Arapça:
لَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ أَن يُجَاهِدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالْمُتَّقِينَ
Çeviriyazı:
lâ yeste'ẕinüke-lleẕîne yü'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri ey yücâhidû biemvâlihim veenfüsihim. vellâhü `alîmüm bilmütteḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi görev bildiklerinden (zaten geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah o muttakilerin kimler olduğunu bilir.
Diyanet İşleri:
Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallariyle, canlariyle savaşmak istediklerinden ötürü geri kalmak için senden izin istemezler. Allah sakınanları bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Zaten Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallarıyla, canlarıyla, savaşacaklarından senden izin istemezler ki ve Allah, çekinenleri tamamıyla bilir.
Şaban Piriş:
Allah’a ve ahiret gününe iman edenler mallarıyla ve canlarıyla cihad etmek istedikleri için senden izin istemezler. Allah, muttakileri çok iyi bilendir.
Edip Yüksel:
ALLAH'a ve ahiret gününe inananlar, paralarıyla ve canlarıyla çaba göstermekten (kaçmak için) senden izin istemezler. ALLAH erdemlileri hakkıyla Bilir.
Ali Bulaç:
Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.
Suat Yıldırım:
Allah'ı ve âhireti tasdik edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihada katılmama hususunda senden izin istemezler. Allah, o takvâ ehlini pek iyi bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ´ya ve ahiret gününe imân edenler, mücâhedede bulunmak hususunda senden izin istemezler. Allah Teâlâ muttakîleri bihakkın bilicidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'a ve âhiret gününe iman edenler; mallarıyla, canlarıyla cihat edecekleri için senden izin istemezler. Allah, takva sahiplerini iyice bilmektedir.
Bekir Sadak:
Onlardan, «Bana izin ver, beni fitneye dusurme» diyen vardir. Bilin ki onlar zaten fitneye dusmuslerdi. Cehennem, inkar edenleri suphesiz kusatacaktir.
İbni Kesir:
Allah´a ve ahiret gününe iman edenler, geri kalmak için senden izin istemezler ki mallarıyla ve canlarıyla cihad etsinler. Allah, müttakileri bilir.
Adem Uğur:
Allah´a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla savaşmaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir.
İskender Ali Mihr:
Allah´a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah´a ulaşma gününe) îmân eden kimseler, malları ve canları ile cihad etmek konusunda senden izin istemezler. Ve Allah, takva sahiplerini bilir.
Celal Yıldırım:
Ama Allah´a ve Âhiret gününe (dosdoğru) imân edenler, mallariyle, canlarıyla (Allah yolunda) cihâd etmeleri hususunda (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah (iki yüzlülükten ve döneklikten) sakınanları sever.
Tefhim ul Kuran:
Allah´a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.
Fransızca:
Ceux qui croient en Allah et au Jour dernier ne te demandent pas permission quand il s'agit de mener combat avec leurs biens et leurs personnes. Et Allah connaît bien les pieux.
İspanyolca:
Quienes creen en Alá y en el último Día no te piden dispensa cuando de luchar con su hacienda y sus personas se trata. Alá conoce bien a quienes Le temen.
İtalyanca:
Coloro che credono in Allah e nell'Ultimo Giorno non ti chiedono dispensa quando si tratta di lottare con i loro beni e le loro vite. Allah conosce coloro che [Lo] temono.
Almanca:
Um Erlaubnis bitten dich nicht diejenigen, die den Iman an ALLAH und an den Jüngsten Tag verinnerlicht haben, um keinen Dschihad mit ihrem Vermögen und sich selbst zu leisten! Und ALLAH ist allwissend über die Muttaqi.
Çince:
信仰真主和末日者,不要求你准许他们不借他们的财产和生命而奋斗。真主是全知自制者的。
Hollandaca:
Zij, die in God en den jongsten dag gelooven, zullen u geen verlof vragen om er van ontslagen te worden, hun vermogen en hunne personen aan den vooruitgang van Gods waar geloof te wijden; en God kent hen, die hem vreezen.
Rusça:
Те, которые веруют в Аллаха и в Последний день, не спрашивают у тебя дозволения на то, чтобы сражаться своим имуществом и своими душами. Аллах знает богобоязненных.
Somalice:
kaama idin waydiistaan kuwa rumeeyey Eebe iyo maalinta dambe inay ku jahaadaan xoolahooda iyo naftooda, Eebana waa ogyahay kuwa dhawrsada.
Swahilice:
Hawatakuomba ruhusa wale wanao muamini Mwenyezi Mungu na Siku ya Mwisho, wasende kupigana Jihadi kwa mali yao na nafsi zao. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kuwajua wachamngu.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) اﷲ قا ۋە ئاخىرەت كۈنىگە ئىشىنىدىغانلار سەندىن ماللىرى بىلەن ۋە جانلىرى بىلەن جىھاد قىلىشقا رۇخسەت سورىمايدۇ. اﷲ تەقۋادارلارنى ئوبدان بىلىدۇ
Japonca:
アッラーと終末の日とを信じる者は,自分の財産と生命を捧げて奮闘することを(免れようなどと),あなたに求めたりはしない。アッラーは主を畏れる者を熟知される。
Arapça (Ürdün):
«لا يستأذنك الذين يؤمنون بالله واليوم الآخر» في التخُّلف عن «أن يجاهدوا بأموالهم وأنفسهم والله عليم بالمتقين».
Hintçe:
(ऐ रसूल) जो लोग (दिल से) ख़ुदा और रोज़े आख़िरत पर ईमान रखते हैं वह तो अपने माल से और अपनी जानों से जिहाद (न) करने की इजाज़त मॉगने के नहीं (बल्कि वह ख़ुद जाऎंगे) और ख़ुदा परहेज़गारों से खूब वाक़िफ है
Tayca:
“บรรดาผู้ทีศรัทธาต่ออัลลอฮ์ และวันปรโลกนั้นจะไม่ขออนุมัติต่อเจ้าในการที่พวกเขาจะเสียสละทั้งด้วยทรัพย์ของพวกเขา และชีวิตของพวกเขา และอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้ทรงรอบรู้ต่อบรรดาผู้ที่ยำเกรง”
İbranice:
אלה אשר האמינו באלוהים וביום האחרון אינם מבקשים את רשותך כי יתאמצו בהקרבה למען אלוהים ברכושם ובנפשותיהם. ואלוהים יודע את היראים
Hırvatça:
Oni koji vjeruju u Allaha i u ahiret neće od tebe tražiti dozvolu da se ne bore zalažući imetke svoje i živote svoje - a Allah dobro zna bogobojazne.
Rumence:
Cei care cred în Dumnezeu şi în Ziua de Apoi nu-ţi cer îngăduinţă să nu lupte cu bunurile şi făpturile lor. Dumnezeu îi ştie pe cei temători.
Transliteration:
La yastathinuka allatheena yuminoona biAllahi waalyawmi alakhiri an yujahidoo biamwalihim waanfusihim waAllahu AAaleemun bialmuttaqeena
Türkçe:
Allah'a ve âhiret gününe iman edenler; mallarıyla, canlarıyla cihat edecekleri için senden izin istemezler. Allah, takva sahiplerini iyice bilmektedir.
Sahih International:
Those who believe in Allah and the Last Day would not ask permission of you to be excused from striving with their wealth and their lives. And Allah is Knowing of those who fear Him.
İngilizce:
Those who believe in Allah and the Last Day ask thee for no exemption from fighting with their goods and persons. And Allah knoweth well those who do their duty.
Azerbaycanca:
Allaha və axirət gününə iman gətirənlər malları və canları ilə cihad etmək barəsində səndən izin istəməzlər (o saat cihada çıxarlar). Allah müttəqiləri tanıyandır!
Süleyman Ateş:
Allah'a ve ahiret gününe inananlar; mallariyle, canlariyle, cihadetmek(ten geri kalmaları) için senden izin istemezler. Allah, korunanları bilir.
Diyanet Vakfı:
Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla savaşmaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini pek iyi bilir.
Erhan Aktaş:
Allah’a ve âhiret gününe îmân edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmemek için senden izin istemezler. Allah, muttakîleri(1) en iyi bilendir.
Kral Fahd:
Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla savaşmaktan (geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir.
Hasan Basri Çantay:
Allaha ve âhiret gününe îman etmekde olanlar mallariyle, canlariyle cihâd etmeleri hususunda senden izin istemez (ler). Allah takvaa saahiblerini çok iyi bilendir.
Muhammed Esed:
Allaha ve Ahiret Gününe (yürekten) inananlar kendilerini (Allah yolunda) mallarıyla, canlarıyla cihad etmekten bağışık tutmanı senden istemezler. Ve zaten kendisine karşı kimin sorumluluk bilincine sahip olduğu konusunda Allah mutlak bilgi sahibidir.
Gültekin Onan:
Tanrı´ya ve ahiret gününe inananlar, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Tanrı takva sahiplerini bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla, canlarıyla cihad etmek hususunda senden izin istemezler. (hemen cihada koşarlar). Allah, takva sahiplerini pek iyi bilendir.
Portekizce:
Aqueles que crêem em Deus e no Dia do Juízo Final não te pedirão isenção de sacrificaram os seus bens e as suaspessoas; e Deus bem conhece os tementes.
İsveççe:
De som tror på Gud och den Yttersta dagen ber dig inte befria dem från [plikten] att kämpa [för Guds sak] med sina ägodelar och med livet som insats - och Gud vet vilka de är som fruktar Honom.
Farsça:
آنان که به خدا و روز قیامت ایمان دارند از تو برای بازایستادن از جهاد با اموال و جان هایشان اجازه نمی خواهند [بلکه در هر شرایطی مشتاقانه به سوی میدان نبرد بیرون می روند]؛ و خدا به پرواپیشگان داناست.
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) مۆڵەتت لێ وەرناگرن (بۆ ئەوەی خۆیان دوا بخەن لە جیھادکردن) ئەوانەی کە بڕوایان ھێناوە بەخوا و بەڕۆژی دوایی کە تێبکۆشن بەماڵ و گیانیان وە خوا بە ئاگاو زانایە بەخۆ پارێزەران
Özbekçe:
Аллоҳга ва охират кунига иймон келтирганлар сендан моллари ва жонлари билан жиҳод қилишдан қолишга изн сўрамайдилар. Аллоҳ тақводорларни билгувчи зотдир.
Malayca:
Orang-orang yang beriman kepada Allah dan hari akhirat, tidak akan meminta izin kepadamu untuk (tidak turut) berjihad dengan harta benda dan jiwa mereka. Dan (ingatlah) Allah Maha Mengetahui akan orang-orang yang bertaqwa.
Arnavutça:
Nga ti nuk do të kërkojnë leje (të mungojnë), për të luftuar me pasurinë dhe trupin e tyre, ata që besojnë në Perëndinë dhe Ditën e Kijametit. E, Perëndia i di mirë ata që ruhen nga mëkatet.
Bulgarca:
Онези, които вярват в Аллах и в Сетния ден, не те молят за разрешение да се борят чрез своите имоти и души. Аллах знае богобоязливите.
Sırpça:
Они који верују у Аллаха и у онај свет неће да траже од тебе дозволу да се не боре залажући своја богатства и своје животе – а Аллах добро зна богобојазне.
Çekçe:
Ti, kdož věří v Boha a v den soudný, nežádají tě o dovolení bojovat majetky a osobami svými; a Bůh dobře zná bohabojné.
Urduca:
جو لوگ اللہ اور روز آخر پر ایمان رکھتے ہیں وہ تو کبھی تم سے یہ درخواست نہ کریں گے کہ انہیں اپنی جان و مال کے ساتھ جہاد کرنے سے معاف رکھا جائے اللہ متقیوں کو خوب جانتا ہے
Tacikçe:
Онон, ки ба Худо ва рӯзи қиёмат имон доранд, ҳаргиз барон ҷиҳод кардан бо молу ҷонашон аз ту рухсат намехоҳанд ва Худо парҳезгоронро мешиносад!
Tatarca:
Аллаһуга вә ахирәт көненә иман китергән кешеләр синнән рөхсәт сорамаслар Аллаһ юлында мал вә җан белән сугыша торган сугышка бармый калырга. Аллаһ Аның хөкемнәрен бозудан сакланучы тәкъваларны белә.
Endonezyaca:
Orang-orang yang beriman kepada Allah dan hari kemudian, tidak akan meminta izin kepadamu untuk tidak ikut berjihad dengan harta dan diri mereka. Dan Allah mengetahui orang-orang yang bertakwa.
Amharca:
እነዚያ በአላህና በመጨረሻው ቀን የሚያምኑት በገንዘቦቻቸውና በነፍሶቻቸው ከመታገላቸው (ለመቅረት) ፈቃድን አይጠይቁህም፡፡ አላህም የሚፈሩትን ዐዋቂ ነው፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ்வையும் இறுதிநாளையும் நம்பிக்கை கொள்பவர்கள் தங்கள் செல்வங்களாலும் தங்கள் உயிர்களாலும் (அல்லாஹ்வின் பாதையில்) போரிடுவதிலிருந்து (விலகியிருக்க) உம்மிடம் அனுமதி கோர மாட்டார்கள். இன்னும், அல்லாஹ், தன்னை அஞ்சுபவர்களை நன்கறிந்தவன் ஆவான்.
Korece:
하나님과 내세를 믿는 이들 은 그들의 재산과 생명으로 성전 하는데 제외시켜 달라 그대에게 요구하지 않나니 하나님은 의로운자들을 아시고 계시니라
Vietnamca:
Những người (thực sự) có đức tin nơi Allah và Đời Sau sẽ không xin phép Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) được miễn tham gia chinh chiến bằng tài sản và sinh mạng của họ. Thật vậy, Allah biết rõ những người ngoan đạo.
Ayet Linkleri: