Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

1195

Sayfa No: 

181

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمْ عِندَ الْبَيْتِ إِلَّا مُكَاءً وَتَصْدِيَةً ۚ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ

Çeviriyazı: 

vemâ kâne ṣalâtühüm `inde-lbeyti illâ mükâev vetaṣdiyeh. feẕûḳu-l`aẕâbe bimâ küntüm tekfürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kâbe huzurunda onların duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir. O halde inkârınızdan (ve nankörlüğünüzden) dolayı bu azabı tadın bakalım.

Diyanet İşleri: 

Kabe'deki tapınmaları sadece ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. İnkarınıza karşılık artık azabı tadın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tanrı evine karşı namazları, ancak ıslık çalmak ve el çırpmaktan ibaret. Artık kafir olmanıza karşılık tadın azabı.

Şaban Piriş: 

Onların Kâbe’deki namazları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Küfrünüzden dolayı azabı tadın!

Edip Yüksel: 

Onların, Kabe'deki namazları hile ve menetmekten başka bir şey değil. İnkarınızdan dolayı azabı tadın.

Ali Bulaç: 

Onların Beyt(-i Şerif) önündeki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başkası değildir. Artık inkar ettikleriniz dolayısıyla tadın azabı.

Suat Yıldırım: 

Onların Mescid-i Haramdaki duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka bir şey değil!Öyleyse küfür ve küfranınızdan dolayı tadın bakalım azabı! [48,25]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onların Beyt-i Şerif´teki namazları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka değildir. Artık azabı tadınız küfreder olduğunuzdan dolayı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onların o evdeki namazı/duası; ıslık çalmak, el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın azabı.

Bekir Sadak: 

Eger yuz cevirirlerse Allah´in sizin dostunuz oldugunu bilin

İbni Kesir: 

Onların Beyt´in yanındaki duaları

Adem Uğur: 

Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!

İskender Ali Mihr: 

Ve onların salâtları (duaları, ibadetleri) beytin (Allah´ın evinin) yanında ıslık çalmak ve el çırpmadan başka birşey olmadı. Artık inkâr etmiş olduğunuz şeyler sebebiyle azabı tadın!

Celal Yıldırım: 

Beyt´in (Allah´ın Evi´nin) yanında namazları (kendilerine göre ibâdetleri) ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. O halde inkâr ve nankörlüğünüzden dolayı azabı tadın!

Tefhim ul Kuran: 

Onların, Beyt(-i Şerif) önündeki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başkası değildir. Artık küfretmekte olduklarınız dolayısıyla tadın azabı.

Fransızca: 

Et leur prière , auprès de la Maison, n'est que sifflement et battements de mains : "Goûtez donc au châtiment, à cause de votre mécréants ! "

İspanyolca: 

Su azalá en la Casa no consiste más que en silbidos y palmas. «¡Gustad, pues, el castigo merecido por no haber creído!»

İtalyanca: 

La loro adorazione presso la Casa, non è altro che sibili e battimani: «Proverete il castigo per la vostra miscredenza!».

Almanca: 

Und ihr Gebet bei Al-bait war nichts anderes als Pfeifen und Klatschen. Also erfahrt die Peinigung wegen dem, was ihr an Kufr zu betreiben pflegtet.

Çince: 

他们在禁寺附近的礼拜,只是打呼哨和拍掌。(不信道的人啊!)你们为不信道而尝试刑罚吧。

Hollandaca: 

En hun gebed in het huis des Heeren is geen ander dan gefluit en handgeklap. Ondergaat dus de straf, omdat gij ongeloovigen zijt geweest.

Rusça: 

Их молитва возле мечети была всего лишь свистом и хлопанием в ладоши. Вкусите же мучения за то, что вы были неверующими.

Somalice: 

Salaaddooda Kacbada agteeda ahna ma aha waxaan Foodhi iyo Sacabbo Tumid ahayn, ee Dhadhamiya Cadaabka Gaalnimadiinna Darteed.

Swahilice: 

Na haikuwa ibada yao kwenye hiyo Nyumba (Al Kaaba) ila ni kupiga miunzi na makofi. Basi onjeni adhabu kwa vile mlivyo kuwa mkikufuru.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ مەسجىدى ھەرەمنىڭ يېنىدىكى ئىبادىتى پەقەت ئىسقىرتماق، چاۋاك چالماقتىنلا ئىبارەت بولدى. (ئى كاپىرلار!) كاپىر بولغانلىقىڭلار تۈپەيلىدىن (دۇنيا ۋە ئاخىرەتنىڭ) ئازابىنى تېتىڭلار

Japonca: 

(アッラーの)家におけるかれらの礼拝ぶりは,只ロ笛を吹いて両手で拍手するに過ぎない。あなたがたは不信心であったのだから懲罰を味わえ。

Arapça (Ürdün): 

«وما كان صلاتُهم عند البيت إلا مُكاءً» صفيرا «وتصديةً» تصفيقا أي جعلوا ذلك موضع صلاتهم التي أمروا بها «فذوقوا العذاب» ببدر «بما كنتم تكفرون».

Hintçe: 

और ख़ानाए काबे के पास सीटियॉ तालिया बजाने के सिवा उनकी नमाज ही क्या थी तो (ऐ काफिरों) जब तुम कुफ्र किया करते थे उसकी सज़ा में (पड़े) अज़ाब के मज़े चखो

Tayca: 

“มิปรากฏว่า การละหมาดของพวกเขา ณ บ้านของอัลลอฮฺ นั้นเป็นอย่างอื่น นอกจากการเป่าเสียงหวัด และการตบมือเท่านั้น ดังนั้นการพวกเจ้า จงลิ้มการลงโทษเถิด เนื่องด้วยการที่พวกเจ้าปฏิเสธศรัทธา”

İbranice: 

תפילתם (הכופרים) ליד הבית (הכעבה) אינה אלא שריקה ומחיאת כף, לכן טעמו את העונש באשר הייתם כופרים

Hırvatça: 

Molitva njihova pored Kabe svodi se samo na zviždanje i pljeskanje rukama; zato patnju iskusite jer ne vjerujete.

Rumence: 

Rugăciunea lor în Lăcaş nu era decât fluierat şi bătut din palme. Gustaţi osânda a ceea ce tăgăduiaţi!

Transliteration: 

Wama kana salatuhum AAinda albayti illa mukaan watasdiyatan fathooqoo alAAathaba bima kuntum takfuroona

Türkçe: 

Onların o evdeki namazı/duası; ıslık çalmak, el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın azabı.

Sahih International: 

And their prayer at the House was not except whistling and handclapping. So taste the punishment for what you disbelieved.

İngilizce: 

Their prayer at the House (of Allah) is nothing but whistling and clapping of hands: (Its only answer can be), "Taste ye the penalty because ye blasphemed."

Azerbaycanca: 

Onlar Beytullahın (Kə’bənin) yanındakı namazı (duaları) fit verib əl çalmaqdan başqa bir şey deyildir. (Ey müşriklər!) Etdiyiniz küfrə görə indi dadın əzabı!

Süleyman Ateş: 

Onların Beyt(ullah) yanındaki namazları da, ıslık çalmadan ve el çırpmadan ibarettir. "O halde inkarınızdan dolayı azabı tadın!"

Diyanet Vakfı: 

Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kafirler!) İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!

Erhan Aktaş: 

Onların, Beyt’in(1) yanındaki salâtları,(2) ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Öyleyse küfrünüzden dolayı azâbı tadın.

Kral Fahd: 

Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!

Hasan Basri Çantay: 

Onların Beyt (-i şerîf) huzurundaki duaları ıslık çalmakdan, el çırpmakdan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler) devam edegeldiğiniz o küfrünüzden dolayı tadın artık azabı!

Muhammed Esed: 

ve (bu yüzden de) Mabed önünde onların tapınmaları yalnızca ıslık çalmak, el çırpmaktan öteye gitmemektedir. Azabı tadın öyleyse, (Siz ey inanmayanlar), hakkı inatla inkar etmenizin bir karşılığı olarak!

Gültekin Onan: 

Onların, Beyt(-i Şerif) önündeki namazları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başkası değildir. &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onların Beyt-i Haram’da namazları (duaları) ise ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değil. Artık ey kâfirler, yaptığınız küfürden dolayı tadın azabı...

Portekizce: 

A sua oração, na Casa, se reduz aos silvos e ao estalar de mãos. Sofrei, pois, o castigo, por vossa perfídia.

İsveççe: 

Deras gudstjänst framför Helgedomen består av enbart visslingar och handklappning. Pröva nu straffet för er förnekelse av sanningen!

Farsça: 

و نماز و دعایشان در کنار خانه [خدا] چیزی جز سوت کشیدن و کف زدن نبود، پس به کیفر کفری که همواره می ورزیدید، عذاب [دنیا و آخرت را] بچشید.

Kürtçe: 

وە نوێژی ئەوان (بت پەرستەکان) لەماڵی خوادا ھیچ نیە جگە لە فیکە کردن و چەپڵە لێدان نەبێت کەواتە بچەژن سزای سەخت (لە بەدردا) بە ھۆی بڕوا نەھێنانتانەوە

Özbekçe: 

Уларнинг байт олдидаги намозлари ҳуштак ва қарсак чалишдан иборат эди, холос. Бас, куфр келтирганингиз туфайли азобни татиб кўринг. (Мушриклар Байтуллоҳнинг валий-мутасаддилари бўлса, ибодатлари хуштак ва чапак чалишдан иборат бўлармиди? Бу ишда на Байтуллоҳга ҳурмат-эҳтиром бор ва на Аллоҳга ибодат. Фақат овоз чиқариш, тўс-тўполон қилиш. Шунинг учун ҳам оятнинг сўнгида уларга хитобан: «Бас куфр келтирганингиз туфайли азобни татиб кўринг», дейилмоқда.)(Яъни, Бадр урушидаги азобни татиб туринг, қолганини қиёматда оласиз.)

Malayca: 

Dan tiadalah sembahyang mereka di sisi Baitullah itu melainkan bersiul-siul dan bertepuk tangan. Oleh itu rasalah kamu (wahai orang kafir) akan azab seksa dengan sebab kekufuran kamu.

Arnavutça: 

Lutja e tyre në Qabe qëndron vetëm në fërshëllimë dhe duartrokitje. Andaj priteni ndëshkimin, pasi që jeni mohues!

Bulgarca: 

И молитвата им при Дома бе само свирукане и пляскане. “Вкусете мъчението, защото бяхте неверници!”

Sırpça: 

Њихова молитва поред Ка'бе своди се само на звиждање и пљескање рукама; зато искусите патњу јер не верујете.

Çekçe: 

A modlitba nevěřících u chrámu sestává pouze z pískání a tleskání dlaněmi. Ochutnejte tedy trest za to, že byli jste nevěřící!

Urduca: 

بیت اللہ کے پاس ان لوگوں کی نماز کیا ہوتی ہے، بس سیٹیاں بجاتے اور تالیاں پیٹتے ہیں پس اب لو، اِس عذاب کا مزہ چکھو اپنے اُس انکارِ حق کی پاداش میں جو تم کرتے رہے ہو

Tacikçe: 

Ва дуъояшон дар назди хонаи Каъба ҷуз хуштак кашидан ва даст задан ҳеҷ набуд. Пас ба ҷазои ин коратон азобро бичашед!

Tatarca: 

Аларның Кәгъбә янында үтәгән намаз-гыйбадәт дигәннәре һичнәрсә булмады, мәгәр сызгырмак вә кул чапмак булды. Татыгыз ґәзабны Коръән юлына кермичә кәфер булганыгыз өчен.

Endonezyaca: 

Sembahyang mereka di sekitar Baitullah itu, lain tidak hanyalah siulan dan tepukan tangan. Maka rasakanlah azab disebabkan kekafiranmu itu.

Amharca: 

በቤቱ ዘንድም (በካዕባ) ስግደታቸው ማፏጨትና ማጨብጨብ እንጂ ሌላ አልነበረም፡፡ ትክዱት በነበራችሁትም ነገር ቅጣትን ቅመሱ (ይባላሉ)፡፡

Tamilce: 

இறை ஆலயம் (கஅபா) அருகில் அவர்களுடைய வழிபாடானது இருக்கவில்லை சீட்டியடிப்பதாகவும், கை தட்டுவதாகவும் தவிர. (ஆகவே) “நீங்கள் நிராகரிப்பவர்களாக இருந்த காரணத்தால் (இன்று) தண்டனையை சுவையுங்கள்” (என்று மறுமையில் அவர்களுக்கு கூறப்படும்).

Korece: 

하람사원에서 그들의 예배는휘파람이나 손뼉치는 것이었으니 그들은 그들이 불신한 것으로 벌 을 받게 되리라

Vietnamca: 

Lễ nguyện Salah của chúng (những kẻ đa thần) tại Ngôi Đền (Ka’bah) không gì hơn ngoài việc huýt sáo và vỗ tay. Vì vậy, các ngươi hãy nếm lấy hình phạt bởi những gì các ngươi đã phủ nhận.