب إنا مؤمنون» مصدقون نبيك.

Hintçe: 

कुफ्फ़ार भी घबराकर कहेंगे कि परवरदिगार हमसे अज़ाब को दूर दफ़ा कर दे हम भी ईमान लाते हैं

Tayca: 

(พวกเขาจะกล่าวว่า) ข้าแต่พระเจ้าของข้าพระองค์ได้ทรงปลดเปลื้องการลงโทษนี้ ให้พ้นจากข้าพระองค์ แท้จริงพวกเราเป็นผู้ศรัทธา

İbranice: 

אז הם יגידו: 'ריבוננו! הסר מעלינו את העונש, מפני שאנחנו מאמינים

Hırvatça: 

Gospodaru naš, otkloni patnju od nas, mi ćemo, sigurno, vjerovati!"

Rumence: 

“Domnul nostru! Îndepărtează de la noi osânda, căci noi suntem credincioşi!”

Transliteration: 

Rabbana ikshif AAanna alAAathaba inna muminoona

Türkçe: 

"Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."

Sahih International: 

[They will say], "Our Lord, remove from us the torment; indeed, we are believers."

İngilizce: 

(They will say:) "Our Lord! remove the Penalty from us, for we do really believe!"

Azerbaycanca: 

(Belə bir bəlaya uğrayan müşriklər deyəcəklər: ) “Ey Rəbbimiz! Bizi bu əzabdan qurtar. Biz, həqiqətən iman gətirəcəyik!” (Məkkə müşriklərinin bu yalvarışından sonra Peyğəmbər əleyhissəlam Allaha dua etmiş, Allah da onları həmin bəladan qurtarmışdı. Lakin müşriklərin çoxu öz sözünün üstündə durmamışdı).

Süleyman Ateş: 

Rabbimiz, bizden azabı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz derler.

Diyanet Vakfı: 

(İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).

Erhan Aktaş: 

“Rabb’imiz! Azâbı bizden kaldır. Kuşkusuz biz îmân edenleriz.”

Kral Fahd: 

(İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).

Hasan Basri Çantay: 

«Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıb kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz».

Muhammed Esed: 

"Ey Rabbimiz, bizi azaptan uzak tut, çünkü biz (artık Sana) inanıyoruz!" (dedirten).

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Onlar şöyle diyecekler): “- Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır

Portekizce: 

(Então dirão): Ó Senhor nosso, livra-nos do castigo, porque somos fiéis!

İsveççe: 

Herre, låt oss slippa ifrån [detta] straff, Vi tror på Dig!"

Farsça: 

[همه می گویند:] پروردگارا! این عذاب را از ما برطرف کن که ما ایمان می آوریم

Kürtçe: 

ئەی پەروەردگارمان ئەم سزایەمان لەسەر لابەرە بەڕاستی ئێمە باوەڕدارین

Özbekçe: 

Эй Роббимиз! Биздан азобни кушойиш қил! Албатта, Биз иймон келтиргувчидирмиз.

Malayca: 

(Pada saat itu mereka akan merayu dengan berkata): "Wahai Tuhan kami! Hapuskanlah azab ini dari kami, sesungguhnya kami akan beriman!".

Arnavutça: 

(mohuesit) atëherë, do të thonë: “O Zoti ynë, lirona prej dënimit, na, me siguri do të besojmë!

Bulgarca: 

[Неверниците ще кажат:] “Господи наш, премахни от Нас мъчението! Ние вече вярваме.”

Sırpça: 

Господару наш, отклони патњу од нас, ми ћемо, сигурно, да верујемо!“

Çekçe: 

Tehdy vzkřiknou: 'Pane náš, odvrať od nás trest tento, my nyní jsme věřící!'

Urduca: 

(اب کہتے ہیں کہ) " پروردگار، ہم پر سے یہ عذاب ٹال دے، ہم ایمان لاتے ہیں"

Tacikçe: 

«Эй Парвардигори мо, ин азобро аз мо дур гардон, ки мо имон овардаем».

Tatarca: 

Ий Раббыбыз, бу ґәзабны бездән алгыл, без иманга килербез, диярләр.

Endonezyaca: 

(Mereka berdoa): "Ya Tuhan kami, lenyapkanlah dari kami azab itu. Sesungguhnya kami akan beriman".

Amharca: 

«ጌታችን ሆይ! ከእኛ ላይ ቅጣቱን ግለጥልን፡፡ እኛ አማኞች እንኾናለንና» (ይላሉም)፡፡

Tamilce: 

“எங்கள் இறைவா! எங்களை விட்டு தண்டனையை நீக்கி விடுவாயாக! நிச்சயமாக நாங்கள் (உன்னை நம்பிக்கை கொண்ட) நம்பிக்கையாளர்கள் ஆவோம்” (என்று அழுது பிரலாபிப்பார்கள்).

Korece: 

불신자들은 주여 저희에게 이 벌을 거두어 주소서 저희가 믿 겠나이다

Vietnamca: 

(Lúc đó), chúng (những kẻ vô đức tin) sẽ nói: “Lạy Thượng Đế của bầy tôi! Xin Ngài hãy lấy sự trừng phạt này đi khỏi bầy tôi, bầy tôi (giờ đây) thực sự là những người có đức tin.”