Arapça:
وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ
Çeviriyazı:
velleẕî ḳaddera fehedâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.
Diyanet İşleri:
O, her şeyi ölçüyle yapıp doğru yolu göstermiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir Rab ki ölçüp biçti, derken doğru yolu buldurdu.
Şaban Piriş:
Takdir eden ve yol gösteren,
Edip Yüksel:
O ki ölçtü, yol gösterdi.
Ali Bulaç:
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
Suat Yıldırım:
O seni yaratıp, mükemmel yaratılış vereni!O her canlıyı bir ölçüye göre yapıp hayatının devamını, sağlayacak yolları göstereni!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o ki takdir etti de doğru yolu gösterdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.
Bekir Sadak:
Faydali olacaksa insanlara ogut ver.
İbni Kesir:
Ki O, takdir edip doğru yolu göstermiştir.
Adem Uğur:
Takdir edip yol gösteren,
İskender Ali Mihr:
Ve O ki, bir kader tayin etti. Sonra da hidayet etti.
Celal Yıldırım:
O ki (yarattığını) belli ölçüye göre ortaya çıkardı ve (ona göre de) yolunu gösterdi.
Tefhim ul Kuran:
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
Fransızca:
qui a décrété et guidé,
İspanyolca:
Que ha determinado y dirigido,
İtalyanca:
Colui che ha decretato e guidato,
Almanca:
und Desjenigen, Der bestimmte, dann rechtleitete,
Çince:
他预定万物,而加以引导。
Hollandaca:
Die hen tot verschillende doeleinden heeft bestemd en hen richt om die te bereiken;
Rusça:
Который предопределил судьбу творений и указал путь,
Somalice:
Eebaha wax walba qaddaray Jidkana tusiyey.
Swahilice:
Na ambaye amekadiria na akaongoa,
Uygurca:
مەخلۇقاتقا پايدىلىق ئىشلارنى (تەقدىر قىلدى، ئۇلارغا پايدىلىنىش يوللىرىنى) كۆرسەتتى
Japonca:
またかれは,法を定めて導き,
Arapça (Ürdün):
«والذي قدَّر» ما شاء «فهدى» إلى ما قدره من خير وشر.
Hintçe:
और दुरूस्त किया और जिसने (उसका) अन्दाज़ा मुक़र्रर किया फिर राह बतायी
Tayca:
และผู้ทรงกำหนดสภาวะแล้วทรงชี้แนะทาง
İbranice:
ואשר קבע והדריך
Hırvatça:
i Koji određuje, pa upućuje,
Rumence:
Cel ce sorteşte şi călăuzeşte,
Transliteration:
Waallathee qaddara fahada
Türkçe:
O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.
Sahih International:
And who destined and [then] guided
İngilizce:
Who hath ordained laws. And granted guidance;
Azerbaycanca:
O Rəbbin ki, (hər şeyin keyfiyyətini, xüsusiyyətini, davam müddətini) əzəldən müəyyən etdi və (hamıya) yol göstərdi.
Süleyman Ateş:
Ve O ki herşeyin miktarını, biçimini belirleyip hedefini gösterdi.
Diyanet Vakfı:
Takdir edip yol gösteren,
Erhan Aktaş:
O ki takdir etti(1) ve yol gösterdi.
Kral Fahd:
takdir edip yol gösteren,
Hasan Basri Çantay:
Takdîr eden, (ona göre de) yol gösterendir.
Muhammed Esed:
O ki, (bütün mevcudatın) tabiatını belirlemekte ve onu (hedefine doğru) yöneltmektedir;
Gültekin Onan:
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
Ali Fikri Yavuz:
O Rabbin ki, (eşyanın cins ve nevilerini) takdir etti de doğru yolu gösterdi.
Portekizce:
Que tudo predestinou e encaminhou;
İsveççe:
och som ger [människan] hennes rätta mått och därefter leder henne på rätt väg,
Farsça:
و آنکه اندازه قرار داد و هدایت کرد،
Kürtçe:
وە ئەوەی کە نەخشەی کێشاوە(بۆ ھەموو شتێك) ئەمجا شارەزای کردووە
Özbekçe:
У ўлчовли қилган ва ҳидоятга бошлаган зотдир.
Malayca:
Dan Yang telah mengatur (keadaan makhluk-makhlukNya) serta memberikan hidayah petunjuk (ke jalan keselamatannya dan kesempurnaannya);
Arnavutça:
dhe që çdo gjë e ka caktuar dhe i ka dhënë inspirim,
Bulgarca:
Който прецени и напъти,
Sırpça:
и Који одређује, па упућује,
Çekçe:
každý osud předurčil a usměrnil,
Urduca:
جس نے تقدیر بنائی پھر راہ دکھائی
Tacikçe:
Ва он ки андоза муъайян кард. Сипас роҳ намуд.
Tatarca:
Вә Ул һәрнәрсәгә тәкъдир төзеде вә һәрнәрсәне юлга салды.
Endonezyaca:
dan yang menentukan kadar (masing-masing) dan memberi petunjuk,
Amharca:
የዚያንም የወሰነውን፡፡ (ለተፈጠረለት ነገር) የመራውንም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவன் நிர்ணயம் செய்தான் (-அளவிட்டான், திட்டமிட்டான்); இன்னும், (படைப்புகள், தங்களுக்கு தேவையான எல்லாவற்றையும் அடைந்துகொள்ள தேவையான வழிகளை) வழிகாட்டினான்.
Korece:
모든 것에 특징을 두사 그것 으로 유용케 하였으며
Vietnamca:
Đấng đã định lượng và hướng dẫn.
Ayet Linkleri: