Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

688

Sayfa No: 

110

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ عَلَىٰ فَتْرَةٍ مِّنَ الرُّسُلِ أَن تَقُولُوا مَا جَاءَنَا مِن بَشِيرٍ وَلَا نَذِيرٍ ۖ فَقَدْ جَاءَكُم بَشِيرٌ وَنَذِيرٌ ۗ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Çeviriyazı: 

yâ ehle-lkitâbi ḳad câeküm rasûlünâ yübeyyinü leküm `alâ fetratim mine-rrusüli en teḳûlû mâ câenâ mim beşîriv velâ neẕîr. feḳad câeküm beşîruv veneẕîr. vellâhü `alâ külli şey'in ḳadîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulümüz geldi, gerçekleri açıklıyor ki, (yarın kıyamet gününde): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyiniz. İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, her şeye kadirdir.

Diyanet İşleri: 

Ey Kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiğinde, "Bize müjdeci ve uyarıcı gelmedi" dersiniz diye, size açıkça anlatacak peygamberimiz geldi. Şüphesiz O, size müjdeci ve uyarıcı olarak gelmiştir. Allah her şeye Kadir'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey kitap ehli, bize ne bir müjdeci geldi, ne bir korkutucu dememeniz için peygamberlerin arasının kesildiği bir devirde size, her şeyi açıklayan Peygamberimiz geldi. İşte size şüphesiz olarak bir müjdeci, bir kokutucu geldi ve Allah'ın, her şeye gücü yeter.

Şaban Piriş: 

Ey Kitap ehli! Peygamberlerin gelmediği dönemde “Bize, müjdeci ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz diye, size gerçekleri açıkça anlatan Peygamberimiz geldi. O, müjdeci ve uyarıcı olarak gelmiştir. Allah’ın her şeye gücü yeter.

Edip Yüksel: 

Kitap halkı! Elçiler arasındaki bir boşluk döneminden sonra size elçimiz gelmiş bulunuyor ve size gerçekleri anlatıyor ki "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi," demeyesiniz. ALLAH her şeye Gücü Yetendir.

Ali Bulaç: 

Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.

Suat Yıldırım: 

Ey Ehl-i kitap! Resullerin gelmesinin kesintiye uğradığı bir sırada,ileride “bize ne müjdeleyen ne de uyaran hiçbir Peygamber gelmedi” demeyesiniz diyesize, müjdeleyici ve uyarıcı Elçimiz, her şeyi beyan etmek üzere geldi. Allah her şeye hakkıyla kadirdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey ehl-i kitab! Peygamberlerin arası kesilmiş olduğu bir zamanda size apaçık beyanda bulunur olarak resûlümüz geldi. Tâ ki, «Bize ne müjdeleyici ve ne de azab ile korkutucu gelmedi,» demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve korkutucu geldi. Ve Allah Teâlâ her şeye tamamıyla kâdirdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye Kadîr'dir.

Bekir Sadak: 

Korkanlar arasinda bulunan, Allah´in nimete erdirdigi iki adam: «Ustlerine kapidan yuruyun, oradan girerseniz suphesiz galip gelirsiniz

İbni Kesir: 

Ey Ehl-i Kitab, Peygamberlerin arası kesildiği bir dönemde, gerçekten size peygamberimiz gelmiştir. Gerçekleri açıklıyor ki

Adem Uğur: 

Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki (kıyamette): &quot

İskender Ali Mihr: 

Ey Kitap ehli! Resûllerin (peygamberlerin) fetret devrinde (aralarının kesildiği zamanda), sizlere gerçekleri açıklayan Resûl´ümüz (elçimiz) gelmişti. &quot

Celal Yıldırım: 

Ey Kitap Ehli! Peygamberlerin ardı arkası kesildiği bir zamanda, «biz3 (saadet va´deden) bir müjdeci ve uyarıcı gelmedi» demiyesiniz diye size (en doğruyu, güzeli ve iyiyi ve her yönüyle hakkı) açıklayan Peygamberimiz gelmiştir. Şüphe yok ki, size hem müjdeci, hem uyarıcı gelmiştir. Allah´ın kudreti her şeye yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Ey Kitap Ehli, peygamberlerin arası kesildiği dönemde: «Bize müjdeci de bir uyarıcı da gelmedi» demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan peygamber geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah her şeye güç yetirendir.

