Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

78

Sûredeki Ayet No: 

4

Ayet No: 

5676

Sayfa No: 

582

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَلَّا سَيَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

kellâ seya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hayır, ilerde bilecekler.

Diyanet İşleri: 

Hayır; şüphesiz görüp bileceklerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hayır, bilirler yakında.

Şaban Piriş: 

Hayır, yakında öğrenecekler.

Edip Yüksel: 

Hayır, öğreneceklerdir.

Ali Bulaç: 

Hayır; yakında bileceklerdir.

Suat Yıldırım: 

Hayır! (İhtilafa ne hacet,) yakında anlayacaklar!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(4-5) Hayır. Yakında bileceklerdir. Sonra hayır. Yakında bileceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.

Bekir Sadak: 

Geceyi bir ortu yaptik

İbni Kesir: 

Hayır

Adem Uğur: 

Hayır! Anlayacaklar!

İskender Ali Mihr: 

Hayır, yakında bilecekler.

Celal Yıldırım: 

Hayır, (görüş ayrılığına gerek yok) ileride bilecekler.

Tefhim ul Kuran: 

Hayır, yakında bileceklerdir.

Fransızca: 

Eh bien non ! Ils sauront bientôt.

İspanyolca: 

¡No! ¡Ya verán...!

İtalyanca: 

No, presto verranno e sapranno.

Almanca: 

Gewiß, nein! Sie werden es noch wissen.

Çince: 

绝不然!他们将来就知道了。

Hollandaca: 

Waarlijk, zij zullen hiernamaals de waarheid daarvan kennen.

Rusça: 

Но нет, они узнают!

Somalice: 

Saas ma aha ee way ogaan donaan.

Swahilice: 

La! Karibu watakuja jua.

Uygurca: 

ھەرگىز ئۇنداق ئەمەس (قىيامەت ئۇلارنىڭ ئويلىغىنىدەك يالغان ئەمەس)، ئۇلار (ھەقىقىي ئەھۋالنى) كەلگۈسىدە بىلىدۇ

Japonca: 

いや,かれらはやがて知ろう.

Arapça (Ürdün): 

«كلا» ردع «سيعلمون» ما يحل بهم على إنكارهم له.

Hintçe: 

देखो उन्हें अनक़रीब ही मालूम हो जाएगा

Tayca: 

เปล่าเลย พวกเขาจะได้รู้

İbranice: 

לא ולא, עוד יידעו

Hırvatça: 

Tako ne treba, oni će saznati sigurno!

Rumence: 

Ba nu!... Curând ei vor avea ştire!

Transliteration: 

Kalla sayaAAlamoona

Türkçe: 

Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.

Sahih International: 

No! They are going to know.

İngilizce: 

Verily, they shall soon (come to) know!

Azerbaycanca: 

Xeyr, onlar (qiyamətin haqq olduğunu) mütləq biləcəklər!

Süleyman Ateş: 

Hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler.

Diyanet Vakfı: 

Hayır! Anlayacaklar!

Erhan Aktaş: 

Hayır, yakında bilecekler.

Kral Fahd: 

Hayır! Anlayacaklar!

Hasan Basri Çantay: 

Hayır (ihtilâfa ve soruşdurmıya hacet yok), ileride (onu) bilecekler.

Muhammed Esed: 

Elbette, zamanı geldiğinde (onu) anlayacaklar!

Gültekin Onan: 

Hayır

Ali Fikri Yavuz: 

Hayır, (ihtilâfa lüzum yok, iş dedikleri gibi değil). İleride (kıyamet günü, inkârlarının akıbetini) bilecekler.

Portekizce: 

Sim, logo saberão!

İsveççe: 

Men [de behöver inte fråga]! De skall snart få visshet.

Farsça: 

نه چنین است [که می پندارند] به زودی [به حتمی بودن وقوع آن] آگاه خواهند شد.

Kürtçe: 

نا، با پەشیمان بنەوە، لەمەولا تێدەگەن

Özbekçe: 

Йўқ! Улар тезда биларлар!

Malayca: 

Jangan! (Janganlah mereka bersikap demikian!) Mereka akan mengetahui (dengan yakin tentang kebenaran hari balasan itu).

Arnavutça: 

Jo, jo, ata, me siguri, do ta dinë!

Bulgarca: 

Ала не! Те ще узнаят.

Sırpça: 

А није тако, сазнаће они сигурно!

Çekçe: 

Však pozor, záhy poznají,

Urduca: 

ہرگز نہیں، عنقریب اِنہیں معلوم ہو جائیگا

Tacikçe: 

Оре, ба зудӣ хоҳад донист.

Tatarca: 

Юк әле тыныч кына тормасыннар, кыямәткә һәм Коръәнгә ышанмауларының ахыры кайда барганын тиздән белерләр.

Endonezyaca: 

Sekali-kali tidak; kelak mereka akan mengetahui,

Amharca: 

ይከልከሉ፤ ወደፊት (የሚደርስበቸውን) በእርግጥ ያውቃሉ፡፡

Tamilce: 

அவ்வாறல்ல! (அவர்கள் அதை) விரைவில் அறிவார்கள்.

Korece: 

실로 그들은 곧 알게 되리라

Vietnamca: 

Không, chúng sẽ biết.