Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

72

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

5466

Sayfa No: 

573

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا

Çeviriyazı: 

veennehû lemmâ ḳâme `abdü-llâhi yed`ûhü kâdû yekûnûne `aleyhi libedâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kılmak için kalkınca, nerdeyse, çevresinde keçeleşirler, birbirlerine girerlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki Allah'ın kulu, ona çağırmaya kalktı mı cinler, öylesine toplanıyorlardı etrafına ki neredeyse birbirlerini ezeceklerdi.

Şaban Piriş: 

Nitekim Allah’ın kulu, ona dua/ibadet için ayağa kalktığında (Kur'an dinlemek için) az kalsın üzerine toplanıp doluşurlardı.

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın kulu kalkıp sadece O'na çağırdığında ona karşı nerdeyse hepsi bir bütün oldular.

Ali Bulaç: 

Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

Suat Yıldırım: 

Ne tuhaftır ki, işi tam tersine çevirip, Allah'ın has kulu, bir olan Allah’a ibadete kalkınca, başına öyle bir üşüştüler ki nerdeyse birbirlerini çiğneyeceklerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve muhakkak ki, Allah´ın kulu vaktâ ki kalktı, O´na dua eder oldu, az kaldı ki, onun üzerine toplaşmış cemaatler oluversinler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın kulu kalkmış O'na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.

Bekir Sadak: 

De ki: Size soz verilen yakin midir, yoksa Rabbim onu uzun sureli mi kilmistir ben bilmem.»

İbni Kesir: 

Doğrusu Allah´ın kulu, kalkıp O´na yalvarınca

Adem Uğur: 

Allah´ın kulu, O´na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki O

Celal Yıldırım: 

Doğrusu Allah´ın kulu (Muhammed), O´na duâ ve ibâdet etmek için kalkınca, onlar (inkarcı müşrikler) neredeyse üzerine çullanıyorlardı.

Tefhim ul Kuran: 

Şu bir gerçek ki, Allah´ın kulu (olan Muhammed,) O´na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

Fransızca: 

Et quand le serviteur d'Allah s'est mis debout pour L'invoquer, ils faillirent se ruer en masse sur lui. .

İspanyolca: 

Y: 'Cuando el siervo de Alá se levantó para invocarle, poco les faltó para, en masa, arremeter contra él'».

İtalyanca: 

Quando il servo di Allah si levò per invocarLo, poco mancò che lo stringessero [fino a soffocarlo]!».

Almanca: 

"Und gewiß, als ALLAHs Diener aufstand, an Ihn Bittgebete zu richten, beinahe wären sie ihn Niederdrückende."

Çince: 

当真主的仆人起来祈祷的时候,他们几乎群起而攻之。

Hollandaca: 

Toen Gods dienaar opstond om hem aan te roepen, had het weinig gescheeld, of de geniussen hadden hem doodgedrongen, om hem den Koran te hooren opzeggen.

Rusça: 

Когда раб Аллаха встал, обращаясь с мольбой к Нему, они столпились вокруг него (джинны столпились вокруг Пророка, чтобы послушать Коран, или неверующие ополчились против него, чтобы помешать ему).

Somalice: 

Markuu istaagay Addoonkii Eebe (Nabigu) isagoo Caabudi Eebe waxay Jinnigu u dhawaadeen inay korkiisa is dulfuulan.

Swahilice: 

Na hakika Mja wa Mwenyezi Mungu alipo simama kumwomba, wao walikuwa karibu kumzonga!

Uygurca: 

اﷲ نىڭ بەندىسى (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالام) اﷲ قا ئىبادەت قىلىشقا تۇرغاندا، (قۇرئان تىڭشاش ئۈچۈن) جىنلار (ئولىشىپ) ئۇنى بېسىۋىلىشقا تاس قالىدۇ

Japonca: 

アッラーのしもべ(ムハンマド)が,かれに祈るために立った時,かれら(マッカの多神教徒)はどっと押し寄せんばかりに,かれを取り巻いた。

Arapça (Ürdün): 

«وأنه» بالفتح والكسر استئنافا والضمير للشأن «لما قام عبد الله» محمد النبي صلى الله عليه وسلم «يدعوه» يعبده ببطن نخل «كادوا» أي الجن المستمعون لقراءته «يكونون عليه لبدا» بكسر اللام وضمها جمع لبدة كاللبد في ركوب بعضهم بعضا ازدحاما حرصا على سماع القرآن.

Hintçe: 

और ये कि जब उसका बन्दा (मोहम्मद) उसकी इबादत को खड़ा होता है तो लोग उसके गिर्द हुजूम करके गिर पड़ते हैं

Tayca: 

และว่าแท้จริงเมื่อบ่าวของอัลลอฮฺ (มุฮัมมัด) ยืนขึ้นกล่าววิงวอนขอต่อพระองค์พวกเขา (ญิน) ก็ได้ห้อมล้อมเขาอย่างหนาแน่น

İbranice: 

כאשר קם עבד אלוהים ופנה אל ריבונו בתפילה, כמעט שרמסו זה את זה בהצטופפם סביב לו

Hırvatça: 

A kada je Allahov rob ustao zazivajući Ga, oni su se skoro svi na njega u gomilama okomili.

Rumence: 

Când robul lui Dumnezeu s-a ridicat pentru a-i chema, era cât pe-aici să se îngrămădească pe el.’”

Transliteration: 

Waannahu lamma qama AAabdu Allahi yadAAoohu kadoo yakoonoona AAalayhi libadan

Türkçe: 

Allah'ın kulu kalkmış O'na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.

Sahih International: 

And that when the Servant of Allah stood up supplicating Him, they almost became about him a compacted mass."

İngilizce: 

Yet when the Devotee of Allah stands forth to invoke Him, they just make round him a dense crowd.

Azerbaycanca: 

Allahın bəndəsi (Muhəmməd əleyhissəlam) Ona ibadət etmək (namaz qılmaq) üçün qalxdıqda (cinlər) az qalmışdı ki, onun ətrafında keçə kimi bir-birinə keçsinlər (izdihamın çoxluğundan bir-birinin üstünə minsinlər).

Süleyman Ateş: 

Allah'ın kulu kalkıp O'na yalvarınca (hayretten, hepsi) onun üzerine üşüşüp nerdeyse keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

Erhan Aktaş: 

O Allah’ın kulu,(1) O’na çağrıda bulunmaya kalktığı zaman, neredeyse çevresinde keçe gibi oluyorlardı.(2)

Kral Fahd: 

Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

Hasan Basri Çantay: 

(Bana) şu hakıykat de (vahyedilmişdir:) Allahın kulu Ona ibâdet için (namaza) kalkdığı zaman nerdeyse onlar, etrafında keçeler (gibi dertop) oluyorlardı.

Muhammed Esed: 

Ama ne zaman Allah´ın bir kulu O´na ibadet etmek için ayağa kalksa, o (hakikati inkar ede)nler hep birlikte etrafını telaşla kuşatırlardı.

Gültekin Onan: 

Şu bir gerçek ki, Tanrı´nın kulu (olan Muhammed), O´na dua için kalktığında, onlar (müşrikler) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Şu gerçek de var: Allah’ın kulu (Hz. Peygamber), kalkmış O’na ibadet ederken, nerde ise cinler (Kur’an’ı dinleyelim diye peygamberin) etrafında üstüste yığılıyorlardı.

Portekizce: 

E quando o servo de Deus se levantou para invocá-Lo (em oração), aglomeraram-se em tomo dele.

İsveççe: 

Men när Guds tjänare reser sig för att anropa Honom tränger massorna på [som om de ville övermanna honom].

Farsça: 

و اینکه هنگامی که بنده خدا [محمّد] برمی خاست تا خدا را عبادت کند [از جنیان به اندازه ای به سویش هجوم می بردند که] نزدیک بود جمعیت انبوه و متراکمی بر سر او بریزد،

Kürtçe: 

وە بەندەی خوا (موحەممەد ﷺ) کاتێك کە ھەستا لە خوا بپاڕێتەوە (و بیپەرستێت)، (بێ بڕواکانی مەککە) نزیك بوو دابارن بە سەریدا

Özbekçe: 

Ва, албатта, Аллоҳнинг бандаси Унга ибодат қилиб турганда улар унинг атрофида от ёлидек тўпланиб, босиб юборай дейишди. (Бу оятда жинларнинг Пайғамбар алайҳиссалом ҳузурларига иккинчи бор келиб Қуръон эшитганлари пайти тасвирланяпти.)

Malayca: 

"Dan bahawa sesungguhnya, ketika hamba Allah (Nabi Muhammad) berdiri mengerjakan ibadat kepadaNya, mereka hampir-hampir menindih satu sama lain mengerumuninya".

Arnavutça: 

E, kur adhuruesi i Perëndisë (Muhammedi), u ngrit t’i lutet Atij, ata (xhindët) u tubuan rreth tij si të ishin shtëllungë leshi.

Bulgarca: 

Когато рабът на Аллах [Мухаммад] се изправи да Го позове, те едва не се струпаха около него на пълчища.

Sırpça: 

А када је Аллахов слуга устао да Му се помоли, они су се скоро сви на њега у гомилама окомили.

Çekçe: 

A když povstal služebník Boží, vzývaje Jej, tu div se proti němu nezvedli v hustém zástupu.

Urduca: 

اور یہ کہ جب اللہ کا بندہ اُس کو پکارنے کے لئے کھڑا ہوا تو لوگ اُس پر ٹوٹ پڑنے کے لئے تیار ہو گئے

Tacikçe: 

Чун бандаи Худо барои парастиши Ӯ бар пой истод, гирли ӯро гирифтанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк ул Аллаһ колы Мухәммәд г-м аулакта намазга торып, кычкырып Коръән укыганда, Коръән тыңлау өчен аның янына килеп җеннәр бер-берсенең өстенә өелә яздылар.

Endonezyaca: 

Dan bahwasanya tatkala hamba Allah (Muhammad) berdiri menyembah-Nya (mengerjakan ibadat), hampir saja jin-jin itu desak mendesak mengerumuninya.

Amharca: 

እነሆም የአላህ ባሪያ (ሙሐመድ አላህን) የሚጠራው ኾኖ በተነሳ ጊዜ (ጋኔኖች) በእርሱ ላይ ድርብርቦች ሊኾኑ ቀረቡ (ማለትም)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக விஷயமாவது, அல்லாஹ்வின் அடியார் (முஹம்மத்) அவனை வணங்குவதற்காக நின்றபோது அவர்கள் (-அரேபியர்கள்) எல்லோரும் ஒன்று சேர்ந்து அவருக்கு எதிராக ஆகிவிட முயற்சித்தனர்.

Korece: 

하나님의 종이 일어나 그분께 경배하니 그들이 떼를지어 그 를 둘러 싸더라

Vietnamca: 

Và khi người bề tôi của Allah (Thiên Sứ Muhammad) đứng cầu nguyện Ngài, chúng (Jinn) xúm nhau đến thành một đám đông (để nghe Y đọc Qur’an).

Rubu tag: 

Hizb tag: