Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

93

Sûredeki Ayet No: 

7

Ayet No: 

6086

Sayfa No: 

596

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَىٰ

Çeviriyazı: 

vevecedeke ḍâllen fehedâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?

Diyanet İşleri: 

Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve seni, yol yitirmiş bulup da yol göstermedi mi sana?

Şaban Piriş: 

Seni bilmez bulup doğru yolu göstermedi mi?

Edip Yüksel: 

Seni bir sapık olarak bulup doğruya iletmedik mi?

Ali Bulaç: 

Ve seni yol bilmez iken, 'doğru yola yöneltip iletmedi mi?

Suat Yıldırım: 

Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup seçerek dosdoğru yola koymadı mı?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve seni bir şaşırmış halde buldu da doğru yolu göstermedi mi?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi?

Bekir Sadak: 

(2-3) Belini buken yukunu uzerinden almadik mi?

İbni Kesir: 

Seni şaşırmış bulup da doğru yola eriştirmedi mi?

Adem Uğur: 

Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

İskender Ali Mihr: 

Ve seni dalâlette buldu sonra hidayete erdirdi.

Celal Yıldırım: 

Seni yol bilmez iken (en doğru) yola iletmedi mi ?

Tefhim ul Kuran: 

Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?

Fransızca: 

Ne t'a-t-Il pas trouvé égaré ? Alors Il t'a guidé.

İspanyolca: 

¿No te encontró extraviado y te dirigió?

İtalyanca: 

Non ti ha trovato smarrito e ti ha dato la guida?

Almanca: 

Und ER fand dich irrend, so leitete ER dich recht.

Çince: 

他曾发现你徘徊歧途,而把你引入正路;

Hollandaca: 

En vond hij u niet dolende in dwaling, en heeft hij u niet de waarheid binnengeleid?

Rusça: 

Он нашел тебя заблудшим и повел прямым путем?

Somalice: 

Miyuunase ku helin Adigoo baadi ah oosan ku hanuuninin.

Swahilice: 

Na akakukuta umepotea akakuongoa?

Uygurca: 

قايمۇققان بىلىپ ھىدايەت قىلمىدىمۇ؟

Japonca: 

かれはさ迷っていたあなたを見付けて,導きを与え。

Arapça (Ürdün): 

«ووجدك ضالا» عما أنت عليه من الشريعة «فهدى» أي هداك إليها.

Hintçe: 

और तुमको एहकाम से नावाकिफ़ देखा तो मंज़िले मक़सूद तक पहुँचा दिया

Tayca: 

และทรงพบเจ้าระเหเร่ร่อน แล้วก็ทรงชี้แนะทาง (แก่เจ้า) ดอกหรือ ?

İbranice: 

והלא חיפשת את הצדק, והדריכך אליה

Hırvatça: 

i zalutalim te nađe, pa te uputi,

Rumence: 

Rătăcitor te-a aflat şi te-a călăuzit?

Transliteration: 

Wawajadaka dallan fahada

Türkçe: 

Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi?

Sahih International: 

And He found you lost and guided [you],

İngilizce: 

And He found thee wandering, and He gave thee guidance.

Azerbaycanca: 

Sənin şaşqın (yaxud: uşaq vaxtı Məkkə vadisində azmış) vəziyyətdə tapıb yol göstərmədimi?!

Süleyman Ateş: 

Seni şaşırmış bulup yola iletmedi mi?

Diyanet Vakfı: 

Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

Erhan Aktaş: 

Seni şaşırmış bulup, doğru yolu göstermedi mi?

Kral Fahd: 

Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

Hasan Basri Çantay: 

Seni (çocukluğunda) gaaib olmuş bulub da yolunu doğrultmadı mı?

Muhammed Esed: 

Ve yolunu kaybetmiş görüp seni doğru yola ulaştırmadı mı?

Gültekin Onan: 

Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?

Ali Fikri Yavuz: 

Seni, (şeriat hükümlerini) bilmezken, (nübüvvet nimeti ile şer’î) yola koymadı mı?

Portekizce: 

Não te encontrou extraviado e te encaminhou?

İsveççe: 

Och såg Han dig inte vilsen och vägledde dig

Farsça: 

و تو را بدون شریعت نیافت، پس به شریعت هدایت کرد؟

Kürtçe: 

وە تۆی نەبینی بەسەر لێ شێواوی وڕێنمونی کردییت

Özbekçe: 

Ва У сени ҳайрон топиб, ҳидоятга бошламадими?

Malayca: 

Dan didapatiNya engkau mencari-cari (jalan yang benar), lalu Ia memberikan hidayah petunjuk (dengan wahyu - Al-Quran)?

Arnavutça: 

dhe të gjeti të humbur (të paudhëzuar), e të udhëzoi me Shpalljen e Kur’anit,

Bulgarca: 

И те намери заблуден, и те напъти.

Sırpça: 

и залутао си био, па те је упутио,

Çekçe: 

Bloudícím tě nalezl - a správnou cestu ti ukázal,

Urduca: 

اور تمہیں ناواقف راہ پایا اور پھر ہدایت بخشی

Tacikçe: 

Ва туро гумгашта ёфт ва ҳидоятат кард?

Tatarca: 

Дәхи Раббың сине пәйгамбәр булганчы хак диннән адашучы табып, аннары туры юлга күндерде түгелме?

Endonezyaca: 

Dan Dia mendapatimu sebagai seorang yang bingung, lalu Dia memberikan petunjuk.

Amharca: 

የሳትክም ኾነህ አገኘህ መራህም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவன் உம்மை வழி அறியாதவராகக் கண்டான். ஆக, அவன் (உம்மை) நேர்வழி செலுத்தினான்.

Korece: 

그분은 방황하는 그대를 발견하여 그대를 인도하지 아니 했더 뇨

Vietnamca: 

Chẳng phải Ngài thấy Ngươi lầm lạc nên đã hướng dẫn Ngươi?