Arapça:
يَحْذَرُ الْمُنَافِقُونَ أَن تُنَزَّلَ عَلَيْهِمْ سُورَةٌ تُنَبِّئُهُم بِمَا فِي قُلُوبِهِمْ ۚ قُلِ اسْتَهْزِئُوا إِنَّ اللَّهَ مُخْرِجٌ مَّا تَحْذَرُونَ
Çeviriyazı:
yaḥẕeru-lmünâfiḳûne en tünezzele `aleyhim sûratün tünebbiühüm bimâ fî ḳulûbihim. ḳuli-stehziû. inne-llâhe muḫricüm mâ taḥẕerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Münafıklar, kalblerindekileri bütünüyle haber verecek bir sûrenin tepelerine inmesinden çekinirler. De ki, alay edip durun bakalım, Allah o sizin çekindiğiniz şeyi kesinlikle ortaya çıkaracaktır.
Diyanet İşleri:
İkiyüzlüler, kalblerinde olanı haber verecek bir surenin inmesinden çekiniyorlar. De ki: "Alay edin bakalım, Allah çekindiğiniz şeyi ortaya koyacaktır."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Münafıklar, yüreklerindekini haber verecek bir surenin indirilmesinden ürkmekle beraber alay da ederler. De ki: Alay edin bakalım, şüphe yok ki Allah, ürküp çekindiğinizi meydana çıkaracaktır.
Şaban Piriş:
Münafıklar kendileri hakkında kalplerinde bulunanı kendilerine haber verecek bir sûrenin indirileceğinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin bakalım. Allah, çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır”
Edip Yüksel:
İkiyüzlüler, kalplerindekini kendilerine haber verecek bir surenin inmesinden çekiniyorlar. De ki: "Alay edin bakalım, ALLAH korktuğunuz şeyi açığa çıkaracak."
Ali Bulaç:
Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: "Alay edin. Şüphesiz, Allah kaçınmakta olduklarınızı açığa çıkarandır."
Suat Yıldırım:
Münafıklar, kalplerinde gizledikleri küfrü yüzlerine vuracak bir sûrenin tepelerine inmesinden çekinirler(bir yandan da sizinle alay ederler). De ki: “Eğlenin bakalım. Allah sizin o çekinip endişe ettiğiniz şeyleri meydana çıkaracaktır!” [58,8; 47,29 - 30]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Münafıklar, üzerlerine bir sûre indirilip de onlara kalplerinde olanı açıkça haber vereceğinden korkarlar. De ki: «Siz istihzâda bulunup durunuz. Şüphesiz ki Allah Teâlâ sizin, çekinir olduğunuz şeyi açığa çıkarıcıdır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin! Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."
Bekir Sadak:
Ey ikiyuzluler! Siz, sizden once daha kuvvetli, mallari ve cocuklari daha cok olup, hisselerince bunlardan faydalanan kimseler gibisiniz. Sizden oncekiler, hisselerince faydalandiklari gibi siz de hissenizce faydalandiniz ve onlarin batila daldiklari gibi siz de daldiniz. Iste bunlar dunyada ve ahirette isleri bosa cikanlardir, iste bunlar mahvolanlardir.
İbni Kesir:
Münafıklar
Adem Uğur:
Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
İskender Ali Mihr:
Münafıklar, onların kalplerinde olan şeyi onlara haber veren bir surenin onlara indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin. Muhakkak ki Allah, çekindiğiniz (gizlediğiniz) şeyi açığa çıkarandır.”
Celal Yıldırım:
Münafıklar kalblerinde olan şeyleri haber verecek bir sûrenin başlarına inmesinden çekinip endişe etmekteler. De ki: İstediğiniz gibi eğlenin
Tefhim ul Kuran:
Münafıklar, kalblerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: «Alay edin. Şüphesiz, Allah, kaçınmakta olduklarınızı açığa çıkarandır.»
Fransızca:
Les hypocrites craignent que l'on fasse descendre sur eux une Sourate leur dévoilant ce qu'il y a dans leurs coeurs. Dis : "Moquez-vous ! Allah fera surgir ce que vous prenez la précaution (de cacher)".
İspanyolca:
Los hipócritas temen la revelación de una sura que les informe del contenido de sus corazones. Di: «¡Burlaos, que ya sacará Alá lo que teméis!»
İtalyanca:
Gli ipocriti temono che venga rivelata una sura che sveli quello che c'è nei loro cuori. Di': «Schernite pure! Allah paleserà quello che temete [venga reso noto]».
Almanca:
Die Munafiq fürchten, daß ihnen eine Sura hinabgesandt wird, die sie darüber in Kenntnis setzt, was in ihren Herzen ist. Sag: "Spottet nur! Gewiß, ALLAH wird das hervorbringen, was ihr fürchtet."
Çince:
伪信的人们恐怕为他们而降示一章经,把他们的心事告诉信士们。你说:你们嘲笑吧!真主必定要揭露你们所畏惧的事情。
Hollandaca:
De huichelaars vreezen, dat eene Soera nopens hen mocht worden geopenbaard, om hun te verklaren, wat zich in hunne harten bevindt. Zeg tot hen: Gij spot, maar God zal zekerlijk aan het licht brengen, wat gij vreest te zien openbaren.
Rusça:
Лицемеры опасаются, что им будет ниспослана сура, которая поведает о том, что в их сердцах. Скажи: "Насмехайтесь! Аллах непременно выведет наружу то, чего вы опасаетесь".
Somalice:
waxay ka digtoonyihiin munaafiqiintu in lagu soo dajiyo suurad ka warrami waxa quluubtooda ku sugan, waxaad dhahdaa jeesjeesa Eebe wuxuu soo bixin waxaad ka digtoontihiin (cabsanaysaan).
Swahilice:
Wanaafiki wanaogopa isije teremshwa Sura itakayo watajia yaliyomo katika nyoyo zao. Sema: Fanyeni mzaha! Hakika Mwenyezi Mungu atayatoa nje hayo mnayo yaogopa.
Uygurca:
مۇناپىقلار ئۆزلىرى توغرىسىدا بىرەر سۈرە نازىل بولۇپ، ئۇلارنىڭ دىللىرىدىكىنى (يەنى نىفاقنى) مۆمىنلەرگە خەۋەر بېرىشتىن قورقىدۇ. ئېيتقىنكى، «سىلەر (اﷲ نىڭ دىنىنى خالىغىنىڭلارچە) مەسخىرە قىلىڭلار، سىلەر (پاش بولۇشتىن) قورقىدىغان نەرسىنى (يەنى مۇناپىقلىقنى) اﷲ چوقۇم ئاشكارا قىلىدۇ»
Japonca:
背信者は,自分の心の中に抱くことを暴露する1章〔スーラ〕が下されることを警戒している。言ってやるがいい。「朝笑しておれ。本当にアッラーは,あなたがたが恐れるものを暴き出される。」
Arapça (Ürdün):
«يحذر» يخاف «المنافقون أن تنزل عليهم» أي المؤمنين «سورة تنبئهم بما في قلوبهم» من النفاق وهم مع ذلك يستهزئون «قل استهزؤا» أمر تهديد «إن الله مخرج» مظهر «ما تحذرون» إخراجه من نفاقكم.
Hintçe:
जिसमें वह हमेशा (जलता भुनता) रहेगा यही तो बड़ी रूसवाई है मुनाफेक़ीन इस बात से डरतें हैं कि (कहीं ऐसा न हो) इन मुलसमानों पर (रसूल की माअरफ़त) कोई सूरा नाज़िल हो जाए जो उनको जो कुछ उन मुनाफिक़ीन के दिल में है बता दे (ऐ रसूल) तुम कह दो कि (अच्छा) तुम मसख़रापन किए जाओ
Tayca:
“บรรดามุนาฟิก นั้นหวั่นเกรงว่า จะมีซูเราะฮ์ หนึ่งถูกประทานลงมาแก่พวกเขา ซึ่งแจ้งให้พวกเขาทราบสิ่งที่อยู่ในใจ ของพวกเขา จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) ว่า พวกท่านจงเย้ยหยัน กันเถิด แท้จริงอัลลอฮ์นั้นจะทรงให้ออกมาซึ่งสิ่ง ที่พวกท่านหวั่นเกรง
İbranice:
הצבועים מפחדים שמא תורד סורה אשר תודיע להם את מה שהם מסתירים בלבבם (מן הכפירה.) אמור להם 'המשיכו ללעוג, אלוהים מגלה את מה שאתם מפחדים ממנו
Hırvatça:
Licemjeri se plaše da se vjernicima ne objavi sura koja bi im otkrila ono što je u srcima njihovim. Reci: "Samo se vi rugajte." Allah će, doista, na vidjelo iznijeti ono čega se vi plašite.
Rumence:
Făţarnicii se tem să nu fie pogorâtă asupra lor o Sură care să dea ştire de cele din inimile lor. Spune: “Bateţi-vă joc! Dumnezeu va da la iveală ceea ce vă nelinişteşte.”
Transliteration:
Yahtharu almunafiqoona an tunazzala AAalayhim sooratun tunabbiohum bima fee quloobihim quli istahzioo inna Allaha mukhrijun ma tahtharoona
Türkçe:
İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin! Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."
Sahih International:
They hypocrites are apprehensive lest a surah be revealed about them, informing them of what is in their hearts. Say, "Mock [as you wish]; indeed, Allah will expose that which you fear."
İngilizce:
The Hypocrites are afraid lest a Sura should be sent down about them, showing them what is (really passing) in their hearts. Say: "Mock ye! But verily Allah will bring to light all that ye fear (should be revealed).
Azerbaycanca:
Münafiqlər ürəklərində olanları xəbər verəcək bir surənin nazil edilməsindən çəkinirlər. De: “Siz istehza etməyinizdə olun. Allah qorxub çəkindiyiniz şeyi üzə çıxaracaqdır!”
Süleyman Ateş:
Münafıklar, kendileri hakkında, kalblerinde bulunanı kendilerine haber verecek bir surenin indirileceğinden çekiniyorlar. De ki; "Siz alay edin, Allah çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
Diyanet Vakfı:
Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
Erhan Aktaş:
Münafıklar, kendileri hakkında kalplerinde olanı haber verecek bir sûrenin indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin bakalım! Kuşkusuz Allah, çekindiğiniz şeyi açığa çıkaracaktır.”
Kral Fahd:
Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
Hasan Basri Çantay:
Münafıklar, kalblerinde olanı kendilerine açıkça haber verecek bir sûrenin tepelerine indirilmesinden dâima endîşe ederler. De ki: «Siz maskaralık yapadurun, Allah kocunageldiğiniz şey´i (zâten) meydana çıkarandır».
Muhammed Esed:
Münafıklar(dan bazıları), kendilerine karşı (bir delil olmak üzere), kalplerinde gizleyip durdukları (gerçek) niyeti açığa vuracak (yeni) bir surenin indirilmesinden tasalanıyorlar. De ki: "Siz alay ededurun bakalım! Nasıl olsa Allah, tasalandığınız asıl şeyi er geç açığa vuracak!"
Gültekin Onan:
Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Münafıklar, kalblerinde olan küfrü yüzlerine vuracak bir Sûrenin üzerlerine indirilmesinden çekinirler (hem de alay ederler). De ki: “- Eğlenin bakalım, Allah sizin o korktuğunuz şeyleri meydana çıkarıcıdır.”
Portekizce:
Os hipócritas temem que lhes seja revelada uma surata que evidencie o que há em seus corações. Dize-lhes: Escarnecei!Deus revelará o que temeis!
İsveççe:
Hycklarna oroar sig för att en sura som rör dem skall uppenbaras och att den skall avslöja vad de [döljer] i sitt innersta. Säg: "Fortsätt med era spydigheter! Gud kommer helt säkert att avslöja det som oroar er."
Farsça:
منافقان از اینکه سوره ای بر ضدشان نازل شود که آنان را از اسراری که [در جهت دشمنی با خدا، پیامبر، مؤمنان و حکومت اسلامی ] در دل هایشان وجود دارد، آگاه نماید اظهار ترس و نگرانی می کنند؛ بگو: مسخره کنید، خدا آنچه را از آن بیمناک و نگرانید، آشکار خواهد کرد.
Kürtçe:
دوو ڕووەکان مەترسی دەکەن لەوەی کە سورەتێک دەربارەیان بنێررێتە خوارەوە کە ھەواڵیان لەسەربدات بەوەی کەلە دڵیاندایە (ئەی موحەممەد ﷺ بڵێ: گاڵتە و لاقرتی بکەن بەڕاستی خوا دەرخەر و ئاشکراکاری ئەوەیە کەمەترسی لێدەکەن
Özbekçe:
Мунофиқлар уларга қалбларидаги нарсанинг хабарини берадиган сура нозил бўлишидан қўрқарлар. Сен: «Истеҳзо қилаверинглар, албатта, Аллоҳ сиз қўрқаётган нарсани чиқаргувчидир», деб айт. (Пайғамбаримиз (с. а. в.) замонларида яшаган мунофиқлар ҳар доим мусулмонлар билан бирга юрганларидан, нозил бўлаётган оятлар ва суралардан хабардор эдилар. Улар баъзи вақтларда сура нозил бўлиб, ҳеч ким билмайдиган яширин ишлар ҳам фош қилинаётганининг жонли гувоҳи эдилар. Ўзлари мунофиқлик қилиб, яширин гаплар айтиб ёки дилларида Исломга, мусулмонларга қарши ўй-фикрларни тугиб юришар эди. Аммо, бирон сура нозил бўлиб, қалбимиздаги сирни очиб қўймаса эди, деб қўрқардилар ҳам.)
Malayca:
Orang-orang munafik itu takut kalau diturunkan satu surah Al-Quran yang menerangkan kepada mereka (dan kepada ramai) akan apa yang ada dalam hati mereka (dari kekufuran). Katakanlah (wahai Muhammad): "Ejek-ejeklah (seberapa yang kamu suka), sesungguhnya Allah akan mendedahkan apa yang kamu takut (terdedah untuk pengetahuan ramai)"
Arnavutça:
Hipokritët druajnë se do të shpallet ndonjë sure, e cila do të larjmërojë se ç’ka në zemrat e tyre. Thuaj: “Talluni ju! Se, Perëndia, me të vërtetë do ta nxjerrë atë, cilës i druani ju”.
Bulgarca:
Лицемерите се опасяват да не бъде низпослана против тях сура, която ще извести какво крият в сърцата си. Кажи: “Подигравайте се! Аллах ще изяви онова, от което се опасявате.”
Sırpça:
Лицемери се плаше да се верницима не објави поглавље које би открило оно што им је у срцима. Реци: „Само се ви ругајте.“ Аллах ће, заиста, на видело да изнесе оно чега се ви плашите.
Çekçe:
Pokrytci se obávají, aby nebyla ohledně nich seslána súra, jež by jim oznámila to, co v srdcích jejich je skryto. Rci: 'Jen se posmívejte, avšak Bůh vyjeví to, čeho se obáváte!'
Urduca:
یہ منافق ڈر رہے ہیں کہ کہیں مسلمانوں پر کوئی ایسی سورت نازل نہ ہو جائے جو ان کے دلوں کے بھید کھول کر رکھ دے اے نبیؐ، ان سے کہو، "اور مذاق اڑاؤ، اللہ اُس چیز کو کھول دینے والا ہے جس کے کھل جانے سے تم ڈرتے ہو"
Tacikçe:
Мунофиқон метарсанд, ки мабод аз осмон дар бораи онҳо сурае нозил шавад ва аз он чӣ дар дил пинҳон кардаанд бохабарашон созад. Бигӯ: «Масхара кунед, ки Худо он чиро, ки аз он метарсед, ошкор хоҳад сохт».
Tatarca:
Монафикълар алар зарарына берәр сүрә иңүдән куркалар, ул сүрә белән син аларга күңелләрендәге бозык ниятләре белән хәбәр бирәсең. Ләкин монафикълар үзләрен тәнкыйть иткән аятьләрне төрлечә мәсхәрә кылалар, син аларга әйт: "Мәсхәрә кылыгыз, тәхкыйк Аллаһ сез куркып торган нәрсәләрне ачып күрсәтәчәк".
Endonezyaca:
Orang-orang yang munafik itu takut akan diturunkan terhadap mereka sesuatu surat yang menerangkan apa yang tersembunyi dalam hati mereka. Katakanlah kepada mereka: "Teruskanlah ejekan-ejekanmu (terhadap Allah dan rasul-Nya)". Sesungguhnya Allah akan menyatakan apa yang kamu takuti itu.
Amharca:
መናፍቃን በልቦቻቸው ውስጥ ያለውን ነገር የምትነግራቸው ሱራ በእነርሱ ላይ መውረዷን ይፈራሉ፡፡ «አላግጡ አላህ የምትፈሩትን ሁሉ ገላጭ ነው» በላቸው፡፡
Tamilce:
நயவஞ்சகர்கள், அவர்களைப் பற்றி ஓர் அத்தியாயம் இறக்கப்பட்டு, அது அவர்களின் உள்ளங்களில் உள்ளவற்றை நம்பிக்கையாளர்களுக்கு அறிவித்துவிடுவதைப் பயப்படுகிறார்கள். (நபியே! அவர்களை நோக்கி) கூறுவீராக: “கேலிசெய்து கொள்ளுங்கள். நீங்கள் பயப்படுவதை நிச்சயமாக அல்லாஹ் (நபிக்கு) வெளியாக்குவான்.”
Korece:
위선자들은 그들에게 말씀이계시되어 그들 마음속에 있는 것 올 드러낼까 두려워하노라 조롱 하라 일러가로되 실로 하나님은 너희가 두려워하고 있는 것을 밝 히시니라
Vietnamca:
Những tên giả tạo đức tin đang e ngại về việc có một chương Kinh Qur’an được mặc khải xuống vạch trần những gì đang giấu kín trong trái tim của chúng. Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói (với chúng): “Các người cứ tiếp tục nhạo báng đi, rồi đây Allah sẽ phơi bày mọi thứ mà các người từng lo lắng.”
Ayet Linkleri: