Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

76

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

5613

Sayfa No: 

579

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا

Çeviriyazı: 

inne hâẕâ kâne leküm cezâev vekâne sa`yüküm meşkûrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur."

Diyanet İşleri: 

İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer denir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki bu, size bir mükafattır ve çalışmanız, makbuldür.

Şaban Piriş: 

İşte bu, sizin için bir ödüldür. Sizin çalışmanızın karşılığıdır.

Edip Yüksel: 

Bu, ödülünüzdür ve gayretinize teşekkür edilmiştir.

Ali Bulaç: 

Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkur: makbul) görülmüştür.

Suat Yıldırım: 

Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: “İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

76:21

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır.

Bekir Sadak: 

Onlari yaratan, mafsallarini pekistiren Biziz

İbni Kesir: 

İşte bu, sizin işlediklerinize karşılık oldu. Sa´yiniz meşkur olmuştur.

Adem Uğur: 

(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki bu, sizin mükâfatınız oldu. Ve sizin çabalarınız teşekküre lâyık olmuştur (takdir edilmiştir).

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, bu sizin için bir mükâfattır

Tefhim ul Kuran: 

Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafattır. Sizin çaba harcamanız da şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür.

Fransızca: 

Cela sera pour vous une récompense, et votre effort sera reconnu.

İspanyolca: 

«Esto se os ha dado como retribución. Vuestro esfuerzo ha sido agradecido».

İtalyanca: 

In verità questo vi sarà concesso in ricompensa e il vostro sforzo sarà riconosciuto.

Almanca: 

Gewiß, dies ist für euch eine Belohnung. Und euer Bestreben wurde reichlich belohnt.

Çince: 

(将对他们说:)这确是你们的报酬,你们的劳绩是有报酬的。

Hollandaca: 

(Hij zal tot hen zeggen:) Waarlijk, dit is uwe belooning, en uwe pogingen zijn dankbaar aangenomen.

Rusça: 

Таково ваше воздаяние, и ваше усердие отблагодарено.

Somalice: 

Kaasi waa Abaalmarintiinii Falkiiniina wuxuu Noqday mid la Mahadiyay.

Swahilice: 

Hakika haya ni malipo yenu; na juhudi zenu zimekubaliwa.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بۇ سىلەرگە بېرىلگەن مۇكاپاتتۇر، سىلەرنىڭ مېھنىتىڭلار قوبۇل بولدى

Japonca: 

「本当にこれはあなたがたに対する報奨である。あなたがたの努力が受け入られたのである。」(と仰せられよう)。

Arapça (Ürdün): 

«إن هذا» النعيم «كان لكم جزاءً وكان سعيكم مشكورا».

Hintçe: 

ये यक़ीनी तुम्हारे लिए होगा और तुम्हारी (कारगुज़ारियों के) सिले में और तुम्हारी कोशिश क़ाबिले शुक्र गुज़ारी है

Tayca: 

แท้จริงนี่คือ การตอบแทนแก่พวกเจ้า และการบากบั่นของพวกเจ้านั้นเป็นที่ยอมรับด้วยความยินดี

İbranice: 

אכן, זה פרסכם, מאמצכם התקבל והוכר

Hırvatça: 

"To vam je nagrada; vaš trud je dostojan hvale bio!"

Rumence: 

“Toate acestea vă vor fi vouă răsplată a trudei voastre drept mulţumire!”

Transliteration: 

Inna hatha kana lakum jazaan wakana saAAyukum mashkooran

Türkçe: 

İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır.

Sahih International: 

[And it will be said], "Indeed, this is for you a reward, and your effort has been appreciated."

İngilizce: 

Verily this is a Reward for you, and your Endeavour is accepted and recognised.

Azerbaycanca: 

(Onlara belə deyiləcəkdir: ) “Bu sizin (dünyada etdiyiniz yaxşı əməllərə görə) mükafatınızdır. Zəhmətiniz (Allah yanında) məqbuldur (təqdirəlayiqdir)!”

Süleyman Ateş: 

Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir!

Diyanet Vakfı: 

(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükafattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.

Erhan Aktaş: 

Bu sizin ödülünüzdür. Çabalarınız bu karşılığı hak etti.

Kral Fahd: 

(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.

Hasan Basri Çantay: 

(Bütün) bu (ni´metler) şübhe yok ki sizin için bir mükâfatdır. Sa´yimz meşkûr olmuşdur.

Muhammed Esed: 

(Ve onlara:) "Bunlar sizin ödüllerinizdir, çünkü (hayatta iken) yaptığınız işler (Allah´ın) rızasını kazanmıştır!" (denilecek.)

Gültekin Onan: 

Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba harcamanız şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür.

Ali Fikri Yavuz: 

(Cennetliklere şöyle denir): İşte bu, sizin mükâfatınızdır. Ameliniz makbul olmuştur.

Portekizce: 

Sabei que esta será a vossa recompensa, e os vossos esforços serão reconhecidos.

İsveççe: 

[Och en röst skall säga:] "Detta är lönen för era mödor, som [Gud] har sett med välbehag!"

Farsça: 

[به آنان گوید:] یقیناً این [نعمت ها] پاداش شماست و تلاشتان مقبول افتاده است؛

Kürtçe: 

(پێیان دەوترێت) ئەم بەھەشتە پاداشتی ئێوەیە وە ھەموو کۆششێکتان سوپاس کراوە

Özbekçe: 

Албатта, бу сизга мукофот бўлди, ва амалингиз қабул бўлмшдир.

Malayca: 

(Serta dikatakan kepada mereka): "Sesungguhnya (segala pemberian) ini adalah untuk kamu sebagai balasan, dan adalah usaha amal kamu (di dunia dahulu) diterima dan dihargai (oleh Allah)".

Arnavutça: 

(Ju thuhet atyre): “Ky është shpërblimi juaj; përpjekja juaj (në vepra të mira) është e falenderuar.

Bulgarca: 

“Това е награда за вас. Вашето старание заслужи признание.”

Sırpça: 

„То вам је награда; ваш труд је био хвале достојан!“

Çekçe: 

'Toto vše věru je vám dáno za odměnu a z vděčnosti za vaše úsilí.'

Urduca: 

یہ ہے تمہاری جزا اور تمہاری کارگزاری قابل قدر ٹھیری ہے

Tacikçe: 

Ин мукофоти шумост ва аз кӯшишатон шукргузорӣ шудааст.

Tatarca: 

Тәхкыйк бу нигъмәтләр сезгә изге гамәлләрегез өчен бүләктер һәм барча көчегезне сарыф итеп Аллаһ юлында тырышуыгызның хакы ошбу җәннәт нигъмәтләре белән түләнде.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya ini adalah balasan untukmu, dan usahamu adalah disyukuri (diberi balasan).

Amharca: 

«ይህ በእርግጥ ለእናንተ ዋጋ ኾነ፡፡ ሥራችሁም ምስጉን ኾነ፤» (ይባላሉ)፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இவை (அனைத்தும்) உங்களுக்கு (-நீங்கள் செய்த நன்மைகளுக்கு) கூலியாக இருக்கும். உங்கள் (-சொர்க்கத்தைப் பெறுவதற்காக நீங்கள் செய்த) உழைப்பு நன்றி அறியப்பட்டதாக (பாராட்டுக்குரியதாக, நற்கூலிகளுக்கு தகுந்ததாக) இருக்கும்.

Korece: 

실로 이것이 너희를 위한 보 상으로 너희의 노력은 이처럼 보 상되니라

Vietnamca: 

(Họ sẽ được bảo): “Đây là phần thưởng cho các ngươi. Quả thật, sự cố gắng của các ngươi đã được đền đáp.”