Arapça:
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَىٰ
Çeviriyazı:
er raâhü-stagnâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
Diyanet İşleri:
Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kendini ihtiyacı yok görürse.
Şaban Piriş:
Kendini müstağni gördüğünde.
Edip Yüksel:
Zenginlik taslayarak.
Ali Bulaç:
Kendini müstağni gördüğünden.
Suat Yıldırım:
Hayır! Rabbinin bunca nimetlerine rağmen kâfir insan kendisini ihtiyaçsız zannetti diye azar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
96:6
Yaşar Nuri Öztürk:
Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
Bekir Sadak:
96:11
İbni Kesir:
Kendini müstağni gördüğü için.
Adem Uğur:
Kendini kendine yeterli gördüğü için.
İskender Ali Mihr:
Kendini müstağni görmesi (Allah´a ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanması) sebebiyle.
Celal Yıldırım:
96:6
Tefhim ul Kuran:
Kendini müstağni gördüğünden.
Fransızca:
dès qu'il estime qu'il peut se suffire à lui-même (à cause de sa richesse).
İspanyolca:
ya que cree bastarse a sí mismo.
İtalyanca:
appena ritiene di bastare a se stesso.
Almanca:
wenn er sich reich sieht.
Çince:
因为他自己是无求的。
Hollandaca:
Omdat hij ziet, dat hij overvloedige rijkdommen heeft.
Rusça:
когда ему кажется, что он ни в чем не нуждается.
Somalice:
Markuu isku ogaaday Hodontinnimo.
Swahilice:
Akijiona katajirika.
Uygurca:
شەك - شۈبھىسىز ئىنسان ئۆزىنى باي ساناپ (اﷲ قا بويسۇنۇشتىن باش تارتىپ)، راستلا ھەددىدىن ئاشىدۇ
Japonca:
自分で何も足りないところはないと考えている。
Arapça (Ürdün):
«أن رآه» أي نفسه «استغنى» بالمال، نزل في أبي جهل، ورأى علمية واستغنى مفعول ثان وأن رآه مفعول له.
Hintçe:
तो सरकश हो जाता है
Tayca:
เนื่องเพราะเขาคิดว่าเขาพอเพียงแล้ว
İbranice:
בחשבו שאינו זקוק לו
Hırvatça:
čim se neovisnim osjeti
Rumence:
îndată ce se vede bogat.
Transliteration:
An raahu istaghna
Türkçe:
Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
Sahih International:
Because he sees himself self-sufficient.
İngilizce:
In that he looketh upon himself as self-sufficient.
Azerbaycanca:
Özünün dövlətli olduğunu gördüyü üçün!
Süleyman Ateş:
Kendini zengin (kendine yeterli) gördüğü için,
Diyanet Vakfı:
Kendini kendine yeterli gördüğü için.
Erhan Aktaş:
Kendisini yeterli gördüğü için.
Kral Fahd:
Kendini kendine yeterli görerek.
Hasan Basri Çantay:
Kendisini (mal sebebiyle) ihtiyacdan vareste gördü diye.
Muhammed Esed:
ne zaman kendini yeterli görse:
Gültekin Onan:
Kendini müstağni gördüğünden.
Ali Fikri Yavuz:
Kendini (sahib olduğu mal ile Allah’dan) müstağni görmekle...
Portekizce:
Quando se vê rico.
İsveççe:
då hon tror sig vara fri från allt beroende; -
Farsça:
برای اینکه خود را بی نیاز می پندارد.
Kürtçe:
خۆی ببینێت كە دەوڵەمەند بووە
Özbekçe:
Ўзини бой кўргани учун.
Malayca:
Dengan sebab ia melihat dirinya sudah cukup apa yang dihajatinya.
Arnavutça:
posa e ka ndier veten të pasur (se nuk i nevojitet askush),
Bulgarca:
защото се е видял богат.
Sırpça:
чим се независним осети,
Çekçe:
neb za soběstačného se pokládá,
Urduca:
اِس بنا پر کہ وہ اپنے آپ کو بے نیاز دیکھتا ہے
Tacikçe:
ҳар гоҳ ки хештанро тавонгар бинад.
Tatarca:
Үзен Аллаһуга мохтаҗ түгел дип белеп. (Әлбәттә, кеше дөньяда һәм ахирәттә Аллаһуга мохтаҗ икәнен белсә, һич Аллаһуга каршылык кыла алмый. Фәкать Аллаһуга үзенең мохтаҗ икәнлеген белмәгән кеше Аллаһуга карышып Аңа дошман буладыр, аннары җәһәннәмгә китә.)
Endonezyaca:
karena dia melihat dirinya serba cukup.
Amharca:
ራሱን የተብቃቃ (ባለ ሀብት) ኾኖ ለማየቱ፡፡
Tamilce:
(காரணம், இறையருளை விட்டுத்) தன்னைத் தேவையற்றவனாக எண்ணியதால்.
Korece:
스스로 충만하다 생각하도다
Vietnamca:
Vì y tự thấy mình giàu có và đầy đủ.
Ayet Linkleri: