Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

114

Ayet No: 

1349

Sayfa No: 

205

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا كَانَ اسْتِغْفَارُ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ إِلَّا عَن مَّوْعِدَةٍ وَعَدَهَا إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِّلَّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ ۚ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ لَأَوَّاهٌ حَلِيمٌ

Çeviriyazı: 

vemâ kâne-stigfâru ibrâhîme liebîhi illâ `am mev`idetiv ve`adehâ iyyâh. felemmâ tebeyyene lehû ennehû `adüvvül lillâhi teberrae minh. inne ibrâhîme leevvâhün ḥalîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İbrahim'in babası için istiğfar etmesi de sırf ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Böyle iken onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıklanınca o işten vazgeçti. Şüphesiz ki İbrahim, çok bağrı yanık, çok halim birisi idi.

Diyanet İşleri: 

İbrahim'in, babası için mağfiret dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden ötürü idi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İbrahim'in, atası için yarlıganma dilemesi, ancak ona vaadettiğini tutmak içindi. Fakat onun, Allah düşmanı olduğu kendisince iyice anlaşıldığı zaman ondan vazgeçti. Şüphe yok ki İbrahim, çok ağlayıp dua eden, insanlara fazlasıyla merhamet eden bir zattı.

Şaban Piriş: 

İbrahim’in babası için bağışlanma dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden dolayı idi. Allah’ın düşmanı olduğunu kesin olarak anlayınca ondan uzaklaştı. İbrahim, gerçekten çok dua edip yalvaran ve yumuşak kalpli biriydi.

Edip Yüksel: 

İbrahim'in babası için bağışlanma dilemesinin biricik sebebi ona önceden söz vermiş olmasıydı. Ne zaman ki onun ALLAH düşmanı olduğu kendisine belli olunca ondan uzaklaştı. İbrahim, çok duygulu ve çok şefkatli idi.

Ali Bulaç: 

İbrahim'in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah'a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu.

Suat Yıldırım: 

İbrâhim'in, babası için af dilemesi ise, sırf ona yaptığı vaadi yerine getirmek için olmuştu.Fakat onun Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca, onunla ilgisini kesti.Gerçekten İbrâhim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi. [19,47-48; 60,4]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İbrahim´in babası için istiğfarda bulunması ise ancak ona yapmış olduğu bir vaadden dolayı idi. Vaktâ ki onun Allah için bir düşman olduğu kendisine tebeyyün etti. Hemen ondan berî oldu. Şüphe yok ki, İbrahim elbette çok ah vah eden yumuşak tâbiatlı bir zât idi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvâhtı.

Bekir Sadak: 

Ey inananlar! Allah´tan sakinin ve dogrularla beraber olun.

İbni Kesir: 

İbrahim´in babası için mağfiret dilemesi

Adem Uğur: 

İbrahim´in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah´ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

İskender Ali Mihr: 

Ve İbrâhîm´in babası için mağfiret dilemesi olamaz (olmaz). Yalnız ona vaadettiği vaad hariç. Fakat onun (babasının), Allah´ın düşmanı olduğu, ona belli olduğu (beyan edildiği) zaman, ondan uzaklaştı. İbrâhîm muhakkak ki evvah (yüreği çok sızlayan)tır, halîm (çok merhametli)dir.

Celal Yıldırım: 

İbrahim´in kendi babası için istiğfarına gelince, bu sırf ona verdiği bir sözden dolayı idi. Babasının bir Allah düşmanı olduğu ona belli olunca, İbrahim ondan ilgisini kesip uzaklaştı. Doğrusu ibrahim yufka yürekli ve çok yumuşak tabiatlı, güzel ahlâklı idi.

Tefhim ul Kuran: 

İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, ona yalnızca verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah´a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu.

Fransızca: 

Abraham ne demanda pardon en faveur de son père qu'à cause d'une promesse qu'il lui avait faite. Mais, dès qu'il lui apparut clairement qu'il était un ennemi d'Allah, il le désavoua. Abraham était certes plein de sollicitude et indulgent.

İspanyolca: 

El perdón que Abraham pidió para su padre no fue sino en virtud de una promesa que le había hecho; pero, cuando vio claramente que era enemigo de Alá, se desentendió de él. Abraham era, ciertamente, tierno, benigno.

İtalyanca: 

Abramo chiese perdono in favore di suo padre, soltanto a causa di una promessa che gli aveva fatto; ma quando fu evidente che egli era un nemico di Allah, si dissociò da lui; [eppure] Abramo era tenero e premuroso [nei confronti del padre].

Almanca: 

Und das Bitten von Ibrahim um Vergebung für seinen Vater war nur aufgrund eines Versprechens, das er ihm gegeben hatte. Doch als ihm deutlich wurde, daß dieser ALLAH gegenüber doch ein Feind war, sagte er sich von ihm los. Gewiß, Ibrahim war doch äußerst anteilnehmend, langmütig.

Çince: 

易卜拉欣曾为他父亲求饶,只为有约在先;他既知道他的父亲是真主的仇敌,就与他脱离了关系。易卜拉欣确是慈悲的,确是容忍的。

Hollandaca: 

Ook Abraham vroeg geene vergiffenis voor zijn vader, anders dan ter voldoening eener belofte, welke hij hem had gedaan; maar toen het hem bekend werd, dat deze een vijand van God was, onttrok hij zich daaraan, en waarlijk, Abraham was meêdoogend en menschelijk.

Rusça: 

А молитва Ибрахима (Авраама) о прощении для его отца была всего лишь исполнением обещания, которое он ему дал. Когда же ему стало ясно, что его отец является врагом Аллаха, он отрекся от него. Воистину, Ибрахим (Авраам) был смиренным, выдержанным.

Somalice: 

ma ahayn u dambi dhaaf doonidii Nabi Ibraahim Aabihiis ballan uu u yaboohay mooyee, markayse u caddaatay inuu Col Eebe yahay wuu iska bari yeelay Xaggiisa (Nabi) Ibraahim wuxuu ahaa duco (Baryo) badanaha (Eebe) oo dul badan.

Swahilice: 

Wala haikuwa Ibrahim kumtakia msamaha baba yake ila kwa sababu wa ahadi aliyo fanya naye. Lakini ilipo mbainikia kwamba yeye ni adui ya Mwenyezi Mungu, alijiepusha naye. Hakika Ibrahim alikuwa mwingi wa kuomba, mnyenyekevu, mvumilivu.

Uygurca: 

ئىبراھىمنىڭ ئاتىسىغا مەغپىرەت تەلەپ قىلىشى ئۇنىڭغا ئىلگىرى قىلغان ۋەدىسىنى ئورۇنلاش ئۈچۈن ئىدى. ئۇنىڭغا ئاتىسىنىڭ اﷲ نىڭ دۈشمىنى ئىكەنلىكى ئېنىق مەلۇم بولغاندىن كېيىن، ئۇ ئاتىسى بىلەن ئادا - جۇدا بولدى. ئىبراھىم بولسا ھەقىقەتەن كۆپ ئاھ چەككۈچى (يەنى كۆڭلى يۇمشاق)، (يەتكەن ئەزىيەتلەرگە) چىداملىق ئىدى

Japonca: 

イブラーヒームが自分の父のために,御赦しを求めて祈ったのは,只かれ(父)と約束があったためである。それでかれ(父)がアッラーの敵であることが明白になった時,かれ(父)との関係を断った。本当にイブラーヒームは,柔和で辛抱強い人物であった。

Arapça (Ürdün): 

(وما كان استغفار إبراهيم لأبيه إلا عن موعدة وعدها إياه) بقوله "" سأستغفر لك ربي "" رجاء أن يسلم (فلما تبين له أنه عدو لله) بموته على الكفر (تبرأ منه) وترك الاستغفار له (إن إبراهيم لأواه) كثير التضرع والدعاء (حليم) صبور على الأذى.

Hintçe: 

और इबराहीम का अपने बाप के लिए मग़फिरत की दुआ माँगना सिर्फ इस वायदे की वजह से था जो उन्होंने अपने बाप से कर लिया था फिर जब उनको मालूम हो गया कि वह यक़ीनी ख़ुदा का दुश्मन है तो उससे बेज़ार हो गए, बेशक इबराहीम यक़ीनन बड़े दर्दमन्द बुर्दबार (सहन करने वाले) थे

Tayca: 

และการขออภัยโทษของอิบรอฮีมให้แก่บิดาของเขามิได้ปรากฏขึ้น นอกจากเป็นสัญญาที่เขาได้ให้ไว้แก่บิดาของเขาเท่านั้น แต่เมื่อได้เป็นที่ประจักษ์แก่เขาแล้ว แท้จริงบิดาของเขาเป็นศัตรูของอัลลอฮฺ เขาก็ปลีกตัวออกจากบิดาของเขา แท้จริงอิบรอฮีมนั้นเป็นผู้อ่อนโยน และเป็นผู้มีขันติอดทน

İbranice: 

לא הייתה הסליחה שביקש אברהם מאלוהים בשביל אביו אלא בגלל הבטחה שהבטיח לו, ואולם כאשר התברר לו כי אויב הוא לאלוהים, התנער ממנו, כי אברהם היה מרבה התחננות אל אלוהים וסבלן

Hırvatça: 

A što je Ibrahim tražio oprost za svoga oca, bilo je to samo zbog obećanja koje mu je dao. A čim mu je bilo jasno da je on Allahov neprijatelj, on ga se odrekao. Ibrahim je, doista, mnogo Allaha molio i obazriv bio.

Rumence: 

Abraham nu a cerut iertare pentru tatăl său decât pentru o făgăduială ce i-o făcuse cândva, însă când văzu limpede că tatăl său este un vrăjmaş al lui Dumnezeu, s-a lepădat de el. Abraham a fost smerit, blând.

Transliteration: 

Wama kana istighfaru ibraheema liabeehi illa AAan mawAAidatin waAAadaha iyyahu falamma tabayyana lahu annahu AAaduwwun lillahi tabarraa minhu inna ibraheema laawwahun haleemun

Türkçe: 

İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvâhtı.

Sahih International: 

And the request of forgiveness of Abraham for his father was only because of a promise he had made to him. But when it became apparent to Abraham that his father was an enemy to Allah, he disassociated himself from him. Indeed was Abraham compassionate and patient.

İngilizce: 

And Abraham prayed for his father's forgiveness only because of a promise he had made to him. But when it became clear to him that he was an enemy to Allah, he dissociated himself from him: for Abraham was most tender-hearted, forbearing.

Azerbaycanca: 

İbrahimin öz atası üçün bağışlanma diləməsi isə ancaq ona verdiyi bir və’də görə idi. Atasının Allaha düşmən olması İbrahimə aydın olduqda o öz atasından uzaqlaşdı (onunla bütün əlaqələrini kəsdi). Həqiqətən, İbrahim (Allaha çox dua edərək) yalvarıb-yaxaran və həlim xasiyyətli bir zat idi.

Süleyman Ateş: 

İbrahim'in babası için mağfiret dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden ötürü idi. Fakat onun, bir Allah düşmanı olduğu, kendisine belli olunca ondan uzak durdu. Gerçekten İbrahim, çok içli ve yumuşak huylu idi.

Diyanet Vakfı: 

İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

Erhan Aktaş: 

İbrâhîm’in babası için bağışlanma dilemesinin sebebi, ona söz vermiş olmasıydı. Ama onun, Allah’a düşman olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Kuşkusuz İbrâhîm, çok ince rûhlu ve yumuşak huylu birisiydi.

Kral Fahd: 

İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

Hasan Basri Çantay: 

İbrâhîmin, babasına olan istiğfaarı ancak ona etdiği bir va´dden dolayı idi. Yoksa onun Allahın bir düşmanı olduğu kendisince besbelli olunca o, (bu istiğfaarını kesdi ve) ondan uzaklaşdı. Ibrâhîm cidden pek çok tezarru´ ve niyaz eden, (kalbi yufka ve ezaya karşı) gerçekden sabırlı (bir zât) idi.

Muhammed Esed: 

İbrahim´in (buna benzer bir durumda) babasının bağışlanması için yaptığı duaya gelince, bu sadece o´nun berikine (daha sağlığında) vermiş bulunduğu bir söze dayanıyordu. Ama o´na berikinin Allah´ın düşmanı olduğu açıklandığı zaman (İbrahim) ondan hemen kopup uzaklaştı. Zaten İbrahim çok ince ruhlu, yumuşak huylu biriydi.

Gültekin Onan: 

İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Tanrı´ya düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu.

Ali Fikri Yavuz: 

İbrahim’in, babası için mağfiret dilemesi ise, ancak ona önceden vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Fakat babasının Allah’a bir düşman olduğu, kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı (istiğfar etmedi). Gerçekten İbrahim (aleyhisselâm), çok ah çeken (ince duygulu), merhametli ve yumuşak ahlâklıydı.

Portekizce: 

Abraão implorava perdão para seu pai, somente devido a uma promessa que lhe havia feito; mas, quando se certificoude que este era o inimigo de Deus, renegou-o. Sabei que Abraão era sentimental, tolerante.

İsveççe: 

Och Abrahams bön att hans fader skulle förlåtas var ingenting annat än uppfyllelsen av ett löfte till denne, men när det blev klart för honom att fadern var en fiende till Gud, tog han avstånd från honom. Abraham var en ömsint och fördragsam [människa].

Farsça: 

و آمرزش خواهی ابراهیم برای پدرش جز به سبب وعده ای که به او داده بود، نبود [که اگر از بت پرستی خودداری کند، برای او آمرزش بخواهد] چون برای او روشن شد که وی دشمن خداست از او بیزاری جست؛ یقیناً ابراهیم بسیار مهربان و بردبار بود.

Kürtçe: 

وە داوای لێخۆشبوونی ئیبراھیم بۆ باوکی تەنھا لەبەر وادە و بەڵێنێک بوو کە بە باوکی دابوو (کە داوای لێخشبوونی بۆ بکات) جا کاتێک بۆی ڕوون بوویەوە کە بێگومان باوکی دوژمنی خوایە خۆی لێبەری کرد بەڕاستی ئیبراھیم زۆر لە خوا ترس و لەسەر خۆ بوو

Özbekçe: 

Иброҳимнинг отаси учун айтган истиғфори унга берган ваъдаси устидан эди, холос. Вақтики, унга отасининг Аллоҳга душман эканлиги аён бўлганда ундан воз кечди. Албатта, Иброҳим тазарруъли ва ҳалиймдир. (Яъни, отаси Иброҳим (а. с.) билан тортишиб, уни сўкиб, тошбўрон қилмоқчи бўлганда ҳалийм сифатли Иброҳим (а. с.): «Сенинг учун Аллоҳга истиғфор айтаман», деб ваъда берган эди. Ана шу ваъдага вафо қилиш учун отасига истиғфор айтди, холос. Кейинчалик унга отаси Аллоҳнинг душмани эканлиги аён бўлди. Ўшанда у отасидан воз кечди.)

Malayca: 

Dan bukanlah istighfar Nabi Ibrahim bagi bapanya (dibuat) melainkan kerana adanya janji yang dijanjikan kepadanya; dan apabila ternyata kepada Nabi Ibrahim bahawa bapanya musuh bagi Allah, ia pun berlepas diri daripadanya. Sesungguhnya Nabi Ibrahim itu lembut hati lagi penyabar.

Arnavutça: 

E, kërkesa e Ibrahimit për faljen e babës së tij, ka qenë vetëm për shkak të premtimit që ia kishte dhënë ai (Ibrahimi) atij. Por, kur iu bë e qartë se ai (babai i tij), është armik i Perëndisë, u tërhoq prej tij. Me të vërtetë, Ibrahimi ishte lutës i madh dhe i butë.

Bulgarca: 

Молбата на Ибрахим за опрощение на баща му бе само обещание, което той му бе дал. А когато му се изясни, че е враг на Аллах, той се отрече от него. Ибрахим бе умоляващ, благ.

Sırpça: 

И једино због чега је Аврам тражио опрост за свога оца, јесте због обећања које му је дао. А чим му је било јасно да је он Аллахов непријатељ, одрекао га се. Аврам је, заиста, много Аллаху био посвећен и људима пуно праштао.

Çekçe: 

A byla prosba Abrahamova za odpuštění pro otce jeho pouze splněním slibu, který mu byl dal. Když však mu bylo objasněno, že otec jeho je nepřítel Boží, zřekl se Abraham odpovědnosti za něj. A byl Abraham věru soucitný i blahovolný.

Urduca: 

ابراہیمؑ نے اپنے باپ کے لیے جو دعائے مغفرت کی تھی وہ تو اُس وعدے کی وجہ سے تھی جو اس نے اپنے باپ سے کیا تھا، مگر جب اس پر یہ بات کھل گئی کہ اس کا باپ خدا کا دشمن ہے تو وہ اس سے بیزار ہو گیا، حق یہ ہے کہ ابراہیمؑ بڑا رقیق القلب و خداترس اور بردبار آدمی تھا

Tacikçe: 

Бахшоиш хостани Иброҳим барои падараш набуд, ғайри хотири ваъдае, ки ба ӯ дода буд. Ва чун барои ӯ ошкор шуд, ки падараш душмани Худост, аз ӯ безорӣ ҷуст. Зеро Иброҳим бисёр худойтарсу бурдбор буд!

Tatarca: 

Әмма Ибраһим г-мнең мөшрик булган атасына истигъфар кылуы баштан истигъфар кылырга вәгъдә кылганы өчен генә иде. Атасының Аллаһ дошманы икәнлеге Ибраһимгә беленгәч, атасыннан вә аңа дога кылудан бизде. Тәхкыйк Ибраһим җәһәннәм ґәзабыннан куркып аһ-ваһ итүче вә шәфкать итүче юаш.

Endonezyaca: 

Dan permintaan ampun dari Ibrahim (kepada Allah) untuk bapaknya tidak lain hanyalah karena suatu janji yang telah diikrarkannya kepada bapaknya itu. Maka, tatkala jelas bagi Ibrahim bahwa bapaknya itu adalah musuh Allah, maka Ibrahim berlepas diri dari padanya. Sesungguhnya Ibrahim adalah seorang yang sangat lembut hatinya lagi penyantun.

Amharca: 

የኢብራሂምም ለአባቱ ምሕረትን መለመን ለእርሱ ገብቶለት ለነበረችው ቃል (ለመሙላት) እንጂ ለሌላ አልነበረም፡፡ እርሱም የአላህ ጠላት መኾኑ ለእርሱ በተገለጸለት ጊዜ ከርሱ ራቀ፤ (ተወው)፡፡ ኢብራሂም በእርግጥ በጣም ርኅሩኅ ታጋሽ ነውና፡፡

Tamilce: 

(நபி) இப்ராஹீம் தன் தந்தைக்காக மன்னிப்புக் கோரியது, அவர் அவருக்கு வாக்களித்த வாக்குறுதியை முன்னிட்டே தவிர (வேறு காரணத்திற்காக) இருக்கவில்லை. நிச்சயமாக அல்லாஹ்விற்கு அவர் எதிரி என அவருக்குத் தெளிவானபோது அவரிலிருந்து அவர் விலகிக்கொண்டார். நிச்சயமாக இப்ராஹீம் அதிகம் பிரார்த்திப்பவர், பெரும் சகிப்பாளர்.

Korece: 

이전에 아브라함은 그의 아버지를 위해 용서를 기원했으나 이는 그가 아버지에게 약속이 있 었기 때문이라 그러나 아버지가 하나님에 거역하고 있음이 분명했 을 때 그는 아버지를 의절했으니 실로 아브라함온 마음이 온순하여 슬픔을 억제하였더라

Vietnamca: 

Thật ra việc cầu xin tha thứ của Ibrahim cho cha của Y trước kia chẳng qua chỉ vì lời hứa mà Y đã hứa với cha mình. Nhưng khi (Ibrahim) đã rõ rằng cha của mình là kẻ thù của Allah, Y đã tách mình ra khỏi ông ta. Thật vậy, Ibrahim là người năng cầu nguyện (Allah) và có lòng kiên nhẫn chịu đựng.