Arapça:
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ
Çeviriyazı:
vennehâri iẕâ tecellâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Açıldığı zaman gündüze,
Diyanet İşleri:
Açılıp aydınlattığı zaman gündüze and olsun.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ışıyınca, güne.
Şaban Piriş:
Ortaya çıktığı zaman gündüze,
Edip Yüksel:
Ortaya çıktığı zaman gündüze,
Ali Bulaç:
Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,
Suat Yıldırım:
Açılıp parladığı zaman gündüz,
Ömer Nasuhi Bilmen:
92:1
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve parıldadığı zaman gündüze,
Bekir Sadak:
(8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah´tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz.
İbni Kesir:
Açıldığı zaman gündüze,
Adem Uğur:
Açılıp ağardığı vakit gündüze,
İskender Ali Mihr:
Ve tecelli edeceği (aydınlanmaya başlayacağı) an gündüze.
Celal Yıldırım:
(Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze,
Tefhim ul Kuran:
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
Fransızca:
Par le jour quand il éclaire !
İspanyolca:
¡Por el día cuando resplandece!
İtalyanca:
per il giorno quando risplende,
Almanca:
und bei dem Tag, wenn er sich enthüllt,
Çince:
以显著时的白昼发誓,
Hollandaca:
Bij den dag als die met glans schittert;
Rusça:
Клянусь днем, который сияет светом!
Somalice:
Iyo markay Maalintu Muuqato (ifto).
Swahilice:
Na mchana unapo dhihiri!
Uygurca:
يورۇغان چاغدىكى كۈندۈز بىلەن قەسەمكى،
Japonca:
輝く昼において,
Arapça (Ürdün):
«والنهار إذا تجلى» تكشف وظهر وإذا في الموضوعين لمجرد الظرفية والعامل فيها فعل القسم.
Hintçe:
और दिन की क़सम जब ख़ूब रौशन हो
Tayca:
และด้วยเวลากลางวันเมื่อมันประกายแสง
İbranice:
וביום בזוהרו באורו
Hırvatça:
i dana kad svane,
Rumence:
Pe noaptea care-l învăluie!
Transliteration:
Waalnnahari itha tajalla
Türkçe:
Ve parıldadığı zaman gündüze,
Sahih International:
And [by] the day when it appears
İngilizce:
By the Day as it appears in glory;
Azerbaycanca:
And olsun işıqlanmaqda olan gündüzə;
Süleyman Ateş:
Göründüğü zaman gündüze andolsun,
Diyanet Vakfı:
Açılıp ağardığı vakit gündüze,
Erhan Aktaş:
Ortaya çıktığı zaman gündüze,
Kral Fahd:
açılıp ağardığı vakit gündüze, yemin ederim ki,
Hasan Basri Çantay:
açıl (ıb ağar) dığı zaman gündüze,
Muhammed Esed:
ve aydınlığı yükselten gündüzü!
Gültekin Onan:
Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
Ali Fikri Yavuz:
Açılıb aydınlandığı zaman gündüze,
Portekizce:
Pelo dia, quando resplandece,
İsveççe:
och vid dagen, när den träder fram i klarhet!
Farsça:
و به روز هنگامی که آشکار شود
Kürtçe:
وە بەڕۆژ کاتێك کە ڕووناك دەبێتەوە
Özbekçe:
Наҳорнинг тажалли пайти билан қасам.
Malayca:
Dan siang apabila ia lahir terang-benderang;
Arnavutça:
dhe ditën që agon,
Bulgarca:
и в деня, когато засиява,
Sırpça:
и дана кад сване,
Çekçe:
při dni, když v slávě se objevuje,
Urduca:
اور دن کی جبکہ وہ روشن ہو
Tacikçe:
ва савганд ба рӯз, он гоҳ ки ошкор шавад
Tatarca:
Вә көндез белән ант итәм, һәркайчан яктырса.
Endonezyaca:
dan siang apabila terang benderang,
Amharca:
በቀኑም፤ በተገለጸ ጊዜ፡፡
Tamilce:
பகல் மீது சத்தியமாக, (வெளிச்சத்துடன்) அது வெளிப்படும் போது!
Korece:
빛을 비추이는 낮을 두고 맹 세하며
Vietnamca:
Thề bởi ban ngày khi nó sáng tỏ.
Ayet Linkleri: