Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

689

Sayfa No: 

111

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَعَلَ فِيكُمْ أَنبِيَاءَ وَجَعَلَكُم مُّلُوكًا وَآتَاكُم مَّا لَمْ يُؤْتِ أَحَدًا مِّنَ الْعَالَمِينَ

Çeviriyazı: 

veiẕ ḳâle mûsâ liḳavmihî yâ ḳavmi-ẕkürû ni`mete-llâhi `aleyküm iẕ ce`ale fîküm embiyâe vece`aleküm mülûkâ. veâtâküm mâ lem yü'ti eḥadem mine-l`âlemîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. O, içinizden peygamberler çıkardı. Sizi hükümdarlar yaptı. Ve âlemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi."

Diyanet İşleri: 

Musa, milletine: "Ey milletim! Allah'ın size olan nimetini anın: içinizden peygamberler çıkarmış ve sizi hükümdar yapmıştır, dünyalarda kimseye vermediğini size vermiştir".

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hatırla o zamanı ki Musa, kavmine, ey kavim demişti, anın Allah'ın size verdiği nimeti ki içinizden peygamberler gönderdi ve padişahlar çıkardı ve size, alemlerde, hiçbir kimseye vermediğini verdi.

Şaban Piriş: 

Musa kavmine: Ey kavmim, Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın, içinizden peygamberler çıkarmış ve sizi hükümdarlar yapmıştır. Alemde kimseye vermediğini size vermiştir.

Edip Yüksel: 

Musa, halkına şöyle demişti: "Ey halkım, ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: aranızdan peygamberler çıkardı, sizi özgür kimseler kıldı ve toplumların hiçbirine vermediğini size verdi."

Ali Bulaç: 

Hani, Musa kavmine (şöyle) demişti: "Ey kavmim, Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın; içinizden peygamberler çıkardı, sizden yöneticiler kıldı ve alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi."

Suat Yıldırım: 

Bir vakit de Mûsâ kavmine şöyle demişti. “Ey kavmim! Allah'ın size lütfettiği nimetlerini bir düşünün; zira o içinizden peygamberler çıkarttı, sizi hür insanlar yaptı ve devrinizde hiç kimseye vermediğini size verdi.” [2,47-122; 45,16; 2,143; 3,110] {KM, Sayılar 13,17; 14,38}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve bir vakit de Mûsa kavmine dedi ki: «Ey kavmim! Allah Teâlâ´nın üzerinize olan nîmetini yâdediniz ki, içinizde peygamberler vücuda getirdi ve sizleri hükümdarlar kıldı ve âlemlerden hiçbir ferde vermediğini sizlere verdi.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa, kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı, âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."

Bekir Sadak: 

«Ey Musa! Onlar orada oldukca biz asla oraya girmeyecegiz. Sen ve Rabbin gidin savasin, dogrusu biz burada oturacagiz» demislerdi.

İbni Kesir: 

Hani, Musa kavmine demişti ki: Ey kavmim

Adem Uğur: 

Bir zamanlar Musa, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah´ın size (lütfettiği) nimetini hatırlayın

İskender Ali Mihr: 

Ve Hz. Musâ kavmine şöyle demişti

Celal Yıldırım: 

Musa, kendi kavmine bir ara şöyle demişti: Ey kavmim ! Allah´ın size olan nîmetini hatırlayın

Tefhim ul Kuran: 

Hani, Musa kavmine (şöyle) demişti: «Ey kavmim, Allah´ın üzerinizdeki nimetini anın

Fransızca: 

(Souvenez-vous) lorsque Moïse dit à son peuple : "ô, mon peuple ! Rappelez-vous le bienfait d'Allah sur vous, lorsqu'Il a désigné parmi vous des prophètes. Et Il a fait de vous des rois. Et Il vous a donné ce qu'Il n'avait donné à nul autre aux mondes.

İspanyolca: 

Y cuando Moisés dijo a su pueblo: «¡Pueblo! Recordad la gracia que Alá os dispensó cuando suscitó de entre vosotros a profetas e hizo de vosotros reyes, dándoos lo que no se había dado a ninguno en el mundo.

İtalyanca: 

E quando Mosè disse al suo popolo: «O popol mio! Ricordate la grazia di Allah su di voi quando ha scelto tra voi i Profeti! E fece di voi dei re e vi diede quello che non aveva mai dato a nessun popolo al mondo.

Almanca: 

Und (erinnere daran), als Musa zu seinen Leuten sagte: "Meine Leute! Entsinnt euch ALLAHs Gabe euch gegenüber, als ER unter euch Propheten entsandt, euch zu Königen gemacht und euch das hat zuteil werden lassen, was ER keinem von den Menschen gab.

Çince: 

. 当时,穆萨对他的宗族说:我的宗族呀!你们当记忆真主所赐你们的恩典,当时,他在你们中派遣许多先知,并使你们人人自主,而且把没有给过全世界任何人的(恩典)给了你们。

Hollandaca: 

Toen Mozes tot zijn volk zeide: O, mijn volk! gedenk Gods gunst omtrent u, sedert hij profeten onder u heeft aangewezen en u koningen heeft gegeven, en u heeft geschonken, wat hij geene natie ter wereld heeft gegeven.

Rusça: 

Вот Муса (Моисей) сказал своему народу: "О мой народ! Помните милость, которую Аллах оказал вам, когда создал среди вас пророков, сделал вас царями и даровал вам то, чего не даровал никому из миров.

Somalice: 

(Xusuuso) Markuu ku Yidhi (Nabi) Muuse Qoomkiisa, Qoomkayow Xusuusta Niemada Eebe ee korkiinna markuu yeelay Dhediinna Nabiyo idinkana yeelay Xukaam idinsiiyeyna waxaan la siin Cid Caalamka ah, (Waqtigiinnii).

Swahilice: 

Na pale Musa alipo waambia watu wake: Enyi watu wangu! Kumbukeni neema za Mwenyezi Mungu zilizo juu yenu, alipo wateuwa Manabii kati yenu, na akakufanyeni watawala, na akakupeni ambayo hakuwapa wowote katika walimwengu.

Uygurca: 

ئۆز ۋاقتىدا، مۇسا ئۆز قەۋمگە ئېيتتى: «ئى قەۋمىم! اﷲ نىڭ سىلەرگە بەرگەن نېمىتىنى ياد قىلىڭلار، اﷲ ئۆز ۋاقتىدا ئىچىڭلاردا (سىلەرنى توغرا دىنغا يېتەكلەيدىغان) نۇرغۇن پەيغەمبەرلەرنى بارلىققا كەلتۈردى. سىلەردىن پادىشاھلار قىلدى (يەنى ئۆزۈڭلارنى ئۆزۈڭلارغا خوجا قىلدى). سىلەرگە جاھان ئەھلىدىن ھېچ كىشىگە بەرمىگەن (دەريانى يېرىپ ئوتتۇرىسىدىن يول ئېچىپ بېرىش، بۇلۇتلارنى سايىۋەن قىلىپ بېرىش، ئاسماندىن يېمەكلىك چۈشۈرۈپ بېرىش قاتارلىق) نېمەتلەرنى بەردى

Japonca: 

またムーサーが,自分の人びとにこう言った時を思い起せ。「わたしの人びとよ,あなたがたが授かったアッラーの恩恵を心に銘じなさい。かれはあなたがたの中から預言者たちをあげ,あなたがたを王となされた。外のどの民にも授けられなかったものを,あなたがたに授けたのである。

Arapça (Ürdün): 

«و» اذكر «إذ قال موسى لقومه يا قوم اذكروا نعمة الله عليكم إذ جعل فيكم» أي منكم «أنبياء وجعلكم ملوكا» أصحاب خدم وحشم «وآتاكم ما لم يؤت أحدا من العالمين» من المن والسلوى وفلق البحر وغير ذلك.

Hintçe: 

ऐ रसूल उनको वह वक्त याद (दिलाओ) जब मूसा ने अपनी क़ौम से कहा था कि ऐ मेरी क़ौम जो नेअमते ख़ुदा ने तुमको दी है उसको याद करो इसलिए कि उसने तुम्हीं लोगों से बहुतेरे पैग़म्बर बनाए और तुम ही लोगों को बादशाह (भी) बनाया और तुम्हें वह नेअमतें दी हैं जो सारी ख़ुदायी में किसी एक को न दीं

Tayca: 

และจงรำลึกถึงขณะที่มูซาได้กล่าวแก่ประชาชาติของเขาว่า โอ้ประชาชาติของฉัน ! พึงรำลึกถึงความกรุณาเมตตาของอัลลอฮ์ที่มีแด่พวกท่านเถิด เพราะว่าพระองค์ได้ทรงให้มีบรรดานะบีขึ้นในหมู่พวกท่าน และได้ทรงให้พวกท่านเป็นกษัตริย์ และได้ทรงประทานแก่พวกท่าน สิ่งที่มิได้ทรงประทานให้แก่ผู้ใดในหมู่ประชาชาติทั้งหลาย

İbranice: 

וכאשר משה אמר לבני עמו, 'בני עמי! זכרו את חסדו השולחן הערוך של אלוהים עליכם, בהקימו בכם נביאים ובעשותו אתכם למלכים, וכאשר הוא נתן לכם מה שלא נתן לאף אחד אחר בעולמים של אז

Hırvatça: 

A kad Musa reče narodu svome: "O narode moj, sjetite se Allahove blagodati prema vama kada je neke od vas vjerovjesnicima učinio, i kada vas je vladarima učinio, i dao vam ono što nijednom narodu nije dao.

Rumence: 

Când Moise spuse poporului său: “O, popor al meu! Amintiţi-vă de harul lui Dumnezeu asupra voastră, atunci când El a ridicat dintre voi profeţi, atunci când El a ridicat dintre voi regi! El v-a dăruit ceea ce nimănui dintre lumi n-a mai dăruit!

Transliteration: 

Waith qala moosa liqawmihi ya qawmi othkuroo niAAmata Allahi AAalaykum ith jaAAala feekum anbiyaa wajaAAalakum mulookan waatakum ma lam yuti ahadan mina alAAalameena

Türkçe: 

Mûsa, kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı, âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."

Sahih International: 

And [mention, O Muhammad], when Moses said to his people, "O my people, remember the favor of Allah upon you when He appointed among you prophets and made you possessors and gave you that which He had not given anyone among the worlds.

İngilizce: 

Remember Moses said to his people: "O my people! Call in remembrance the favour of Allah unto you, when He produced prophets among you, made you kings, and gave you what He had not given to any other among the peoples.

Azerbaycanca: 

Bir zaman Musa öz camaatına belə demişdi: “Ey camaatım, Allahın sizə olan ne’mətini xatırlayın ki, sizdən peyğəmbərlər göndərdi, padşahlar tə’yin etdi və aləmlərdən (bəşər övladından) heç birinə vermədiyini sizə verdi.

Süleyman Ateş: 

Musa, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, Allah'ın size olan ni'metini hatırlayın; zira (O), aranızda peygamberler var etti, sizi krallar yaptı ve size dünyalarda hiç kimseye vermediğini verdi."

Diyanet Vakfı: 

Bir zamanlar Musa, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size (lütfettiği) nimetini hatırlayın; zira O, içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Alemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi.

Erhan Aktaş: 

Hani Mûsâ, halkına: “Ey halkım! Allah’ın size verdiği nimetleri hatırlayın. Hani O, içinizden Nebiler seçti; sizi melikler(1) yaptı ve âlemlerden hiç kimseye vermediği birçok şeyi size verdi.” dedi.

Kral Fahd: 

Bir zamanlar Mûsâ, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size (lütfettiği) nimetini hatırlayın; zira O, içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Âlemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi.

Hasan Basri Çantay: 

Bir zaman Musa, kavmine (şöyle) demişdi: «Ey kavmim, Allahın, sizin üzerinizdeki ni´metini düşünün ki içinizden peygamberler gönderdi, sizi hükümdarlar yapdı, size kâinâtdan hiç birine vermediğini verdi.

Muhammed Esed: 

Bir zaman Musa, halkına: "Ey halkım!" demişti, "Allahın size bahşettiği nimetleri hatırlayın ki O, aranızdan peygamberler çıkarmış, sizi kendi-kendinizin efendisi yapmış ve dünyada başka hiç kimseye göstermediği (lütfu)nu size göstermişti.

Gültekin Onan: 

Hani Musa kavmine (şöyle) demişti: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Bir vakit Mûsâ, kavmine şöyle demişti: “- Ey kavmim, Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Zira içinizden size peygamberler gönderdi ve sizi hükümdarlar yaptı, âlemlerden hiç birine vermediği şeyi size verdi.

Portekizce: 

Recorda-lhes de quando Moisés disse ao seu povo: Ó povo meu, lembrai-vos das mercês e Deus para convosco, quandofez surgir, dentre vós, profetas, e vos fez reis e vos concedeu o que não havia concedido a nenhum dos vossocontemporâneos.

İsveççe: 

OCH MOSES sade till folket: "Minns Guds välgärningar mot er, mitt folk, hur Han lät profeter uppstå bland er och gjorde er till herrar i eget hus och skänkte er det som Han inte har skänkt något [annat] folk i världen!

Farsça: 

و [یاد کنید] هنگامی که موسی به قومش گفت: ای قوم من! نعمت خدا را بر خود یاد کنید، آن گاه که در میان شما پیامبرانی قرار داد، و شما را حاکمان و فرمانروایان ساخت، و به شما نعمت های ویژه ای داد که به هیچ یک از جهانیان نداد.

Kürtçe: 

باسی ئەو کاتە بکە کەموسا فەرمووی بەگەلەکەی ئەی گەلەکەم بیری چاکەو بەھرەی خوا بکەنەوە بەسەرتانەوە کاتێک کەپێغەمبەرانی تێدا ھەڵخستوون وە چەندینی کردوون بەپادشا ومەلیک وە شتێکی پێ بەخشیوون کە نەی بەخشیووە بەھیچ کەس لەجیھانیان

Özbekçe: 

Мусо ўз қавмига: «Эй қавмим, Аллоҳнинг сизга берган неъматларини эсланг. Ахир, У сиздан Пайғамбарлар юборди, подшоҳлар чиқарди ва оламларда бирортага бермаган нарсаларни берди-ку.

Malayca: 

Dan (ingatkanlah mereka wahai Muhammad), ketika Nabi Musa berkata kepada kaumnya: "Wahai kaumku! Kenanglah nikmat Allah (Yang diberikan) kepada kamu ketika Ia menjadikan dalam kalangan kamu beberapa orang Nabi, dan Ia menjadikan kamu bebas merdeka (setelah kamu diperhamba oleh Firaun dan orang-orangnya), dan Ia memberikan kepada kamu barang yang tidak pernah diberikan kepada seseorang pun dari umat-umat (yang ada pada masa itu)".

Arnavutça: 

(Kujtoje) kur Musai i tha kombit të vet: “O populli im! Kujtonie mirësinë e Perëndisë ndaj jush, kur prej jush bëri pejgamber, dhe ju bëri disa prej jush sundimtarë, dhe juve ju dha atë që nuk i kishte dhënë askujt para jush;

Bulgarca: 

И когато Муса рече на своя народ: “О, народе мой, помнете благодатта на Аллах към вас, че стори от вас пророци и ви стори владетели, и ви даде, каквото не е дал на никой от народите!

Sırpça: 

А кад Мојсије рече свом народу: „О народе мој, сетите се Аллахове благодати према вама када је неке од вас учинио веровесницима, и када вас је учинио владарима, и дао вам оно што није дао ниједном народу.

Çekçe: 

A hle, pravil Mojžíš lidu svému: 'Lide můj, pomněte dobrodiní Božího vůči vám, když mezi vámi učinil proroky a vás učinil vládci a dal vám to, co nedal nikomu z lidstva veškerého!

Urduca: 

یاد کرو جب موسیٰؑ نے اپنی قوم سے کہا تھا کہ "اے میری قوم کے لوگو! اللہ کی اُس نعمت کا خیال کرو جو اس نے تمہیں عطا کی تھی اُس نے تم میں نبی پیدا کیے، تم کو فرماں روا بنایا، اور تم کو وہ کچھ دیا جو دنیا میں کسی کو نہ دیا تھا

Tacikçe: 

Ва Мӯсо ба қавми худ гуфт: «Эй қавми ман, неъматеро, ки Худо бар шумо арзонӣ доштааст, ёд кунед, ки аз миёни шумо паёмбароне ихтиёр кард ва шуморо соҳибони ихтиёри хеш гардонид ва ба шумо чизҳое дод, ки ба ҳеҷ як аз мардуми ҷаҳон ато накардааст.

Tatarca: 

Мусаның кауменә әйткән сүзләреннән гыйбрәт алыгыз! Әйтте: "Ий каумем, Аллаһ сезгә биргән нигъмәтләрне хәтерләгез! Аллаһ арагызга күп пәйгамбәрләр күндерде, үзегездән сезгә патшалар кылды һәм галәмдә һичбер кавемгә бирмәгән нигъмәтләрне сезгә бирде хәтта күктән әзерләнгән ризыкларны иңдереп торды", – дип.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah) ketika Musa berkata kepada kaumnya: "Hai kaumku, ingatlah nikmat Allah atasmu ketika Dia mengangkat nabi nabi diantaramu, dan dijadikan-Nya kamu orang-orang merdeka, dan diberikan-Nya kepadamu apa yang belum pernah diberikan-Nya kepada seorangpun diantara umat-umat yang lain".

Amharca: 

ሙሳም ለሕዝቦቹ ባለ ጊዜ (አስታውስ)፡- «ሕዝቦቼ ሆይ የአላህን ጸጋ በውስጣችሁ ነቢያትን ባደረገና ነገሥታትንም ባደረጋችሁ ከዓለማትም ለአንድም ያልሰጠውን ችሮታ በሰጣችሁ ጊዜ በእናንተ ላይ (ያደረገውን ጸጋ) አስታውሱ፡፡»

Tamilce: 

இன்னும், மூஸா தன் சமுதாயத்திற்கு கூறிய சமயத்தை நினைவு கூருங்கள்! “என் சமுதாயமே! அல்லாஹ் உங்களில் நபிமார்களை ஏற்படுத்தியபோதும்; இன்னும், உங்களை அரசர்களாக ஆக்கியபோதும்; இன்னும், உலகத்தாரில் ஒருவருக்கும் கொடுக்காதவற்றை உங்களுக்குக் கொடுத்தபோதும் உங்கள் மீது அல்லாஹ் புரிந்த அருட்கொடையை நினைவு கூருங்கள்!

Korece: 

모세가 그의 백성에게 이르 길 백성들이여 하나님의 은혜를 상기하라 그분은 너희 가운데 예 언자들을 보내어 왕들처럼 되 게 하였으며 이 세상에서 어느 누 구에게도 주지 아니한 것을 너희 들에게 주셨노라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nhớ lại khi Musa (Môi-sê) nói với dân của mình: “Này hỡi dân ta, các người hãy nhớ về ân huệ mà Allah đa ban cho các người khi Ngài đã lựa chọn trong các người làm những vị Nabi, Ngài đã làm cho các người trở thành vua chúa(9) và Ngài đã ban cho các người những thứ(10) mà Ngài đã không ban cho bất kỳ ai trong thiên hạ (trong thời của các người).” (9) Theo quan niệm của dân Israel, khi một người đàn ông có vợ, người hầu và nhà ở riêng thì được coi là vua chúa. (Theo Tafsir Ibnu Al-Kathir); (10) Allah đã ban cho dân Israel thức ăn sẵn từ trên trời xuống như mật ong, chim cút, được mây che mát bất cứ đâu họ ở. Đây là những thứ mà họ được Allah ưu đãi hơn các dân tộc khác trong thời đại của họ. (Theo Tafsir Ibnu Al-Kathir)