Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

149

Ayet No: 

938

Sayfa No: 

148

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ فَلِلَّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ ۖ فَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ

Çeviriyazı: 

ḳul felillâhi-lḥuccetü-lbâligah. felev şâe lehedâküm ecme`în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "En kesin ve üstün delil, Allah'ındır. Allah isteseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi."

Diyanet İşleri: 

Üstün delil Allah'ın delilidir. O dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi de.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: O halde reddedilemeyecek kesin delil, ancak Allah'ındır, elbette dileseydi hepinizi de doğru yola sevk ederdi.

Şaban Piriş: 

De ki: Kesin delil Allah’ındır. O, dileseydi hepinize hidayet ederdi.

Edip Yüksel: 

De ki: "En güçlü delil ALLAH'ındır. Dileseydi, elbette hepinizi doğruya ulaştırırdı."

Ali Bulaç: 

De ki: "En 'üstün ve apaçık' delil Allah'ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip-iletirdi."

Suat Yıldırım: 

De ki: En kesin ve mükemmel delil, Allah'ındır. Evet, O dileseydi hepinizi doğru yola koyardı. [6,35; 10,99; 11,118-119]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Hüccet-i bâliğa, Allah Teâlâ´ya mahsustur. Eğer o dileseydi elbette hepinizi hidâyete erdirirdi.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

En mükemmel kanıt Allah'ındır. O dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi.

Bekir Sadak: 

Sonra, iyilik isleyenlere nimeti tamamlamak, her seyi uzun uzadiya aciklamak, dogruyu gostermek ve rahmet olmak uzere Musa´ya Kitap´i verdik. Rablerine kavusacaklarina belki artik inanirlar. *

İbni Kesir: 

De ki: Üstün ve mükemmel hüccet Allah´ındır. Eğer O, dileseydi hepinizi birden hidayete kavuştururdu.

Adem Uğur: 

De ki: Kesin delil, ancak Allah´ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.

İskender Ali Mihr: 

De ki: “Artık en kuvvetli delil, Allah´ındır. Öyleyse eğer O (Allah) dileseydi, elbette sizin hepinizi hidayete erdirirdi.”

Celal Yıldırım: 

De ki: En kesin ve üstün delil Allah´ındır

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «En ´üstün ve apaçık´ delil Allah´ındır. Eğer o dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip iletirdi.»

Fransızca: 

Dis : "L'argument décisif appartient à Allah. S'Il avait voulu certainement Il vous aurait tous guidés.(sur le droit chemin)

İspanyolca: 

Di: «Es Alá quien posee el argumento definitivo y, si hubiera querido, os habría dirigido a todos».

İtalyanca: 

Di': «Allah possiede l' argomento decisivo. Se volesse, vi guiderebbe tutti quanti».

Almanca: 

Sag: "ALLAH verfügt über das eindeutige Argument, hätte ER es gewollt, so hätte ER euch allesamt doch rechtgeleitet."

Çince: 

你说:真主才有确凿的证据,假若他意欲,那末,他必定将你们全体加以引导。

Hollandaca: 

Zeg: Alleen God heeft de macht tot de duidelijkste aanwijzing; want indien het hem had behaagd, zou hij u allen hebben geleid.

Rusça: 

Скажи: "У Аллаха есть убедительное доказательство. Если бы Он пожелал, то повел бы прямым путем всех вас".

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa Eebaa iska leh Xujada Wayn, hadduu doonana wuu idin Hanuunin Dhammaan.

Swahilice: 

Sema: Basi Mwenyezi Mungu ndiye Mwenye hoja ya kukata. Na kama angeli penda angeli kuhidini nyote.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، «(سىلەرنىڭ پاكىتىڭلار بولمىسا) اﷲ نىڭ ئېنىق پاكىتى بار، ئەگەر ئۇ خالىسا ھەممىڭلارنى، ئەلۋەتتە، ھىدايەت قىلاتتى»

Japonca: 

言ってやるがいい。「最後の論証は,アッラーに属する。かれが御好みになられるならば,あなたがたを一勢に導かれたであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«قل» إن لم يكن لكم حجة «فللَّه الحجة البالغة» التامة «فلو شاء» هدايتكم «لهداكم أجمعين».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कहो कि (अब तुम्हारे पास कोई दलील नहीं है) ख़ुदा तक पहुंचाने वाली दलील ख़ुदा ही के लिए ख़ास है

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) ว่าอัลลอฮ์นั้นทรงมีหลักฐานอันทั่วถึง หากว่าพระองค์ทรงประสงค์แล้ว แน่นอนพระองค์ก็ย่อมแนะนำพวกท่านแล้วทั้งหมด

İbranice: 

אמור 'לאלוהים ההוכחה הבהירה, ולו רצה היה מדריך את כולכם

Hırvatça: 

Reci: "Allah ima potpun dokaz, i da On hoće, sve bi vas na Pravi put uputio!"

Rumence: 

Spune: “Dovada hotărâtoare este la Dumnezeu. El ne-ar fi călăuzit pe toţi, dacă ar fi vrut.”

Transliteration: 

Qul falillahi alhujjatu albalighatu falaw shaa lahadakum ajmaAAeena

Türkçe: 

En mükemmel kanıt Allah'ındır. O dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi.

Sahih International: 

Say, "With Allah is the far-reaching argument. If He had willed, He would have guided you all."

İngilizce: 

Say: "With Allah is the argument that reaches home: if it had been His will, He could indeed have guided you all."

Azerbaycanca: 

De: “Tutarlı dəlil yalnız Allaha məxsusdur. Əgər O istəsəydi, sizin hamınızı doğru yola yönəldərdi”.

Süleyman Ateş: 

De ki: "Üstün delil, Allah'ındır. Allah dileseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi."

Diyanet Vakfı: 

De ki: Kesin delil, ancak Allah'ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Üstün hüccet(1) Allah’ındır. Eğer Allah dileseydi(2) elbette hepinizi doğru yola iletirdi.”

Kral Fahd: 

De ki: Kesin delil, ancak Allah’ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.

Hasan Basri Çantay: 

Söyle (onlara): «(Madem ki öyle bir ilminiz yokdur) o halde tam ve kâmil hüccet Allahın (hücceti) dir. İşte eğer O, dileseydi topunuzu birden elbette hidâyete kavuşdururdu».

Muhammed Esed: 

De ki: "Öyleyse (bilin ki) yalnız Allah katındadır (her hakikatin) kesin delili; O dileseydi tümünüzü doğru yola yöneltirdi".

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

De ki: “-Tam hüccet Allah’ındır. O dileseydi, elbette hepinizi birden hidayete erdirirdi.”

Portekizce: 

Dize (mais): Só a Deus pertence o argumento eloqüente. Se ele quisesse, Ter-vos-ia iluminado a todos.

İsveççe: 

Säg: "Det är Gud som har det avgörande argumentet; om Han hade velat skulle Han ha väglett er alla."

Farsça: 

بگو: دلیل و برهان رسا [که قابل ردّ، ایراد، شک و تردید نیست] مخصوص خداست، و اگر خدا می خواست قطعاً همه شما را [به طور جبر] هدایت می کرد.

Kürtçe: 

بڵێ دەی کەواتە بەڵگەی بەھێز و (دەسەڵات) ھەر بۆ خوایە جا ئەگەر (خوا) بیویستایە ھەر ھەمووتانی دەخستە سەر ڕێی ڕاست

Özbekçe: 

Сен: «Етук ҳужжат Аллоҳнинг Ўзидадир. Агар хоҳласа, ҳаммангизни ҳидоятга солар эди», деб айт. (Аллоҳ, шубҳасиз, бунга қодир. Мисол учун, фаришталарни шундай қилиб яратди. Улар доимо итоаткор, исёнсиз табиат соҳиби қилиб яратилдилар. Лекин одамларни хоҳласа ҳам, хоҳламаса ҳам, ҳидоятга юрадиган қилиб яратишдан нима фойда бор? Аллоҳ таоло одамларга ҳидоят ва залолат йўлини кўрсатиб қўйди, ақл-идрок берди ва хоҳлаган йўлини танлаш ихтиёрини берди. Ана ўша ихтиёрга қараб жазо ёки мукофот олади. Мушрик ва кофирлар ана ўша ёмон–залолат йўлини танлаганлардир. Улар ўша ихтиёрлари учун жазоларини оладилар.)

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad: "Kalau kamu sudah tidak ada sesuatu bukti) maka Allah mempunyai bukti yang tegas nyata. Oleh itu, jika Ia menghendaki tentulah Ia akan memberi hidayah petunjuk kepada kamu semuanya".

Arnavutça: 

Thuaj: “Perëndia ka argument të qartë dhe po të donte Ai, të gjithëve do t’ju udhëzonte (me forcë) në rrugë të drejtë!”

Bulgarca: 

Кажи: “На Аллах принадлежи съвършеният довод. И ако Той бе пожелал, щеше да ви напъти всички.”

Sırpça: 

Реци: "Аллах има потпун доказ, и да Он хоће, све би вас на Прави пут упутио!"

Çekçe: 

Rci: 'Jedině Bůh má důkaz přesvědčující; kdyby byl chtěl, byl by vás všechny uvedl na cestu správnou.'

Urduca: 

پھر کہو (تمہاری اس حجت کے مقابلہ میں) "حقیقت رس حجت تو اللہ کے پاس ہے، بے شک اگر اللہ چاہتا تو تم سب کو ہدایت دے دیتا"

Tacikçe: 

Бигӯ: «Хоси Худост далели маҳкаму расо, агар мехост ҳамаи шуморо ҳидоят мекард».

Tatarca: 

Хак булган көчле дәлил – Аллаһ дәлиле, әгәр Аллаһ теләсә иде, әлбәттә, һәммәләрегезне дә туры юлга күндерер иде.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Allah mempunyai hujjah yang jelas lagi kuat; maka jika Dia menghendaki, pasti Dia memberi petunjuk kepada kamu semuanya".

Amharca: 

«የተሟላው ማስረጃ የአላህ ነው፡፡ በሻም ኖሮ ሁላችሁንም ባቀናችሁ ነበር» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக: “(மறுக்க முடியாத) முழுமையான ஆதாரம் அல்லாஹ்விற்கே உரியது! ஆக, அவன் (உங்களை கட்டாயப்படுத்தி நேர்வழி நடத்த) நாடியிருந்தால் உங்கள் அனைவரையும் நேர்வழி நடத்தியிருப்பான்.’’

Korece: 

일러가로되 하나님의 예증 이 있었노라 그러므로 그분의 뜻 이 있었더라면 실로 그분께서 너 희 모두를 인도하셨으리라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với họ: “Chỉ một mình Allah mới có bằng chứng chắc chắn, nếu Ngài thực sự muốn thì chắc chắn Ngài đã hướng dẫn toàn bộ các ngươi.”