Fransızca: 

ô gens du Livre ! Notre Messager (Muhammad) est venu pour vous éclairer après une interruption des messagers afin que vous ne disiez pas : "Il ne nous est venu ni annonciateur ni avertisseur". Voilà, certes, que vous est venu un annonciateur et un avertisseur. Et Allah est Omnipotent.

İspanyolca: 

¡Gente de la Escritura ! Nuestro Enviado ha venido a vosotros para instruiros, después de una interrupción de enviados, no sea que dijerais: «No ha venido a nosotros ningún nuncio de buenas nuevas, ni monitor alguno». Así, pues, sí que ha venido a vosotros un nuncio de buenas nuevas y un monitor. Alá es omnipotente.

İtalyanca: 

O gente della Scrittura, il Nostro Messaggero vi è giunto dopo un'interruzione [nella successione] dei Profeti, affinché non diciate: «Non ci è giunto nunzio né ammonitore.» Ecco che vi è giunto un nunzio e un ammonitore! Allah è onnipotente.

Almanca: 

Ihr Schriftbesitzer! Bereits kam zu euch Unser Gesandter, um euch nach einer (langen) Zeit, in der Gesandte ausgeblieben sind, (die Schrift) zu erklären, damit ihr nicht sagt: "Zu uns kam weder ein Überbringer froher Botschaft, noch ein Ermahner." So kam zu euch bereits sowohl ein Überbringer froher Botschaft als auch ein Ermahner. Und ALLAH ist über alles allmächtig.

Çince: 

信奉天经的人呀!在众天使(的统道)中断之后,我的使者确已来临你们,为你们阐明教义,以免你们将来说:没有任何报喜者和警告者来临我们。一个报喜者, 和警告者,确已来临你们了。真主对于万事是全能的。

Hollandaca: 

O gij! die de schriften hebt ontvangen, thans is onze apostel onder u gekomen, om u den waren godsdienst te verklaren, gedurende de schorsing der apostelen, opdat gij niet meer zoudt zeggen: Er kwam niemand tot ons, die goede tijdingen bracht, noch eenige waarschuwer: maar nu is een bode van goede tijdingen en een waarschuwer tot u gekomen; want God is almachtig.

Rusça: 

О люди Писания! После периода, когда не было посланников, к вам явился Наш Посланник, давая вам разъяснения, дабы вы не говорили: "К нам не приходил добрый вестник и предостерегающий увещеватель". Добрый вестник и предостерегающий увещеватель уже явился к вам. Аллах способен на всякую вещь.

Somalice: 

Ehelu Kitaabow waxaa idiin Yimid Rasuulkanagii isagoo Idiin Caddayn Muddo (kadib) rasuulada inaydaan dhihin nooma Imaan Bishaareeye iyo Dige, Eebana wax kasta wuu karaa.

Swahilice: 

Enyi Watu wa Kitabu! Bila ya shaka amekujilieni Mtume wetu akikubainishieni katika wakati usio kuwa na Mitume, msije mkasema: Hakufika kwetu mbashiri wala mwonyaji. Basi amekujieni mbashiri na mwonyaji. Na Mwenyezi Mungu anao uweza wa kila kitu.

Uygurca: 

ئى ئەھلى كىتاب! (يەنى يەھۇدىي ۋە ناسارالار) بىزگە (ساۋاب بىلەن) خۇش خەۋەر بەرگۈچى، (ئازابتىن) ئاگاھلاندۇرغۇچى كەلمىدى دېمەسلىكىڭلار ئۈچۈن، پەيغەمبەرلەر ئۈزۈلۈپ قالغان بىر زاماندا سىلەرگە (شەرىئەتنى ۋە ئۇنىڭ ئەھكاملىرىنى) بايان قىلىپ بېرىدىغان رەسۇلىمىز كەلدى، ھەقىقەتەن سىلەرگە خۇش خەۋەر بەرگۈچى ۋە ئاگاھلاندۇرغۇچى (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالام) كەلدى (ئەمدى سىلەرگە ئۆزرە قالمىدى). اﷲ ھەر نەرسىگە قادىردۇر

Japonca: 

あなたがた啓典の民よ,使徒たちが中断された後わが使徒がやって来て,あなたがたに対し(事物の)解明をする。これはあなたがたに,「わたしたちには吉報の伝達者も警告者も来ない。」と言わせないためである。今,吉報を伝え警告を与える者が,正にあなたがたの処に来たのである。誠にアッラーは凡てのことに全能であられる。

Arapça (Ürdün): 

«يا أهل الكتاب قد جاءكم رسولنا» محمد «يبين لكم» شرائع الدين «على فترة» انقطاع «من الرسل» إذ لم يكن بينه وبين عيسى رسول ومدة ذلك خمسمائة وتسع وستون سنة لـ «أن» لا «تقولوا» إذا عذبتم «ما جاءنا من» زائدة «بشير ولا نذير فقد جاءكم بشير ونذير» فلا عذر لكم إذاً «والله على كل شيء قدير» ومنه تعذيبكم إن لم تتبعوه.

Hintçe: 

ऐ अहले किताब जब पैग़म्बरों की आमद में बहुत रूकावट हुई तो हमारा रसूल तुम्हारे पास आया जो एहकामे ख़ुदा को साफ़ साफ़ बयान करता है ताकि तुम कहीं ये न कह बैठो कि हमारे पास तो न कोई ख़ुशख़बरी देने वाला (पैग़म्बर) आया न (अज़ाब से) डराने वाला अब तो (ये नहीं कह सकते क्योंकि) यक़ीनन तुम्हारे पास ख़ुशख़बरी देने वाला और डराने वाला पैग़म्बर आ गया और ख़ुदा हर चीज़ पर क़ादिर है

Tayca: 

บรรดาผู้ได้รับคัมภีร์ทั้งหลาย ! แท้จริงร่อซูล ของเราได้มายังพวกเจ้าแล้ว โดยที่เขาจะได้ชี้แจงแก่พวกเจ้า ตามวาระสมัยที่ได้ว่างเว้นบรรดาร่อซูลมา ทั้งนี้เนื่องจากการที่พวกเจ้าจะกล่าวว่า มิได้มีผู้แจ้งข่าวดีคนใด และผู้ตักเตือนคนใดมายังพวกเรา แท้จริงได้มีผู้แจ้งข่าวดีและผู้ตักเตือนมายังพวกเจ้าแล้ว และอัลลอฮ์นั้นทรงเดชานุภาพเหนือทุกสิ่งทุกอย่าง

İbranice: 

הוי, אנשי הספר! אכן בא אליכם שליחנו (מוחמד) כדי לבאר לכם את הדברים בתקופת מעבר בין השליחים, למען לא תגידו ש'לא בא אלינו כל מבשר או מזהיר'. הנה בא אליכם מבשר ומזהיר (הנביא מוחמד.) ואלוהים הוא הכול-יכול

Hırvatça: 

O vi kojima je data Knjiga, došao vam je Poslanik Naš- nakon što je neko vrijeme prekinuto slanje poslanika - da vam objasni, da ne biste rekli: "Nije nam dolazio ni onaj koji donosi radosne vijesti ni onaj koji upozorava!" Pa, došao vam je, eto, onaj koji donosi radosne vijesti i koji upozorava. A Allah nad svime ima moć.

Rumence: 

O, popor al Cărţii! Trimisul Nostru a venit la voi ca să vă lămurească, după o lipsă a trimişilor, ca să nu spuneţi: “Nu ne-a venit nici un vestitor şi nici un predicator!” Iată că v-a venit însă un vestitor, un predicator! Dumnezeu este Atotputernic.

Transliteration: 

Ya ahla alkitabi qad jaakum rasooluna yubayyinu lakum AAala fatratin mina alrrusuli an taqooloo ma jaana min basheerin wala natheerin faqad jaakum basheerun wanatheerun waAllahu AAala kulli shayin qadeerun

Türkçe: 

Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye Kadîr'dir.

Sahih International: 

O People of the Scripture, there has come to you Our Messenger to make clear to you [the religion] after a period [of suspension] of messengers, lest you say, "There came not to us any bringer of good tidings or a warner." But there has come to you a bringer of good tidings and a warner. And Allah is over all things competent.

İngilizce: 

O People of the Book! Now hath come unto you, making (things) clear unto you, Our Messenger, after the break in (the series of) our messengers, lest ye should say: "There came unto us no bringer of glad tidings and no warner (from evil)": But now hath come unto you a bringer of glad tidings and a warner (from evil). And Allah hath power over all things.

Azerbaycanca: 

Ey kitab əhli! Peyğəmbərlərin ardı-arası kəsildiyi bir dövrdə: “Bizə nə bir (Cənnətlə) müjdə verən, nə də bir (cəhənnəm əzabı ilə) qorxudan kimsə gəldi”, - deməməyiniz üçün sizə Peyğəmbərimiz (Muhəmməd) gəldi. Artıq sizə müjdə verən və qorxudan (xəbərdarlıq edən) şəxs gəlmişdir. Allah hər şeyə qadirdir!

Süleyman Ateş: 

Ey Kitap ehli, elçilerin arasının kesildiği sırada size Elçimiz geldi, size gerçekleri açıklıyor ki, (yarın kıyamette); "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, herşeyi yapabilendir.

Diyanet Vakfı: 

Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki (kıyamette): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demiyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyle kadirdir.

Erhan Aktaş: 

Ey Kitâp Ehli! Resûllerin arasının kesildiği bir dönemde size gerçekleri açıklayan Resûl’ümüz geldi. “Bize herhangi bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz diye, müjdeleyici ve uyarıcı olarak. Allah, Her Şeye Gücü Yeten’dir.

Kral Fahd: 

Ey kitap ehli! Peygamberler arasındaki boşluğa dayanarak, "Bize müjdeci ve korkutucu (bir peygamber) gelmedi" dememeniz için, size (her şeyi) açıklayan Peygamberimiz gelmiştir. Size bir müjdeci bir korkutucu gelmiştir. Allah, her şeye hakkıyla kadirdir.

Hasan Basri Çantay: 

Ey ehl-i kitâb, peygamberlerin arası kesildiği zamanda size (hakıykatleri) apaçık söyleyip duran elçimiz (Muhammed) gelmişdir. Tâki «Bize ne bir rahmet müjdecisi, ne de bir azâb habercisi gelmedi» demenize (meydan kalmasın), İşte size rahmet müjdecisi de, azab habercisi de geldi artık. Allah, her şey´e hakkıyle kaadirdir.

Muhammed Esed: 

Ey Kitab-ı Mukaddesin izleyicileri! Hiçbir peygamberin gelmediği uzun bir aradan sonra, size (hakikati) bildiren bu Elçimiz gönderildi ki "Bize ne bir müjdeci, ne de uyarıcı gelmedi" demeyesiniz: işte size bir müjdeci ve uyarıcı geldi, çünkü Allah dilediğini yapmaya kadirdir.

Gültekin Onan: 

Ey kitap ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir boşluk zamanında size İslâm dinini açıklayan Peygamberimiz (Hz. Muhammed Aleyhisselâm) gelmiştir. Tâ ki, bize, müjdeleyici ve korkutucu bir elçi gelmedi, demiyesiniz. Gerçekten size, cennet müjdecisi ve cehennem habercisi gelmiştir. Allah, her şeye kadirdir.

Portekizce: 

Ó adeptos do Livro, foi-vos apresentado o Nosso Mensageiro, para preencher a lacuna (na série) dos mensageiros,a fimde que não digais. Não nos chegou alvissareiro nem admoestador algum! Sim, já vos chegou um alvissareiro e admoestador,porque Deus é Onipotente.

İsveççe: 

Efterföljare av äldre tiders uppenbarelser! Efter ett avbrott i budbärarnas rad har Vårt Sändebud kommit till er för att klargöra [sanningen] för er, så att ni inte skall kunna säga: "Till oss har ingen budbärare kommit med ett hoppets budskap och ingen varnare." Nu har en förkunnare av ett glatt budskap om hopp och en varnare kommit till er; Gud har allt i Sin makt.

Farsça: 

ای اهل کتاب! بی تردید رسول ما پس از روزگار فترت و خلأ پیامبران به سوی شما آمد [و آنچه را مورد نیاز دنیا و آخرت شماست] برای شما بیان می کند که [روز قیامت در پیشگاه خدا] نگویید: برای ما هیچ مژده دهنده و بیم رسانی نیامد، یقیناً مژده دهنده و بیم رسان به سویتان آمد؛ وخدا بر هر کاری تواناست.

Kürtçe: 

ئەی نامەدارەکان بێگومان نێرراوەکەمان ھات بۆ ناوتان (بەرنامەی خوا) ڕوون دەکاتەوە بۆتان پاش ماوەیەک لەناردنی پێغەمبەران لەبەر ئەوەی نەڵێن: نەھات بۆ لامان ھیچ مژدەدەرو ترسێنەرێک ئەوەتا بێگومان مژدە دەرو ترسێنەرتان بۆ ھاتووە, وەخوا بەتوانا و دەسەڵاتدارە بەسەر ھەموو شتێکدا

Özbekçe: 

Эй аҳли китоблар! Батаҳқиқ, сизларга Пайғамбаримиз келди. У сизларга Пайғамбарлардан бўш даврда (динни) баён қилади. Бизга башорат бергувчи ҳам, огоҳлантиргувчи ҳам келмаган, демаслигингиз учун. Бас, батаҳқиқ, сизларга башорат бергувчи ҳам, огоҳлантиргувчи ҳам келди. Ва Аллоҳ ҳар бир нарсага қодирдир. (Биз «бўш давр» деб таржима қилган сўз Қуръони Карим матнида «фатратин» дейилган. Бу сўз луғатда, сукунат, бўшлик, кесилиш ва заифлик маъноларини англатади. Шариатда бир Пайғамбар билан иккинчисининг орасидаги Пайғамбарсиз ўтган вақтга «фатиратун»–бўш давр дейилади. Маълумки, Ийсо алайҳиссаломнинг Пайғамбарликларидан сўнг Муҳаммад (с. а. в.) келгунларига қадар орадан олти юз йил ўтган.)

Malayca: 

Wahai Ahli Kitab! Sesungguhnya telah datang kepada kamu Rasul kami (Muhammad, s.a.w) yang menerangkan kepada kamu (akan syariat Islam) ketika terputusnya (kedatangan) Rasul-rasul (yang diutus), supaya kamu tidak (berdalih) dengan berkata (pada hari kiamat): "Tidak datang kepada kami seorang (Rasul) pun pembawa berita gembira dan juga pembawa amaran (yang mengingatkan kami)". Kerana sesungguhnya telah datang kepada kamu seorang (rasul) pembawa berita gembira dan juga pembawa amaran. Dan (ingatlah) Allah Maha Kuasa atas tiap-tiap sesuatu.

Arnavutça: 

O ithtarë të Librit! – juve ju ka ardhur Pejgamberi Ynë, - shpjeguesi juaj mu në kohë të ndërprerjes së dërgimit të pejgamberëve, për të mos thënë ju (kur të dënoheni), se nuk na ka ardhur ndonjë sihariques e as ndonjë paralajmërues. Por, ja ju erdhi juve sihariquesi dhe paralajmëruesi. Se, Perëndia është i Plotëfuqishëm për çdo gjë.

Bulgarca: 

О, хора на Писанието, Нашият Пратеник дойде при вас, като ви даде разяснения подир прекъсване след пратениците, за да не кажете: “При нас не дойде благовестител, нито предупредител.” Вече дойде при вас благовестител и предупредител. Аллах за всяко нещо и

Sırpça: 

О ви којима је дата Књига, дошао вам је Наш Посланик, након што је неко време прекинуто слање посланика, да вам објасни, да не бисте рекли: „Није нам долазио ни онај који доноси радосне вести ни онај који упозорава!“ Па, дошао вам је, ето, онај који доноси радосне вести и који упозорава. А Аллах над свиме има моћ.

Çekçe: 

Vlastníci Písma! Nyní přišel k vám náš posel, aby vám podal jasný výklad - v přestávce mezi posly - a abyste nemohli říci: 'Nepřišel k nám žádný hlasatel ani varovatel.' Však nyní k vám již přišel i hlasatel i varovatel! A Bůh je každé věci mocný.

Urduca: 

اے اہل کتاب! ہمارا یہ رسول ایسے وقت تمہارے پاس آیا ہے اور دین کی واضح تعلیم تمہیں دے رہا ہے جبکہ رسولوں کی آمد کا سلسلہ ایک مدت سے بند تھا، تاکہ تم یہ نہ کہہ سکو کہ ہمارے پاس کوئی بشارت دینے والا اور ڈرانے والا نہیں آیا سو دیکھو! اب وہ بشارت دینے اور ڈرانے والا آ گیا اور اللہ ہر چیز پر قادر ہے

Tacikçe: 

Эй аҳли китоб, фиристодаи Мо дар замоне, ки паёмбароне набуданд, фирпстода шуд, то ҳақро бар шумо ошкор кунад ва нагӯед, ки муждадиҳанда ва бимдиҳандае бар мо фиристода нашудааст. Инак, он муждадиҳанда ва бимдиҳанда омадааст ва Худо бар ҳар чиз тавоност!

Tatarca: 

Ий китап әһелләре! Сезгә рәсүлебез Мухәммәд г-м килде, сездән рәсүлләр һәм вәхи киселгән вакытта, ул сезгә Коръән белән хак динне бәян кылыр, әйтмәвегез өчен: "Җәннәт белән шатландыручы, җәһәннәм белән куркытучы пәйгамбәр килмәде", – дип. Менә дөреслектә сезгә җәннәт белән шатландыручы һәм җәһәннәм ґәзабы белән куркытучы пәйгамбәр килде, ул сезгә әйтте: "Коръән өйрәткәнчә ислам динен тотсагыз җәннәткә керерсез, әгәр Коръән белән гамәл кылмасагыз җәһәннәмгә керерсез", – диде. Аллаһ һәрнәрсәгә кадирдер.

Endonezyaca: 

Hai Ahli Kitab, sesungguhnya telah datang kepada kamu Rasul Kami, menjelaskan (syari'at Kami) kepadamu ketika terputus (pengiriman) rasul-rasul agar kamu tidak mengatakan: "Tidak ada datang kepada kami baik seorang pembawa berita gembira maupun seorang pemberi peringatan". Sesungguhnya telah datang kepadamu pembawa berita gembira dan pemberi peringatan. Allah Maha Kuasa atas segala sesuatu.

Amharca: 

እናንተ የመጽሐፉ ሰዎች ሆይ! «አብሳሪና አስፈራሪ አልመጣልንም» እንዳትሉ ከመልክተኞች በመቋረጥ ጊዜ ላይ ሲኾን (ሕጋችንን) የሚያብራራ ኾኖ መልክተኛችን በእርግጥ መጣላችሁ፡፡ አብሳሪና አስፈራሪም በእርግጥ መጣላችሁ፡፡ አላህም በነገሩ ሁሉ ላይ ቻይ ነው፡፡

Tamilce: 

வேதக்காரர்களே! “நற்செய்தி கூறுபவர், எச்சரிப்பவர் எவரும் எங்களுக்கு வரவில்லை’’ என்று நீங்கள் கூறாதிருக்க தூதர்களின் இடைவெளியில் நம் தூதர் உங்களிடம் வந்துவிட்டார். (அவர் இஸ்லாமை) உங்களுக்கு தெளிவுபடுத்துகிறார். இன்னும், அல்லாஹ், ஒவ்வொரு பொருள் மீதும் பேராற்றலுடையவன் ஆவான்.

Korece: 

성서의 백성들이여 너희에 게 선지자가 도래하였으니 선지자 들 이후의 일들을 너희에게 설명 하리라 이는 너희가 복음도 경고 도 우리에게 이르지 아니했다고 말하지 않도록 함이라 실로 복음 과 경고가 너희에게 도래하였으니 하나님은 모든 일에 전지전능하시 니라

Vietnamca: 

Hỡi dân Kinh Sách, quả thật Thiên Sứ (Muhammad) của TA đã đến gặp các ngươi trình bày rõ cho các ngươi về việc (ngừng gửi) các Sứ Giả trong một khoảng thời gian, kẻo các ngươi nói: “Chẳng có một (vị Sứ Giả) nào đến báo tin mừng cũng như cảnh báo chúng tôi cả!” Do đó, (Thiên Sứ Muhammad), một vị vừa báo tin mừng đồng thời vừa cảnh báo đã đến gặp các ngươi. Quả thật, Allah là Đấng Toàn Năng trên tất cả mọi thứ.