Arapça:
وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَىٰ
Çeviriyazı:
vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.
Diyanet İşleri:
O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve hiçbir kimseden, bir nimetle mükafatlanmayı dilemez.
Şaban Piriş:
Hiç kimseden bir karşılık, nimet beklemez.
Edip Yüksel:
Hiç kimseden de buna karşılık bir iyilik beklemez.
Ali Bulaç:
Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
Suat Yıldırım:
O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.
Bekir Sadak:
Dogrusu ahiret senin icin dunyadan daha hayirlidir.
İbni Kesir:
O´nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.
Adem Uğur:
Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.
İskender Ali Mihr:
Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O´nun (Allah´ın) katında, “bir ni´met karşılığı olsun” diye değildir.
Celal Yıldırım:
O´nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur.
Tefhim ul Kuran:
Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur
Fransızca:
et auprès de qui personne ne profite d'un bienfait intéressé,
İspanyolca:
que, cuando hace un favor, no lo hace con ánimo de ser retribuido,
İtalyanca:
che a nessuno avrà fatto un bene per ottenere ricompensa,
Almanca:
Und niemand hat bei ihm eine Wohltat, die zu vergelten ist,
Çince:
他没有受过任何人的应报的恩德,
Hollandaca:
En niet opdat hem zijne weldaden zullen worden beloond.
Rusça:
и всякую милость возмещает сполна
Somalice:
Ruux wax ugu nicmeeyayna oo abaalmarinna ma uusanjirin.
Swahilice:
Na wala si kwa kuwa yupo yeyote aliye mfanyia hisani ndio anamlipa.
Uygurca:
ئۇنىڭ قىلغان ياخشىلىقى بىراۋنىڭ ياخشىلىقىنى ياندۇرۇش ئۈچۈن ئەمەس، پەقەت ئۇلۇغ پەرۋەردىگارىنىڭ رازىلىقى ئۈچۈندۇر
Japonca:
また誰からも,慈悲の報酬を求めない。
Arapça (Ürdün):
«وما لأحد عنده من نعمة تُجزى».
Hintçe:
और लुत्फ ये है कि किसी का उस पर कोई एहसान नहीं जिसका उसे बदला दिया जाता है
Tayca:
และที่เขานั้นไม่มีบุญคุณแก่ผู้ใดที่บุญคุณนั้นจะถูกตอบแทน
İbranice:
לא כהחזר למישהו על טובה שהוא עשה
Hırvatça:
ne očekujući da mu se zahvalnošću uzvrati,
Rumence:
Nimeni nu-şi va afla rasplata la El
Transliteration:
Wama liahadin AAindahu min niAAmatin tujza
Türkçe:
Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.
Sahih International:
And not [giving] for anyone who has [done him] a favor to be rewarded
İngilizce:
And have in their minds no favour from anyone for which a reward is expected in return,
Azerbaycanca:
O şəxsin boynunda heç kəsin bir minnəti (ne’məti) yoxdur ki, onun əvəzi verilsin (etdiyi yaxşılıq ona əvəz olsun; və ya: o, etdiyi yaxşılıq müqabilində heç kəsdən bir mükafat gözləməz).
Süleyman Ateş:
Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni'meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil),
Diyanet Vakfı:
Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.
Erhan Aktaş:
Bunu kimseden karşılık beklemeden yapar.
Kral Fahd:
onun nezdinde hiç bir kimseye ait şükranla karşılanacak,
Hasan Basri Çantay:
Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek — hiçbir ni´met (ve minnet) i yokdur,
Muhammed Esed:
gördüğü bir iyiliğin karşılığı olarak değil,
Gültekin Onan:
Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
Ali Fikri Yavuz:
Onda, (bu takva sahibinde) hiç kimsenin bir nimeti yoktur ki, (yaptığı hayırlı amel) o nimete karşılık tutulmuş olsun.
Portekizce:
E não faz favores a ninguém com o fito de ser recompensado,
İsveççe:
inte för att betala tillbaka tidigare mottagna förmåner
Farsça:
و هیچ کس را نزد خدا حق نعمتی نیست تا این مالی که انفاق کرده به عنوان پاداش آن نعمت به حساب او گذارد.
Kürtçe:
لە کاتێکدا کەس چاکەیەکی وای بەسەریەوە نیە کەپاداشت بدرێتەوە
Özbekçe:
Унда бирор кишининг қайтарилиши лозим яхшилиги йўқ эди.
Malayca:
Sedang ia tidak menanggung budi sesiapapun, yang patut di balas,
Arnavutça:
e nuk e jep atë – për t’ia kthyer ndokush,
Bulgarca:
на никого не прави благодеяние, за да бъде възнаграден,
Sırpça:
не очекујући да му се узврати захвалношћу,
Çekçe:
a dobrodiní neprokazoval jen proto, aby byl odměněn,
Urduca:
اُس پر کسی کا کوئی احسان نہیں ہے جس کا بدلہ اُسے دینا ہو
Tacikçe:
Ва ҳеҷ касро бар (гардани) ӯ ҳаққе набошад, ки акнун мукофот хоҳад,
Tatarca:
Бит Аллаһ хозурыңда һичкемгә сәваб вә нигъмәт юк.
Endonezyaca:
padahal tidak ada seseorangpun memberikan suatu nikmat kepadanya yang harus dibalasnya,
Amharca:
ለአንድም ሰው እርሱ ዘንድ የምትመለስ ውለታ የለችም፡፡
Tamilce:
யார் ஒருவருக்கும் பிரதி பலன் செய்யும்படியான உபகாரம் ஏதும் அவரிடம் இருக்காது.
Korece:
그가 베푼 은혜에 대한 보상을 그의 마음속에 갖지 아니하고
Vietnamca:
Y không mong được trả ơn khi y làm điều thiện cho người.
Ayet Linkleri: