Arapça:
وَلَا يُنفِقُونَ نَفَقَةً صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً وَلَا يَقْطَعُونَ وَادِيًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ لِيَجْزِيَهُمُ اللَّهُ أَحْسَنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
velâ yünfiḳûne nefeḳaten ṣagîratev velâ kebîratev velâ yaḳṭa`ûne vâdiyen illâ kütibe lehüm liyecziyehümü-llâhü aḥsene mâ kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onların, Allah yolunda yaptıkları küçük veya büyük her harcama veya geçtikleri her vadi karşılığında, yaptıkları işin daha güzeliyle Allah'ın kendilerini mükâfatlandırması için sevap yazılmaması mümkün değildir.
Diyanet İşleri:
Allah, yaptıklarının karşılığını en güzel şekilde kendilerine vermek üzere, az veya çok sarfettikleri her şey, yürüdükleri her yol, onlar için yazılır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Az olsun, çok olsun, hiçbir şey harcamazlar, hiçbir vadiyi aşmazlar ki Allah onları, yaptıklarının daha güzeliyle mükafatlandırmayı takdir etmemiş olsun.
Şaban Piriş:
Büyük veya küçük, sarfettikleri her harcama ve aştıkları her vadi onlar için yazılır. Bunlar, onların yaptıkları amelleri Allah'ın daha güzeliyle kendilerini mükâfatlandırması içindir.
Edip Yüksel:
Büyük veya küçük, yaptıkları her yardım ve aştıkları her vadi onlar için kredi olarak yazılır. ALLAH yaptıklarının en güzeliyle kendilerini ödüllendirir.
Ali Bulaç:
Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır.
Suat Yıldırım:
Onlar Allah yolunda, az olsun çok olsun, hiçbir harcama yapmazlar, hak yolda katettikleri hiçbir vadi olmaz ki,Allah, işledikleri bu iyilikleri en güzel tarzda ödüllendirmek için, onların hesaplarına yazılmış olmasın!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve (onlar) ne küçük ve ne de büyük bir nafaka sarfetmezler ki, ve bir vadiyi dolaşmış olmazlar ki, illâ onlar için yazılır. Tâ ki yaptıklarından daha güzeli ile Allah Teâlâ onları mükâfaata nâil buyursun.
Yaşar Nuri Öztürk:
Küçük-büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık versin.
Bekir Sadak:
Onlar, yilda bir iki defa belaya ugratilip imtihana cekildiklerini gormuyorlar mi? Boyleyken yine tevbe etmiyorlar, ibret de almiyorlar.
İbni Kesir:
Onlar, küçük veya büyük nafaka olarak ne infak ederlerse, ne kadar yol giderler ve bir vadi geçerlerse
Adem Uğur:
Allah onları, yapmakta olduklarının en güzeli ile mükâfatlandırmak için küçük büyük yaptıkları her masraf, geçtikleri her vâdi mutlaka onların lehine yazılır.
İskender Ali Mihr:
Ve küçük ve büyük bir nafaka, infâk etmezler (vermezler) ve bir vadiyi geçmezler ki
Celal Yıldırım:
Onlar küçük olsun, büyük olsun (Allah yolunda) bir şey harcamaya görsünler ve (Allah yolunda) bir vadiyi kat´etmeye dursunlar, mutlaka Allah işleyegeldikleri (iyi-yararlı) şeylere daha güzeliyle karşılık vermek için onlar adına (amelleri) yazılır.
Tefhim ul Kuran:
Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah´ın yapmakta olduklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır.
Fransızca:
Ils ne supporteront aucune dépense, minime ou importante, ne traverseront aucune vallée, sans que (cela) ne soit inscrit à leur actif, en sorte qu'Allah les récompense pour le meilleur de ce qu'ils faisaient.
İspanyolca:
No gastarán nada, ni poco ni mucho, no atravesarán valle alguno, que no quede todo inscrito en su favor, para que Alá les retribuya sólo por sus mejores obras.
İtalyanca:
Non faranno nessuna spesa, piccola o grande, e non percorreranno nessuna valle, senza che ciò sia registrato a loro favore, affinché Allah li compensi per loro azioni più belle.
Almanca:
Und sie geben weder eine kleine noch eine große Spende, auch durchqueren sie kein Tal, ohne daß dies für sie registriert wird, damit ALLAH sie noch besser belohnt als das, was sie zu tun pflegten.
Çince:
他们所花的旅费,无论多寡,以及他们所经历的路程,都要为他们记录下来,以便真主对他们的行为给予最优厚的报酬。
Hollandaca:
En zij dragen geene som bij, hetzij klein of groot; zij trekken geen stroom door, of het wordt voor hen opgeteekend; opdat God hen met eene belooning beschenke, die datgene zal overtreffen, wat zij gedaan hebben.
Rusça:
Какое бы большое или скудное пожертвование они ни делали, какую бы долину они ни пересекали, это записывается им, дабы Аллах воздал им большим, чем то, что они совершили.
Somalice:
waxay Bixiyaan oo yar ama wayn iyo Togay gooyaanna waa loo qori inuu ka Abaal mariyo Eebe wanaagga waxay falayeen.
Swahilice:
Wala hawatoi cha kutoa kidogo wala kikubwa, wala hawalivuki bonde, ila huandikiwa, ili Mwenyezi Mungu awalipe bora ya waliyo kuwa wakiya- tenda.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ (اﷲ نىڭ يولىدا) مەيلى كىچىك بولسۇن ياكى چوڭ بولسۇن، سەرپ قىلغان نەرسىسى ۋە جىھاد ئۈچۈن باسقان ھەر بىر مۇساپىسى ئۇلارنىڭ قىلغان ئەمەللىرىگە ئەڭ ياخشى مۇكاپات بېرىش يۈزىسىدىن ئۇلارغا يېزىلىدۇ
Japonca:
大なり小なり(道のため)費やしたもの,また一つの谷を越えたことが,必ずかれらのために記録されている。アッラーはかれらの行ったことに対して,最上(の報奨)をもって報われる。
Arapça (Ürdün):
«ولا ينفقون» فيه «نفقة صغيرة» ولو تمرة «ولا كبيرة ولا يقطعون واديا» بالسير «إلا كُتب لهم» به عمل صالح «ليجزيهم الله أحسن ما كانوا يعملون» أي جزاءهم.
Hintçe:
और ये लोग (ख़ुदा की राह में) थोड़ा या बहुत माल नहीं खर्च करते और किसी मैदान को नहीं क़तआ करते मगर फौरन (उनके नामाए अमल में) उनके नाम लिख दिया जाता है ताकि ख़ुदा उनकी कारगुज़ारियों का उन्हें अच्छे से अच्छा बदला अता फरमाए
Tayca:
และพวกเขาจะไม่บริจาคในการบริจาคใด ๆ ไม่ว่าจะน้อยหรือมากก็ตาม และพวกเขาไม่เดินผ่านหุบเขาใด ๆ นอกจากมันจะถูกบันทึกไว้แก่พวกเขา เพื่อว่าอัลลอฮฺจะทรงตอบแทนให้แก่พวกเขา ซึ่งสิ่งที่ดียิ่งในสิ่งที่พวกเขาได้ทำไว้
İbranice:
כל הוצאה שיוציאו, אם גדולה או קטנה, או כל ואדי שיחצו, ייכתב להם (כמעשה טוב,) על-מנת שאלוהים יגמול להם את הגמול הטוב ביותר
Hırvatça:
I neće dati nikakav prilog, ni mali ni veliki, niti će ikakvu dolinu prevaliti, a da im to neće zapisano biti, da bi ih Allah nagradio za ono dobro što su radili.
Rumence:
Ei nu vor face nici o cheltuială, mare ori mică, nu vor străbate nici o vale fără ca aceasta să nu le fie scris, iar Dumnezeu îi răsplăteşte pentru cele mai bune fapte ale lor.
Transliteration:
Wala yunfiqoona nafaqatan sagheeratan wala kabeeratan wala yaqtaAAoona wadiyan illa kutiba lahum liyajziyahumu Allahu ahsana ma kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
Küçük-büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık versin.
Sahih International:
Nor do they spend an expenditure, small or large, or cross a valley but that it is registered for them that Allah may reward them for the best of what they were doing.
İngilizce:
Nor could they spend anything (for the cause) - small or great- nor cut across a valley, but the deed is inscribed to their credit: that Allah may requite their deed with the best (possible reward).
Azerbaycanca:
Onların sərf etdikləri elə bir az-çox xərc, (cihad zamanı Peyğəmbərlə) keçdikləri elə bir vadi olmaz ki, Allah (qiyamət günü) əməllərinin qarşılığını daha gözəl versin deyə, əvəzində onlara (savab) yazılmamış olsun!
Süleyman Ateş:
Küçük, büyük bir masraf yapmaları, bir vadiyi geçmeleri, mutlaka onların lehine yazılır ki Allah onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandırsın.
Diyanet Vakfı:
Allah onları, yapmakta olduklarının en güzeli ile mükafatlandırmak için küçük büyük yaptıkları her masraf, geçtikleri her vadi mutlaka onların lehine yazılır.
Erhan Aktaş:
Büyük veya küçük, yaptıkları her yardım ve güçlük içinde aştıkları her vadi, kendilerine yazılacaktır. Allah, yaptıklarından daha iyisiyle kendilerini ödüllendirecektir.
Kral Fahd:
Keza küçük olsun büyük olsun, sarfedecekleri bir nafakanın ve kat edecekleri bir vadinin sevabı da, yapmış oldukları şeyin en güzelini Allah'ın kendilerine ödemesi için onlara yazılır.
Hasan Basri Çantay:
Onlar (hak yolunda) gerek küçük, gerek büyük herhangi bir masraf yapmaya dursunlar, bir vadiyi geçmeye dursunlar ille Allah o yapar olduklarının daha güzeliyle onlara mükâfat etmek için, (bütün onlar) hesâblarına yazılmışdır.
Muhammed Esed:
Ve yine onlar, az ya da çok, (Allah için) ne zaman bir harcamada bulunsalar, yeryüzünde (Allah için) ne zaman bir yol katetseler, bu onların lehine kaydedilmektedir; Allah yaptıkları her şey için onları en güzel bir biçimde ödüllendirecektir.
Gültekin Onan:
Küçük, büyük infak ettileri her nafaka ve (Tanrı yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Tanrı´nın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır.
Ali Fikri Yavuz:
Onların Allah yolunda harcadıkları küçük ve büyük bir nafaka ve geçtikleri bir vadi olmaz ki, (bunun karşılığında) Allah, yapmakta olduklarından daha güzelini kendilerine vermek için hesaplarına yazılmış bulunmasın.
Portekizce:
Deveriam saber, ainda, que não fazem gasto algum, pequeno ou grande, nem atravessam vale algum, sem que isso lhesseja registrado; em verdade, Deus os recompensará com coisa melhor do que tiverem feito.
İsveççe:
Och vad de än ger ut [för Guds sak], vare sig summan är liten eller stor, och var de än vandrar [i Guds ärenden], förs detta upp [i deras bok] för att Gud skall belöna dem för det bästa av allt vad de gjorde.
Farsça:
و هیچ مال کوچک و بزرگی را هزینه نمی کنند و هیچ سرزمینی را [برای نبرد با دشمن یا انجام کار خیری] نمی پیمایند مگر آنکه در پرونده اعمالشان ثبت می شود، تا خدا به آنان [نسبت به همه اعمالشان] با معیار گرفتن بهترین عملی که همواره انجام می دادند، پاداش دهد.
Kürtçe:
وە ھیچ شتێک (لەڕێگەی خودا) نابەخشن بچووک بێت یان گەورە (کەم بێت یان زۆر) و ھیچ دۆڵ وشیوێک نابڕن ئیلا بۆیان دەنووسرێت بۆ ئەوەی خوا پاداشتیان بداتەوە بەچاکترین پاداشتی ئەوەی کە دەیانکرد
Özbekçe:
Кичик ёки катта нафақа қилсалар ҳам, бирон водийни кесиб ўтсалар ҳам, албатта, уларга (солиҳ амал) ёзиладир. Аллоҳ уларга қилган энг гўзал амалларининг мукофотини берадир. (Яна ҳаммаёқ тўла ажр-савоб. Катта-кичик бўлсин, нафақа қилсалар бас. Унга ҳам ажр-савоб берилади. Душман томон бирон водийни кесиб ўтсалар ҳам ажр-савоб ёзилади. Ёзилганда ҳам мужоҳиднинг умрида қилган энг яхши амалининг савоби ёзилади. Шундай бўлиб тургандан кейин нима учун энди сафарбарликдан қочиб, жиҳоддан ортда қолиш керак экан?)
Malayca:
Dan tidak pula mereka membelanjakan sesuatu perbelanjaan yang kecil, atau yang besar; dan tidak mereka melintas sesuatu lembah, melainkan ditulis pahala bagi mereka, supaya Allah membalas dengan balasan yang lebih baik dari apa yang mereka telah kerjakan.
Arnavutça:
dhe nuk do të japin kontribut as të vogël as të madh, as nuk do të kapërcejnë kurrfarë lugine e që ajo të mos u shënohet atyre. Le t’i shpërblen Perëndia, ata më mirë se që kanë punuar!
Bulgarca:
И малко да дадат, и много да дадат, и долина да прекосят, ще им се запише, за да им въздаде Аллах най-доброто за онова, което са вършили.
Sırpça:
И неће уделити иметак, било то мало или много, нити ће прећи неку долину, а да им то неће бити записано, да би их Аллах наградио бољим од онога што су радили.
Çekçe:
A neučiní jediný výdaj, ať malý či velký, a nepřekročí žádné údolí, aniž jim to bylo připsáno k dobru, aby je mohl Bůh odměnit podle toho nejlepšího, co konali.
Urduca:
اسی طرح یہ بھی کبھی نہ ہوگا کہ (راہ خدا میں) تھوڑا یا بہت کوئی خرچ وہ اٹھائیں اور (سعی جہاد میں) کوئی وادی وہ پار کریں اور ان کے حق میں اسے لکھ نہ لیا جائے تاکہ اللہ ان کے اس اچھے کارنامے کا صلہ انہیں عطا کرے
Tacikçe:
Ва ҳеҷ моле — чӣ андаку чӣ бисёр — харҷ накунанд ва аз ҳеҷ водие нагзаранд, магар он ки ба ҳисобашон навишта шавад, то Худо подошашон диҳад, чун подоши некӯтарин коре, ки мекардаанд.
Tatarca:
Әгәр алар аз гына булса да Аллаһ ризалыгы өчен бернәрсә садака кылсалар, вә сугыш барганда бер чокыр алга чыксалар, болар өчен аларга саваб язылыр, Аллаһу тәгалә аларны кылган гамәлләренең күбрәге белән изге җәза кылыр өчен. (Сахәбәләр бар да сугышка чыга торган булгач, укытырга кеше калмаган).
Endonezyaca:
dan mereka tiada menafkahkan suatu nafkah yang kecil dan tidak (pula) yang besar dan tidak melintasi suatu lembah, melainkan dituliskan bagi mereka (amal saleh pula) karena Allah akan memberi balasan kepada mereka yang lebih baik dari apa yang telah mereka kerjakan.
Amharca:
ትንሽንም ትልቅንም ልግስና አይለግሱም ወንዝንም አያቋርጡም አላህ ይሠሩት ከነበረው የበለጠን ምንዳ ይመነዳቸው ዘንድ ለእነሱ የሚጻፍላቸው ቢሆን እንጅ፡፡
Tamilce:
இன்னும் (அல்லாஹ்வின் பாதையில்) சிறிய, பெரிய செலவை அவர்கள் செலவு செய்தாலும் ஒரு பள்ளத்தாக்கை அவர்கள் கடந்து சென்றாலும் அவை அவர்களுக்கு (நன்மைகளாக) பதியப்படாமல் இருக்காது. இறுதியாக, அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்ததற்கு மிக அழகிய(சொர்க்கத்)தை அல்லாஹ் அவர்களுக்குக் கூலியாக கொடுப்பான்.
Korece:
그들은 자선도 하지 아니했으며 적던 크던 그들이 바친 자선 과 계곡을 가로질렀던 일들이 그 들을 위해 기록되나니 하나님은 그들이 행하였던 것 중 가장 좋은 것으로 그들에게 보상을 하시니라
Vietnamca:
Bất kỳ một khoản chi tiêu nào, dù nhỏ hay lớn, mà họ chi dùng (cho con đường chính nghĩa của Allah), hoặc bất kỳ một thung lũng nào mà họ đi qua thì đều được ghi nhận để Allah ban thưởng cho họ tốt hơn điều mà họ đã từng làm.
Ayet Linkleri: