Arapça:
مَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَا هَادِيَ لَهُ ۚ وَيَذَرُهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Çeviriyazı:
mey yuḍlili-llâhü felâ hâdiye leh. veyeẕeruhüm fî ṭugyânihim ya`mehûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah kimi saptırırsa onu yola getirecek bir kimse yoktur. O, onları kendi hâllerine bırakır ve kendi azgınlıkları içinde yuvarlanıp giderler.
Diyanet İşleri:
Allah'ın saptırdığını yola getirecek yoktur. O, sapanları taşkınlıkları içinde bocalayıp dururlarken bırakır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah kimi yoldan çıkarırsa artık yoktur onu doğru yola sevkedecek ve onları can gözleri kör olarak şaşkınlıklarında bırakır gider.
Şaban Piriş:
Allah kimi saptırırsa, ona hidayet edecek yoktur. Onları azgınlıkları içerisinde şaşkın bir halde bırakır.
Edip Yüksel:
ALLAH'ın saptırdığı kimseler için yol gösterici bulunmaz. Onları azgınlıkları içinde bocalar durur halde bırakır.
Ali Bulaç:
Allah'ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Suat Yıldırım:
Allah kimi şaşırtırsa onu doğru yola getirecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler. [5,41; 10,101]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ kimi dalâlete düşürürse artık ona hidâyet edecek bulunamaz ve onları kendi dalâletlerinde mütereddit bir halde bırakır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ın şaşırttığına kimse kılavuzluk edemez. O bırakır onları ki, kudurganlıkları içinde bocalayıp dursunlar.
Bekir Sadak:
Kendileri yaratilmisken, bir sey yaratamayan putlari mi ortak kosuyorlar?
İbni Kesir:
Kimi, Allah saptırırsa
Adem Uğur:
Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
İskender Ali Mihr:
Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).
Celal Yıldırım:
Allah kimi doğru yoldan saptırırsa, onu doğru yola iletecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bocalayıp şaşkın şaşkın dururken bırakıverir.
Tefhim ul Kuran:
Allah´ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Fransızca:
Quiconque Allah égare, pas de guide pour lui. Et Il les laisse dans leur transgression confus et hésitants.
İspanyolca:
Aquél a quien Alá extravía, no podrá encontrar quien le dirija. Él les dejará que yerren ciegos en su rebeldía.
İtalyanca:
Chi è traviato da Allah non avrà la guida. Egli lascia che procedano alla cieca nella loro ribellione.
Almanca:
Wen ALLAH in die Irre gehen läßt, der findet gewiß keinen Rechtleitenden. Und ER läßt sie in ihrer Maßlosigkeit sich verblenden.
Çince:
真主要使谁迷误,谁没有向导,并任随他们彷徨于残暴之中。
Hollandaca:
Hij wien God zal doen dwalen, zal geen gids hebben, en hij zal hen in hunne goddeloosheid verlaten, zonder kennis dwalende.
Rusça:
Кого Аллах ввел в заблуждение, того никто не наставит на прямой путь. Он бросает их скитаться вслепую в их собственном беззаконии.
Somalice:
Cidduu Dhumiyo Eebe wax Hanuunin ma lch, wuxuuna kaga tegi Xad gudubkooda iyagoo ku Wareersan.
Swahilice:
Aliye mwacha Mwenyezi Mungu kupotea hana wa kumwongoa. Atawaacha hao wakitangatanga katika upotofu wao.
Uygurca:
اﷲ ئازدۇرغان كىشىنى ھىدايەت قىلغۇچى بولمايدۇ، اﷲ ئۇلارنى گۇمراھلىقلىرىدا قويۇپ بېرىدۇكى، ئۇلار تېڭىرقاپ يۈرىدۇ
Japonca:
アッラーが迷わせられた者に導きはない。かれは,かれらの倣慢さ故に,当てもなく迷うに任せられる。
Arapça (Ürdün):
«من يضلل الله فلا هادي له ويذرهم» بالياء والنون مع الرفع استئنافا، والجزم عطفا على محل ما بعد الفاء «في طغيانهم يعمهون» يترددون تحيُّرا.
Hintçe:
जिसे ख़ुदा गुमराही में छोड़ दे फिर उसका कोई राहबर नहीं और उन्हीं की सरकशी (व शरारत) में छोड़ देगा कि सरगरदॉ रहें
Tayca:
“ผู้ใดที่อัลลอฮ์ทรงปล่อยให้หลงไปแล้ว ก็ไม่มีผู้แนะนำใด ๆ สำหรับเขา พระองค์จะทรงปล่อยพวกเขาให้ระเหเร่ร่อนอยู่ในการละเมิดของพวกเขา ”
İbranice:
מי שאלוהים יתעה, אין לו מדריך, והוא ישאיר אותם תוהים בכפירתם
Hırvatça:
Koga Allah na stranputicu skrene, niko ga ne može na Pravi put uputiti! On će ih ostaviti da u osionosti svojoj lutaju.
Rumence:
Nu este călăuză pentru cel pe care Dumnezeu îl rătăceşte. El îi părăseşte în neascultarea lor, rătăcind precum orbii.
Transliteration:
Man yudlili Allahu fala hadiya lahu wayatharuhum fee tughyanihim yaAAmahoona
Türkçe:
Allah'ın şaşırttığına kimse kılavuzluk edemez. O bırakır onları ki, kudurganlıkları içinde bocalayıp dursunlar.
Sahih International:
Whoever Allah sends astray - there is no guide for him. And He leaves them in their transgression, wandering blindly.
İngilizce:
To such as Allah rejects from His guidance, there can be no guide: He will leave them in their trespasses, wandering in distraction.
Azerbaycanca:
Allah kimi doğru yoldan sapdırsa, ona yol göstərən olmaz. (Allah) onları öz azğınlıqları içində şaşqın bir vəziyyətdə qoyar!
Süleyman Ateş:
Allah kimi saptırırsa, artık onun için yol gösteren olmaz. Ve bırakır onları, azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
Diyanet Vakfı:
Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
Erhan Aktaş:
Allah, kimi saptırırsa(1) ona doğru yolu gösterecek yoktur. Onları, azgınlıkları içinde bocalar durumda bırakır.
Kral Fahd:
Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
Hasan Basri Çantay:
Allah kimi sapdırırsa artık onu yola getirecek yokdur. O, bunları taşkınlığı içinde, ve serserî bir halde, bırakıverir.
Muhammed Esed:
Allahın sapıklık içinde bıraktığı kimseler için yol gösterici yoktur. Allah, onları körcesine sağa sola sendeleyip dururken o kurumlu azgınlıkları içinde bırakacaktır.
Gültekin Onan:
Tanrı´nın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Ali Fikri Yavuz:
Kimi ki Allah doğru yoldan saptırır, artık onu yola getirecek kimse yoktur. Allah, onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler.
Portekizce:
Aqueles a quem Deus desviar (por tal merecerem) ninguém poderá encaminhar, porque Ele os abandonará, vacilantes,em sua transgressão.
İsveççe:
Den som Gud låter gå vilse har ingen vägledare och Han låter dem hållas i sitt trotsiga övermod, snubblande än hit än dit i blindo.
Farsça:
برای کسانی که خدا [به سبب لجاجت و عنادشان] گمراهشان کند، هدایت کننده ای نیست؛ و آنان را در سرکشی و تجاوزشان وا می گذارد تا در [گمراهی شان] سرگردان و حیران بمانند.
Kürtçe:
ھەر کەس خوا گومڕای بکات (بەتاوانی کردەوەی خراپی) ئەو ھیچ ڕێنمونی کەرێکی بۆ نیە (خوا) وازیان لێ دەھێنێت لە گومڕایی و یاخی بوونی خۆیاندا گێژ بخۆن
Özbekçe:
Аллоҳ кимни залолатга кетказса, унга ҳидоят қилувчи йўқдир. Уларни тек қўйиб қўяди, туғёнларида адашиб-улоқиб юраверадилар.
Malayca:
Sesiapa yang disesatkan oleh Allah (kerana keingkarannya), maka tidak ada sesiapa pun yang akan dapat memberi petunjuk kepadanya; dan Allah membiarkan mereka meraba-raba (dengan bingung) dalam kesesatan mereka.
Arnavutça:
Kënd e la Perëndia në humbje, askush nuk mund ta udhëzojë atë në rrugë të drejtë! Ai do t’i lërë ata të bredhin në humbje.
Bulgarca:
Когото Аллах оставя в заблуда, за него няма водител. И ги оставя в тяхната престъпност да се лутат.
Sırpça:
Кога Аллах на странпутицу скрене, нико не може да га упути на Прави пут! Он ће да их остави да у осионости својој лутају.
Çekçe:
Komu Bůh dá zbloudit, ten nenalezne vůdce žádného a On zanechá je v svévoli jejich slepě tápat.
Urduca:
جس کو اللہ رہنمائی سے محروم کر دے اُس کے لیے پھر کوئی رہنما نہیں ہے، اور اللہ اِنہیں اِن کی سرکشی ہی میں بھٹکتا ہوا چھوڑے دیتا ہے
Tacikçe:
Ҳар касро, ки Худо гумроҳ кунад, ҳеҷ роҳнамое барояш нест. Ва ононро вомегузорад, то ҳамчунон дар саркашии хеш саргардон бимонанд.
Tatarca:
Аллаһ, бер кешене адашу юлына салса, аны туры юлга салучы булмас, Аллаһ аларны азгынлыкларында калдырыр, ни дә эшли алмыйча хәйран булып йөрерләр.
Endonezyaca:
Barangsiapa yang Allah sesatkan, maka baginya tak ada orang yang akan memberi petunjuk. Dan Allah membiarkan mereka terombang-ambing dalam kesesatan.
Amharca:
አላህ የሚያጠመው ሰው ለእርሱ ምንም አቅኝ የለውም፡፡ በጥምመታቸውም ውስጥ እየዋለሉ ይተዋቸዋል፡፡
Tamilce:
எவரை அல்லாஹ் வழிகெடுப்பானோ அவரை நேர்வழி செலுத்துபவர் அறவே இல்லை. இன்னும், அ(த்தகைய)வர்களை அவர்களுடைய அட்டூழியத்தில் கடுமையாக அட்டூழியம் செய்பவர்களாக (சில காலம் வரை) அவன் விட்டுவைக்கிறான்.
Korece:
하나님께서 방황케 하면 그를 인도할 자 아무도 없으며 그들 을 버려두사 불신으로 방황하니라
Vietnamca:
Ai mà Allah làm cho lầm lạc sẽ không được ai hướng dẫn và Ngài sẽ bỏ mặc họ chơ vơ, vất vưởng trong sự thái quá của họ.
Ayet Linkleri: