Arapça:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا لَقِيتُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا زَحْفًا فَلَا تُوَلُّوهُمُ الْأَدْبَارَ
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ leḳîtümü-lleẕîne keferû zaḥfen felâ tüvellûhümü-l'edbâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın).
Diyanet İşleri:
Ey İnananlar! Savaş için ilerlerken, inkar edenlerle toplu halde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey inananlar, savaşmak üzere kafirlerle karşılaştınız mı onlara arkanızı dönmeyin.
Şaban Piriş:
Ey iman edenler! Toplu bir halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkanızı dönmeyin!
Edip Yüksel:
Ey inananlar, size karşı düşmanca harekata geçen kafirlerle karşılaştığınızda, onlara arkanızı dönmeyin.
Ali Bulaç:
Ey iman edenler, toplu olarak kafirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka çevirmeyin (savaştan kaçmayın).
Suat Yıldırım:
Ey iman edenler! Ordu halinde kâfirlerle savaşmak için karşılaştığınızda, onlara arkanızı dönüp kaçmayın.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey imân etmiş olanlar! Kâfir olanlara toplu bulundukları bir halde mülâki olduğunuz zaman onlara arkalarınızı çevirmeyiniz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey iman edenler! İnkâr edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!
Bekir Sadak:
(20-21) Ey inananlar! Allah´a ve peygamberine itaat edin, Kuran´i dinleyip dururken yuz cevirmeyin, dinlemedikleri halde «dinledik» diyenler gibi olmayin.
İbni Kesir:
Ey iman edenler
Adem Uğur:
Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).
İskender Ali Mihr:
Ey âmenû olanlar! Kâfir olanlarla topluca karşılaştığınız zaman artık onlara arkanızı dönmeyin.
Celal Yıldırım:
Ey imân edenler! (Savaş için çıkıldığında) yavaş yavaş ilerlerken, kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arka çevirmeyin.
Tefhim ul Kuran:
Ey iman edenler, toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka çevirmeyin (savaştan kaçmayın) .
Fransızca:
ô vous qui croyez quand vous rencontrez (l'armée) des mécréants en marche , ne leur tournez point le dos.
İspanyolca:
¡Creyentes! Cuando os encontréis con los infieles marchando, ¡no les volváis la espalda!
İtalyanca:
O voi che credete, quando incontrerete i miscredenti in ordine di battaglia non volgete loro le spalle.
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Wenn ihr auf die Kafir im Kampf trefft, so kehrt ihnen nicht die Rücken!
Çince:
信道的人们啊!当你们遇著不信道的人向你们进攻的时候,你们不要以背向敌。
Hollandaca:
O ware geloovigen! als gij de ongeloovigen ontmoet, in grooten getale tegen u optrekkende, wendt u dan niet van hen af.
Rusça:
О те, которые уверовали! Когда вы встретитесь с неверующими на поле битвы, то не поворачивайтесь к ним спиной.
Somalice:
Kuwa Xaqa Rumeeyow hadaad la Kulantaan Kuwa Gaaloobay idinkoo isusoo Dhawaan ha u jeedinina dabada (ha cararina).
Swahilice:
Enyi Mlio amini! Mkikutana na walio kufuru vitani msiwageuzie mgongo.
Uygurca:
ئى مۆمىنلەر! كاپىرلارنىڭ ھۇجۇمىغا دۇچ كەلگەن چېغىڭلاردا، ئۇلارغا ئارقاڭلارنى قىلماڭلار (يەنى قاچماڭلار)
Japonca:
信仰する者よ,あなたがたが不信者の進撃に会う時は,決してかれらに背を向けてはならない。
Arapça (Ürdün):
«يا أيها الذين آمنوا إذا لقيتم الذين كفروا زحفا» أي مجتمعين كأنهم لكثرتهم يزحفون «فلا تولُّوهم الأدبار» منهزمين.
Hintçe:
ऐ ईमानदारों जब तुमसे कुफ्फ़ार से मैदाने जंग में मुक़ाबला हुआ तो (ख़बरदार) उनकी तरफ पीठ न करना
Tayca:
“บรรดาผู้ศรัทธาทั้งหลาย ! เมื่อพวกเจ้าพบบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธาเคลื่อน มา พวกเจ้าจงอย่าหันหลังหนีพวกเขา
İbranice:
הוי אלה אשר האמינו! בפוגשכם את אלה אשר כפרו בקרב פנים אל פנים אל תפנו להם עורף
Hırvatça:
O vi koji vjerujete, kada se s nevjernicima sukobite, a njih nastupa mnogo, leđa im ne okrećite;
Rumence:
O, voi cei ce credeţi! Când îi întâlniţi pe cei care tăgăduiesc gata de luptă, nu le întoarceţi spatele,
Transliteration:
Ya ayyuha allatheena amanoo itha laqeetumu allatheena kafaroo zahfan fala tuwalloohumu aladbara
Türkçe:
Ey iman edenler! İnkâr edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!
Sahih International:
O you who have believed, when you meet those who disbelieve advancing [for battle], do not turn to them your backs [in flight].
İngilizce:
O ye who believe! when ye meet the Unbelievers in hostile array, never turn your backs to them.
Azerbaycanca:
Ey iman gətirənlər! Kafirlərlə bir yerə toplaşdıqları vaxt rastlaşsanız, dönüb onlardan qaçmayın!
Süleyman Ateş:
Ey inananlar, inkar edenlerle toplu halde karşılaşırsanız, onlara arkalar(ınız)ı döndür(üp kaç)mayın.
Diyanet Vakfı:
Ey müminler! Toplu halde kafirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).
Erhan Aktaş:
Ey Îmân Edenler! Kâfirlerin orduları ile karşılaştığınız zaman, onlara arkanızı dönmeyin.
Kral Fahd:
Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).
Hasan Basri Çantay:
Ey îman edenler, toplu bir halde kâfirlerle karşılaşdığınız zaman onlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın).
Muhammed Esed:
Siz ey imana erişenler! Savaşta, o hakikati inkara şartlanmış olan topluluğu büyük bir kuvvetle karşınızda bulduğunuz zaman sakın arkanızı dönmeyin:
Gültekin Onan:
Ey inananlar, toplu olarak küfredenlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka çevirmeyin (savaştan kaçmayın).
Ali Fikri Yavuz:
Ey müminler! Toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkalarınızı çevirmeyin, kaçmayın.
Portekizce:
Ó fiéis, quando enfrentardes (em batalha) os incrédulos, não lhes volteis as costas.
İsveççe:
TROENDE! När ni möter förnekarna, som rycker fram i samlad styrka, gör då inte helt om [för att fly]!
Farsça:
ای اهل ایمان! هنگامی که با کافران در حالی که بر ضد شما لشکرکشی می کنند روبرو می شوید، به آنان پشت نکنید [و نگریزید.]
Kürtçe:
ئەی ئەو کەسانەی کە بڕواتان ھێناوە کاتێک (لەجەنگدا) ڕووبەڕووی زۆرێک لەبێ باوەڕان بوونەوە قەت پشتیان تێ مەکەن و ھەڵمەیەن
Özbekçe:
Эй иймон келтирганлар, куфр келтирганларга яқинлашиб, юзма-юз келганингизда уларга орқа ўгирмангиз.
Malayca:
Wahai orang-orang yang beriman! Apabila kamu bertemu dengan orang-orang kafir yang sedang mara menyerang, maka janganlah kamu berpaling undur dari menentang mereka.
Arnavutça:
O besimtarë, kur të ndesheni me mohues, e duke qenë ata shumë, mos ua ktheni shpinën!
Bulgarca:
О, вярващи, когато срещнете неверниците в настъпление, не им обръщайте гръб в бягство!
Sırpça:
О ви који верујете, када се сукобите са неверницима, а њих је много, леђа им не окрећите.
Çekçe:
Vy, kteří věříte! Když se na pochodu střetnete s nevěřícími, neobracejte se k nim zády!
Urduca:
اے ایمان لانے والو، جب تم ایک لشکر کی صورت میں کفار سے دوچار ہو تو ان کے مقابلہ میں پیٹھ نہ پھیرو
Tacikçe:
Эй касоне, ки имон овардаед, чун кофиронро ҳамлавар дидед, ба гурез пушт накунед;
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Әгәр кәферләргә юлыксагыз, алардан куркып артка таба качмагыз!
Endonezyaca:
Hai orang-orang yang beriman, apabila kamu bertemu dengan orang-orang yang kafir yang sedang menyerangmu, maka janganlah kamu membelakangi mereka (mundur).
Amharca:
እናንተ ያመናችሁ ሆይ! እነዚያን የካዱትን ሰዎች (ለጦር) ሲጓዙ ባገኛችኋቸው ጊዜ ጀርባዎችን አታዙሩላቸው፡፡
Tamilce:
நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் நிராகரிப்பவர்களை பெரும் படையாக (போரில்) சந்தித்தால் அவர்களுக்கு (உங்கள்) பின்புறங்களை திருப்பாதீர்கள். (-புறமுதுகு காட்டி ஓடாதீர்கள்)
Korece:
믿는자들이여 너희가 싸움터에서 불신자들을 만날 때 그들로 부터 너희의 등을 돌리지 말라
Vietnamca:
Hỡi những người có đức tin, khi các ngươi chạm trán với kẻ thù nơi sa trường thì các ngươi chớ quay lưng bỏ chạy.
Ayet Linkleri: