Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

969

Sayfa No: 

152

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ إِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâle inneke mine-lmünżarîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

Diyanet İşleri: 

Allah; "Sen erteye bırakılanlardansın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tanrı, şüphe etme ki mühlet verilenlerdensin dedi.

Şaban Piriş: 

Allah: Mühlet verilenlerdensin! dedi.

Edip Yüksel: 

"Sana süre tanınmıştır," dedi.

Ali Bulaç: 

(Allah:) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi.

Suat Yıldırım: 

Allah: “Haydi, sen mühlet verilenlerdensin!” buyurdu.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Buyurdu ki: «Sen muhakkak mühlet verilmişlerdensin.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Buyurdu: "Süre verilenlerdensin."

Bekir Sadak: 

seytan, ayip yerlerini kendilerine gostermek icin onlara fisildadi: «Rabbinizin sizi bu agactan menetmesi melek olmaniz veya burada temelli kalmanizi onlemek icindir.»

İbni Kesir: 

Buyudu ki: Sen mühlet verilmişlerdensin.

Adem Uğur: 

Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

İskender Ali Mihr: 

(Allahû Tealâ): “Muhakkak ki sen izin (mühlet) verilenlerdensin.” buyurdu.

Celal Yıldırım: 

Allah da: «Sen mühlet verilenlerdensin» buyurdu.

Tefhim ul Kuran: 

(Allah:) «Sen gözlenip ertelenenlerdensin» dedi.

Fransızca: 

[Allah] dit : "Tu es de ceux à qui délai est accordé."

İspanyolca: 

Dijo: «¡Cuéntate entre aquellos a quienes es dado esperar!»

İtalyanca: 

«Sia - disse Allah - ti è concessa la dilazione».

Almanca: 

ER sagte: "Du bist einer derjenigen, denen Zeit gewährt 1 wird."

Çince: 

主说:你必定是被宽待的。

Hollandaca: 

God zeide: Waarlijk, gij zult tot de uitgestelden behooren.

Rusça: 

Он сказал: "Воистину, ты - один из тех, кому предоставлена отсрочка".

Somalice: 

Wuxuu Yidhi (Eebe) waxaad ka mid tahay kuwa la sugi.

Swahilice: 

Akasema: Utakuwa miongoni mwa walio pewa muhula.

Uygurca: 

اﷲ: ‹‹ساڭا مۆھلەت بېرىلىدۇ›› دېدى

Japonca: 

かれは,「あなたは猶予されよう。」と仰せられた。

Arapça (Ürdün): 

«قال إنك من المنظرين» وفي آية أخرى «إلى يوم الوقت المعلوم» أي يوم النفخة الأولى.

Hintçe: 

जिस दिन सारी ख़ुदाई के लोग दुबारा जिलाकर उठा खड़े किये जाएगें

Tayca: 

พระองค์ตรัสว่า แท้จริงเจ้าอยู่ในหมู่ผู้ที่ได้รับการผ่อนผัน

İbranice: 

אמר (אלוהים) 'אתה מאלה אשר ניתנת להם השהות

Hırvatça: 

"Daje ti se vremena!", reče On.

Rumence: 

Dumnezeu spuse: “Eşti păsuit!”

Transliteration: 

Qala innaka mina almunthareena

Türkçe: 

Buyurdu: "Süre verilenlerdensin."

Sahih International: 

[Allah] said, "Indeed, you are of those reprieved."

İngilizce: 

(Allah) said: "Be thou among those who have respite."

Azerbaycanca: 

(Allah) buyurdu: “Sən möhlət verilənlərdənsən!”

Süleyman Ateş: 

(Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

Diyanet Vakfı: 

Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

Erhan Aktaş: 

“Sen gözlenenlerdensin.(1)” dedi.

Kral Fahd: 

Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

Hasan Basri Çantay: 

(Allah) dedi ki: «Sen mühlet verilmişlerdensin».

Muhammed Esed: 

(Ve Allah): "Tamam, sen artık mühlet verilen kimselerden oldun" diye buyurdu.

Gültekin Onan: 

(Tanrı:) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah da: “-Sen mühlet verilenlerdensin”, buyurdu.

Portekizce: 

Respondeu-lhe: Considera-te entre os tolerados!

İsveççe: 

[Och Gud] svarade: "Du skall vara bland dem som beviljas anstånd."

Farsça: 

خدا فرمود: البته تو از مهلت یافتگانی.

Kürtçe: 

(خواش) فەرمووی: بێگومان تۆ لەمۆڵەت دراوانیت

Özbekçe: 

У зот: «Албатта, сен муҳлат берилганлардансан», деди.

Malayca: 

Allah berfirman: "Sesungguhnya engkau dari golongan yang diberi tempoh (ke suatu masa yang tertentu)".

Arnavutça: 

(Perëndia) tha: “Ti je nga ata që u është dhënë afati”.

Bulgarca: 

Рече: “Ти си сред отсрочените.”

Sırpça: 

"Даје ти се времена!" Рече Он.

Çekçe: 

Pravil Bůh: 'Budiž tedy mezi těmi, jimž odklad je dán!'

Urduca: 

فرمایا، "تجھے مہلت ہے"

Tacikçe: 

Гуфт: «Ту аз мӯҳлатёфтагонӣ».

Tatarca: 

Аллаһ әйтте: "Әлбәттә, мәгълүм вакыткача рөхсәт бирелгәннәрен, ягъни кыямәткәчә, яшә", – дип.

Endonezyaca: 

Allah berfirman: "Sesungguhnya kamu termasuk mereka yang diberi tangguh".

Amharca: 

፡-አንተ ከሚቆዩት ነህ አለው፡፡

Tamilce: 

(அல்லாஹ்) கூறினான்: “நிச்சயமாக நீ அவகாசமளிக்கப்பட்டவர்களில் இருக்கிறாய்.”

Korece: 

이때 하나님의 말씀이 계셨으니 네가 유예하는 자 가운데 있으라 하시니

Vietnamca: 

(Allah) phán: “Được, nhà ngươi sẽ được tạm tha (cho đến ngày tiếng còi đầu tiên được cất lên).”