Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

861

Sayfa No: 

136

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَنْ أَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَاتَّقُوهُ ۚ وَهُوَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Çeviriyazı: 

veen eḳîmu-ṣṣalâte vetteḳûh. vehüve-lleẕî ileyhi tuḥşerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bize: "Namazı dosdoğru kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının" (diye emredildi), toplanacağınız yer O'nun huzurudur.

Diyanet İşleri: 

De ki: "Arkadaşları bize gel diye doğru yola çağırırken, şeytanların yeryüzünde şaşırttıkları bir kimse gibi geriye mi dönelim. Allah bizi doğru yola eriştirdikten sonra, bize faydası olmayan, zarar da veremeyen Allah'tan başka şeylere mi yalvaralım?" De ki, "Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Alemlerin Rabbine teslim olarak namaz kılın, Allah'tan sakının diye emrolunduk." Kendisine toplanacağınız O'dur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Namaz kılın ve Tanrıdan çekinin dendi ve o, öyle bir Tanrıdır ki varıp toplanacağınız yer, onun tapısıdır.

Şaban Piriş: 

Namaz kılmak ve Allah’tan sakınıp takvalı olmakla emrolunduk. Huzurunda toplanacağınız O’dur.

Edip Yüksel: 

Namazı gözetmeli ve O'nu sayıp dinlemelisiniz. Huzurunda toplanacağınız O'dur.

Ali Bulaç: 

Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkup-sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur."

Suat Yıldırım: 

“Bir de namazı hakkıyla ifa edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının.” diye de emrolundu.Hepinizin sonunda toplanacağı yer, O’nun huzurudur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve namaz kılın, ve O´ndan korkunuz ve O, o (Hâlik-ı Azîm) dir ki, O´na haşrolunacaksınızdır diye de emrolunduk.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve "Namazı kılın/duayı yerine getirin, O'ndan sakının!" diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız O'dur.

Bekir Sadak: 

Ayi dogarken gorunce, «iste bu benim Rabbim» dedi, batinca, «Rabbim beni dogruya eristirmeseydi and olsun ki sapiklardan olurdum» dedi.

İbni Kesir: 

Ve bir de namaz kılın ve O´ndan korkun diye. O´dur kendisine varıp toplanacağınız.

Adem Uğur: 

Namazı dosdoğru kılın ve Allah´tan korkun (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah´tır.

İskender Ali Mihr: 

Ve namazı ikame etmek (ile de emrolunduk). Ve ona karşı takva sahibi olun. Ve Zat´ına haşrolunacağınız, O´dur.

Celal Yıldırım: 

Ayrıca namazı dosdoğru kılın, Allah´tan korkup kötülüklerden sakının diye emrolunduk. Haşrolunacağımız da ancak O´nadır.

Tefhim ul Kuran: 

Bir de: «Namazı kılın ve O´ndan korkup sakının (diye de emrolunduk.)» Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O´dur.

Fransızca: 

ET d'accomplir la Salat et de Le craindre. C'est vers Lui que vous serez rassemblés".

İspanyolca: 

¡Haced la azalá! ¡Temedle! Es Él hacia Quien seréis congregados».

İtalyanca: 

di assolvere all'orazione e temere Allah: sarete ricondotti a Lui».

Almanca: 

auch: Verrichtet ordnungsgemäß das rituelle Gebet und handelt Taqwa gemäß Ihm gegenüber!" Und ER ist Derjenige, zu Ihm ihr versammelt werdet.

Çince: 

又奉命说:你们当谨守拜功,当敬畏真主。他就是将来要集合你们的。

Hollandaca: 

Neem de bepaalde tijden van het gebed in acht, en vreest hem; want hij is het, voor wien gij zult verzameld worden.

Rusça: 

Совершайте намаз и бойтесь Его, ведь к Нему вы будете собраны".

Somalice: 

Oogana Salaadda kana Dhawrsada Eebe waa kan Xaggiisa laydiin soo Kulmine.

Swahilice: 

Na mshike Sala, na mcheni Yeye, na kwake Yeye ndiko mtako kusanywa.

Uygurca: 

ناماز ئوقۇشقا ۋە اﷲ تىن قورقۇشقا بۇيرۇلدۇق، (قىيامەت كۈنى) اﷲ نىڭ دەرگاھىغا (ھېساب ئۈچۈن) يىغىلىسىلەر

Japonca: 

「また『礼拝の務めを守り,かれを畏れなさい。かれこそはあなたがたを御許に召集なされる方であられる。』(と命じられている。)」

Arapça (Ürdün): 

«وأن» أي بأن «أقيموا الصلاة واتقوه» تعالى «وهو الذي إليه تحشرون» تجمعون يوم القيامة للحساب.

Hintçe: 

वह तो वह (ख़ुदा है) जिसने ठीक ठीक बहुतेरे आसमान व ज़मीन पैदा किए और जिस दिन (किसी चीज़ को) कहता है कि हो जा तो (फौरन) हो जाती है

Tayca: 

และ(พวกเราได้รับบัญชา) ว่าจงดำรงไว้ซึ่งการละหมาด และจงยำเกรงพระองค์เถิด และพระองค์คือผู้ที่พวกเจ้าจะถูกนกกลับไปชุมนุมยังพระองค์

İbranice: 

ואכן צווינו, 'קיימו את התפילה ויראו ממנו, כי אליו תקובצו

Hırvatça: 

i da namaz obavljamo i da se Njega bojimo"; On je Taj pred Kojim ćete biti sakupljeni,

Rumence: 

Stăruiţi în rugăciune. Temeţi-vă de El, căci El este Cel înaintea căruia veţi fi strânşi.

Transliteration: 

Waan aqeemoo alssalata waittaqoohu wahuwa allathee ilayhi tuhsharoona

Türkçe: 

Ve "Namazı kılın/duayı yerine getirin, O'ndan sakının!" diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız O'dur.

Sahih International: 

And to establish prayer and fear Him." And it is He to whom you will be gathered.

İngilizce: 

To establish regular prayers and to fear Allah: for it is to Him that we shall be gathered together.

Azerbaycanca: 

Həmçinin: “Namaz qılın, Allahdan qorxun, hüzuruna toplanacağınız məhz Odur!” (deyə buyurulmuşdur)”.

Süleyman Ateş: 

Namazı kılın ve O'ndan korkun (diye emredilmiştir)! Varıp huzuruna toplanacağınız O'dur.

Diyanet Vakfı: 

"Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun" (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.

Erhan Aktaş: 

“Bir de salâtı ikâme edin(1) ve O’na karşı takvâlı(2) olun. O’dur huzuruna varıp toplanacağınız.”

Kral Fahd: 

«Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun» (diye de emredildik ). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.

Hasan Basri Çantay: 

Bir de «Namaz kılın, Ondan (Allahdan) korkun» (diye emrolunmuşuzdur). Huzuruna varıb toplanacağınız (Zât-i kibriyâ) Odur.

Muhammed Esed: 

namazlarımızda dikkatli ve devamlı olmakla ve kendimizi Ona karşı sorumluluk bilinci içinde tutmakla: Çünkü hepimiz sonunda Onun huzurunda toplanacağız".

Gültekin Onan: 

Bir de: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yine namaza devamla Allah’dan korkun diye emrolunmuşuz. Huzuruna varıp toplanacağınız O’dur.

Portekizce: 

Praticai a oração e temei-O, pois sereis congregados ante Ele.

İsveççe: 

och att förrätta bönen och att frukta Honom. Det är till Honom ni skall samlas åter."

Farsça: 

و [نیز فرمان یافته ایم] به اینکه نماز را بر پا دارید و از خدا پروا کنید، و اوست که به سویش گردآوری می شوید.

Kürtçe: 

وە (فەرمانمان پێدراوە) کە بەڕێکی نوێژ بەجێ بھێنن و لەو (پەروەردگارە) بترسین وە ھەمووتان ھەر بۆلای ئەو زاتە کۆ دەکرێنەوە (لەڕۆژی دواییدا)

Özbekçe: 

Намозни қоим қилинг ва Аллоҳга тақво қилинг! У сизлар ҳузурига тўпланадиган зотдир.

Malayca: 

Dan (diperintahkan): Hendaklah kamu mengerjakan sembahyang dan bertaqwa kepadaNya, dan Dia lah Tuhan yang kepadaNya kamu akan dihimpunkan (pada hari akhirat kelak).

Arnavutça: 

dhe të falim namazin, dhe t’i ruhemi Atij; Ai është, tek i cili do të tuboheni ju.

Bulgarca: 

И отслужвайте молитвата, и бойте се от Него! Той е Онзи, при Когото ще бъдете събрани.

Sırpça: 

и да намаз (молитву) обављамо и да се Њега бојимо;“ Он је Тај пред Којим ћете да будете сакупљени,

Çekçe: 

'Dodržujte modlitbu a bojte se Boha, neb On je ten, u Něhož budete shromážděni!'

Urduca: 

نماز قائم کرو اور اس کی نافرمانی سے بچو، اسی کی طرف تم سمیٹے جاؤ گے

Tacikçe: 

Ва намоз бихонед ва аз Ӯ битарсед. Ӯст, он ки ҳамагон наздаш ҷамъ мешавед!

Tatarca: 

Янә намазларны вакытында үтәү белән боерылдык, Аллаһуга тәкъвалык кылыгыз! Ул – Аллаһы ки, кубарылып аның хозурына барырсыз.

Endonezyaca: 

dan agar mendirikan sembahyang serta bertakwa kepada-Nya". Dan Dialah Tuhan yang kepada-Nya-lah kamu akan dihimpunkan.

Amharca: 

ሶላትንም በደንቡ ስገዱ ፍሩትም፤ (በማለት ታዘዝን)፡፡ እርሱም ያ ወደርሱ ብቻ የምትሰበሰቡበት ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், “தொழுகையை நிலை நிறுத்துங்கள்; இன்னும், அவனை அஞ்சுங்கள் என்று நாங்கள் கட்டளை இடப்பட்டுள்ளோம்.” இன்னும், அவன் பக்கம்தான் நீங்கள் ஒன்று திரட்டப்படுவீர்கள்.

Korece: 

또한 예배를 하되 하나님을 두려워 하라 했거늘 너희가 그분 께로 모임을 받을 것이라

Vietnamca: 

“(Và chúng tôi được lệnh): Các ngươi hãy thiết lập lễ nguyện Salah và kính sợ Ngài bởi Ngài là Đấng mà các ngươi phải trở về (trình diện vào Ngày Phán Xét.)”