Arapça:
قَوَارِيرَ مِن فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا
Çeviriyazı:
ḳavârîrae min fiḍḍatin ḳadderûhâ taḳdîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gümüşten öyle kadehler ki onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.
Diyanet İşleri:
Billurları gümüş gibi parlaktır, onları ölçüp ölçüp dağıtırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öylesine sırça ki incecik gümüşten ve hepsini de içecekleri miktara, susuzluklarına göre ölçmüşlerdir adeta.
Şaban Piriş:
Gümüşten billurlar... Onlar (içenlere göre) miktarlarını belirler.
Edip Yüksel:
Gümüşten yapılmış şeffaf bardaklar... Onları tam olarak haketmişlerdir.
Ali Bulaç:
Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tespit etmişlerdir.
Suat Yıldırım:
Etraflarında hizmet edenler gümüş kaplar, billur kâseler, gümüşî parlaklıkta billur kupalarla dolaşır, onlara ikram ederler.Cennetlikler içeceklerini kendi iştahları ölçüsünce tayin ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Gümüşten billûrlardır, onları muayyen miktarlarda takdir etmişlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gümüşten kupalar ki, tam diledikleri ölçüde belirlemişlerdir onları.
Bekir Sadak:
«ste bu sizin islediklerinizin karsiligidir, calismalariniz sukre deger» denir. *
İbni Kesir:
Billurları gümüş gibi parlaktır. Mikdarını onlar takdir etmiştir.
Adem Uğur:
Gümüşten öyle kadehler ki onları istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmişlerdir.
İskender Ali Mihr:
Gümüşten kadehler ki onların miktarını belirlemişlerdir.
Celal Yıldırım:
Gümüşten (işlemeli) billurları belli ölçülere göre takdîr etmişlerdir.
Tefhim ul Kuran:
Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tesbit etmişlerdir.
Fransızca:
en cristal d'argent, dont le contenu a été savamment dosé.
İspanyolca:
de un cristal de plata, de medidas determinadas.
İtalyanca:
di cristallo e d'argento, convenientemente riempite.
Almanca:
Gläserne aus Silber, die sie richtig schätzten.
Çince:
晶莹如玻璃的银杯,他们预定每杯的容量。
Hollandaca:
De flesschen zullen flesschen van zilver zijn (blinkend als glas); zij zullen de maat daarvan bepalen.
Rusça:
хрусталя серебряного, соразмерных размеров.
Somalice:
Quruuradahaas oo fidla ah si fiicanna u Qiyaasan.
Swahilice:
Vya fedha safi kama kiyoo, wamevipima kwa vipimo.
Uygurca:
ئۇلارغا (تاماق قاچىلانغان) كۈمۈش تەخسىلەر، (مەي تولدۇرۇلغان) كۈمۈشتىن ياسالغان (شىشىدەك سۈزۈك) جاملار ئايلاندۇرۇپ سۇنۇلۇپ تۇرىدۇ، (ساقىيلار، ئۇلارنىڭ ئېھتىياجىغا قاراپ) لايىق ئۆلچەيدۇ (يەنى ئىچكۈچىلەرنىڭ ئېھتىياجىدىن ئېشىپمۇ قالمايدۇ، كېمىيىپمۇ قالمايدۇ
Japonca:
ガラス(の杯と見えたの)は銀で造られていて,かれらは好みの量をそれに満たす。
Arapça (Ürdün):
«قوارير من فضة» أي أنها من فضة يرى باطنها من ظاهرها كالزجاج «قدروها» أي الطائفون «تقديرا» على قدر ريِّ الشاربين من غير زيادة ولا نقص وذلك ألذ الشراب.
Hintçe:
और शीशे भी (काँच के नहीं) चाँदी के जो ठीक अन्दाज़े के मुताबिक बनाए गए हैं
Tayca:
แก้วที่ทำด้วยเงินโดยพวกเขาจะเติมมันตามสัดส่วนที่พวกเขาต้องการ
İbranice:
הם כלי כסף במידות מדודות
Hırvatça:
od srebra prozirnog napravljene, čiju će veličinu prema željama njihovim odrediti.
Rumence:
de cleştar şi de argint, umplute cu măsură.
Transliteration:
Qawareera min fiddatin qaddarooha taqdeeran
Türkçe:
Gümüşten kupalar ki, tam diledikleri ölçüde belirlemişlerdir onları.
Sahih International:
Clear glasses [made] from silver of which they have determined the measure.
İngilizce:
Crystal-clear, made of silver: they will determine the measure thereof (according to their wishes).
Azerbaycanca:
Gümüşdən olan (çox şəffaf olduğu üçün bayırından içərisi görünən) elə billur (qədəhlərlə) ki, (xidmətçilər) onları (sahiblərinə) münasib ölçüdə etmişlər.
Süleyman Ateş:
Öyle gümüş kadehler ki onları istedikleri ölçüde takdir etmişlerdir (istedikleri kadar içki alırlar).
Diyanet Vakfı:
Gümüşten öyle kadehler ki onları istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmişlerdir.
Erhan Aktaş:
Miktarını kendilerinin belirledikleri gümüşten billur kadehler,
Kral Fahd:
gümüş beyazlığında ölçüsünce tayin ve takdir ederler.
Hasan Basri Çantay:
(Evet) gümüşden (yaratılmış) billurlar ki mıkdarını (sâkıyler) ta´yin etmişlerdir.
Muhammed Esed:
-kristal benzeri, (ama) gümüşten- ve hacimlerini yalnız kendileri tesbit edecek.
Gültekin Onan:
Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tesbit etmişlerdir.
Ali Fikri Yavuz:
Gümüşten billûrlar ki, (ehli cennet) onları türlü türlü biçime koymuşlardır.
Portekizce:
Feitos de prata, semelhantes a cristal, que lhe serão fornecidos em abundância.
İsveççe:
som [om de hade varit] av kristall [fastän de är] av silver; och de bestämmer [själva] hur mycket [som skall sättas för dem].
Farsça:
جام هایی از نقره که آنها را به اندازه مناسب اندازه گیری کرده اند،
Kürtçe:
شووشە لە زیو بە ئەندازەی پێویست ئامادەکراون
Özbekçe:
Биллурлар, кумушсиймон, (соқийлар) ўлчовини келтирар.
Malayca:
(Keadaannya laksana) kaca, (sedang ia) dari perak; pelayan-pelayan itu menentukan kadar isinya sekadar yang cukup betul dengan kehendak penggunanya.
Arnavutça:
të tejdukshme, nga argjendi, madhësinë e të cilave (do ta zgjedhin) sipas dëshirës.
Bulgarca:
от сребърен кристал. Ще им се отмерва с мярка.
Sırpça:
Биће услуживани из сребрених посуда и чаша које ће да буду прозирне,
Çekçe:
z křišťálu stříbrného, mírou vhodnou naplněné.
Urduca:
شیشے بھی وہ جو چاندی کی قسم کے ہونگے، اور ان کو (منتظمین جنت نے) ٹھیک اندازے کے مطابق بھرا ہوگا
Tacikçe:
Кӯзаҳое аз нуқра, ки онҳоро ба андоза пур кардаанд.
Tatarca:
Ул савытлар көмешләнгән бәллүрдәндер, җәннәт хезмәтчеләре ул савытлар белән эчемлекне кирәк кадәр генә бирерләр.
Endonezyaca:
(yaitu) kaca-kaca (yang terbuat) dari perak yang telah diukur mereka dengan sebaik-baiknya.
Amharca:
መለካትን የለኳቸው በኾኑ የብር ብርጭቆዎች (ይዝዞርባቸዋል)፡፡
Tamilce:
அவை வெள்ளி கலந்த கண்ணாடிகளாகும். அவற்றை (-அவற்றின் அளவையும் அழகையும்) அவர்கள் (-சொர்க்கவாசிகளுக்கு பானம் புகட்டுகின்ற பணியாளர்கள்) துல்லியமாக நிர்ணயிப்பார்கள்.
Korece:
그들은 수정같은 맑은 은잔 에 좋을 만큼 따라 마시더라
Vietnamca:
Có những chiếc cốc bằng bạc nhưng trong suốt như pha lê; chúng được định lượng thức uống vừa đủ (như họ muốn).
Ayet Linkleri: