Arapça:
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ
Çeviriyazı:
veṣṣubḥi iẕâ teneffes.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,
Diyanet İşleri:
Ağarmaya başlayan sabaha and olsun ki,
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ışıdığı çağda, sabaha.
Şaban Piriş:
Aydınlanmaya başladığında sabaha.
Edip Yüksel:
Ve nefes almağa başlayan sabaha,
Ali Bulaç:
Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
Suat Yıldırım:
Nefes almaya başladığı dem sabaha kasem ederim ki:
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve açılmaya başladığı zaman gündüze.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,
Bekir Sadak:
Peygamber, gorulmeyenler hakkinda soylediklerinden oturu tohmet altinda tutulamaz.
İbni Kesir:
Ağarmaya başlayan sabaha
Adem Uğur:
Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,
İskender Ali Mihr:
Ve ağarmaya başladığı zaman sabaha (yemin ederim ki).
Celal Yıldırım:
Teneffüs eden (ağarıp nefes nafes belirginleşen) sabaha ki,
Tefhim ul Kuran:
Ve nefes almağa başladığı zaman, sabaha
Fransızca:
et par l'aube quand elle exhale son souffle !
İspanyolca:
¡Por la mañana cuando respira!
İtalyanca:
per l'aurora che esala il suo alito,
Almanca:
und bei dem Morgen, wenn er beimWerden ist,
Çince:
照耀时的早晨,
Hollandaca:
En bij den morgen als die verschijnt.
Rusça:
Клянусь рассветом брезжущим!
Somalice:
Iyo subaxu markuu soo qaabilo.
Swahilice:
Na kwa asubuhi inapo pambazuka,
Uygurca:
يورۇشقا باشلىغان سۈبھى بىلەن قەسەم قىلىمەن
Japonca:
夜明けを迎える朝において(誓う)。
Arapça (Ürdün):
«والصبح إذا تنفس» امتد حتى يصير نهارا بينا.
Hintçe:
और सुबह की क़सम जब रौशन हो जाए
Tayca:
และด้วยเวลาเช้าตรู่เมื่อมันทอแสง
İbranice:
ובנשימתו של הבוקר בעת עלייתו
Hırvatça:
i zorom kad "diše",
Rumence:
Pe zori când lin adie!
Transliteration:
Waalssubhi itha tanaffasa
Türkçe:
Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,
Sahih International:
And by the dawn when it breathes
İngilizce:
And the Dawn as it breathes away the darkness;-
Azerbaycanca:
Və sökülməkdə olan dan yerinə ki,
Süleyman Ateş:
Soluk almağa başlayan sabaha,
Diyanet Vakfı:
Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,
Erhan Aktaş:
Soluk almaya başladığı zaman sabaha ant olsun ki,
Kral Fahd:
Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,
Hasan Basri Çantay:
Nefeslendiği dem sabaha ki,
Muhammed Esed:
ve soluk almaya başlayan sabahı:
Gültekin Onan:
Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha
Ali Fikri Yavuz:
Ağardığı zaman o sabaha ki,
Portekizce:
E pela aurora, quando afasta a escuridão,
İsveççe:
och morgonen, när den drar sitt [första] andetag. -
Farsça:
و سوگند به صبح هنگامی که می دمد [و با گستردن نورش تاریکی را می زداید]
Kürtçe:
وە بە بەیانی کە ھەناسە دەدات
Özbekçe:
Нафас олиб, кириб келган тонг билан қасам.
Malayca:
Dan siang, apabila ia mulai terang;
Arnavutça:
dhe agimin kur gdhinë (zbardhëllon drita).
Bulgarca:
и в утринта, когато се развиделява -
Sırpça:
и зором кад „дише“,
Çekçe:
při jitru, když dechu nabírá,
Urduca:
اور صبح کی جبکہ اس نے سانس لیا
Tacikçe:
ва савганд ба субҳ чун бидамад,
Tatarca:
Вә таң белән ант итәмен, һәркайчан ачылса.
Endonezyaca:
dan demi subuh apabila fajarnya mulai menyingsing,
Amharca:
በንጋቱም (በብርሃን) በተነፈሰ ጊዜ፤ (እምላለሁ)፡፡
Tamilce:
பகலின் வெளிச்சத்தின் மீது சத்தியமாக! அது தெளிவாகி விடும்போது,
Korece:
빛을 맞이하는 아침을 두고 맹세하나니
Vietnamca:
(TA thề) bởi bình minh khi nó thở.
Ayet Linkleri: