Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

81

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

5818

Sayfa No: 

586

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ

Çeviriyazı: 

veṣṣubḥi iẕâ teneffes.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,

Diyanet İşleri: 

Ağarmaya başlayan sabaha and olsun ki,

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ışıdığı çağda, sabaha.

Şaban Piriş: 

Aydınlanmaya başladığında sabaha.

Edip Yüksel: 

Ve nefes almağa başlayan sabaha,

Ali Bulaç: 

Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;

Suat Yıldırım: 

Nefes almaya başladığı dem sabaha kasem ederim ki:

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve açılmaya başladığı zaman gündüze.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,

Bekir Sadak: 

Peygamber, gorulmeyenler hakkinda soylediklerinden oturu tohmet altinda tutulamaz.

İbni Kesir: 

Ağarmaya başlayan sabaha

Adem Uğur: 

Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,

İskender Ali Mihr: 

Ve ağarmaya başladığı zaman sabaha (yemin ederim ki).

Celal Yıldırım: 

Teneffüs eden (ağarıp nefes nafes belirginleşen) sabaha ki,

Tefhim ul Kuran: 

Ve nefes almağa başladığı zaman, sabaha

Fransızca: 

et par l'aube quand elle exhale son souffle !

İspanyolca: 

¡Por la mañana cuando respira!

İtalyanca: 

per l'aurora che esala il suo alito,

Almanca: 

und bei dem Morgen, wenn er beimWerden ist,

Çince: 

照耀时的早晨,

Hollandaca: 

En bij den morgen als die verschijnt.

Rusça: 

Клянусь рассветом брезжущим!

Somalice: 

Iyo subaxu markuu soo qaabilo.

Swahilice: 

Na kwa asubuhi inapo pambazuka,

Uygurca: 

يورۇشقا باشلىغان سۈبھى بىلەن قەسەم قىلىمەن

Japonca: 

夜明けを迎える朝において(誓う)。

Arapça (Ürdün): 

«والصبح إذا تنفس» امتد حتى يصير نهارا بينا.

Hintçe: 

और सुबह की क़सम जब रौशन हो जाए

Tayca: 

และด้วยเวลาเช้าตรู่เมื่อมันทอแสง

İbranice: 

ובנשימתו של הבוקר בעת עלייתו

Hırvatça: 

i zorom kad "diše",

Rumence: 

Pe zori când lin adie!

Transliteration: 

Waalssubhi itha tanaffasa

Türkçe: 

Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,

Sahih International: 

And by the dawn when it breathes

İngilizce: 

And the Dawn as it breathes away the darkness;-

Azerbaycanca: 

Və sökülməkdə olan dan yerinə ki,

Süleyman Ateş: 

Soluk almağa başlayan sabaha,

Diyanet Vakfı: 

Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,

Erhan Aktaş: 

Soluk almaya başladığı zaman sabaha ant olsun ki,

Kral Fahd: 

Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,

Hasan Basri Çantay: 

Nefeslendiği dem sabaha ki,

Muhammed Esed: 

ve soluk almaya başlayan sabahı:

Gültekin Onan: 

Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha

Ali Fikri Yavuz: 

Ağardığı zaman o sabaha ki,

Portekizce: 

E pela aurora, quando afasta a escuridão,

İsveççe: 

och morgonen, när den drar sitt [första] andetag. -

Farsça: 

و سوگند به صبح هنگامی که می دمد [و با گستردن نورش تاریکی را می زداید]

Kürtçe: 

وە بە بەیانی کە ھەناسە دەدات

Özbekçe: 

Нафас олиб, кириб келган тонг билан қасам.

Malayca: 

Dan siang, apabila ia mulai terang;

Arnavutça: 

dhe agimin kur gdhinë (zbardhëllon drita).

Bulgarca: 

и в утринта, когато се развиделява -

Sırpça: 

и зором кад „дише“,

Çekçe: 

při jitru, když dechu nabírá,

Urduca: 

اور صبح کی جبکہ اس نے سانس لیا

Tacikçe: 

ва савганд ба субҳ чун бидамад,

Tatarca: 

Вә таң белән ант итәмен, һәркайчан ачылса.

Endonezyaca: 

dan demi subuh apabila fajarnya mulai menyingsing,

Amharca: 

በንጋቱም (በብርሃን) በተነፈሰ ጊዜ፤ (እምላለሁ)፡፡

Tamilce: 

பகலின் வெளிச்சத்தின் மீது சத்தியமாக! அது தெளிவாகி விடும்போது,

Korece: 

빛을 맞이하는 아침을 두고 맹세하나니

Vietnamca: 

(TA thề) bởi bình minh khi nó thở.