Arapça:
ذَٰلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ۚ وَلَوْ أَشْرَكُوا لَحَبِطَ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
ẕâlike hüde-llâhi yehdî bihî mey yeşâü min `ibâdih. velev eşrakû leḥabiṭa `anhüm mâ kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte bu, Allah'ın doğru yoludur. Kullarından dilediğini o doğru yola iletir. Eğer onlar Allah'a ortak koşsalardı, yaptıkları bütün amelleri boşa giderdi.
Diyanet İşleri:
Bu, Allah'ın kullarından dilediğini eriştirdiği yoludur. Eğer ortak koşsalarda amelleri boşa çıkardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşte Allah'ın doğru yolu budur, kullarından dilediğini o yola sevk eder. Onlar da şirk koşsalardı bütün yaptıkları boşa giderdi.
Şaban Piriş:
İşte bu, Allah’ın hidayetidir. Kullarından dilediğine bununla hidayet eder. Eğer onlar Allah’a şirk koşsalardı, yapmış oldukları ameller boşa giderdi.
Edip Yüksel:
ALLAH'ın hidayeti böyledir. Kullarından dilediğini ve/veya dileyeni ona ulaştırır. Ortak koşsalardı yaptıkları boşa çıkardı.
Ali Bulaç:
Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp-ettikleri 'onlar adına' boşa çıkmış olurdu.
Suat Yıldırım:
İşte bu yol Allah'ın hidâyet yoludur ki kullarından dilediğini ona götürür. Eğer onlar Allah’a ortak tanısalardı, bütün yaptıkları, elde ettikleri bütün kazançları heder olmuş gitmişti. [39,65; 43,81; 21,17; 39,4]
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte bu, Allah Teâlâ´nın hidâyetidir, onunla kullarından dilediğine hidâyet eder. Ve eğer onlar şirk etmiş olsalardı, elbette yapmış oldukları amelleri kendilerinden sükut edip gitmiş olurdu.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iletir iyiye ve güzele. Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi.
Bekir Sadak:
Allah´a karsi yalan uydurandan veya kendisine bir sey vahyedilmemisken «Bana vahyolundu, Allah´in indirdigi gibi ben de indirecegim» diyenden daha zalim kim olabilir? Bu zalimleri can cekisirlerken melekler ellerini uzatmis, «Canlarinizi verin, bugun Allah´a kar_Ù haksÙz yere sylediklerinizden, O´nun ayetlerine byklk taslamanÙzdan tr al altÙcÙ azabla cezalandÙrÙlacaksÙnÙz» derken bir grsen!
İbni Kesir:
İşte bu
Adem Uğur:
İşte bu, Allah´ın hidayetidir, kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allah´a ortak koşsalardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi.
İskender Ali Mihr:
İşte bu Allah´ın hidayetidir. Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi).
Celal Yıldırım:
İşte bu, Allah´ın yoludur ki kullarından dilediğini ona eriştirir. Onlar Allah´a ortak koşmuş olsalardı. İşledikleri amelleri boşa çıkardı.
Tefhim ul Kuran:
Bu, Allah´ın hidayetidir
Fransızca:
Telle est la direction par laquelle Allah guide qui Il veut parmi Ses serviteurs. Mais s'ils avaient donné à Allah des associés, alors, tout ce qu'ils auraient fait eût certainement été vain.
İspanyolca:
Ésta es la dirección de Alá, por la que dirige a quien Él quiere de Sus siervos. Si hubieran sido asociadores, todas sus obras habrían sido vanas.
İtalyanca:
Ecco la guida con la quale Allah dirige chi vuole tra i Suoi servi. Se avessero attribuito ad Allah dei consimili, tutte le loro opere sarebbero state vane.
Almanca:
Dies ist die Rechtleitung ALLAHs, damit leitet ER recht, wen ER will von Seinen Dienern. Und hätten sie Schirk betrieben, wäre ihnen gewiß verloren gegangen, was sie zu tun pflegten.
Çince:
这是真主的正道,他以它引导他所欲引导的仆人。假若他们以物配主,那末,他们的善功必定变成无效的。
Hollandaca:
Zoo is Gods richting; hij leidt wie hem van zijne dienaren behaagt. Indien de menschen andere goden naast hem plaatsen, zullen hunne daden geheel vruchteloos zijn.
Rusça:
Таково руководство Аллаха, посредством которого Он ведет прямым путем тех из Своих рабов, кого пожелает. Но если бы они приобщили сотоварищей, то стало бы тщетным все, что они совершали.
Somalice:
Kaasi waa Hanuunki Eebc wuxuulla ku Hanuuniyai Cidduu Doono oo ka mid ah Addoomadiisa hadday wax La wadaajiyaari Eebana waxaa ka Bun waxay Fali Jireati.
Swahilice:
Hiyo ni hidaya ya Mwenyezi Mungu. Kwa hiyo humhidi amtakaye katika waja wake. Na lau wangeli mshirikisha yangeli waharibikia waliyo kuwa wakiyatenda.
Uygurca:
اﷲ نىڭ يولى ئەنە شۇدۇر، اﷲ بەندىلىرىدىن خالىغان كىشىلەرنى شۇ يولغا باشلايدۇ. ئەگەر ئۇلار (يەنى شۇ پەيغەمبەرلەر) شېرىك كەلتۈرسە ئىدى، ئۇلارنىڭ قىلغان ياخشى ئەمەللىرى، ئەلۋەتتە، بىكار بولۇپ كېتەتتى
Japonca:
これはアッラーの導きであり,かれはそのしもベの中から,御好みになられる者を導かれる。もしかれらが(神々をかれと)並べたならば,凡ての行いは,かれらにとって,虚しいものとなろう。
Arapça (Ürdün):
«ذلك» الذين هُدوا إليه «هدى الله يهدي به من يشاء من عباده ولو أشركوا» فرضا «لحبط عنهم ما كانوا يعلمون».
Hintçe:
(देखो) ये ख़ुदा की हिदायत है अपने बन्दों से जिसको चाहे उसीकी वजह से राह पर लाए और अगर उन लोगों ने शिर्क किया होता तो उनका किया (धरा) सब अकारत हो जाता
Tayca:
นั่นแหละคือ คำแนะนำของอัลลอฮ์ โดยที่พระองค์จะทรงแนะนำผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ในหมู่ปวงบ่าวของพระองค์ ด้วยคำแนะนำนั้น และหากเขาได้ให้มีภาคีขึ้นแล้ว แน่นอนสิ่งที่พวกเขาเคยกระทำกันมา ก็สูญสิ้นไปจากพวกเขา
İbranice:
זו ההדרכה של אלוהים, אשר בה ידריך את אשר ירצה מבין עבדיו. אך אם יצרפו לו שותפים, לשווא היו כל מה שעשו
Hırvatça:
To je Allahova uputa kojom On upućuje one koje hoće od robova Svojih. A da su oni Allahu ikoga u obožavanju pridruživali, sigurno bi propalo ono što su radili.
Rumence:
Aceasta este călăuzirea de la Dumnezeu cu care El călăuzeşte pe cine voieşte dintre robii Săi. Dacă vor fi închinători la idoli, zadarnic va fi ceea ce vor face.
Transliteration:
Thalika huda Allahi yahdee bihi man yashao min AAibadihi walaw ashrakoo lahabita AAanhum ma kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iletir iyiye ve güzele. Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi.
Sahih International:
That is the guidance of Allah by which He guides whomever He wills of His servants. But if they had associated others with Allah, then worthless for them would be whatever they were doing.
İngilizce:
This is the guidance of Allah: He giveth that guidance to whom He pleaseth, of His worshippers. If they were to join other gods with Him, all that they did would be vain for them.
Azerbaycanca:
Bu, Allahın haqq yoludur. Bəndələrindən istədiyini ona yönəldir. Əgər onlar (Allaha) şərik qoşsaydılar, etdikləri əməllər puça çıxardı.
Süleyman Ateş:
İşte bu, Allah'ın hidayetidir, kullarından dilediğini bununla doğru yola iletir. Eğer (onlar Allah'a) ortak koşsalardı, yaptıkları (güzel) şeyler hiç olur, giderdi.
Diyanet Vakfı:
İşte bu, Allah'ın hidayetidir, kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi.
Erhan Aktaş:
İşte bu, Allah’ın hidâyetidir.(1) Kullarından dilediğini bununla hidâyet eder. Eğer şirk koşsalardı, yaptıkları boşa giderdi.
Kral Fahd:
İşte bu, Allah'ın hidayetidir, kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi.
Hasan Basri Çantay:
İşte o (yol), Allahın hidâyet yoludur ki O, bunu kullarından kime dilerse ona nasıyb eder. Eğer onlar da (Allaha) eş koşsalardı yapageldikleri her şey kendi hesâblarına elbette boşa gitmişdi.
Muhammed Esed:
Bu, Allahın rehberliğidir: O, bununla kullarından kimi dilerse onu doğru yola ulaştırır. Onlar, Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştırmış olsalardı, o ana kadar yaptıkları bütün (iyi) şeyler gerçekten boşa gitmiş olurdu:
Gültekin Onan:
Bu, Tanrı´nın hidayetidir
Ali Fikri Yavuz:
İşte o yol, Allah’ın hidâyet yoludur ki, O, bunu kullarından dilediğine nasîb eder. Eğer onlar da (peygamberler) Allah’a ortak koşsalardı, yaptıkları bütün (hayırlı) ameller elbette boşa çıkmış gitmişti.
Portekizce:
Tal é a orientação de Deus, pela qual orienta quem Lhe apraz, dentre os Seus servos. Porém, se tivessem atribuídoparceiros a Ele, tornar-se-ia sem efeito tudo o que tivessem feito.
İsveççe:
Sådan är Guds vägledning [som] Han skänker dem Han vill av Sina tjänare. Om de hade satt medhjälpare vid Hans sida skulle helt visst allt vad de åstadkommit ha gått om intet.
Farsça:
این هدایت خداست که هر کس از بندگانش را بخواهد به آن هدایت می کند، و اگر [آنان با همه عظمت و مقامی که داشتند برای خدا] شریک قرار داده بودند، یقیناً آنچه عمل شایسته انجام می دادند، تباه و بی اثر می شد.
Kürtçe:
ئەوە ڕێنمونی خوایە ڕێنمونی ھەربەندەیەکی پێدەکات لەبەندەکانی کە خۆی بیەوێت وە ئەگەر ھاوبەشیان ڕەوا بدایە بۆ خوا بێگومان ئەو چاکانەی کردبویان ھەمووی بێ پاداشت دەردەچوو
Özbekçe:
Ана ўша Аллоҳнинг ҳидояти бўлиб, Ўз бандаларидан кимни хоҳласа, ўшани унга йўллайдир. Агар улар ширк келтирсалар, қилган ишлари, албатта, бехуда кетадир.
Malayca:
Yang demikian itu ialah petunjuk Allah, yang dengannya Ia memimpin sesiapa yang dihendakiNya dari hamba-hambaNya; dan kalau mereka sekutukan (Allah dengan sesuatu yang lain) nescaya gugurlah dari mereka, apa yang mereka telah lakukan (dari amal-amal yang baik).
Arnavutça:
Ky është udhëzimi i Perëndisë, Ai udhëzon në rrugë të drejtë kë të dojë nga robërit e vet. E, sikur t’i bënin shok Atij, do t’ju humbë çdo gjë, nga ajo që kanë punuar.
Bulgarca:
Това е напътствието на Аллах. С него Той напътва когото пожелае от Своите раби. И ако бяха Го съдружили, щеше да се провали онова, което вършеха.
Sırpça:
То је Аллахова упута којом Он упућује оне које жели од Својих робова. А да су они поред Аллаха друге обожавали, сигурно би пропало оно што су радили.
Çekçe:
Hle, toto je vedení Boží, On vede jím, koho chce ze služebníků Svých. Však kdyby byli přidružovali, marné by bylo to, co konali.
Urduca:
یہ اللہ کی ہدایت ہے جس کے ساتھ وہ اپنے بندوں میں سے جس کی چاہتا ہے رہنمائی کرتا ہے لیکن اگر کہیں ان لوگوں نے شرک کیا ہوتا تو ان کا سب کیا کرایا غارت ہو جاتا
Tacikçe:
Ин аст ҳидояти Худо. Ҳар киро аз бандагонаш хоҳад, ба он ҳидоят мекунад ва агар ширк оварда буданд, амалҳое, ки анҷом дода буданд, нобуд мегардид.
Tatarca:
Бу пәйгамбәрләрнең юлы – Аллаһу тәгаләнең изһар кылып ачык күрсәткән туры юлы. Бу юл белән үзе теләгән бәндәләрен һидәяткә салыр. Әгәр бу пәйгамбәрләр надан мөселманнар кеби бидеґәт гамәлләр белән яки мөшрикләргә ияреп Аллаһуга тиңдәшлек кылып мөшрик булсалар, әлбәттә, аларның кылган изге гамәлләре югалыр иде. (Ләкин пәйгамбәрләр, бидеґәт гамәлләре вә хорафат-ырымнарны дингә һич катнаштырмадылар, халыкка иярмәделәр һәм наданнарның, шәригатькә хыйлаф теләкләрен үтәмәделәр.)
Endonezyaca:
Itulah petunjuk Allah, yang dengannya Dia memberi petunjuk kepada siapa yang dikehendaki-Nya di antara hamba-hamba-Nya. Seandainya mereka mempersekutukan Allah, niscaya lenyaplah dari mereka amalan yang telah mereka kerjakan.
Amharca:
ይህ የአላህ መምሪያ ነው፡፡ በእርሱ ከባሮቹ የሚሻውን ሰው ይመራል፡፡ ባጋሩም ኖሮ ይሠሩት የነበሩት ከነሱ በታበሰ ነበር፡፡
Tamilce:
இதுவே அல்லாஹ்வுடைய நேர்வழியாகும். தன் அடியார்களில் தான் நாடியவர்களை அதன் மூலம் நேர்வழி நடத்துகிறான். இன்னும், அவர்கள் (-மேற்கூறப்பட்ட நபிமார்கள்) இணைவைத்தால் அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தவை அவர்களை விட்டு அழிந்துவிடும்.
Korece:
이것이 하나님의 인도하심이니 그분은 그분의 종복가운데 그 분의 뜻이 있는자를 인도하심이라만일 그들이 그분께 다른 우상을 비유했다면 그들의 모든 것이 헛 되었으리라
Vietnamca:
Đó là chỉ đạo của Allah, Ngài đã dùng nó để hướng dẫn ai Ngài muốn trong số bầy tôi của Ngài. Nhưng nếu họ Shirk thì mọi việc làm (ngoan đạo và hành thiện) của họ trở nên hoài công vô ích.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: