Arapça:
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Çeviriyazı:
fekeẕẕebe ve`aṣâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi.
Diyanet İşleri:
Ama Firavun yalanladı ve baş kaldırdı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Oysa yalanlamıştı, karşı gelmişti.
Şaban Piriş:
Fakat o yalanladı ve isyan etti.
Edip Yüksel:
Fakat o yalanladı ve karşı geldi.
Ali Bulaç:
Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
Suat Yıldırım:
Fakat o buna “yalan” dedi ve isyan etti.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O ise yalanladı ve isyan etti.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ama o yalanladı, isyan etti.
Bekir Sadak:
(27-28) Sizi yaratmak mi daha zordur, yoksa gogu yaratmak mi? Ki onu Allah bina edip yukseltmis ve ona sekil vermistir.
İbni Kesir:
Ama o, yalanlayıp isyan etti.
Adem Uğur:
(O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.
İskender Ali Mihr:
Fakat o (firavun) yalanladı ve isyan etti (asi oldu).
Celal Yıldırım:
Fir´avn (onu) yalanladı ve baş kaldırdı.
Tefhim ul Kuran:
Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
Fransızca:
Mais il le qualifia de mensonge et désobéit;
İspanyolca:
Pero él desmintió y desobedeció.
İtalyanca:
Ma quello tacciò di menzogna e disobbedì,
Almanca:
So leugnete er ab und widersetzte sich,
Çince:
但他否认,而且违抗。
Hollandaca:
Maar Pharao beschuldigde Mozes van bedrog, en was weerspannig tegen God.
Rusça:
но тот счел его ложью и ослушался,
Somalice:
Wuuse beeniyay oo caasiyay (Fircoon).
Swahilice:
Lakini aliikadhibisha na akaasi.
Uygurca:
پىرئەۋن (اﷲ نىڭ پەيغەمبىرى مۇسانى) ئىنكار قىلدى ۋە (اﷲ نىڭ ئەمرىگە) ئاسىيلىق قىلدى
Japonca:
だがかれ(フィルアウン)はそれを嘘であるとし,(導きに)従わなかった。
Arapça (Ürdün):
«فكذب» فرعون موسى «وعصى» الله تعالى.
Hintçe:
तो उसने झुठला दिया और न माना
Tayca:
แต่เขาได้ปฏิเสธและดื้นดัน
İbranice:
אך, (פרעה) התכחש לזה וכפר
Hırvatça:
ali je on porekao i nije poslušao,
Rumence:
Faraon a hulit şi nu a dat ascultare,
Transliteration:
Fakaththaba waAAasa
Türkçe:
Ama o yalanladı, isyan etti.
Sahih International:
But Pharaoh denied and disobeyed.
İngilizce:
But (Pharaoh) rejected it and disobeyed (guidance);
Azerbaycanca:
Lakin (Fir’on Musanı) təkzib edib (ona) asi oldu.
Süleyman Ateş:
Fakat o yalanladı, karşı geldi.
Diyanet Vakfı:
(O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.
Erhan Aktaş:
Fakat yalanladı ve karşı çıktı.
Kral Fahd:
(O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.
Hasan Basri Çantay:
Fakat (Fir´avn Musâyı) yalanladı, (Allaha) ısyânetdi.
Muhammed Esed:
Ama (Firavun) o´nu yalanladı ve (hidayeti) şiddetle reddetti,
Gültekin Onan:
Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat o, (Mûsa’yı) yalanladı ve isyan etti.
Portekizce:
Porém (o Faraó) desmentiu (aquilo) e se rebelou;
İsveççe:
Men [Farao] kallade honom lögnare och ville inte lyssna till honom.
Farsça:
ولی [او آن را] تکذیب کرد و سرپیچی نمود.
Kürtçe:
کەچی بە درۆی زانی وسەرپێچی کرد
Özbekçe:
Ул уни ёлғонга чиқарди ва осий бўлди.
Malayca:
Lalu Firaun mendustakan (Nabi Musa) dan menderhaka (kepada Allah);
Arnavutça:
por ai e mohoi dhe e kundërshtoi,
Bulgarca:
И взе го за лъжа, и се възпротиви.
Sırpça:
али је он порекао и није послушао,
Çekçe:
však ten za lež je prohlásil a neposlušný byl,
Urduca:
مگر اُس نے جھٹلا دیا اور نہ مانا
Tacikçe:
Ва ӯ дурӯғ бароварду нофармонӣ кард.
Tatarca:
Фиргаун Мусаның пәйгамбәрлеген һәм күрсәткән могҗизасын ялганга санады һәм Мусага каршы дошманлык кылды.
Endonezyaca:
Tetapi Fir'aun mendustakan dan mendurhakai.
Amharca:
አስተባበለም፤ አመጸም፡፡
Tamilce:
ஆனால், அவன் பொய்ப்பித்தான், இன்னும் மாறுசெய்தான்.
Korece:
그러나 파라오는 그 진리를 거역하고 오만해 하였으며
Vietnamca:
Tuy nhiên, (Pha-ra-ông) đã phủ nhận và không theo.
Ayet Linkleri: