Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

129

Ayet No: 

918

Sayfa No: 

144

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّي بَعْضَ الظَّالِمِينَ بَعْضًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Çeviriyazı: 

vekeẕâlike nüvellî ba`ḍa-żżâlimîne ba`ḍam bimâ kânû yeksibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte biz böylece, kazandıkları günahlardan dolayı zalimlerin bir kısmını, diğer bir kısmına dost yaparız.

Diyanet İşleri: 

Zalimlerin bir kısmını, kazandıklarından ötürü diğer bir kısmına böylece musallat ederiz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte biz, kazandıkları suç yüzünden zalimlerin bir kısmını, bir kısmına böyle musallat ederiz.

Şaban Piriş: 

İşte böyle, zalimleri işledikleri sebebiyle birbirlerinin dostu yaparız.

Edip Yüksel: 

Zalimleri böylece eşleyerek birbirinin dostları yaparız. Yaptıklarından ötürü...

Ali Bulaç: 

Böylece Biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

Suat Yıldırım: 

İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve işte böylece zalimlerin bazısını bazısına irtikab ettikleri şeyler sebebiyle musallat ederiz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte biz, zalimlerin bir kısmını bir kısmına, kazanır oldukları şeyler yüzünden bu şekilde dost/yardımcı/yönetici/önder yaparız.

Bekir Sadak: 

Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir

İbni Kesir: 

İşte böylece zalimlerden kimini kimine kazandıklarından ötürü musallat ederiz.

Adem Uğur: 

İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.

İskender Ali Mihr: 

Ve işte böylece kazanmış olduklarından (günahlarından) dolayı zalimlerin bir kısmını, bir kısmına çeviririz (musallat ederiz).

Celal Yıldırım: 

İşte böylece zâlimlerin kimini kimine kazandıkları (günah ve yaptıkları zalimlik) sebebiyle dost ve yoldaş ederiz.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

Fransızca: 

Et ainsi accordons-Nous, à certains injustes l'autorité sur d'autres, (injustes) à cause de ce qu'ils ont acquis.

İspanyolca: 

Así conferimos a algunos impíos autoridad sobre otros por lo que han cometido.

İtalyanca: 

E' così che abbiamo reso gli oppressori soggetti gli uni agli altri, compenso per quello che hanno guadagnato.

Almanca: 

Und solcherart lassen WIR die Übertretenden einander Wali sein wegen dem, was sie sich zu erwerben pflegten.

Çince: 

我这样使不义的人因自己的行为而互相友善。

Hollandaca: 

Zoo plaatsen wij sommigen der onrechtvaardigen boven anderen van hen, om hetgeen zij hebben bedreven.

Rusça: 

Так Мы позволяем одним беззаконникам править другими за то, что они приобретают.

Somalice: 

Saasaana ugu Dirraa Daalimiinta Qaarkood Qaarka kale waxay Kasbanayeen Darteed.

Swahilice: 

Ndio kama hivi tunawaelekeza madhaalimu wapendane wao kwa wao kwa sababu ya waliyo kuwa wakiyachuma.

Uygurca: 

شۇنىڭغا (يەنى ئىنسانلار بىلەن جىنلارنى ئۆزئارا پايدىلاندۇرغىنىمىزغا) ئوخشاش، قىلمىشلىرى تۈپەيلىدىن زالىملارنىڭ بەزىسىنى بەزىسىگە مۇسەللەت قىلىمىز

Japonca: 

このようにわれは,かれらが行ったことのために,不義の徒は不義の徒同志で近寄らせる。

Arapça (Ürdün): 

«وكذلك» كما متَّعنا عُصاة الإنس والجن بعضهم ببعض «نولي» من الولاية «بعض الظالمين بعضا» أي على بعض «بما كانوا يكسبون» من المعاصي.

Hintçe: 

और इसी तरह हम बाज़ ज़ालिमों को बाज़ का उनके करतूतों की बदौलत सरपरस्त बनाएँगे

Tayca: 

ในทำนองนั้นแหละเราจะให้บางส่วนของผู้อธรรมทั้งหลายเป็นสหายกับอีกบางส่วน เนื่องจากสิ่งที่พวกเขาขวนขวายกัน

İbranice: 

כך עושים אנו את הכופרים מקרב האנשים בעלי ברית זה לזה בשל הפשע שעשו

Hırvatça: 

Tako isto Mi prepuštamo vlast jednim zulumćarima nad drugima zbog onoga što su zaradili.

Rumence: 

Şi astfel Noi îi punem pe cei nedrepţi unii asupra altora pentru ceea ce-au agonisit.

Transliteration: 

Wakathalika nuwallee baAAda alththalimeena baAAdan bima kanoo yaksiboona

Türkçe: 

İşte biz, zalimlerin bir kısmını bir kısmına, kazanır oldukları şeyler yüzünden bu şekilde dost/yardımcı/yönetici/önder yaparız.

Sahih International: 

And thus will We make some of the wrongdoers allies of others for what they used to earn.

İngilizce: 

Thus do we make the wrong-doers turn to each other, because of what they earn.

Azerbaycanca: 

Beləliklə, qazandıqlarına (qazandıqları günahlara) görə zalımların bə’zisini digərinin arxasına taxaraq (və ya pis işləri bir yerdə gördükləri üçün qiyamət gününün əzabından onları bir-birinə belə yaxınlaşdırarıq).

Süleyman Ateş: 

İşte kazandıkları(günahları)ndan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.

Diyanet Vakfı: 

İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.

Erhan Aktaş: 

İşte böylece kazandıklarından dolayı, zalimlerin bir kısmını diğerlerinin peşine takarız.(1)

Kral Fahd: 

İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü (insanlardan ve cinlerden) zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına dost ederiz.

Hasan Basri Çantay: 

İşte biz zaalimlerden kimini kimine, irtikâb etmekde oldukları (günâhlar) yüzünden, böylece musallat ederiz.

Muhammed Esed: 

Ve bu şekilde, zalimlerin, (kötü) fiilleri ile birbirlerini ayartıp baştan çıkarmalarını sağlarız.

Gültekin Onan: 

Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte biz, asî insanlarla cinleri böyle birbirinden faydalandırdığımız gibi, zalimlerin bazısını bazısına, kazandıkları işler sebebiyle idareci ve hâkim yaparız.

Portekizce: 

Assim, damos poder a alguns iníquos sobre os outros, por causa do que lucraram.

İsveççe: 

Så ger Vi några av de orättfärdiga makt över de andra, på grund av de [onda] handlingar som de begår.

Farsça: 

این گونه برخی ستمکاران را بر برخی به کیفر گناهانی که همواره مرتکب می شدند، مسلط و چیره می کنیم.

Kürtçe: 

بەو شێوەیە ھەندێک لەستەمکاران دەکەین بەدۆست و پشتیوانی ھەندێکی تریان بەھۆی ئەو کردەوانەوەی ئەنجامیان دەدا

Özbekçe: 

Шундай қилиб, қилган касбларига биноан золимларни бир-бирларига дўст қилурмиз.

Malayca: 

Dan demikianlah Kami jadikan sebahagian dari orang-orang yang zalim itu kawan rapat dengan sebahagian yang lain, disebabkan apa yang mereka telah usahakan (dari perbuatan-perbuatan kufur dan maksiat itu).

Arnavutça: 

Që, kështu, Ne i japim pushtet disa zullumqarëve mbi të tjerët, për atë që kanë fituar ata.

Bulgarca: 

Така възлагаме едни на други угнетителите заради онова, което са придобили.

Sırpça: 

Тако исто Ми препуштамо власт једним неправедницима над другима због онога што су зарадили.

Çekçe: 

A takto my dáváme jedny nespravedlivé druhým jako přátele v odměnu za to, co si vysloužili.

Urduca: 

دیکھو، اس طرح ہم (آخر ت میں) ظالموں کو ایک دوسرے کا ساتھی بنائیں گے اُس کمائی کی وجہ سے جو وہ (دنیا میں ایک دوسرے کے ساتھ مل کر) کرتے تھے

Tacikçe: 

Ва ба ин тарз ситамкоронро ба ҷазои корҳое, ки мекарданд, ба якдигар вомегузорем.

Tatarca: 

Шайтан дусларын җәһәннәмгә салганыбыз кеби дөньяда бәгъзе залим каумне икенче залим каумгә ирекле кылырбыз Аллаһуга карышып азгынлыкны кәсеп иткәннәре өчен.

Endonezyaca: 

Dan demikianlah Kami jadikan sebahagian orang-orang yang zalim itu menjadi teman bagi sebahagian yang lain disebabkan apa yang mereka usahakan.

Amharca: 

እንደዚሁም የበደለኞችን ከፊል በከፊሉ ላይ ይሠሩት በነበሩት ጥፋት ምክንያት እንሾማለን፡፡

Tamilce: 

இவ்வாறு, அக்கிரமக்காரர்களில் சிலரை சிலருக்கு நண்பர்களாக ஆக்குவோம், அவர்கள் செய்துகொண்டிருந்ததன் காரணமாக.

Korece: 

그리하여 하나님은 무리의 죄인들에게 그들이 얻은 것으로 말미암아 벌을 내리니라

Vietnamca: 

Như thế đó, TA khiến những kẻ làm điều sai quấy kết thân với nhau bởi những điều (tội lỗi) mà chúng đã làm.