Arapça:
فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنتَ مُذَكِّرٌ
Çeviriyazı:
feẕekkir innemâ ente müẕekkir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün.
Diyanet İşleri:
Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık korkut, öğüt ver, sen, ancak bir korkutucusun, bir öğütçü.
Şaban Piriş:
Hatırlat! Sen ancak uyarıcısın.
Edip Yüksel:
Hatırlat, çünkü sen hatırlatıcısın.
Ali Bulaç:
Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
Suat Yıldırım:
İşte böyle... Sen insanları irşada devam et! Zaten senin görevin sadece irşad edip düşündürmektir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün.
Bekir Sadak:
Tanyerinin agarmasina and olsun
İbni Kesir:
Öğüt ver, çünkü sen
Adem Uğur:
O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.
İskender Ali Mihr:
Artık zikret (hatırlat), sen sadece müzekkirsin (hatırlatıcısın).
Celal Yıldırım:
Öğüt ver
Tefhim ul Kuran:
Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.
Fransızca:
Eh bien, rappelle ! Tu n'es qu'un rappeleur,
İspanyolca:
¡Amonesta, pues! Tú eres sólo un monitor,
İtalyanca:
Ammonisci dunque, ché tu altro non sei che un ammonitore
Almanca:
So ermahne! Du bist doch nur ein Ermahner,
Çince:
你当教诲,你只是教诲(他们的),
Hollandaca:
Daarom, waarschuw uw volk, want gij zijt slechts een waarschuwer,
Rusça:
Наставляй же, ведь ты являешься наставником,
Somalice:
Ee Waani dadka waxaad tahay waaniyee (Nabiyow).
Swahilice:
Basi kumbusha! Hakika wewe ni Mkumbushaji.
Uygurca:
سەن (ئۇلارغا) ۋەز - نەسىھەت قىلغىن، سەن پەقەت (ئۇلارغا) ۋەز - نەسىھەت قىلغۇچىسەن
Japonca:
だからあなたは訓戒しなさい。本当にあなたは一人の訓戒者に外ならない。
Arapça (Ürdün):
«فذكر» ـهم نعم الله ودلائل توحيده «إنما أنت مذكر».
Hintçe:
तो तुम नसीहत करते रहो तुम तो बस नसीहत करने वाले हो
Tayca:
ดังนั้นจงตักเตือนเถิด เพราะแท้จริงเจ้าเป็นเพียงผู้ตักเตือนเท่านั้น
İbranice:
אז, הטף להם! המשימה שלך היא רק להטיף
Hırvatça:
Ti upozoravaj, ti samo i jesi upozoritelj,
Rumence:
Adu-le aminte, căci asupra ta stă aducerea aminte,
Transliteration:
Fathakkir innama anta muthakkirun
Türkçe:
Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün.
Sahih International:
So remind, [O Muhammad]; you are only a reminder.
İngilizce:
Therefore do thou give admonition, for thou art one to admonish.
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər! Mənim bəndələrimə) öyüd-nəsihət ver. Sən ancaq öyüd-nəsihət verənsən!
Süleyman Ateş:
Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin.
Diyanet Vakfı:
O halde (Resulüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.
Erhan Aktaş:
Öğüt ver; sen yalnızca öğüt vericisin.
Kral Fahd:
O halde (Rasûlüm!) öğüt ver. Sen ancak öğüt vericisin.
Hasan Basri Çantay:
(Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni´metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın.
Muhammed Esed:
İşte böyle, (ey Peygamber,) onlara öğüt ver; senin görevin yalnız öğüt vermektir:
Gültekin Onan:
Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.
Ali Fikri Yavuz:
Artık sen (Ey Rasûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin.
Portekizce:
Admoesta, pois, porque és tão-somente um admoestador!
İsveççe:
Påminn dem [Muhammad]! Din uppgift är att påminna -
Farsça:
پس تذکر ده که تو فقط تذکر دهنده ای؛
Kürtçe:
کەوابوو ئامۆژگاری بکە، تۆ ھەر ئامۆژگاری کاریت
Özbekçe:
Бас, эслатгин, сен, албатта, эслатувчидирсан.
Malayca:
Oleh itu berikanlah sahaja peringatan (wahai Muhammad, kepada manusia, dan janganlah berdukacita kiranya ada yang menolaknya), kerana sesungguhnya engkau hanyalah seorang Rasul pemberi ingatan;
Arnavutça:
Ti këshillo (njerëzit) – se ti je vetëm këshillues,
Bulgarca:
И напомняй! Ти си само за да напомняш.
Sırpça:
Ти опомињи, јер ти и јеси само опомињач,
Çekçe:
Připomínej, vždyť tys pouze ten, jenž připomíná,
Urduca:
اچھا تو (اے نبیؐ) نصیحت کیے جاؤ، تم بس نصیحت ہی کرنے والے ہو
Tacikçe:
Пас панд деҳ ки ту панддиҳандае ҳастӣ.
Tatarca:
Кешеләрне Коръән белән вәгазь кыл, гафләттән уят, әлбәттә, син фәкать Аллаһ хөкемнәрен сөйләп ирештерүче генәсең.
Endonezyaca:
Maka berilah peringatan, karena sesungguhnya kamu hanyalah orang yang memberi peringatan.
Amharca:
አስታውስም፤ አንተ አስታዋሽ ብቻ ነህና፡፡
Tamilce:
ஆகவே, அறிவுரை கூறுவீராக! நீரெல்லாம் அறிவுரை கூறுபவர்தான்.
Korece:
경고하라 실로 그대는 경고 자일 뿐으로
Vietnamca:
Vì vậy, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nhắc nhở (chúng), quả thật, Ngươi chỉ là một người nhắc nhở.
Ayet Linkleri: