Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

92

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

6077

Sayfa No: 

596

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَىٰ

Çeviriyazı: 

vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.

Diyanet İşleri: 

O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve hiçbir kimseden, bir nimetle mükafatlanmayı dilemez.

Şaban Piriş: 

Hiç kimseden bir karşılık, nimet beklemez.

Edip Yüksel: 

Hiç kimseden de buna karşılık bir iyilik beklemez.

Ali Bulaç: 

Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.

Suat Yıldırım: 

O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.

Bekir Sadak: 

Dogrusu ahiret senin icin dunyadan daha hayirlidir.

İbni Kesir: 

O´nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.

Adem Uğur: 

Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.

İskender Ali Mihr: 

Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O´nun (Allah´ın) katında, “bir ni´met karşılığı olsun” diye değildir.

Celal Yıldırım: 

O´nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur.

Tefhim ul Kuran: 

Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur

Fransızca: 

et auprès de qui personne ne profite d'un bienfait intéressé,

İspanyolca: 

que, cuando hace un favor, no lo hace con ánimo de ser retribuido,

İtalyanca: 

che a nessuno avrà fatto un bene per ottenere ricompensa,

Almanca: 

Und niemand hat bei ihm eine Wohltat, die zu vergelten ist,

Çince: 

他没有受过任何人的应报的恩德,

Hollandaca: 

En niet opdat hem zijne weldaden zullen worden beloond.

Rusça: 

и всякую милость возмещает сполна

Somalice: 

Ruux wax ugu nicmeeyayna oo abaalmarinna ma uusanjirin.

Swahilice: 

Na wala si kwa kuwa yupo yeyote aliye mfanyia hisani ndio anamlipa.

Uygurca: 

ئۇنىڭ قىلغان ياخشىلىقى بىراۋنىڭ ياخشىلىقىنى ياندۇرۇش ئۈچۈن ئەمەس، پەقەت ئۇلۇغ پەرۋەردىگارىنىڭ رازىلىقى ئۈچۈندۇر

Japonca: 

また誰からも,慈悲の報酬を求めない。

Arapça (Ürdün): 

«وما لأحد عنده من نعمة تُجزى».

Hintçe: 

और लुत्फ ये है कि किसी का उस पर कोई एहसान नहीं जिसका उसे बदला दिया जाता है

Tayca: 

และที่เขานั้นไม่มีบุญคุณแก่ผู้ใดที่บุญคุณนั้นจะถูกตอบแทน

İbranice: 

לא כהחזר למישהו על טובה שהוא עשה

Hırvatça: 

ne očekujući da mu se zahvalnošću uzvrati,

Rumence: 

Nimeni nu-şi va afla rasplata la El

Transliteration: 

Wama liahadin AAindahu min niAAmatin tujza

Türkçe: 

Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.

Sahih International: 

And not [giving] for anyone who has [done him] a favor to be rewarded

İngilizce: 

And have in their minds no favour from anyone for which a reward is expected in return,

Azerbaycanca: 

O şəxsin boynunda heç kəsin bir minnəti (ne’məti) yoxdur ki, onun əvəzi verilsin (etdiyi yaxşılıq ona əvəz olsun; və ya: o, etdiyi yaxşılıq müqabilində heç kəsdən bir mükafat gözləməz).

Süleyman Ateş: 

Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni'meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil),

Diyanet Vakfı: 

Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.

Erhan Aktaş: 

Bunu kimseden karşılık beklemeden yapar.

Kral Fahd: 

onun nezdinde hiç bir kimseye ait şükranla karşılanacak,

Hasan Basri Çantay: 

Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek — hiçbir ni´met (ve minnet) i yokdur,

Muhammed Esed: 

gördüğü bir iyiliğin karşılığı olarak değil,

Gültekin Onan: 

Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.

Ali Fikri Yavuz: 

Onda, (bu takva sahibinde) hiç kimsenin bir nimeti yoktur ki, (yaptığı hayırlı amel) o nimete karşılık tutulmuş olsun.

Portekizce: 

E não faz favores a ninguém com o fito de ser recompensado,

İsveççe: 

inte för att betala tillbaka tidigare mottagna förmåner

Farsça: 

و هیچ کس را نزد خدا حق نعمتی نیست تا این مالی که انفاق کرده به عنوان پاداش آن نعمت به حساب او گذارد.

Kürtçe: 

لە کاتێکدا کەس چاکەیەکی وای بەسەریەوە نیە کەپاداشت بدرێتەوە

Özbekçe: 

Унда бирор кишининг қайтарилиши лозим яхшилиги йўқ эди.

Malayca: 

Sedang ia tidak menanggung budi sesiapapun, yang patut di balas,

Arnavutça: 

e nuk e jep atë – për t’ia kthyer ndokush,

Bulgarca: 

на никого не прави благодеяние, за да бъде възнаграден,

Sırpça: 

не очекујући да му се узврати захвалношћу,

Çekçe: 

a dobrodiní neprokazoval jen proto, aby byl odměněn,

Urduca: 

اُس پر کسی کا کوئی احسان نہیں ہے جس کا بدلہ اُسے دینا ہو

Tacikçe: 

Ва ҳеҷ касро бар (гардани) ӯ ҳаққе набошад, ки акнун мукофот хоҳад,

Tatarca: 

Бит Аллаһ хозурыңда һичкемгә сәваб вә нигъмәт юк.

Endonezyaca: 

padahal tidak ada seseorangpun memberikan suatu nikmat kepadanya yang harus dibalasnya,

Amharca: 

ለአንድም ሰው እርሱ ዘንድ የምትመለስ ውለታ የለችም፡፡

Tamilce: 

யார் ஒருவருக்கும் பிரதி பலன் செய்யும்படியான உபகாரம் ஏதும் அவரிடம் இருக்காது.

Korece: 

그가 베푼 은혜에 대한 보상을 그의 마음속에 갖지 아니하고

Vietnamca: 

Y không mong được trả ơn khi y làm điều thiện cho người.