Arapça:
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
Çeviriyazı:
elleẕî hüm fîhi muḫtelifûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.
Diyanet İşleri:
Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir.
Şaban Piriş:
Onlar ki, hakkında ihtilaf ediyorlar.
Edip Yüksel:
Ki onlar onda anlaşmazlık halindedirler.
Ali Bulaç:
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
Suat Yıldırım:
Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?
Ömer Nasuhi Bilmen:
O haber ki, onlar onda ihtilafa düşmüşlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ki onda tartışma içindedirler.
Bekir Sadak:
Uykunuzu dinlenme vakti kildik
İbni Kesir:
Ki onlar, bunun üzerinde ihtilafa düşmektedirler.
Adem Uğur:
(İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.
İskender Ali Mihr:
Ki onlar, onun hakkında ihtilâf içindeler.
Celal Yıldırım:
78:2
Tefhim ul Kuran:
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
Fransızca:
à propos de laquelle ils divergent.
İspanyolca:
acerca de la cual discrepan.
İtalyanca:
a proposito del quale sono discordi.
Almanca:
über die sie uneins sind?!
Çince:
就是他们所争论的消息。
Hollandaca:
Omtrent welke zij niet overeenstemmen.
Rusça:
относительно которой они расходятся во мнениях.
Somalice:
Ay isku diiddanaayeen.
Swahilice:
Ambayo kwayo wanakhitalifiana.
Uygurca:
ئۇلار شۇ (يەنى قىيامەت) توغرىسىدا ئىختىلاپ قىلىشقۇچىلاردۇر
Japonca:
それに就いて,かれらは意見が果なる。
Arapça (Ürdün):
«الذي هم فيه مختلفون» فالمؤمنون يثبتونه والكافرون ينكرونه.
Hintçe:
जिसमें लोग एख्तेलाफ कर रहे हैं
Tayca:
ซึ่งเป็นข่าวที่พวกเขาขัดแย้งกันอยู่
İbranice:
שבנוגע אליה הם חלוקים בדעותיהם
Hırvatça:
o kojoj se oni razilaze.
Rumence:
asupra căreia se ceartă.
Transliteration:
Allathee hum feehi mukhtalifoona
Türkçe:
Ki onda tartışma içindedirler.
Sahih International:
That over which they are in disagreement.
İngilizce:
About which they cannot agree.
Azerbaycanca:
Elə bir xəbər ki, onun barəsində ixtilafdadırlar.
Süleyman Ateş:
Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.
Diyanet Vakfı:
(İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.
Erhan Aktaş:
Onlar, onun hakkında anlaşmazlık içindeler.
Kral Fahd:
Ayrılığa düştükleri.
Hasan Basri Çantay:
78:2
Muhammed Esed:
üzerinde (hiçbir şekilde) anlaşamadıkları.
Gültekin Onan:
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
Ali Fikri Yavuz:
78:2
Portekizce:
A respeito da qual discordam.
İsveççe:
om vars [innebörd] meningarna går isär.
Farsça:
که همواره درباره آن با یکدیگر اختلاف دارند [که واقع می شود یا نه؟]
Kürtçe:
کە ئەوان تێیدا جیاوازن
Özbekçe:
Шундай хабарки, у(мушрик)лар) унинг ҳақида ихтилоф қиларлар.
Malayca:
Yang mereka (ragu-ragu dan) berselisihan mengenainya.
Arnavutça:
për të cilin ata kanë mendime të ndryshme.
Bulgarca:
за която са в разногласие.
Sırpça:
о којој се они разилазе.
Çekçe:
o níž se mezi sebou přou.
Urduca:
جس کے متعلق یہ مختلف چہ میگوئیاں کرنے میں لگے ہوئے ہیں؟
Tacikçe:
ки дар он ихтилоф мекунанд.
Tatarca:
Кыямәт һәм Коръән хакында дөньядагы кешеләр төрле фикердәләр.
Endonezyaca:
yang mereka perselisihkan tentang ini.
Amharca:
ከዚያ እነርሱ በእርሱ የተለያዩበት ከኾነው፡፡
Tamilce:
அதில் அவர்கள் (தங்களுக்குள்) கருத்து வேறுபாடு கொள்கிறார்கள். (அவர்களில் ஒருவர் மறுமை உண்டு என்றும்; இன்னொருவர் மறுமை இல்லை என்றும் கூறுகிறார்.)
Korece:
그것에 관하여 그들은 의견을달리하나
Vietnamca:
Các nguồn tin mà chúng tranh cãi nhau.
Ayet Linkleri: