Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

88

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

5988

Sayfa No: 

592

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنتَ مُذَكِّرٌ

Çeviriyazı: 

feẕekkir innemâ ente müẕekkir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün.

Diyanet İşleri: 

Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Artık korkut, öğüt ver, sen, ancak bir korkutucusun, bir öğütçü.

Şaban Piriş: 

Hatırlat! Sen ancak uyarıcısın.

Edip Yüksel: 

Hatırlat, çünkü sen hatırlatıcısın.

Ali Bulaç: 

Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.

Suat Yıldırım: 

İşte böyle... Sen insanları irşada devam et! Zaten senin görevin sadece irşad edip düşündürmektir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün.

Bekir Sadak: 

Tanyerinin agarmasina and olsun

İbni Kesir: 

Öğüt ver, çünkü sen

Adem Uğur: 

O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.

İskender Ali Mihr: 

Artık zikret (hatırlat), sen sadece müzekkirsin (hatırlatıcısın).

Celal Yıldırım: 

Öğüt ver

Tefhim ul Kuran: 

Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.

Fransızca: 

Eh bien, rappelle ! Tu n'es qu'un rappeleur,

İspanyolca: 

¡Amonesta, pues! Tú eres sólo un monitor,

İtalyanca: 

Ammonisci dunque, ché tu altro non sei che un ammonitore

Almanca: 

So ermahne! Du bist doch nur ein Ermahner,

Çince: 

你当教诲,你只是教诲(他们的),

Hollandaca: 

Daarom, waarschuw uw volk, want gij zijt slechts een waarschuwer,

Rusça: 

Наставляй же, ведь ты являешься наставником,

Somalice: 

Ee Waani dadka waxaad tahay waaniyee (Nabiyow).

Swahilice: 

Basi kumbusha! Hakika wewe ni Mkumbushaji.

Uygurca: 

سەن (ئۇلارغا) ۋەز - نەسىھەت قىلغىن، سەن پەقەت (ئۇلارغا) ۋەز - نەسىھەت قىلغۇچىسەن

Japonca: 

だからあなたは訓戒しなさい。本当にあなたは一人の訓戒者に外ならない。

Arapça (Ürdün): 

«فذكر» ـهم نعم الله ودلائل توحيده «إنما أنت مذكر».

Hintçe: 

तो तुम नसीहत करते रहो तुम तो बस नसीहत करने वाले हो

Tayca: 

ดังนั้นจงตักเตือนเถิด เพราะแท้จริงเจ้าเป็นเพียงผู้ตักเตือนเท่านั้น

İbranice: 

אז, הטף להם! המשימה שלך היא רק להטיף

Hırvatça: 

Ti upozoravaj, ti samo i jesi upozoritelj,

Rumence: 

Adu-le aminte, căci asupra ta stă aducerea aminte,

Transliteration: 

Fathakkir innama anta muthakkirun

Türkçe: 

Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün.

Sahih International: 

So remind, [O Muhammad]; you are only a reminder.

İngilizce: 

Therefore do thou give admonition, for thou art one to admonish.

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər! Mənim bəndələrimə) öyüd-nəsihət ver. Sən ancaq öyüd-nəsihət verənsən!

Süleyman Ateş: 

Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin.

Diyanet Vakfı: 

O halde (Resulüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.

Erhan Aktaş: 

Öğüt ver; sen yalnızca öğüt vericisin.

Kral Fahd: 

O halde (Rasûlüm!) öğüt ver. Sen ancak öğüt vericisin.

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni´metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın.

Muhammed Esed: 

İşte böyle, (ey Peygamber,) onlara öğüt ver; senin görevin yalnız öğüt vermektir:

Gültekin Onan: 

Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.

Ali Fikri Yavuz: 

Artık sen (Ey Rasûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin.

Portekizce: 

Admoesta, pois, porque és tão-somente um admoestador!

İsveççe: 

Påminn dem [Muhammad]! Din uppgift är att påminna -

Farsça: 

پس تذکر ده که تو فقط تذکر دهنده ای؛

Kürtçe: 

کەوابوو ئامۆژگاری بکە، تۆ ھەر ئامۆژگاری کاریت

Özbekçe: 

Бас, эслатгин, сен, албатта, эслатувчидирсан.

Malayca: 

Oleh itu berikanlah sahaja peringatan (wahai Muhammad, kepada manusia, dan janganlah berdukacita kiranya ada yang menolaknya), kerana sesungguhnya engkau hanyalah seorang Rasul pemberi ingatan;

Arnavutça: 

Ti këshillo (njerëzit) – se ti je vetëm këshillues,

Bulgarca: 

И напомняй! Ти си само за да напомняш.

Sırpça: 

Ти опомињи, јер ти и јеси само опомињач,

Çekçe: 

Připomínej, vždyť tys pouze ten, jenž připomíná,

Urduca: 

اچھا تو (اے نبیؐ) نصیحت کیے جاؤ، تم بس نصیحت ہی کرنے والے ہو

Tacikçe: 

Пас панд деҳ ки ту панддиҳандае ҳастӣ.

Tatarca: 

Кешеләрне Коръән белән вәгазь кыл, гафләттән уят, әлбәттә, син фәкать Аллаһ хөкемнәрен сөйләп ирештерүче генәсең.

Endonezyaca: 

Maka berilah peringatan, karena sesungguhnya kamu hanyalah orang yang memberi peringatan.

Amharca: 

አስታውስም፤ አንተ አስታዋሽ ብቻ ነህና፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, அறிவுரை கூறுவீராக! நீரெல்லாம் அறிவுரை கூறுபவர்தான்.

Korece: 

경고하라 실로 그대는 경고 자일 뿐으로

Vietnamca: 

Vì vậy, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nhắc nhở (chúng), quả thật, Ngươi chỉ là một người nhắc nhở.