Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

80

Ayet No: 

1315

Sayfa No: 

200

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لَا تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِن تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةً فَلَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَفَرُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ۗ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ

Çeviriyazı: 

istagfir lehüm ev lâ testagfir lehüm. in testagfir lehüm seb`îne merraten feley yagfira-llâhü lehüm. ẕâlike biennehüm keferû billâhi verasûlih. vellâhü lâ yehdi-lḳavme-lfâsiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar için Allah'dan ister mağfiret dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen de yine Allah onları affetmeyecektir. Bu, onların Allah'ı ve Resulünü inkâr etmelerinden dolayı böyledir. Allah, böylesine baştan çıkmış fasıklar güruhuna hidayet etmez.

Diyanet İşleri: 

Onların ister bağışlanmasını dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen Allah onları bağışlamayacaktır. Bu, Allah'ı ve Peygamberini inkar etmelerinden ötürüdür. Allah fasık topluluğu doğru yola eriştirmez.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İstersen onların yarlıganmalarını dile, istersen dileme. Suçlarının örtülmesi için yetmiş kere niyaz etsen gene de Allah, kesin olarak yarlıgamaz onları. Bu da, Allah'ı ve Peygamberini inkar etmeleri, kafir olmaları dolayısıyladır ve Allah buyruktan çıkan kötü topluluğu doğru yola sevketmez.

Şaban Piriş: 

Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen bile Allah onları bağışlamayacaktır. Bu onların Allah’a ve Rasûlü’ne küfretmelerinden dolayıdır. Allah fasık topluluğa hidayet etmez.

Edip Yüksel: 

İster onlar için bağışlanma dile, ister bağışlanma dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen bile ALLAH onları bağışlamıyacaktır. Çünkü onlar ALLAH ve elçisini yalanladılar. ALLAH yoldan iyice çıkmış toplumları doğruya iletmez.

Ali Bulaç: 

Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah'a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez.

Suat Yıldırım: 

Onlar için sen ister Allah'tan af dile, ister dileme. Yetmiş kere bile istiğfar etsen, Allah onları asla affetmeyecektir.Evet, böyle! Çünkü onlar Allah’ı ve Resulünü tanımayıp karşı geldiler. Allah da böylesi fâsıklar güruhunu hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz. {KM, Matta 18,22}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar için istiğfarda bulun veya onlar için istiğfarda bulunma. Eğer onlar için yetmiş defa mağfiret taleb edecek olsan, elbette Allah Teâlâ onlara mağfiret etmeyecektir. Çünkü onlar Allah Teâlâ´yı ve Resûlünü inkar ettiler. Allah Teâlâ ise fâsıklar olan bir kavme hidâyet etmez.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İster af dile onlar için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları affetmeyecktir. Çünkü onlar Allah'ı da resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa kılavuzluk etmez.

Bekir Sadak: 

Mallari ve cocuklari seni hayrete dusurmesin

İbni Kesir: 

Onlar için ister mağfiret dile, ister mağfiret dileme. Onlar için yetmiş defa mağfiret dilesen de Allah onları bağişlamayacaktır. Bu, Allah´ı ve Peygamberini inkar etmelerindendir. Allah

Adem Uğur: 

(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme

İskender Ali Mihr: 

Onlar için mağfiret dile veya onlar için mağfiret dileme. Eğer yetmiş kere mağfiret dilesen de Allah, onları asla mağfiret etmez. İşte bu, Allah´ı ve O´nun Resûl´ünü inkâr etmeleri sebebiyledir. Ve Allah, fasık kavmi hidayete erdirmez.

Celal Yıldırım: 

Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme (farketmez). Onlar için yetmiş defa bağışlanma dilesen, Allah elbette onları bağışlamıyacaktır. Bu böyledir

Tefhim ul Kuran: 

Sen, ister onlar için bağışlanma dile ya da istersen onlar için bağışlanma dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah´a ve Resulüne (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez.

Fransızca: 

Que tu demandes pardon pour eux, ou que tu ne le demandes pas - et si tu demandes pardon pour eux soixante dix fois - Allah ne leur pardonnera point. Et ce parce qu'ils n'ont pas cru en Allah et en Son messager et Allah ne guide pas les gens pervers.

İspanyolca: 

Da lo mismo que pidas o no que se les perdone. Aunque lo pidieras setenta veces, Alá no les perdonaría, porque no han creído en Alá y en Su Enviado. Alá no dirige al pueblo perverso.

İtalyanca: 

Che tu chieda perdono per loro o che tu non lo chieda, [è la stessa cosa], anche se chiedessi settanta volte perdono per loro, Allah non li perdonerà, perché hanno negato Allah e il Suo Messaggero e Allah non guida il popolo degli empi.

Almanca: 

Ob du für sie um Vergebung bittest oder nicht bittest, selbst dann, solltest du siebzig Mal für sie um Vergebung bitten, ALLAH wird ihnen sicher nie vergeben. Dies ist so, weil sie Kufr ALLAH und Seinem Gesandten gegenüber betrieben haben. Und ALLAH leitet die fisqbetreibenden Leute nicht recht.

Çince: 

你可以替他们求饶,也可以不替他们求饶。即使你替他们求饶7十次,真主也不会饶恕他们。因为他们不信真主及其使者。真主是不引导放肆的民众的。

Hollandaca: 

Of gij al dan niet vergiffenis voor hen vraagt, het zal gelijk zijn. Indien gij zeventig maal vergiffenis voor hen vraagt, zal God hun op geenerlei wijze vergeven. Dit is omdat zij niet in God en zijn gezant gelooven; en God leidt de goddeloozen niet.

Rusça: 

Будешь ли ты просить прощения для них или не будешь делать этого, Аллах все равно не простит их, даже если ты попросишь для них прощения семьдесят раз, ибо они не уверовали в Аллаха и Его Посланника. Аллах не ведет прямым путем нечестивых людей.

Somalice: 

ama u dambidhaaf warso ama ha u dambidhaaf warsanin, haddaad u dambi dhaaf warsato toddobaatan jeer uma dambidhaafo Eebe, ileen iyagu waxay ka gaaloobeen Eebe iyo rasuulkiisa, eebana ma hanuuniyo qoomka faasiqiinta ah.

Swahilice: 

Waombee msamaha au usiwaombee. Hata ukiwaombea msamaha mara sabiini, Mwenyezi Mungu hatawasamehe. Hayo ni kwa sababu ya kuwa wao wamemkataa Mwenyezi Mungu na Mtume wake. Na Mwenyezi Mungu hawaongoi watu wapotofu.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئۇلار (يەنى مۇناپىقلار) ئۈچۈن مەيلى مەغپىرەت تەلەپ قىل، مەيلى مەغپىرەت تەلەپ قىلما (بەرىبىر ئوخشاش)، ئۇلار ئۈچۈن 70 قېتىم مەغپىرەت قىلمايدۇ. چۈنكى ئۇلار اﷲ نى ۋە اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىنى ئىنكار قىلدى، اﷲ پاسىق قەۋمنى ھىدايەت قىلمايدۇ

Japonca: 

あなたがかれらのために御赦しを請おうとも,また請わなくても(かれらの罪は免れられない)。あなたが仮令70回,かれらのために御赦しを請うても,アッラーはかれらを赦されないであろう。これはかれらがアッラーとその使徒を信しないためである。アッラーは掟に背く者を御導きになられない。

Arapça (Ürdün): 

(استغفر) يا محمد (لهم أو لا تستغفر لهم) تخيير له في الاستغفار وتركه قال صلى الله عليه وسلم: "" إني خيرت فاخترت يعني الاستغفار "" رواه البخاري (إن تستغفر لهم سبعين مرة فلن يغفر الله لهم) قيل المراد بالسبعين المبالغة في كثرة الاستغفار وفي البخاري حديث "" لو أعلم أني لو زدت على السبعين غفر لزدت عليها "" وقيل المراد العدد المخصوص لحديثه أيضاً "" وسأزيد على السبعين "" فبين له حسم المغفرة بآية [سواء عليهم استغفرت لهم أم لم تستغفر لهم] (ذلك بأنهم كفروا بالله ورسوله والله لا يهدي القوم الفاسقين).

Hintçe: 

(ऐ रसूल) ख्वाह तुम उन (मुनाफिक़ों) के लिए मग़फिरत की दुआ मॉगों या उनके लिए मग़फिरत की दुआ न मॉगों (उनके लिए बराबर है) तुम उनके लिए सत्तर बार भी बख्शिस की दुआ मांगोगे तो भी ख़ुदा उनको हरगिज़ न बख्शेगा ये (सज़ा) इस सबब से है कि उन लोगों ने ख़ुदा और उसके रसूल के साथ कुफ्र किया और ख़ुदा बदकार लोगों को मंज़िलें मकसूद तक नहीं पहुँचाया करता

Tayca: 

“เจ้าจงขออภัยโทษให้แก่พวกเขา หรือไม่ก็จงอย่าขออภัยโทษให้แก่พวกเขา หากเจ้าขออภัยให้แก่พวกเขาเจ็ดสิบครั้ง อัลลอฮ์ก็จะไม่ทรงอภัยให้แก่พวกเขาเป็นอันขาด นั่นก็เพราะว่าพวกเขาได้ปฏิเสธศรัทธาต่ออัลลอฮ์ และร่อซูลของพระองค์ และอัลลอฮ์ จะไม่ทรงแนะนำกลุ่มชนที่ละเมิด”

İbranice: 

לא ישנה אם תתפלל בשבילם שאלוהים יסלח להם, או לא תתפלל, אפילו אם תתפלל למענם שבעים פעם, אלוהים לא יסלח להם בשום החרטה הכנה אופן, משום שכפרו באלוהים ובשליחו, ואלוהים לא ידריך את המושחתים

Hırvatça: 

Molio ti za njih oprost ili ne molio, molio čak i sedamdeset puta, Allah im neće oprostiti - zato što u Allaha i Njegova Poslanika ne vjeruju. A Allah neće uputiti ljude buntovnike.

Rumence: 

Cere iertare pentru ei ori nu cere, căci chiar de-ai cere iertare pentru ei de şaptezeci de ori, Dumnezeu nu le va ierta lor, fiindcă ei îl tăgăduiesc pe Dumnezeu şi pe trimisul Său. Dumnezeu nu călăuzeşte poporul stricat!

Transliteration: 

Istaghfir lahum aw la tastaghfir lahum in tastaghfir lahum sabAAeena marratan falan yaghfira Allahu lahum thalika biannahum kafaroo biAllahi warasoolihi waAllahu la yahdee alqawma alfasiqeena

Türkçe: 

İster af dile onlar için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları affetmeyecktir. Çünkü onlar Allah'ı da resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa kılavuzluk etmez.

Sahih International: 

Ask forgiveness for them, [O Muhammad], or do not ask forgiveness for them. If you should ask forgiveness for them seventy times - never will Allah forgive them. That is because they disbelieved in Allah and His Messenger, and Allah does not guide the defiantly disobedient people.

İngilizce: 

Whether thou ask for their forgiveness, or not, (their sin is unforgivable): if thou ask seventy times for their forgiveness, Allah will not forgive them: because they have rejected Allah and His Messenger: and Allah guideth not those who are perversely rebellious.

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbərim!) Onlar (o münafiqlər) üçün istər bağışlanma dilə, istər diləmə; onlar üçün yetmiş dəfə bağışlanma diləsəndə, yenə Allah onları bağışlamayacaq. Bu onların Allahı və Onun Peyğəmbərini inkar etmələrinə görədir. Allah fasiq tayfanı doğru yola yönəltməz!

Süleyman Ateş: 

Onlar için ister af dile, ister dileme, onlar için yetmiş defa af dilesen, yine Allah onları affetmez. Böyledir, çünkü onlar Allah'ı ve Elçisini tanımadılar; Allah, yoldan çıkan kavmi yola iletmez.

Diyanet Vakfı: 

(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Resulünü inkar etmelerinden ötürüdür. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

Erhan Aktaş: 

Onlar için ister bağışlanma dile ister dileme. Onlar için yetmiş defa(1) bağışlanma dilesen de yine Allah onları bağışlamayacaktır. Bu, onların Allah’ı ve Resûl’ünü inkâr etmelerindendir. Allah, fâsık olan halkı doğru yola iletmez.

Kral Fahd: 

(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Rasûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) onlar için (diler) İstiğfaar et (Allahdan mağfiret iste, diler) istiğfaar etme. Eğer onlar için yetmiş defa, istiğfaar dahi etsen yine Allah kendilerini kat´iyyen yarlığayacak değildir. Bu, böyledir. Çünkü Allâhı ve resulünü inkâr ile kâfir olmuşlardır. Allah ise (öyle îmandan ve itaatden çıkmış) faasıklar güruhuna hidâyet etmez.

Muhammed Esed: 

(İmdi,) onların bağışlanmaları için (Allaha) ister dua et, ister etme, (hiçbir şey fark etmeyecektir; çünkü) onlar için istersen yetmiş kez af dile, Allahı ve Onun Elçisini inkara yeltenmelerinden ötürü Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, böylesine kötülüğe batmış bir topluluğu doğru yola çıkarmaz.

Gültekin Onan: 

Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Tanrı onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Tanrı´ya ve elçisine küfretmeleri dolayısıyladır. Tanrı fasıklar kavmine hidayet vermez.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey Rasûlüm, o münafıklar için, ister mağfiret dile veya mağfiret dileme. Onlar için yetmiş defa mağfiret istesen de, yine Allah, onları asla bağışlayacak değil... Bu mağfiretten mahrum edilişleri şundandır: Çünkü onlar, Allah’ı ve Rasûlünü tanımadılar, inkâr ettiler. Allah ise, öyle fasıklar topluluğuna hidayet etmez.

Portekizce: 

Quer implores, quer não (ó Mensageiro) o perdão de Deus para eles, ainda que implores setenta vezes, Deus jamais osperdoará, porque negaram Deus e Seu Mensageiro. E Deus não ilumina os depravados.

İsveççe: 

[Det är likgiltigt] om du ber Gud förlåta dem eller inte - om du också ber om förlåtelse för dem sjuttio gånger, skall Gud inte förlåta dem. Så [är det] därför att de har förnekat Gud och Hans Sändebud. Gud vägleder sannerligen inte trotsiga syndare.

Farsça: 

برای آنان [که عیب جویان مسخره کننده اند] چه آمرزش بخواهی چه نخواهی [یکسان است] اگر برای آنان هفتاد بار هم آمرزش بخواهی، خدا هرگز آنان را نخواهد آمرزید؛ زیرا آنان به خدا و پیامبرش کفر ورزیدند و خدا گروه فاسقان را هدایت نمی کند.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) داوای لێخۆشبوونیان بۆ بکەیت یان داوای لێخۆشبوونیان بۆ نەکەیت (یەکسانە) ئەگەر داوای لێخۆشبوونیان بۆ بکەیت حەفتا جار ئەوە خوا ھەرگیز لێیان خۆش نابێت ئەوەش بەھۆی ئەوەیە بێگومان ئەوانە بێ باوەڕ بوون بەخوا و پێغەمبەرەکەی وە خوا ڕێنمونی خەڵکانی دەرچوو لەئاین ناکات

Özbekçe: 

Улар учун истиғфор айтсанг ҳам ёки истиғфор айтмасанг ҳам (барибир). Агар улар учун етмиш марта истиғфор айтсанг ҳам, Аллоҳ уларни зинҳор мағфират қилмас. Бу уларнинг Аллоҳ ва Унинг Расулига куфр келтирганлари учундир. Аллоҳ фосиқ қавмларни ҳидоят қилмас. (Мунофиқлар сурасидан маълумки, мунофиқларнинг гуноҳларини мағфират қилишни сўраб, улар учун истиғфор айтиш таклиф қилинган. Пайғамбаримиз (с. а. в.) бу ишга моил бўлганлар. Ўшанда ҳам шу маънодаги ояти карима нозил бўлган. Биз ўрганаётган ояти каримадан билиниб турибдики, Табук ғазоти асносида мунофиқларнинг кирдикорлари кетма-кет фош бўлгандан кейин яна улар учун истиғфор айтиш таклифи бўлган ёки ҳолат шуни тақозо қилиб қолган. Аллоҳ таоло Пайғамбари Муҳаммадга (с. а. в.) хитоб қилиб, мунофиқлар учун истиғфор айтишлари ва айтмасликлари барибир эканлигини, фойдаси йўқлигини билдирмоқда.)

Malayca: 

(Orang-orang manufik itu) sama sahaja engkau meminta ampun untuk mereka atau engkau tidak meminta ampun bagi mereka. Jika engkau (wahai Muhammad) meminta ampun bagi mereka tujuh puluh kali (sekalipun) maka Allah tidak sekali-kali mengampunkan mereka; yang demikian itu, kerana mereka telah kufur kepada Allah dan RasulNya; dan Allah tidak akan memberi hidayah petunjuk kepada kaum yang fasik.

Arnavutça: 

U lute ti për ta ose nuk u lute, (njësoj është). Nëe ti do të kërkosh falje për ta edhe shtatëdhjetë herë, Perëndia nuk do t’i falë. Kjo është për shkak se ata e mohuan Perëndinë dhe Pejgamberin e Tij. E, Perëndia, nuk e udhëzon në rrugë të mbarë popullin ngatërrestarë.

Bulgarca: 

И да молиш [о, Мухаммад] за опрощението им, и да не молиш за него, и седемдесет пъти да молиш за опрощението им, Аллах никога не ще ги опрости. Това е, защото не повярваха в Аллах и в Неговия Пратеник. Аллах не напътва хората-нечестивци.

Sırpça: 

Молио ти опрост за њих или не молио, молио чак и седамдесет пута, Аллах неће да им опрости - зато што у Аллаха и Његовог Посланика не верују. А Аллах неће да упути непокорне зле људе.

Çekçe: 

Pros za odpuštění pro ně, anebo nepros! A i kdybys prosil pro ně za odpuštění sedmdesátkrát, neodpustí jim Bůh! A to je za to, že neuvěřili v Boha a v posla Jeho a Bůh přece nepovede po cestě správné lid hanebníků.

Urduca: 

اے نبیؐ، تم خواہ ایسے لوگوں کے لیے معافی کی درخواست کرو یا نہ کرو، اگر تم ستر مرتبہ بھی انہیں معاف کردینے کی درخواست کرو گے تو اللہ انہیں ہرگز معاف نہ کرے گا اس لیے کہ انہوں نے اللہ اور اس کے رسول کے ساتھ کفر کیا ہے، اور اللہ فاسق لوگوں کو راہ نجات نہیں دکھاتا

Tacikçe: 

Мехоҳӣ барояшон бахшиш бихоҳ мехоҳӣ бахшиш нахоҳ. Агар ҳафтод бор ҳам барояшон бахшиш бихоҳӣ. Худояшон нахоҳад бахшид, зеро ба Худову паёмбараш имон надоранд ва Худо мардуми нофармонро ҳидоят намекунад!

Tatarca: 

Монафикълар расүл г-м алдына килеп: "Безнең өчен Аллаһудан гафу сора", – диделәр. Аллаһу тәгалә әйтте: "Ий Мухәммәд г-м! Монафикълар өчен Аллаһудан ярлыкауны кирәк сора, кирәк сорама – алар өчен җитмеш мәртәбә истигъфар кылсаң да Аллаһ аларны ярлыкамас. Ярлыканмаулары – Аллаһуга һәм Аның рәсүленә кәфер булганнары өчен, дөреслектә Аллаһ фәсыйкларны туры юлга салмас.

Endonezyaca: 

Kamu memohonkan ampun bagi mereka atau tidak kamu mohonkan ampun bagi mereka (adalah sama saja). Kendatipun kamu memohonkan ampun bagi mereka tujuh puluh kali, namun Allah sekali-kali tidak akan memberi ampunan kepada mereka. Yang demikian itu adalah karena mereka kafir kepada Allah dan Rasul-Nya. Dan Allah tidak memberi petunjuk kepada kaum yang fasik.

Amharca: 

ለእነርሱ ምሕረትን ለምንላቸው፤ ወይም ለእነሱ ምሕረትን አትለምንላቸው (እኩል ነው)፡፡ ለእነሱ ሰባ ጊዜ ምሕረትን ብትለምንላቸው አላህ ለነሱ በፍጹም አይምርም፡፡ ይህ እነርሱ አላህና መልክተኛውን በመካዳቸው ነው፡፡ አላህም አመጸኞች ሕዝቦችን አያቀናም፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) நீர் அவர்களுக்காக மன்னிப்புத் தேடுவீராக! அல்லது அவர்களுக்காக மன்னிப்புத் தேடாதீர்! அவர்களுக்காக நீர் எழுபது முறை மன்னிப்புத் தேடினாலும் அல்லாஹ் அவர்களை மன்னிக்கவே மாட்டான். அதற்குக் காரணம், நிச்சயமாக அவர்கள் அல்லாஹ்வையும், அவனுடைய தூதரையும் நிராகரித்தனர் என்பதாகும். அல்லாஹ், (தனது கட்டளைகளை மீறுகின்ற) பாவிகளான மக்களை நேர்வழி செலுத்தமாட்டான்.

Korece: 

그대가 그들을 위해 용서를 구하였거나 그들을 위해 용서를 구하지 아니하던 또는 그들을 위 해 일흔번이나 용서를 구한다해도하나님은 그들을 용서치 않으시니이는 그들이 하나님과 선지자를 불신했기 때문이라 하나님은 거역하는 백성들을 인도하지 아니 하 시니라

Vietnamca: 

Dù Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) có cầu xin (Allah) tha thứ cho chúng hoặc không cầu xin, (hoặc) thậm chí Ngươi có cầu xin cho chúng đến bảy mươi lần thì Allah cũng không tha thứ cho chúng. Đó là bởi vì chúng đã vô đức tin nơi Allah và Thiên Sứ của Ngài. Quả thật, Allah không hướng dẫn đám người dấy loạn, bất tuân.