Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

72

Sûredeki Ayet No: 

11

Ayet No: 

5458

Sayfa No: 

572

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَ ۖ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا

Çeviriyazı: 

veennâ minne-ṣṣâliḥûne veminnâ dûne ẕâlik. künnâ ṭarâiḳa ḳidedâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz, türlü türlü yolda olan topluluklardık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve gerçekten bizden temiz kişiler de vardı, içimizde, böyle olmayanlar da vardı; ayrıayrı yollar tutmuştuk.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz bizden salih olanlar da vardır ve bizden böyle (salih) olmayanlar da. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız

Edip Yüksel: 

Aramızda erdemliler de var, bunun aşağısında olanlar da var; biz çeşitli tarikatlara(yollara) ayrıldık.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz.

Suat Yıldırım: 

“Bizden iyi kimseler olduğu gibi, iyi olmayanlar da var. Biz türlü türlü yollar tutmuşuz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve şüphe yok ki bizden sâlih kimseler vardır ve bizden onun dûnunda olanlar da vardır. Biz müteferrik cemaatler olmuşuzdur.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şu da bir gerçek ki, bizden hayra yönelenler/barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz.

Bekir Sadak: 

72:16

İbni Kesir: 

Gerçekten aramızda salihler de vardır ve bundan aşağı olanlar da. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız.

Adem Uğur: 

Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.

İskender Ali Mihr: 

Ve gerçekten biz, bir kısmımız salihleriz ve bizden bir kısmımız bunun dışında. Biz ayrı ayrı yollarda (olan topluluklar) olduk.

Celal Yıldırım: 

Ve doğrusu bizden iyi-yararlı kişiler de var ve onların ötesinde alçaklar da vardır. Bizler ayrı ayrı yollar tutmuşuzdur.

Tefhim ul Kuran: 

«Gerçek şu ki, bizden salih olanlar da vardır ve bizden bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz.»

Fransızca: 

Il y a parmi nous des vertueux et [d'autre] qui le sont moins : nous étions divisés en différentes sectes.

İspanyolca: 

Y: 'Entre nosotros hay unos que son justos y otros que no. Seguimos doctrinas diferentes'.

İtalyanca: 

Tra noi ci sono dei giusti e altri che non lo sono: siamo in diverse sette.

Almanca: 

"Und gewiß, unter uns sind die gottgefällig Guttuenden und unter uns sind manche unter diesem (Niveau), wir gehörten verschiedenen Konfessionen an."

Çince: 

我们中有善良的,有次於善良的,我们是分为许多派别的。

Hollandaca: 

Er zijn sommigen onder ons, die rechtschapen zijn, en er zijn sommigen onder ons, die anders zijn; wij zijn in verschillende soorten verdeeld.

Rusça: 

Среди нас есть праведные и те, которые ниже этого. Мы были разрозненными группами.

Somalice: 

Waxaa naga mid ah kuwo suuban iyo kuwo kaleba, waxaan nahay kooxa kala duwan.

Swahilice: 

Na hakika katika sisi wamo walio wema, na wengine wetu ni kinyume na hivyo. Tumekuwa njia mbali mbali.

Uygurca: 

بىزنىڭ ئىچىمىزدە ياخشىلارمۇ ۋە ئۇنىڭدىن تۆۋەن تۇرىدىغانلارمۇ بار، بىز تۈرلۈك يوللارغا بۆلۈندۇق

Japonca: 

わたしたちの中には,正しい者もいるが,そうではない者もいて,様々な道に従っている。

Arapça (Ürdün): 

«وأنا منا الصالحون» بعد استماع القرآن «ومنا دون ذلك» أي قوم غير صالحين «كنا طرائق قددا» فرقا مختلفين مسلمين وكافرين.

Hintçe: 

और ये कि हममें से कुछ लोग तो नेकोकार हैं और कुछ लोग और तरह के हम लोगों के भी तो कई तरह के फिरकें हैं

Tayca: 

และแท้จริงในหมู่พวกเรานั้นมีคนดีและในหมู่พวกเราก็มีคนอื่นจากนั้น พวกเราอยู่ในแนวทางที่แตกต่างกัน

İbranice: 

גם בינינו יש ישרים, ויש גם כאלה שאינם ישרים, וכבר שוסעו דרכינו

Hırvatça: 

A među nama ima i dobrih i onih koji to nisu, ima nas vrsta različitih;

Rumence: 

Unii dintre noi sunt drepţi, alţii nu sunt şi căi felurite urmăm.

Transliteration: 

Waanna minna alssalihoona waminna doona thalika kunna taraiqa qidadan

Türkçe: 

"Şu da bir gerçek ki, bizden hayra yönelenler/barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz."

Sahih International: 

And among us are the righteous, and among us are [others] not so; we were [of] divided ways.

İngilizce: 

There are among us some that are righteous, and some the contrary: we follow divergent paths.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, aramızda əməlisaleh olanlar da var, olmayanlar da. Biz müxtəlif firqələrə (məzhəblərə) ayrılmışıq.

Süleyman Ateş: 

Bize gelince, bizden iyiler de var ve bizden başka türlü olan da var. Biz çeşitli yollara ayrıldık.

Diyanet Vakfı: 

Gerçekten biz, -kimimiz salih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.

Erhan Aktaş: 

“Doğrusu bir kısmımız sâlihlerdeniz, bir kısmımız da bunun dışındadır. Biz, ayrı ayrı yollar tuttuk.”

Kral Fahd: 

Gerçekten biz, kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere türlü türlü yollar tutmuştuk.

Hasan Basri Çantay: 

«Hakıykaten biz, kimimiz salâha ermiş (iyi kişi) leriz, kimimiz ise bunlardan aşağıdır. Çeşid çeşid yollar (a saahib) olmuşuz».

Muhammed Esed: 

tıpkı, içimizden bazıları (nasıl) dürüst ve erdemli olurken bazılarımızın da bunun (çok çok) aşağısında kaldı(ğını bilmediğimiz gibi). Biz her zaman birbirinden çok farklı yollar/yöntemler izledik.

Gültekin Onan: 

72:10

Ali Fikri Yavuz: 

Doğrusu, biz cinlerin içinde, mümin olanlar da var, içimizden bundan aşağı (kâfirler) olan da var. (Allah’a iman etmezden önce) çeşit çeşit mezheplere ayrılmış idik.

Portekizce: 

E, entre nós (os gênios), há virtuosos e há também os que não o são, porque seguimos diferentes caminhos.

İsveççe: 

Bland oss finns de som vill göra det rätta och andra som har mindre intresse för det rätta; ja, vi har alltid varit delade i olika grupper.

Farsça: 

واینکه از ما برخی شایسته وبرخی غیر شایسته اند، [و] ما بر مذاهب گوناگون ومتفاوتی هستیم،

Kürtçe: 

وە بێگومان ئێمە ھەندێکمان چاکین وە ھەندێکمان لەوە کەمتر، ئێمە جاران خاوەنی ڕێبازی زۆر بووین

Özbekçe: 

Ва, албатта, биздан солиҳлар ҳам ва бошқалар ҳам бор. Турли гуруҳлар бўлган эдик.

Malayca: 

`Dan bahawa sesungguhnya (memang maklum) ada di antara kita golongan yang baik keadaannya, dan ada di antara kita yang lain dari itu; kita masing-masing adalah menurut jalan dan cara yang berlainan.

Arnavutça: 

e midis nesh ka të mirë dhe ka që nuk janë të mirë, ka prej nesh kategori të ndryshme, (grupe të përçara);

Bulgarca: 

Сред нас има правдиви, сред нас има и други освен това. Следваме различни пътища.

Sırpça: 

А међу нама има и добрих и оних који то нису, има нас врста различитих;

Çekçe: 

Mezi námi jsou věru bezúhonní a jsou mezi námi zajisté i jiní než takoví, my na sekty jsme rozděleni.

Urduca: 

اور یہ کہ "ہم میں سے کچھ لوگ صالح ہیں اور کچھ اس سے فروتر ہیں، ہم مختلف طریقوں میں بٹے ہوئے ہیں"

Tacikçe: 

Баъзе аз мо солеҳанд ва баъзе ҷуз он ва мо фирқаҳое гуногунем.

Tatarca: 

Дәхи бездән, әлбәттә, яхшылар да бар вә бездә яхшылардан башка явызлар да бар, без, әлбәттә, төрле юлда булдык.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya di antara kami ada orang-orang yang saleh dan di antara kami ada (pula) yang tidak demikian halnya. Adalah kami menempuh jalan yang berbeda-beda.

Amharca: 

‹እኛም ከእኛ ውስጥ ደጎች አልሉ፡፡ ከኛም ከዚህ ሌላ የኾኑ አልሉ፡፡ የተለያዩ መንገዶች (ባለ ቤቶች) ነበርን፡፡

Tamilce: 

இன்னும் நிச்சயமாக எங்களில் நல்லவர்களும் உள்ளனர். இன்னும், எங்களில் அவர்கள் அல்லாத மற்ற (தீய)வர்களும் உள்ளனர். நாங்கள் பலதரப்பட்ட பிரிவுகளாக இருந்தோம்.

Korece: 

우리 중에는 의로운 자들이있고 의롭지 못한 자들이 있어 우리는 다른 길을 따르고 있노라

Vietnamca: 

“Thật vậy, trong chúng ta có những kẻ đức hạnh và cũng có những kẻ không như vậy. Chúng ta đã đi theo những con đường khác nhau.”

Rubu tag: 

Hizb tag: