Arapça:
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ
Çeviriyazı:
ŝümme kâne `aleḳaten feḫaleḳa fesevvâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi.
Diyanet İşleri:
Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra bir kan pıhtısı oldu da onu yarattı, azasını düzüp koştu.
Şaban Piriş:
Sonra “alaka” olmuş, Allah, onu yaratmış ve düzenlemişti.
Edip Yüksel:
Ve bir embriyoya dönüştükten sonra O yaratıp biçim verdi?
Ali Bulaç:
Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'
Suat Yıldırım:
Sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücre oldu da, Rabbi onu yaratıp düzenledi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
75:37
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı.
Bekir Sadak:
Dogrusu, inkarcilar icin zincirler, demir halkalar ve cilgin alevli cehennem hazirladik.
İbni Kesir:
Sonra kan pıhtısı olmuş
Adem Uğur:
Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
İskender Ali Mihr:
Sonra bir embriyo (cenin) oldu. Bundan sonra (Allah) onu halketti (yarattı), daha sonra da dizayn etti (düzenledi).
Celal Yıldırım:
Sonra kan pıhtısı oldu derken Allah, onu yaratıp biçimlendirerek düzene koydu.
Tefhim ul Kuran:
Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir ´düzen içinde biçim verdi.´
Fransızca:
Et ensuite une adhérence Puis [Allah] l'a créée et formée harmonieusement;
İspanyolca:
y, luego, un coágulo de sangre? Él lo creó y le dio forma armoniosa.
İtalyanca:
quindi un'aderenza, poi [Allah] lo creò e gli diede forma armoniosa;
Almanca:
dann war er eine 'Alaqa , dann gab ER (ihm) die Schöpfung, dann machte ER (ihn) gut,
Çince:
然后,他变成血块,而真主加以创造他,使之成为肢体完全的人吗?
Hollandaca:
Later was hij een weinig gestold bloed; en God vormde hem in eene juiste evenredigheid.
Rusça:
Потом он превратился в сгусток крови, после чего Он создал его и придал ему соразмерный облик.
Somalice:
Markaas Noqoto xinjir oo Eebe Abuuro Ekeeyana.
Swahilice:
Kisha akawa kidonge cha damu, tena Mwenyezi Mungu akamuumba na akamtengeneza vilivyo.
Uygurca:
ئاندىن ئۇ لەختە قان بولدى، ئاندىن اﷲ ئۇنى چىرايلىق شەكىلدە ياراتتى
Japonca:
それから一塊の血となり,更にアッラーが,(均整に)形作り,
Arapça (Ürdün):
«ثم كان» المني «علقة فخلق» الله منها الإنسان «فسوى» عدل أعضاءه.
Hintçe:
फिर लोथड़ा हुआ फिर ख़ुदा ने उसे बनाया
Tayca:
แล้วเขาได้เป็นก้อนเลือดก้อนหนึ่งแล้วพระองค์ทรงบังเกิดแล้วก็ทรงทำให้ได้สัดส่วนสมบูรณ์
İbranice:
ואחר כך היה דם מעובה, וכך ברא אותו ועיצבו
Hırvatça:
zatim zakvačak kome On onda razmjer odredi i skladnim mu lik učini,
Rumence:
iar apoi un cheag de sânge? Dumnezeu l-a creat şi l-a cizelat,
Transliteration:
Thumma kana AAalaqatan fakhalaqa fasawwa
Türkçe:
Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı.
Sahih International:
Then he was a clinging clot, and [Allah] created [his form] and proportioned [him]
İngilizce:
Then did he become a leech-like clot; then did (Allah) make and fashion (him) in due proportion.
Azerbaycanca:
Sonra laxtalanmış qan oldu və (Allah) onu yaradıb surət verdi (insan şəklinə saldı).
Süleyman Ateş:
Sonra alaka (rahme asılan embriyo) oldu da (Rabbi onu) yarattı, düzenledi.
Diyanet Vakfı:
Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
Erhan Aktaş:
Sonra bir “alaka1” oldu. Derken onu yarattı ve ona biçim verdi.
Kral Fahd:
Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
Hasan Basri Çantay:
Sonra o (menî) bir kan pıhtısı olmuş, derken (Allah, onu) insan biçimine koyub yaratmış, (uzuvlarını) düzenlemişdir.
Muhammed Esed:
ve sonra döllenmiş hücre; bu safhada Allah (onu) yaratmış ve olması gerektiği gibi şekil vermişti,
Gültekin Onan:
Sonra bir alak oldu, derken (Tanrı, onu) yarattı ve bir ´düzen içinde biçim verdi´.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra meniden bir kan pıhtısı olmuş da, Allah onu yarattı, derken (insan) biçimine koydu.
Portekizce:
Que logo se converteu em algo que se agarra, do qual Deus o criou, aperfeiçoando-lhes as formas.
İsveççe:
och blev därefter en grodd som satte sig fast - och som Han sedan skapade och formade [till människa i enlighet med den uppgift som skulle bli hennes]
Farsça:
سپس علقه شد و خدا او را آفرید و اندامش را درست و نیکو ساخت،
Kürtçe:
لە پاشان بوو بە پارچە خوێنێك، ئەمجا دروستیكرد وڕێکی خست
Özbekçe:
Сўнг алақа бўлди. Бас бекаму-кўст этиб яратди.
Malayca:
Kemudian air mani itu menjadi sebuku darah beku, sesudah itu Tuhan menciptakannya, dan menyempurnakan kejadiannya (sebagai manusia)?
Arnavutça:
pastaj u bë gjak i doçkuar, nga i cili, Ai (Perëndia), e ka krijuar dhe e ka formur të plotë.
Bulgarca:
После бе съсирек, а Той го сътвори и осъразмери.
Sırpça:
затим заквачак коме Он онда размер одреди и складним му лик учини,
Çekçe:
Potom se kapkou přilnavou stal a Bůh jej stvořil a vyrovnal
Urduca:
پھر وہ ایک لوتھڑا بنا، پھر اللہ نے اس کا جسم بنایا اور اس کے اعضا درست کیے
Tacikçe:
Сипас лахтае хун? Он гоҳ ба андоми дурусташ биёфарид.
Tatarca:
Моның ашында оешкан кан булды, Аллаһ аны халык кылып кеше сыйфатына китерде.
Endonezyaca:
kemudian mani itu menjadi segumpal darah, lalu Allah menciptakannya, dan menyempurnakannya,
Amharca:
ከዚያም የረጋ ደም ኾነ (አላህ ሰው አድርጎ) ፈጠረውም፡፡ አስተካከለውም፡፡
Tamilce:
பிறகு, (அந்த மனிதன்) கருவாக (இரத்தக்கட்டியாக) இருந்தான். ஆக, (அவனை இறைவன்) படைத்தான். இன்னும், (அவனை முழு மனிதனாக பார்ப்பவனாக செவியுறுபவனாக பேசுபவனாக) சரிப்படுத்தினான்.
Korece:
그리하여 응혈이 되매 그분 은 그를 완전한 형상으로 지으시 고
Vietnamca:
Sau đó là một hòn máu đặc, rồi (Allah) tạo ra (hình dạng của y) và cân đối (hình hài cho y).
Ayet Linkleri: