Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

79

Sûredeki Ayet No: 

45

Ayet No: 

5757

Sayfa No: 

584

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا

Çeviriyazı: 

innemâ ente münẕiru mey yaḫşâhâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.

Diyanet İşleri: 

Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sen ancak, korkanı korkutansın.

Şaban Piriş: 

Sen ancak ondan korkan kimseye bir uyarıcısın.

Edip Yüksel: 

Senin görevin, sadece ondan korkanları uyarmaktır.

Ali Bulaç: 

Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın.

Suat Yıldırım: 

Sana düşen sadece: ondan korkanı uyarmaktır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki sen, ancak ondan korkanlara bir korkutucusun.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.

Bekir Sadak: 

(5-6) Ama sen, kendisini ogutten mustagni goren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun.

İbni Kesir: 

Sen, ancak O´ndan korkanı uyaransın.

Adem Uğur: 

Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.

İskender Ali Mihr: 

Sen sadece, O´na huşû duyan, O´ndan korkanlar için bir uyarıcısın.

Celal Yıldırım: 

Sen ancak (Allah´tan) saygı ile korkup eğilenleri uyaransın.

Tefhim ul Kuran: 

Sen, yalnızca ondan ´içi titreyerek korkmakta´ olanlar için bir uyarıp korkutansın.

Fransızca: 

Tu n'es que l'avertisseur de celui qui la redoute.

İspanyolca: 

¡Tú sólo tienes que advertir a quien tiene miedo de ella!

İtalyanca: 

Tu non sei che un ammonitore per coloro che la paventano.

Almanca: 

Du bist doch nur ein Warner für denjenigen, der vor ihr Ehrfurcht hat.

Çince: 

你的警告只有裨於畏惧它的人,

Hollandaca: 

En gij zijt slechts een waarschuwer, voor hen die het vreezen.

Rusça: 

Воистину, ты - всего лишь предостерегающий увещеватель для тех, кто опасается этого.

Somalice: 

Adugu waxaad tahay uun u digaha Ruuxii ka yaabi.

Swahilice: 

Kwa hakika wewe ni mwonyaji tu kwa mwenye kuikhofu.

Uygurca: 

سېنىڭ ۋەزىپەڭ پەقەت قىيامەتتىن قورقىدىغان ئادەمنى ئاگاھلاندۇرۇشتۇر

Japonca: 

あなたは,それを恐れる者への,一人の警告者に過ぎない。

Arapça (Ürdün): 

«إنما أنت منذر» إنما ينفع إنذارك «من يخشاها» يخافها.

Hintçe: 

उस (के इल्म) की इन्तेहा तुम्हारे परवरदिगार ही तक है तो तुम बस जो उससे डरे उसको डराने वाले हो

Tayca: 

ความจริงเจ้าเป็นแต่เพียงผู้ตักเตือนแก่คนที่หวาดหวั่นมัน (วันกิยามะฮฺ) เท่านั้น

İbranice: 

אתה רק מזהיר את אלה אשר יראים מפניה

Hırvatça: 

Tvoje upozorenje na njega prihvata samo onaj koji Ga se boji,

Rumence: 

Tu nu faci decât să-i predici celui care se teme.

Transliteration: 

Innama anta munthiru man yakhshaha

Türkçe: 

Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.

Sahih International: 

You are only a warner for those who fear it.

İngilizce: 

Thou art but a Warner for such as fear it.

Azerbaycanca: 

Sən ancaq ondan (qiyamətdən) xəbərdar edib çəkindirənsən!

Süleyman Ateş: 

Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarıcısın.

Diyanet Vakfı: 

Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.

Erhan Aktaş: 

Sen ancak ona hûşû duyanlar için bir uyarıcısın.

Kral Fahd: 

Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.

Hasan Basri Çantay: 

Sen ondan korkacak kimselere ancak o tehlikeyi haber verensin.

Muhammed Esed: 

Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin.

Gültekin Onan: 

Sen, yalnızca ondan ´içi titreyerek korkanlar´ için bir uyarıcısın.

Ali Fikri Yavuz: 

Sen, ancak kıyametten korkacakları sakındıran bir peygambersin.

Portekizce: 

Tu és comente um admoestador, para quem a teme.

İsveççe: 

Du [Muhammad] är bara varnaren som skall varna dem som fruktar denna [Stund].

Farsça: 

وظیفه تو فقط بیم دادن کسانی است که همواره از آن می ترسند.

Kürtçe: 

بێگومان تۆ ھەر ترسێنەری کەسێکیت کە لەو ڕۆژە بترسێت

Özbekçe: 

Албатта сен ун(қиёмат)дан қўрққанларга огоҳлантирувчисан, холос.

Malayca: 

Tugasmu hanyalah memberi amaran kepada orang yang takut akan huru-hara hari kiamat itu.

Arnavutça: 

Ti je vetëm paralajmërues i atyre që i druajnë atij (Kijametit);

Bulgarca: 

Ти си само предупредител за всеки, който се страхува от него.

Sırpça: 

Твоје упозорење на њега прихвата само онај који Га се боји,

Çekçe: 

Ty jen varovatelem jsi toho, jenž obavu z ní má.

Urduca: 

تم صرف خبردار کرنے والے ہو ہر اُس شخص کو جو اُس کا خوف کرے

Tacikçe: 

Фақат ва фақат ту касонеро, ки аз он рӯз битарсанд, бим медиҳӣ.

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м, син фәкать ул кыямәттән курыккан кешене куркытучысың.

Endonezyaca: 

Kamu hanyalah pemberi peringatan bagi siapa yang takut kepadanya (hari berbangkit)

Amharca: 

አንተ የሚፈራትን ሰው አስፈራሪ ብቻ ነህ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) நீரெல்லாம் அதைப் பயப்படுவோரை (அச்சமூட்டி) எச்சரிப்பவரே. (தவிர, அது நிகழப்போகும் காலத்தை அறிவிப்பவரல்ல.)

Korece: 

그대는 그것을 두려워 하는 자에게 경고하는 경고자에 불과하니라

Vietnamca: 

Quả thật, Ngươi chỉ là một người cảnh báo cho những ai có lòng kính sợ.