Cuz 27

 
00:00

lemecmû`ûne ilâ mîḳâti yevmim ma`lûm.

Arapça:

لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَاتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ

Türkçe:

Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.

Diyanet Vakfı:

Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır!

İngilizce:

All will certainly be gathered together for the meeting appointed for a Day well-known.

Fransızca:

seront réunis pour le rendez-vous d'un jour connu".

Almanca:

werden zweifellos zur Verabredung eines bekannten Tages versammelt."

Rusça:

будут собраны в определенном месте в известный день.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme inneküm eyyühe-ḍḍâllûne-lmükeẕẕibûn.

Arapça:

ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ

Türkçe:

Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!

Diyanet Vakfı:

Sonra siz ey sapıklar, yalancılar!

İngilizce:

Then will ye truly,- O ye that go wrong, and treat (Truth) as Falsehood!-

Fransızca:

Et puis, vous, les égarés, qui traitiez (la Résurrection) de mensonge,

Almanca:

Dann werdet ihr ableugnende Abirrende

Rusça:

Тогда вы, о заблудшие, считающие лжецами посланников,

Açıklama:
 
00:00

leâkilûne min şecerim min zeḳḳûm.

Arapça:

لَآكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ

Türkçe:

Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz/yiyecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

İngilizce:

Ye will surely taste of the Tree of Zaqqum.

Fransızca:

vous mangerez certainement d'un arbre de Zaqqoum.

Almanca:

3 gewiß von Bäumen von Zaqum speisen,

Rusça:

непременно вкусите от дерева заккум.

Açıklama:
 
00:00

femâliûne minhe-lbüṭûn.

Arapça:

فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ

Türkçe:

Karınları dolduracaklar ondan,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız.

Diyanet Vakfı:

Karınlarınızı ondan dolduracaksınız.

İngilizce:

Then will ye fill your insides therewith,

Fransızca:

Vous vous en remplirez le ventre,

Almanca:

dann davon die Bäuche vollmachen,

Rusça:

Вы будете набивать ими животы

Açıklama:
 
00:00

feşâribûne `aleyhi mine-lḥamîm.

Arapça:

فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ

Türkçe:

Üzerine içecekler kaynar sudan,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Üstüne de kaynar su içeceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz.

İngilizce:

And drink Boiling Water on top of it:

Fransızca:

puis vous boirez par-dessus cela de l'eau bouillante,

Almanca:

dann darauf von Siedendem trinken,

Rusça:

и запивать их кипятком,

Açıklama:
 
00:00

feşâribûne şürbe-lhîm.

Arapça:

فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ

Türkçe:

Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.

İngilizce:

Indeed ye shall drink like diseased camels raging with thirst!

Fransızca:

vous en boirez comme boivent les chameaux assoiffés.

Almanca:

dann so trinken, wie das Trinken der durstig-kranken Kamele.

Rusça:

как пьют больные верблюды, которые не могут спастись от жажды".

Açıklama:
 
00:00

hâẕâ nüzülühüm yevme-ddîn.

Arapça:

هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ

Türkçe:

Din gününde ağırlanışları böyledir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.

Diyanet Vakfı:

İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur!

İngilizce:

Such will be their entertainment on the Day of Requital!

Fransızca:

Voilà le repas d'accueil qui leur sera servi, au jour de la Rétribution.

Almanca:

Das ist ihre Unterkunft am Tag des Din .

Rusça:

Таким для них будет угощение в День воздаяния.

Açıklama:
 
00:00

naḥnü ḫalaḳnâküm felevlâ tüṣaddiḳûn.

Arapça:

نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ

Türkçe:

Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?

Diyanet Vakfı:

Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?

İngilizce:

It is We Who have created you: why will ye not witness the Truth?

Fransızca:

C'est Nous qui vous avons créés. Pourquoi ne croiriez-vous donc pas [à la résurrection] ?

Almanca:

WIR erschufen euch. Würdet ihr (dieser Aussage) doch Glauben schenken!

Rusça:

Мы сотворили вас. Почему же вы не признаете воскрешения?

Açıklama:
 
00:00

eferaeytüm mâ tümnûn.

Arapça:

أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ

Türkçe:

Akıttığınız meniyi gördünüz mü?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Attığınız meniyi gördünüz mü?

Diyanet Vakfı:

Söyleyin öyleyse, (rahimlere) döktüğünüz meni nedir?

İngilizce:

Do ye then see?- The (human Seed) that ye throw out,-

Fransızca:

Voyez-vous donc ce que vous éjaculez :

Almanca:

Wie seht ihr das, was ihr an Samen ergießt?!

Rusça:

Видели ли вы семя, которое вы извергаете?

Açıklama:
 
00:00

eentüm taḫlüḳûnehû em naḥnü-lḫâliḳûn.

Arapça:

أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ

Türkçe:

Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcılar bizler miyiz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?

Diyanet Vakfı:

Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?

İngilizce:

Is it ye who create it, or are We the Creators?

Fransızca:

est-ce vous qui le créez ou [en]: sommes Nous le Créateur ?

Almanca:

Seid ihr diejenigen, die es erschaffen, oder sind WIR Der Schöpfer?!

Rusça:

Вы создаете его или Мы создаем?

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 27 beslemesine abone olun.