Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne fetenü-lmü'minîne velmü'minâti ŝümme lem yetûbû felehüm `aẕâbü cehenneme velehüm `aẕâbü-lḥarîḳ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
Diyanet İşleri:
Ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kadın ve erkek, inananları azaplandıranlar, sonra da tövbe etmeyenler yok mu, onlaradır cehennem azabı ve onlaradır yakıp kavuran azap.
Şaban Piriş:
Erkek ve kadın mü’minleri ateşe atıp, sonra da tevbe etmeyenlere, onlara Cehennem azabı vardır. Onlara yakıcı azap vardır.
Edip Yüksel:
İnanan erkeklere ve kadınlara zulüm ve işkencede bulunan ve daha sonra tevbe etmeyenler cehennem azabını haketmişlerdir. Onlar için yakıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç:
Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.
Suat Yıldırım:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de, sonra tövbe etmeyenler var ya, İşte onlara cehennem azabı var, yangın azabı var.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak o kimseler ki, mü´minleri ve mü´mineleri belaya düşürmüşlerdir, sonra da tevbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve onlar için yangın azabı vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için, cehennem azabı vardır. Onlar için yangın azabı da vardır.
Bekir Sadak:
Her diledigini mutlaka yapandir.
İbni Kesir:
Şüphesiz ki mü´min erkekleri ve mü´min kadınları belaya uğratanlar sonra da tevbe etmemiş olanlar, işte onlar için cehennem azabı vardır. Ve yakıcı azab da onlaradır.
Adem Uğur:
Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar, mü´min erkeklere ve mü´min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve yakıcı azap vardır.
Celal Yıldırım:
O kimseler ki, inanan erkek ve kadınlara (dinlerinden dönmeleri için) işkencede bulundular, sonra da (bu yaptıklarından dolayı) tövbe etmediler
Tefhim ul Kuran:
Gerçek şu ki, mü´min erkeklerle mü´min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar sonra da tevbe etmeyenler (yok mu)
Fransızca:
Ceux qui font subir des épreuves aux croyants et aux croyantes, puis ne se repentent pas, auront le châtiment de l'Enfer et le supplice du feu.
İspanyolca:
Quienes sometan a los creyentes y a las creyentes a una prueba y no se arrepientan luego, tendrán el castigo de la gehena, el castigo de su fuego.
İtalyanca:
In verità coloro che perseguitano i credenti e le credenti e poi non se ne pentono, avranno il castigo dell'Inferno e il castigo dell'Incendio.
Almanca:
Gewiß, für diejenigen, die die Mumin-Männer und Mumin-Frauen der Fitna aussetzen, dann nicht bereuen, ist die Peinigung von Dschahannam und die Peinigung des Verbrennens bestimmt.
Çince:
天地的国权只是他的,真主是见证万物的。
Hollandaca:
Waarlijk, voor hen, die de ware geloovigen van beiderlei kunne vervolgen, en daarna geen berouw betoonen, is de marteling der hel gereed gemaakt, en zij zullen de pijn der verbranding ondergaan.
Rusça:
Тем, которые подвергли искушению верующих мужчин и женщин и не раскаялись, уготованы мучения в Геенне, мучения от обжигающего Огня.
Somalice:
Kuwa Mu'miniinta Rag iyo Haweenba jirraba haddana aan tawbadkeenin waxay mudan Caddibaadda Jahannamo iyo caddibaad gubi.
Swahilice:
Hakika walio wafitini Waumini wanaume na Waumini wanawake, kisha hawakutubu, basi watapata adhabu ya Jahannamu na watapata adhabu ya kuungua.
Uygurca:
مۆمىن ئەر ۋە مۆمىن ئاياللارغا زىيانكەشلىك قىلغاندىن كېيىن كۇفرىدىن قايتمىغانلار، شۈبھىسىزكى، جەھەننەمنىڭ ئازابىغا دۇچار بولىدۇ، ئۇلارغا ئوت بىلەن ئازاب قىلىنىدۇ
Japonca:
本当に信仰する男と女を迫害して,それから悔悟しなかった者には地獄の懲罰があり,またかれらには炎火の懲罰があろう。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين فتنوا المؤمنين والمؤمنات» بالإحراق «ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم» بكفرهم «ولهم عذاب الحريق» أي عذاب إحراقهم المؤمنين في الآخرة، وقيل في الدنيا بأن أخرجت النار فأحرقتهم كما تقدم.
Hintçe:
बेशक जिन लोगों ने ईमानदार मर्दों और औरतों को तकलीफें दीं फिर तौबा न की उनके लिए जहन्नुम का अज़ाब तो है ही (इसके अलावा) जलने का भी अज़ाब होगा
Tayca:
แท้จริงพวกที่ประหัตประหารบรรดาผู้ศรัทธาชายและบรรดาผู้ศรัทธาหญิง แล้วพวกเขามิได้สำนึกผิดกลับตัวนั้น พวกเขาจะได้รับการลงโทษแห่งนรกญะฮันนัม และพวกเขาจะได้รับการลงโทษแห่งการเผาไหม้
İbranice:
אלה אשר רדפו את המאמינים והמאמינות ולא הביעו חרטה על מעשיהם, הם בוודאות יסבלו את עונש הגיהינום, ואת עינוי השריפה
Hırvatça:
Zaista oni koji su stavljali na kušnju vjernike i vjernice, a zatim se nisu pokajali, imat će kaznu u Džehennemu, imat će kaznu ognjenu.
Rumence:
Cei care îi duc în ispită pe credincioşi şi pe credincioase, iar apoi nu se căiesc, vor avea parte de osânda Gheenei, vor avea parte de osânda Pârjolului.
Transliteration:
Inna allatheena fatanoo almumineena waalmuminati thumma lam yatooboo falahum AAathabu jahannama walahum AAathabu alhareeqi
Türkçe:
Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için, cehennem azabı vardır. Onlar için yangın azabı da vardır.
Sahih International:
Indeed, those who have tortured the believing men and believing women and then have not repented will have the punishment of Hell, and they will have the punishment of the Burning Fire.
İngilizce:
Those who persecute (or draw into temptation) the Believers, men and women, and do not turn in repentance, will have the Penalty of Hell: They will have the Penalty of the Burning Fire.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, mö’min kişi və qadınları (dinlərdən döndərmək üçün) bəlaya düçar edən, sonra da tövbə etməyən kimsələri cəhənnəm əzabı və yandırıb-yaxın atəş əzabı gözləyir.
Süleyman Ateş:
İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip sonra (yaptıklarına) tevbe etmeyenler (yok mu), onlar için cehennem azabı vardır ve onlar için yangın azabı vardır.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
Erhan Aktaş:
Mü’min erkeklere ve kadınlara fitne(1) yapıp, sonra da kesin olarak tevbe etmeyenler için Cehennem azâbı vardır. Onlar için yakıcı bir azâp vardır.
Kral Fahd:
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, dînden döndürmek için işkence edip sonra da tövbe etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, erkek mü´minlerle kadın mü´minleri belâye uğratanlar, sonra da tevbe etmeyenler (yok mu?) onlar için cehennem azâbı vardır, onlar için bir de yangın azâbı.
Muhammed Esed:
İnanan erkekler ile inanan kadınlara işkence edenlere ve sonra hiçbir pişmanlık duymayanlara gelince, onları cehennem azabı beklemektedir; evet, yakıcı azap beklemektedir onları!
Gültekin Onan:
Gerçek şu ki, inançlı (erkek)lerle inançlı (kadın)lara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak ki, mümin erkeklerle mümin kadınlara eziyet edenler, sonra da tevbe etmiyenler (var ya), işte onlara cehennem azabı var ve onlara yangın azabı var...
Portekizce:
Sabei que aqueles que perseguem os fiéis e as fiéis e não se arrependem, sofrerão a pena do inferno, assim como o castigo do fogo.
İsveççe:
De som utsätter troende män och kvinnor för [svåra] prövningar och som inte därefter känner ånger, skall utlämnas åt helvetets straff, ja, de skall utlämnas åt eldens plåga!
Farsça:
کسانی که مردان و زنان مؤمن را مورد شکنجه و آزار قرار دادند، سپس توبه نکردند، نهایتاً عذاب دوزخ و عذاب سوزان برای آنان است.
Kürtçe:
بەڕاستی ئەوانەی کە ئازاری پیاو وژنە بڕوادارەکانیان داو لەپاشان پەشیمان نەبوونەوە، ئەوە بۆ ئەوان ھەیە سزای دۆزەخ، وە سزای(ئاگری) سوتێنەر
Özbekçe:
Албатта, мўмин ва мўминаларни фитна қилиб, сўнгра тавба қилмаганларга, ана ўшаларга, жаҳаннам азоби ва куйдирувчи азоб бор.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang menimpakan bencana untuk memesongkan orang-orang lelaki yang beriman dan orang-orang perempuan yang beriman, kemudian mereka tidak bertaubat, maka mereka akan beroleh azab neraka Jahannam (kerana perbuatan buruk itu), dan mereka akan beroleh lagi azab api yang kuat membakar (kerana mereka tidak bertaubat).
Arnavutça:
Pa dyshim, ata që i torturojnë besimtarët dhe besimtaret e që (pastaj) nuk pendohen – i pret dënimi i skëterrës dhe (për ta ka) dënim zjarri,
Bulgarca:
За онези, които изгаряха вярващите мъже и жени, а после не се разкаяха, за тях е мъчението на Ада и за тях е мъчението на кладата.
Sırpça:
Заиста они који су кажњавали вернике и вернице, а затим се нису покајали, имаће казну у Паклу, имаће огњену казну.
Çekçe:
Věru těm, kdož věřící muže a ženy pokoušeli a potom pokání nekonali, těm muka pekelná i trest spalující připravili,
Urduca:
جن لوگوں نے مومن مردوں اور عورتوں پر ظلم و ستم توڑا اور پھر اس سے تائب نہ ہوئے، یقیناً اُن کے لیے جہنم کا عذاب ہے اور ان کے لیے جلائے جانے کی سزا ہے
Tacikçe:
Албатта онон, ки мардону занони мӯъминро шиканҷа карданд ва тавба накарданд, азоби ҷаҳаннам ва азоби оташ барои онҳост.
Tatarca:
Тәхкыйк ґәепсез мөэмин ирләрне вә мөэминә хатыннарны хаксыз рәнҗетүчеләр аларны нинди ґәзаб белән булса да ґәзаб кылучылар, соңра тәүбә итеп рәнҗеткән кешеләрнең ризалыгын алмасалар, аларгадыр җәһәннәм ґәзабы һәм каты яндыргучы ут ґәзабы.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang mendatangkan cobaan kepada orang-orang yang mukmin laki-laki dan perempuan kemudian mereka tidak bertaubat, maka bagi mereka azab Jahannam dan bagi mereka azab (neraka) yang membakar.
Amharca:
እነዚያ ምእምንንና ምእምናትን ያሰቃዩ፣ ከዚያም ያልተጸጸቱ ለእነርሱ የገሀነም ቅጣት አልላቸው፡፡ ለእነርሱም የመቃጠሉ ስቃይ አልላቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்ட ஆண்களையும் நம்பிக்கை கொண்ட பெண்களையும் துன்புறுத்தினார்களோ, பிறகு, அவர்கள் (அல்லாஹ்விடம் மன்னிப்புக் கோரி, வருந்தி, தங்கள் நிராகரிப்பை விட்டு) திருந்தவில்லையோ, அவர்களுக்கு ஜஹன்னம் எனும் நரகத்தின் தண்டனை உண்டு. இன்னும், எரித்து பொசுக்கக்கூடிய தண்டனையும் அவர்களுக்கு உண்டு.
Korece:
실로 믿음을 가진 남성과 여성을 학대하고 회개하지 아니한 자들에게는 지옥의 응벌이 있을 것이니 그들은 타오르는 불지옥의 응벌을 맛보리라
Vietnamca:
Thật vậy, những kẻ đã hành xác những người có đức tin nam và nữ rồi không ăn năn hối cải sẽ bị trừng phạt trong Hỏa Ngục và sẽ bị hình phạt thiêu đốt.
Ayet Linkleri: